Ḣâlidîne fîhâ(c) hasunet mustekarran vemukâmâ(n)
Orada ebedi kalırlar; orası, karar edilecek ne güzel bir yerdir, durulup kalınacak ne güzel bir yurt.
Orada ebedi kalıcılar olarak (sonsuz saadete erişeceklerdir); o, ne güzel bir karargâh ve ne güzel bir konaklama yeridir.
Ve onlar orada, temelli olarak yaşayıp gideceklerdir. Bu ne güzel varış yeri ve ne üstün bir makam!
Orada sonsuza kadar kalıcıdırlar. Orası ne güzel karargah ve ne güzel kalış yeridir.
Orda ebedi olarak kalıcıdırlar; o, ne güzel bir karargah ve ne güzel bir konaklama yeridir.
Orada ebedî kalacaklar; o ne güzel bir karargâh ne güzel bir makamdır!...
Çok uzun süreli olarak orada kalacaklardır. Orası ne güzel bir karargah ve ne güzel bir yerdir!
Orda sonsuz kalırlar, o ne güzel duraktır, ne de güzel bir makam
Onlar orada (ebedi olarak) kalacaklardır. Orası, ne güzel bir karargâh, (ne güzel) bir ikametgâhtır!
72-76. Yalancı şâhidlikde bulunmayanlar, çirkin musâhabâtda edebini muhâfaza idenler ve rabbin âyâtı okundığı vakit sağır ve kör imiş gibi sâkit yatmayanlar, "Yâ rabbî bize yüzümüzü güldürecek zevceler ve çocuklar ihsân it ve bizi muttakîlerin imamı olmağa şâyân kıl" diyenler sabır ve sebâtlarından dolayı cennetin yüksek yerlerine nâil olacaklar ve orada sulh ve selâmet bulacaklar ve ilelebed kalacaklardır. Ne âlî makâm, ne güzel ikâmetgâh.
Orada temellidirler. Orası ne güzel bir yer ve ne güzel duraktır!
Orada ebedî kalırlar. Orası ne güzel bir durak ve ne güzel bir konaktır!
Orada sonsuzca yaşayacaklar. Ne güzel bir yerleşme ve kalma yeri!
Orada ebedî kalacaklardır. Orası ne güzel bir yerleşme ve ikamet yeridir.
Orada ebedi kalıcıdırlar. Ne güzel bir duraktır, ne güzel bir yerdir.
Orada ebedî kalacaklar, orası ne güzel bir konak ve ne güzel bir makamdır.
Orada ebedi kalacaklar, ne güzel makarr ne güzel makam
Orada ebedî olarak kalacaklar. O (cennet) ne güzel bir ikamet yeri ve ne güzel bir makamdır.
Sürekli orada kalacaklardır. Orası ne güzel bir konaklama yeri ve konaktır.
Orada ebedî kalıcıdırlar onlar. O, ne güzel bir karargâhdır, (ne güzel) bir ikaametgâhdır!
Orada ebedî olarak kalıcıdırlar. (Orası) ne güzel bir karargâh ve (ne güzel) bir ikametgâh olmuştur!
Verilen bu güzellikler içinde sürekli olarak kalırlar. Orası ne güzel kalınacak yer ve ne güzel makam.
hep orada kalacaklardır. O ne güzel eylek, o ne güzel konaktır!
75, 76. İşte bunlar sabırlarından dolayı Cennet çardağı ile mükâfat olunacaklar; orada ihtiram ile, selâm ile karşılanacaklar ve orada daim kalacaklar. O, ne güzel karargâh, ne güzel ikametgâhtır.
Orada sürekli kalırlar. Orası ne güzel bir durak ve ne güzel bir konaktır!
Onda temelli kalıcılardır. O (yüce makamlar), yerleşme ve konaklama yeri olarak pek de güzeldir!
Ve sonsuza dek orada yaşayıp gidecekler; bu ne güzel bir yurt, ne üstün bir makâm!
Orada sürekli kalacaklardır.
Kalınacak yer ve makam olarak güzel yakıştı.
ve sonsuza kadar bu enfes yerleşim ve eğleşim yerinde kalacaklardır.
Onlar ödüllendirildikleri cennette ebedi kalacaklar. Onların mükâfatı ne güzel mükâfat, makamları ne güzel makamdır.
İçlerinde [ebedî] kalacaklardır. Orası ne güzel bir ikamet yeri ve makamdır!
Onlar orada sürekli kalacaklardır. Orası ne güzel bir yerleşme ve ikamet yeridir.
(ve onlar) orada sonsuza kadar yaşayıp gideceklerdir; bu ne güzel bir varış yeri, bu ne üstün bir makam!
Onlar orada kalıcıdırlar. Orası ne güzel bir konut ve ne güzel makam! 11/108, 15/48, 25/15, 35/33
Ve orada sonsuza dek kalırlar. Orası ne güzel bir mekan, ne güzel bir son duraktır.
Orada sürekli kalırlar. Orası ne güzel bir durak ve ne güzel bir konaktır!
Orada müebbet sûrette kalacaklardır. (Orası) Bir karargâh ve bir ikematgâh olmak üzere ne güzel olmuştur.
75, 76. İşte onlara, hak yolda sabır ve sebat göstermelerine karşılık, kendilerine cennetin üstün sarayları verilecek. Oraya selâmla, hürmetle buyur edileceklerdir. Hem de devamlı kalmak üzere oraya gireceklerdir. Orası ne güzel varış yeri, ne güzel bir yerleşim yeridir! [11, 108, 19, 58; 39, 20] {KM, Yuhanna 14, 2}
Orada ebedi kalacaklardır. Ne güzel karargah ve ne güzel makamdır orası!
O hürmet ve selâmetde ve makâm-ı 'âlîde muhâlled kalırlar. Ne güzel karârgah ve ne a'lâ makâmdır.
Orada ölümsüzleşeceklerdir; ne güzel kalma yeri, ne güzel yerleşme yeridir o.
Orada temellidirler, O ne güzel konut ve ne güzel makam!
Ve orada ebediyen kalırlar. Ne güzel bir durak ve ne güzel bir konaktır orası!
Orada sürekli kalacaklardır. Ne güzel konak yeri, ne güzel dinlenme yeri!"
ebed ķalıcılarken anuñ içinde görklü oldı ķarar dutacaķ yirdin yaña.
Hemīşe ḳalurlar anda. Ne yaḫşı ḳarār dutacaḳ yirdür ol, daḫı ne yaḫşı du‐raḳdur ol.
Onlar orada əbədi qalacaqlar. O, nə gözəl mənzil, nə yaxşı iqamətgahdır!
Abiding there for ever. Happy is it as abode and station!
Dwelling therein;- how beautiful an abode and place of rest!
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |