13 Şubat 2025 - 15 Şaban 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Furkân Suresi 63. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ve’ibâdu-rrahmâni-lleżîne yemşûne ‘alâ-l-ardi hevnen ve-iżâ ḣâtabehumu-lcâhilûne kâlû selâmâ(n)

Ve rahmanın kulları, öylesine kullardır ki yeryüzünde gönül alçaklığıyla yürürler ve bilgisizler, onlara söz söyleyince sağlık, esenlik size diye cevap verirler.

Rahman’ın (akıllı, hayırlı ve has) kulları (onlardır ki;) gezip dolaştıkları (her) yerde, (münasip ve) mütevazı yürürler. Bilgisiz (ve görgüsüz) kimseler kendilerine sataştıklarında ise onlara: "Selametle (barış ve güvenlik içinde olun)!" derler (ve geçiştirirler, yersiz tartışma ve kapışmalara girişmezler. Ama kutsallarına sataşıldığında gerekli tepkiyi gösterirler).

Rahmanın has kulları, onlar yeryüzünde alçak gönüllü olarak yürürler ve ne zaman kötü niyetli dar kafalı kimseler, kendilerine laf atacak olsa, sadece “Selam!” derler geçerler.

Rahman olan Allah'ı ilâh tanıyan, candan müslüman olarak Allah'a bağlanan has kulları, yeryüzünde bilgi ve becerilerini kullanarak tevazu ile yürüyenler, hayatlarını sürdürenlerdir. Bilgiden, muhakemeden yoksun, ihtiraslı, tutarsız davranan kendini bilmez kimseler onlara laf attığında:
“- Bizden uzak durun” derler, geçerler.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 17/37.

Rahman'ın kulları yeryüzünde alçak gönüllülükle yürürler ve bilgisizler kendilerine laf attıklarında "selam" derler. [8]

8.Yumuşak söz söylerler.

O Rahman (olan Allah)ın kulları, yeryüzü üzerinde alçak gönüllü olarak yürürler ve cahiller kendileriyle muhatap oldukları zaman 'Selam' derler.

Rahmân'ın o kulları ki, onlar yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürürler, cahiller kendilerine (hoşlanmadıkları bir) lâf attıkları zaman, “Selâm” derler (sözün doğrusunu söylerler ve onlarla çatışmazlar);

Rahman olan Allah’ın kulları, öylelerdir ki, yeryüzünde mütevazıca yürürler. Cahiller onlarla muhatap olduklarında “selam” derler (geçerler.)

Rahmân'ın has kulları yeryüzünde vakarla yürürler. Cahil kimseler onlara laf attığında, “Selâm” derler.[374]

[374] Rahmân’ın övdüğü kulların özellikleri hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XIII, 539-559.

Tanrının öyle kulları var ki, yeryüzünde uslulukla gezerler, onlara bilgisiz kimseler söz atacak olurlarsa, selâm ile konuşurlar

Rahman'ın has kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürürler (hayatlarını gösterişten uzak yaşarlar). Cahiller onlara laf attığı zaman (tartışmadan), “selâm!” der (geçer)ler.

Rahmân’ın ’ibâdı arz üzerinde kemâl-i tevâzu’ ile yürüyen ve kendilerine îrâd-ı kelâm iden câhillere selâm virenlerdir.

Rahman'ın kulları yeryüzünde mütevazı yürürler. Bilgisizler kendilerine takıldıkları zaman onlara güzel ve yumuşak söz söylerler.

Rahmân’ın kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf attıkları zaman, “selâm!” der (geçer)ler.

Rahmân’ın has kulları yeryüzünde vakarla yürüyen, cahiller onlara laf attığı zaman, “selâm” deyip geçen kullardır.

Rahmân'ın(has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attığında (incitmeksizin) «Selam!» derler (geçerler);

Rahman'ın kulları öyle kimselerdir ki yeryüzünde gösterişsizce yürürler. Cahiller kendilerine laf atınca da barış önerirler.

O çok merhametli Allah'ın (has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve cahil kimseler kendilerine laf attığı zaman (incitmeksizin) "selam" derler (geçerler).

