8 Aralık 2024 - 7 Cemaziye'l-Ahir 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Furkân Suresi 46. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Śumme kabednâhu ileynâ kabdan yesîrâ(n)

Sonra da onu yavaşyavaş, gizlice kendimize çekip aldık.

Sonra da onu (gölgeleri) tutup Kendimize (doğru) ağır ağır çekip (uzaltıp kısaltmaktayız. Yani; sadece gerçek sandığınız şeyleri değil, gölgelerini bile Biz yaratmaktayız!..)

Sonra da o gölgeyi, yavaş yavaş kendimize çekip kısaltıp uzatmaktayız.

Dahası, güneşin doğuşuyla, güneşin batışıyla, gölgeyi kolay, süratli ve farkına vardırmadan kanunlarımıza uygun yönlere nasıl çektiğimizi görmüyor musun?

Sonra onu azar azar kendimize çektik.

Sonra da onu tutup kendimize ağır ağır çekmişizdir.

Sonra (gölge yer yüzüne yayılıp da güneş doğmaya başlayınca) biz, bu gölgeyi azar azar bize doğru (dilediğimiz yere) alırız.

Sonra onu kendimize doğru kolayca çekeriz.(*)

(*) Zaman bir film şeridi olduğuna göre her mahlûkun bir negatifi vardır. Güneş ışınları olunca, o yaratığın negatifinin basit bir belirtisi olan gölg... Devamı..

Sonra onu yavaş yavaş kendimize çekmekteyiz.

Sonra onu azar azar bize doğru çekerdik

45-46. Görmez misin, Rabbin gölgeyi (koyduğu tabiat yasalarına bağlı olarak akşama doğru) nasıl uzatıyor. Eğer dileseydi, onu olduğu gibi bırakırdı (dünyayı durdururdu da yaşanmaz hale getirirdi). Sonra biz, güneşi de o gölge üzerine bir delil yaptık. Sonra onu (uzayan gölgeyi) yavaş yavaş (dünyanın dönmesiyle) kendimize çektik (kısalttık).

Her iki ayette de Allah’ın kâinata koyduğu tabiat kanunlarına işaret edilirken bir yandan da o yasaların arkasındaki İlâhî iradeye dikkat çekilmektedi... Devamı..

Sonra kolaylıkla sâyeyi kabz idiyoruz.

45,46. Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmez misin? İsteseydi onu durdururdu. Sonra Biz güneşi, ona delil kılıp yavaş yavaş kendimize çekmişizdir.

Sonra onu kendimize yavaş yavaş çektik.

Sonra da onu yavaş yavaş kendimize çekmekteyiz.

Sonra onu (uzayan gölgeyi) yavaş yavaş kendimize çektik (kısalttık).

Sonra onu yavaş yavaş çekip alırız.

Sonra da onu yavaş yavaş kendimize (başka yöne) çekmekteyiz.

Sonra nasıl tutıp onu azar azar kendimize almaktayız?

Sonra onu (uzayan gölgeyi, yeryüzünün değişik bölgelerinde ve değişik zamanlarında, dünyanın dönme hızına paralel olarak, güneşin) yavaş yavaş (batması ile kısaltarak, en sonunda da karanlığın çökmesi ile geçici bir süreliğine) kolayca çekip aldık. (Ortadan kaldırdık.)

Sonra da onu kolayca kendimize çektik.

Sonra onu (uzanan o gölgeyi nasıl) azar azar alıb kendimize çekdik.

Sonra (güneşin yükselmesiyle) onu yavaş yavaş tutarak kendimize çektik (ortadan kaldırdık).

Sonra onu (uzayan gölgeyi) azar azar (dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesiyle) kendimize (kanunlarımıza uygun yönlere) almaktayız (kısaltmaktayız).

Sonra o güneşi kontrolümüz altına almak bizim için çok kolaydır.

Sonra o gölgeyi azar azar Bizden yana çekeriz de.

Sonra gölgeyi güneşin yükselmesiyle bize doğru azar azar çektik [³].

[3] Böylece nîzam-ı âlem yolunda gidecek.

Sonra onu yavaş yavaş kendimize/koyduğumuz yasaya doğru çektik [kabadnâ].

Sonra da onu tutup kendimize ağır ağır çekmişizdir.

