Linuhyiye bihi beldeten meyten venuskiyehu mimmâ ḣalaknâ en’âmen ve enâsiyye keśîrâ(n)
Onunla ölü şehri diriltelim, yarattığımız hayvanları ve insanların çoğunu suya kandıralım diye.
Ki onunla ölü bir beldeyi (toprağı) canlandıralım ve yarattığımız hayvanlardan ve insanlardan birçoğunu onunla sulayalım (ve ihtiyaçlarını sağlayalım diye böyle takdir ettik.)
ki, onunla ölü toprağı yeşertip canlandıralım ve yine onunla hayvan olsun, insan olsun yaşattığımız nice canlıyı sulayalım.
Onunla ölü bir beldeyi diriltelim ve yarattığımız hayvanlardan ve insanlardan bir çoğunu onunla sulayalım diye.
Onunla ölü bir beldeyi (toprağı) canlandırmak ve yarattığımız hayvanlardan ve insanlardan birçoğunu onunla sulamak için.
Ki onunla, bitkisiz ölü bir yeri diriltelim ve yarattığımız hayvanlarla bir çok insanlara su verelim.
Ki bir şehrin arazilerini onunla diriltiriz ve o suyu, yarattığımız nice hayvanlara ve insanlara içiririz.
48,49. Rüzgârları rahmet yağmurunun önünde müjdeleyici olarak gönderen O'dur. Ölü toprağı diriltmemiz ve yarattığımız hayvan ve insanlara su vermemiz için gökten tertemiz su indiriyoruz.
48,49. Rahmetten önce, müjdeleyen yelleri gönderen O'dur; ölmüş olan bir kente can vermek, yaratıklar içinden yılkılarla, birçok insanları da sulamak için, gökten arı su indirdik!
(Yağmuru yağdırmaktaki amacımız) bu su ile ölü (kupkuru) bir yöreyi canlandırmak, yarattığımız çok sayıda hayvanın ve insanın su ihtiyacını karşılamaktır.
Bu vecihle ölmüş bir beldeyi ihyâ idiyoruz ve mahlûkâtımızın ve kesretli hayvânât ve insânların harâretini teskîn iyliyoruz.
48,49. Rüzgarları rahmetinin önünde müjdeci gönderen O'dur. Ölü bir yeri diriltmek ve yarattığımız nice hayvan ve insanları sulamak için gökten tertemiz su indirmişizdir.
48,49. O, rahmetinin önünde rüzgârları müjdeci olarak gönderendir. Ölü toprağı canlandıralım, yarattıklarımızdan birçok hayvanları ve insanları sulayalım diye gökten tertemiz bir su indirdik.
48-49. Rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen O’dur. Gökten de tertemiz su indirdik ki onunla ölü toprağı canlandıralım ve hayvanıyla insanıyla yarattığımız nice varlıkları suya kavuşturalım.
48, 49. Rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen O'dur. Biz, ölü toprağa can vermek, yarattığımız nice hayvanlara ve nice insanlara su vermek için gökten tertemiz su indirdik.
Ki onunla ölü bir ülkeyi diriltelim ve yarattığımız nice çiftlik hayvanlarını ve insanları onunla sulayalım.
Ki biz (o suyla) ölü toprağa can verelim, yarattığımız nice hayvanlara ve insanlara su sağlayalım, diye.
Diriltelim diye bununla ölü bir beldeyi ve sulayalım diye mahlûkatımızdan nice hayvan sürülerini ve bir çok insan kümelerini
48-49. O, rahmetinin (eseri olan, yağmurun) önünde, rüzgârları bir müjdeci olarak gönderendir. Biz gökten (bulutlar vasıtasıyla) tertemiz bir su indirdik ki, onunla ölü toprağı yeşertip canlandıralım ve yaratmış olduğumuz hayvanlardan ve insanlardan birçoğunu suya kavuşturalım.
Ki o yağmurla ölü bir beldeyi canlandırmak, yaratmış olduğumuz hayvanları ve insanları suya kavuşturmak içindir.
Onunla ölü bir toprağa can verelim, yaratdığımız hayvanları ve bir çok insanları onunla sıvaralım diye.
Tâ ki onunla ölü bir yeri diriltelim ve yarattığımız birçok hayvanlara ve insanlara onunla su verelim.
Ölü bir beldeye o yağmurla hayat veririz, yarattığımız hayvanları ve insanları o su ile sularız.
onunla ölü illeri canlandıralım, yarattıklarımızı, bir çok dört ayaklıları, insanları savuralım diye.