Ve o Rahmânın kulları: onlar ki Arzın üzerinde mülayemetle yürürler ve cahiller kendilerine lâf attığı vakıt selâmetle... derler

Rahmân (olan Allah) ’ın (has) kulları, yeryüzünde tevazu ile yürüyen ve câhil kimseler kendilerine (incitici sözler ile) laf attığında, (onların seviyesine düşmeden, vakarlarını koruyarak, “Sizin zararınızdan biz) selâm (ette olalım, bizden uzak durun)” deyip geçen, kimselerdir.

Rahman'ın kulları yeryüzünde alçak gönüllülükle yürürler. Cahiller, onlara laf attıkları zaman, “Selam.”¹ derler.

1- Esen kalın, bizden size zarar gelmez.

O çok esirgeyen (Allah'ın haas) kulları, ki onlar yer (yüzün) de vekaar ve tevazu ile yürürler, kendilerine beyinsizler (hoşa gitmeyecek) lâflar atdığı zaman «Selâm (etle) de (yib geçe) rler.

Rahmân'ın kulları ise, öyle kimselerdir ki, yeryüzünde tevâzû' (ve vakar) içinde yürürler; câhiller onlara bir lâf attıkları zaman, “Selâm (Allah selâmet versin)!” derler(geçerler).

Ve Rahman’ın (halis) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu (ve vakar içinde) yürürler ve kendini bilmez kimseler (cehalet ve karakterlerinden kaynaklanan bir tarzda) onlara hitap ettikleri zaman (incitmeksizin onlara) sağlık ve selâmet dileyerek geçip giderler.*

(*) Âyetteki cehâlet had ve hudut bilmeme hâlidir. Beşerî insan yapan bilmek değil, bilgiyi vakarla yaşamaktır. Kendini bilmezlerin sataşmalarına sela... Devamı..

Rahmanın kulları yeryüzünde mütevazı bir şekilde yürürler. Gerçek doğrulardan uzak kalmış kendini bilmezler (cahiller) onlara laf attıklarında “Selam” deyip geçerler.

O Esirgeyicinin kullarına gelince, onlar o kimselerdir ki yeryüzünde alçakgönüllülükle yürürler, kendini bilmiyenler onlara söz atınca da " Esen kalın" deyip geçerler,

Esirgeyen Zat/ın öyle kulları vardır ki onlar yeryüzünde tevazu vakar ile yürürler. Şayet onlara kendini bilmez kimseler söz atacak olurlarsa incitmeyecek cevap verirler.

Rahmân’ın kulları yeryüzünde tevazu [hevn] içinde yürürler. Cahiller onlara muhatap oldukları/laf attıkları zaman, “Selâm!” der geçerler.

Rahman'ın kulları, yeryüzü üzerinde alçak gönüllü olarak yürüyenler ve cahiller kendilerine hitap ettikleri zaman da onlara esenlik içinde (yumuşak bir şekilde) cevap verenlerdir.

O Rahmânın kulları ki, yeryüzünde kibir ve gösterişten uzak, son derece ağırbaşlı, saygılı ve alçakgönüllü olarak yürürler; rablerinin emirlerini tanımayan câhiller kendilerine sataştığı zaman, onurlu ve efendi bir tavırla karşılık vererek,Müslüman olasıcalar Selâm sizlere! Biz sizlerle bir olmayız! derler.

Rahmân’ın kulları ki, Yeryüzü’nde alçak gönüllü yürüyorlar; onlara Câhiller sözlü sataştıkları zaman “selâm!” dediler.

Bu Sevgi'yekul olanlar: yeryüzünde saygın dolaşırlar. Kendilerine laf atıp sataşan densizlere gülüp geçerler.

Rahman’a inananlar yeryüzünde tevazu ile yürürler. Kendini bilmez kimseler onlara laf attığında, «Selam» deyip geçerler.

Rahmân’ın (iyi) kulları, yeryüzünde tevazu ile yürür ve o cahiller (müşrikler) onlara laf attığında ‘Selam!’ diyip (geçer)ler. [*]

Benzer mesajlar: Yûnus 10:41; Furkân 25:72; Kasas 28:55; Şûrâ 42:15; kâfirûn 109:6.

Rahman (olan Allah)’ın has kulları; yeryüzünde tevazu ile yürüyen ve kendini bilmez kimseler onlara sataştığında da “selâm!” deyip (onlara çatmağa tenezzül etmeyerek) geçen, kimselerdir.

Rahmân’ın has kulları ki, onlar yeryüzünde tevazu ve vekar içinde yürürler ve ne zaman kötü niyetli, dar kafalı kimseler kendilerine laf atacak olsa, ⁵⁰ (sadece) selâm! derler.

50 Zımnen, “kendileriyle alay etmek ya da inançları hakkında tartışmak üzere”.

Rahman’ın iyi kulları, yeryüzünde alçak gönüllü ve vakarlı olarak yürürler. Kendini bilmezlerin sataşmalarına muhatap olduklarında “Selametle” deyip geçerler. 2/177, 3/133...136, 25/64...77, 17/37, 31/19

Rahmân’ın has kulları olan kimseler, yeryüzünde vakarlı bir tevazu ile yürürler ve cahillerle muhatap olduklarında “Selam!”[³¹⁵²] der (geçer)ler.[³¹⁵³]

[3152] Buradaki selam “karşılama” değil “veda” selamıdır. [3153] İdeal mü’minin özelliklerini beyan eden bu âyetlerle (63-75), yukarıdaki 61-62. ây... Devamı..

Rahman'ın has kulları onlardır ki, yeryüzünde mütevazi olarak yürürler. Cahiller kendilerine bir laf atacak olsa "Selam" derler, geçerler.

Rahmân’ın kulları öyle kimselerdir ki, yeryüzünde mütevâzi olarak yürürler, câhiller kendilerine laf atarsa "Selâm" derler.

Ve Rahmân'ın (halis) kulları onlardır ki, yeryüzünde mütevaziyâne bir halde yürürler ve cahiller onlara hitab ettikleri vakit, «Selâmetle,» derler.

Rahman'ın has kulları o kimselerdir ki onlar yerde tevazu ile yürürler. Cahiller kendilerine laf atarsa “Selâmetle! ” derler. [17, 37]

Zorba, mağrur, saygısız, kaba ve haşin değil, sükûnet ve vakar ile, alçak gönüllü bir şekilde, terbiyeli ve nazik yürürler. Etrafa sıkıntı vermezler. ... Devamı..

Rahman'ın kulları öyle kimselerdir ki, yeryüzünde mütevazi olarak yürürler, cahiller kendilerine laf atarsa "Selam" derler.

Allâh'ın makbûl kulları onlardır ki arz üzerinde yürüdükleri zamân sükûn ve vakar ile yürürler. Ve câhiller onlara hitâb iyledikde cevâben "Selâm" dirler.

Rahmanın kulları yeryüzünde alçak gönüllülükle yürüyen kimselerdir. Kendini bilmezler onlara sataşınca “size selamet[*] dileriz(selamün aleyküm).” derler.

[*] Selamet: Esenlik durumu, her türlü korku, tasa ve tehlikeden uzak, güvende olma durumu (TDK Sözlük)

Rahman'ın kulları, yeryüzünde alçak gönüllü olarak yürürler. Cahiller kendilerine laf attıklarında ise “Selam!” deyip geçerler.

Rahmân'ın has kulları, yeryüzünde alçakgönüllülükle yürürler; cahiller kendilerine sataştığında da “Selâmetle” der, geçerler.

Rahman'ın kulları, yeryüzünde böbürlenmeden/rahatsız etmeden yürüyen kişilerdir. Cahiller onlara hitap edince, "Selam!" derler.

daħı raḥmān ķulları anlar kim yürirler yir üzere döleklig-ile daħı ķaçan kim söyleşdi anlaruñ-ıla cāhiller eyittiler “selām olsun!”.

Daḫı Tañrı Ta‘ālānuñ ḳulları kim yürürler yir yüzinde tevāżu‘ ile. Daḫıanlara ḫiṭāb eylese cāhil kişiler, eydürler: Selām olsun.

Rəhmanın (əsl) bəndələri o kəslərdir ki, onlar yer üzündə təmkinlə (təvazökarlıqla) gəzər, cahillər onlara söz atdıqları (xoşlarına gəlməyən bir söz dedikləri) zaman (onları incitməmək üçün) salam deyərlər.

The (faithful) slaves of the Beneficent are they who walk upon the earth modestly, and when the foolish ones address them answer: Peace;

And the servants of ((Allah)) Most Gracious are those who walk on the earth in humility, and when the ignorant(3123) address them, they say, "Peace!";

3123 Ignorant: in a spiritual sense. Address : in the aggressive sense. Their humility is shown in two ways: (1) to those in real search of knowledge,... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.