Sonra güneş yükseldikçe, gölgeyi yavaş yavaş kısaltarak çekip almaktayız.

Sonra onu kolayca (yavaş yavaş) kendimize çekerek aldık.

gölgeyi, nasıl usulca yanımıza aldığımıza dikkat ettin mi?.

Görmüyorlar mı? Güneşi yaratılış yasası gereği yükselttikçe gölgeler azalıyor. Dileseydik güneşi tepede tutardık da gölge bulamazlardı.

Ardından onu (gölgeyi) kolayca kendimize çekip (aldık). [*]

Bu ayetlerde Yüce Allah’ın dilemesi halinde sistemi değiştirebileceği, alışılagelen her şeyi başka bir duruma ve işleyişe dönüştürebileceği mesajları ... Devamı..

Sonra onu yavaş yavaş (kısaltarak) Kendimize çektik.

ve sonra da onu yavaş yavaş Kendimize çekmekteyiz. ³⁸

38 Yani, “vaz‘ettiğimiz ‘tabiat yasaları’na bağlı olarak onu kısaltırız (yahut uzatırız)”. Kur’an’da pek çok yerde olduğu gibi, burada da kişi zamiri ... Devamı..

Sonra da biz gölgeyi tabiattaki yasamız uyarınca yavaş yavaş kısaltırız. 16/48-81

ardından da onu[³¹³³] kendi katımız(dan konulmuş bir yasaya bağlı olarak) usul usul çekip almaktayız.

[3133] Buradaki “o” zamiri gölgeye işaret eder. Gölgelerle ilgili harika bir tasvir için bkz: 13:15.

(Görmez misin ki) Sonra -o gölgeyi- yavaş yavaş kendimize çekiyoruz.

(Yani, güneş doğdukça gölge çekilmekte ve Allah'tan geldiği gibi, yine yavaş yavaş Allah’a döndürülmektedir. Evet... Güneş doğmaya başlayınca gölge... Devamı..

Sonra onu kendimize kolay bir yakalayıişla kendimize çektik.

Sonra onu (o gölgeyi) azar azar kendimize (dilediğimiz cihete) çekip almışızdır.

45, 46. Bakmaz mısın Rabbin gölgeyi nasıl uzatıyor? Dileseydi onu hareketsiz kılardı. Sonra nasıl Güneş'i ona delil kılıyoruz? Sonra da nasıl tutup onu azar azar Kendimize doğru dilediğimiz yere alıyoruz.

Âyet-i kerîme ışığa bağlı olarak gölgenin görünmesine, güneşin yükselmesiyle gittikçe gölgenin kısalmasına dikkat çekiyor. Allah’ın kâinata koyduğu ka... Devamı..

Sonra (güneş yükseldikçe) gölgeyi yavaş yavaş çekip aldık.

Sonra onı azar azar kabz idüb izâle iyledik.

Sonra gölgeyi yavaşça kendine[*] (belirlediği yana) çeker (ve kısaltır).

[*] Türkçe'de iltifat sanatı olmadığı için meal, bu sanat yok sayılarak yapılmıştır.

Sonra, onu kendimize doğru yavaş yavaş çektik.

Sonra da onu yavaş yavaş kendimize çekeriz.(5)

(5) “Dilediğimiz tarafa çeker, yasalarımız uyarınca onu şekilden şekle sokarız.” Bir yandan gölgenin, diğer bütün varlık ve olaylar gibi, doğa yasalar... Devamı..

Sonra nasıl tutup onu ağır ağır kendimize çekmişiz!

andan alduķ anı ya'nį gölgeyi bizdin yaña almaķlıķ azın azın.

Andan ṣoñra ḳabż eyledük, geñez ḳabż eylemek.

Sonra onu (o kölgəni günəşin yüksəlməsi ilə) yavaş-yavaş Özümüzə tərəf çəkdik. (Əgər kölgəni yerə birdən salıb, birdən çəksəydik, insanlar vahiməyə düşərdilər).

Then We withdraw it unto Us, a gradual withdrawal?

Then We draw it in(3101) towards Ourselves,- a contraction by easy stages.(3102)

3101 As the sun rises higher and higher, the shadows contract. In regions where the sun actually gets to the zenith at noon , there is no shadow left ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.