Ki onunla ölü toprağı canlandıralım, yarattıklarımızdan birçok hayvan ve insanların susuzluğunu giderelim diye.
Onunla ölü bir beldeyi (toprağı) canlandırmak ve yarattığımız hayvanlardan ve insanlardan birçoğunu onunla sulamak için (gökten tertemiz su indirmiş bulunmaktayız).
Ki, onun sayesinde ölü toprağı yeşertip yeniden canlandıralım ve yarattığımız nice hayvanların ve insanların kana kana su içmelerini sağlayalım.
Bununla, ölmüş bir beldeyi canlandıralım; çokça insan ve hayvan olarak yarattığımız şeyleri sulayalım!
ölü topraklara can veriyoruz. Yarattığımız insan ve hayvan türünü kana kana suluyoruz.
Yağmurlarla kurumuş toprakları diriltiriz. Dirilen topraklar yeşerir. Çeşitli bitkiler sebzeler yetişir. İnsanlar, hayvanlar, yetişen bitkiler, sebzeler suyumuzla beslenir.
48,49. Rüzgârları rahmetinin [*] (yağmurun) önünde müjdeci olarak gönderen O’dur. O (su) sayesinde ölü toprağı canlandırmak ve onunla yarattıklarımızdan hayvanlara ve insanlara su vermek için gökten tertemiz suyu biz indirmekteyiz. [*]
Biz (o rahmeti), ölü toprağı diriltmek, yarattığımız nice hayvanları ve insanları sulamak için (indirdik.)
ki onunla ölü toprağı yeşertip canlandıralım ve yine onunla, hayvan olsun, insan olsun, yarattığımız nice canlıyı suya kavuşturalım.
Böylece onunla ölü toprağa can veririz ve onunla yarattığımız nice hayvanın ve insanın su ihtiyacını karşılarız. 22/5- 6, 36/33, 43/11
ki, onunla ölü toprağı canlandıralım; yine onunla yaratmış olduğumuz bir nice hayvanı ve insanı sulayalım diye…
Ki o suyla, ölü bir beldeyi canlandıralım ve yarattığımız hayvanlar ile insanlara su sağlayalım.
Ki onunla ölü bir beldeyi diriltelim ve yarattığımız hayvanlardan ve insanlardan onunla bir çoğunu sulayalım.
Tâ ki onunla ölü bir beldeyi ihya edelim ve yaratmış olduklarımızdan bir nice hayvanları ve birçok insanları sulayalım.
48, 49. Rüzgârları rahmetinin önünden müjdeci olarak gönderen de O'dur. Ölü diyarlara hayat vermek ve yarattığımız nice hayvanlara ve insanlara su vermek için gökten tertemiz suyu da Biz indirmekteyiz. [22, 5; 42, 28; 30, 50]
Ki onunla ölü bir ülkeyi diriltelim ve onunla yarattığımız hayvanlardan ve insanlardan birçoğunu sulayalım.
48, 49. O Allâh'dır ki rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci gönderdi. Ölmüş toprakları onunla ihyâ itmek ve halk iylediğimiz hayvânları ve çok insânları onunla suvarmak içün semâdan temiz su indirdik.
Bunu, ölü bir bölgeyi canlandıralım, yarattığımız en’amın (koyun, keçi, sığır ve deveyi) ve birçok insanın su ihtiyacını karşılayalım diye yaparız.
Onunla ölü bir şehri diriltelim ve onunla yarattığımız bir çok hayvanı ve insanı sulayalım.
Tâ ki ölmüş bir beldeyi onunla canlandıralım, yarattığımız nice hayvanlara ve insanlara ondan içirelim.
Ki onunla ölü bir beldeyi diriltelim ve onunla, yarattıklarımızdan bir takım hayvanları ve birçok insanları suvaralım.
tā dirildevüz anuñ-ile ölmiş iki daħı śuvaravuz anuñ-ile andan kim yarat(t)uķ yılķılar daħı ādemįler çoķ.
Anuñla diriltmeg‐içün ölmiş yirleri, daḫı içürmeg‐içün biz yaratduḳumuz ḥayvānlara ve çoḳ ādemīlere daḫı.
Onunla ölü bir yerə can verək, yaratdığımız heyvanları və bir çox (bütün) insanları sirab edək!
That We may give life thereby to a dead land, and We give many beasts and men that We have created to drink thereof.
That with it We may give life to a dead land, and slake the thirst of things We have created,-(3106) cattle and men in great numbers.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |