Unzur keyfe darabû leke-l-emśâle fedallû felâ yestatî’ûne sebîlâ(n)
Bak da gör, senin için ne çeşit örnekler getirdi onlar da saptılar doğru yoldan ve artık gerçeğe varmak için hiçbir yol bulamaz onlar.
(Ey Nebim!) Hele bir bak; Senin için nasıl (bahaneler üretip geçersiz) örnekler getirdiler de böylece (Hakk’tan) sapıtıp gittiler. Artık onlar bir daha (hidayet ve Hakk) yolu bulamayacak haldedirler.
Ey Rasûl! Seni benzettikleri şeye bak! Zaten onlar, bir kere yoldan çıkmış bulunuyorlar ve bir daha da doğru yolu bulamayacaklar.
Yâ Muhammed, seninle ilgili yaptıkları benzetmelere ibret nazarıyla bak. Bu yüzden onlar hak yoldan uzaklaşarak, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih ettiler. Senin peygamberliğine dil uzatacak, eksik gedik bir tarafını da bulamıyorlar.
Bak senin için nasıl örnekler verdiler de böylece saptılar. Onlar artık hiçbir yol bulamazlar.
Bir bak; senin için nasıl örnekler verdiler de böylece saptılar. Artık onlar hiç bir yol bulamazlar.
(Ey Rasûlüm) bak, senin hakkında ne temsiller yaptılar da haktan saptılar; artık hiç bir yol bulamazlar.
İşte bak! Senin için nasıl benzetmeler yaptılar, sapıttılar, çıkış yolunu da bulamıyorlar.
“Ey Peygamber! Bak, nasıl böyle örnekler verip sapıttılar. Artık onlar hiçbir çıkış yolu bulamazlar.”
Bak senin hakkına neler diyorlar? Sapıtmışlardır, artık bir yol bulamazlar !
(Ey Resul!) Senin hakkında nasıl misaller getirdiler de doğru yoldan saptılar. Artık onlar, (inatları ve eylemleri yüzünden doğru) yolu bulamazlar! ,
Bak senin hakkında neler söylüyorlar, dalâlete sapmışlar hidâyete yol bulamazlar.
Sana nasıl misaller getirdiklerine bir bak! Onlar sapmışlardır, yol bulamazlar.*
(Ey Muhammed!) Senin hakkında bak nasıl da temsiller getirdiler de (haktan) saptılar. Artık onlar doğru yolu bulamazlar.
Gör işte, senin hakkında ne tür yakıştırmalarda bulundular! Bu şekilde yoldan çıkmış bulunuyorlar, artık bir daha da doğru yolu bulamayacaklar.
(Resûlüm!) Senin hakkında bak ne biçim temsiller getirdiler! Artık onlar sapmışlardır ve (hidayete) hiçbir yol da bulamazlar.
Bak, senin için ne örnekler verdiler de saptılar, yolu asla bulamıyacaklardır.
Ey Muhammed! sana nasıl misaller getirdiklerine bir bak! Onlar sapmışlardır, yol bulamazlar.
Bak senin hakkında ne kıyaslar, ne temsiller - yaptılar da çıkmaza saptılar, artık hiç bir yol bulamazlar
(Resûlüm! O kâfirlerin) senin için ne türlü benzetmeler yaptıklarına (sana yakıştırdıkları kötü sıfatlara) bir bak. (Senin hakkında; “o bir sihirbazdır, kâhindir ya da mecnundur diyorlar.) Onlar (senin hakkında söyledikleri bu hadsiz sözler ile daha da) sapıttılar. Artık onlar (hidâyete ulaşmak üzere gayret sarf etmedikleri müddetçe, doğru) yolu bulamazlar.
Senin için nasıl örnekler verdiklerine bir bak. Böylece saptılar, artık bir çıkış yolu bulamazlar.
Bak, senin için ne misâller (kıyaslar) getirip sapdılar. Artık onlar (hidâyete) hiçbir yol bulamazlar.
Bak, senin hakkında nasıl misâller getirdiler de dalâlete düştüler; artık (onlar, hidâyete) hiçbir yol bulamazlar.
Bak şimdi, sana neleri misal getiriyorlar, onlar doğru olandan tamamen sapmışlar ve asla doğru olana ulaşmaya da güçleri yetmez.
Bak, senin için ne örnekler gösterdiler de sapıtıverdiler. Artık doğru yolu bulmak onların elinden gelmez.
(Ey Peygamber!) Bak! Sana nasıl örnekler getiriyorlar? Artık onlar sapıtmışlardır. Doğru yolu da bulamazlar.
Bir bakıver; senin için nasıl örnekler verdiler de böylece saptılar. Artık onlar hiç bir yol da bulamazlar.
Ey Muhammed! Bak; zâlimler, gerçeği çarpıtmak için senin hakkında kimi zaman büyücü, kimi zaman büyülenmiş, bazan zeki bir düzenbaz, bazan deli, bazan da şâir diyerek nasıl saçma ve anlamsız örnekler getirdiler de doğru yoldan iyice saptılar; bu gidişle, bir daha da doğru yola gelemezler!
Demek inkârcılar, mûcizevî bir bahçen olmadığı için sana iman etmiyorlar, öyle mi?
Bir bak, sana nasıl Misâller verdiler?
Derken, sapıttılar.
Artık bir yol bulamazlar.
Resulüm! Bak senin için neler söylüyorlar. Halbuki asıl yolunu şaşırıp da bir türlü çıkış bulamayan kendileri.
Bak! Senin için nasıl örnekler veriyorlar. İnkârlarını kendilerine, sana ve sana uyanlara kabul ettirmek için nasıl muhakemeler kuruyorlar. Onlar kurdukları bu muhakemelerle, verdikleri bu örneklerle, gerçeğe giden yolun önünü tıkıyorlar, insanları gerçeklerden saptırıyorlar. Onlar böyle davrandıkları müddetçe gerçekleri göremez, hak yolu bulamazlar.
Senin için bak ne biçim örnekler verdiler! Onlar zaten sapmışlardı ve (artık) gerçeğe giden yolu da bulamazlar.
[Ey Rasûl,] seni benzettikleri şeye bak! Zaten onlar bir kere yoldan çıkmış bulunuyorlar, bir daha da [doğru] yolu bulamayacaklar!
Hele bir bak şunlara sana neler yakıştırıyorlar ve öyle bir sapıtıyorlar ki artık doğru yolu bulmalarına imkân yok. 7/101, 10/74, 12/103, 13/1
(Ey Muhammed) Bak, sana nasıl iftira ediyorlar. (En aşağı derecede bir akıl ve anlayış sahibi olan herkes, onların söylediklerinin yalan olduğunu elbette bilir. Onlar haktan sapmış kimselerdir.) Artık onlar (hidayet için) hiçbir yol bulamazlar!.
Bak, senin için nasıl misaller veriyorlar. Ama artık doğru yolu bulmaya güç yitiremiyorlar.
Bak senin için nasıl misaller irâd ettiler, dalâlete düştüler, hiçbir yol bulmaya da muktedir olamazlar.
İşte bak senin hakkında nasıl tutarsız misaller getiriyorlar. Doğrusu onlar saptılar, artık asla yol bulamazlar! .
Bak, senin için nasıl benzetmeler yaptılar da saptılar. Artık bir daha yolu bulamazlar.
Yâ Muhammed! Müşriklerin senin içün nasıl meseller darb iylediklerine ve dalâlete düşdüklerine nazar it. Onlar hidâyet yolunı bulamazlar.
Baksana senin için ne kurgular kuruyorlar da sapıtıyorlar. Bir çıkış yolu da bulamıyorlar.
Bak, sana nasıl örnekler veriyorlar, sapıttılar da yolu bulamıyorlar.
Seni benzettikleri şeye bak! Onlar öyle bir saptılar ki, bir daha da yollarını bulamıyorlar.
Bak da gör! Nasıl da örnekler sunuyorlar sana. Sapıttılar, artık bir daha yol bulamazlar.
baķ nite urdılar senüñ içün meŝeller pes azdılar pes güçleri yitmez yola.
Gör ki saña nice meẟeller urdılar. Pes doġru yoldan azışdılar. Pes hidāyeteirişmege yol bulmazlar.
(Ya Rəsulum!) Bir gör sənin barəndə necə məsəllər çəkdilər! (Səni divanəyə bənzətdilər, peyğəmbərliyinin həqiqi olduduğunu təsdiq etmək üçün göydən mələk endirilməsini tələb etdilər!) Artıq (doğru yoldan) azdılar və bir daha (haqqa) yol tapa bilməzlər!
See how they coin similitudes for thee, so that they are all astray and cannot find a road!
See what kinds of comparisons they make for thee! But they have gone astray, and never a way will they be able to find!(3063)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |