3 Aralık 2024 - 2 Cemaziye'l-Ahir 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Furkân Suresi 42. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

İn kâde leyudillunâ ‘an âlihetinâ levlâ en sabernâ ‘aleyhâ(c) vesevfe ya’lemûne hîne yeravne-l’ażâbe men edallu sebîlâ(n)

Kulluklarında sebat etmeseydik neredeyse bizi de mabutlarımızdan saptıracaktı derler ve yakında, azabı gördüler mi, bilecekler onlar, kimin yolu, daha yabanda.

(İnkârcılar ve münafıklar) Diyorlar ki: "Eğer bunların (bâtıl yollarımızın ve putlarımızın) üzerinde (inadımızla sabır ve) kararlılık göstermeseydik, (bu Peygamber) neredeyse bizi ilahlarımızdan (kapıldığımız zulüm ve günah ortamından) saptıracaktı." Oysa azabı görecekleri zaman, kim yol bakımından daha sapıkmış, yakın bir gelecekte bilip öğreneceklerdir.

“Eğer putlarınıza inanmakta ısrar edip dirençli davranmasaydık neredeyse bizi ilahlarımızdan uzaklaştıracaktı” diyorlar. Fakat kendilerini bekleyen azabı gördükleri zaman, kimin yolunun sapık olduğunu öğreneceklerdir.

“Şâyet tanrılarımıza inanmakta sebat göstermeseydik, neredeyse, bizi tanrılarımızdan uzaklaştırıp, dalâleti tercihimize sebep olacaktı” diyorlar. Azâbı gördükleri zaman kimin, kendilerinin mi, mü'minlerin mi hak yoldan daha uzak, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih etmiş olduklarını öğrenecekler.

Eğer biz onların üzerinde kararlılık göstermeseydik neredeyse bizi ilahlarımızdan saptıracaktı." Yakında azabı gördüklerinde kimin yolca daha sapık olduğunu bilecekler.

'Eğer onlara karşı kararlılık göstermeseydik, neredeyse bizi ilahlarımızdan saptıracaktı.' Azabı görecekleri zaman, kim yol bakımından daha sapıkmış, öğreneceklerdir.

(Senin için diyorlar ki) “- Az kalsın bizi, putlarımıza ibadet etmekten çevirecekti, eğer üzerlerine sebat (la ibadet) etmeseydik...” Fakat, ileride azabı görecekleri gün, yolca daha sapık kimdir, bilecekler.

“Eğer ilahlarımızın yanında sebat etmeseydik, nerede ise bizi onlardan saptıracak idi” dediler. Onlar azabı gördükleri zaman, kimin çok daha sapık olduğunu bileceklerdir.

“Şâyet tanrılarımıza inanmakta direnmeseydik, az kalsın bizi ilâhlarımızdan saptıracaktı.” Azabı gördükleri zaman, asıl kimin yolunun sapık olduğunu bileceklerdir!

«Biz buna katlansaydık, taptığımız şeylerden bizi ayıracaktı» demektedirler, azabı görürlerse yolca sapkın kimdir? Anlayacaklar

41-42. Seni gördükleri zaman, seninle yalnızca alay ediyorlar ve “Allah'ın, resul olarak gönderdiği bu mudur? Eğer onlara (putlarımıza) sıkıca sarılmasaydık, bizi neredeyse tanrılarımızdan uzaklaştıracaktı!” (diyorlar.) Fakat azabı gördükleri zaman (doğru) yoldan uzaklaşan kişinin kim olduğunu bilecekler!

41, 42. Seni gördükleri vakit istihzâlarına hedef idiyorlar: "Allâh’ın rasûl olmak üzere gönderdiği bu âdem mi idi? Eğer sebât itmeye idik az kaldı bize ma’bûdlarımızı terk itdirecek idi" diyorlar. ’Azâbın yaklaşdığını gördükleri vakit hangi yolun dalâlet oldığını anlayacaklardır.

"Tanrılarımız üzerinde direnmeseydik, doğrusu neredeyse bizi onlardan uzaklaştıracaktı" derler. Azabı gördükleri zaman, kimin yolunun sapık olduğunu bileceklerdir.

41,42. Onlar seni görünce ancak eğlenceye alırlar. “Allah’ın peygamber olarak gönderdiği adam bu mu? Biz, ilâhlarımıza sımsıkı sarılmasaydık neredeyse bizi ilâhlarımızdan uzaklaştıracaktı” (derler.) Onlar yakında azabı gördükleri zaman, yolca kimin daha sapık olduğunu görecekler.

“Eğer tanrılarımıza kararlılıkla bağlı kalmasaydık neredeyse bizi onlardan koparacaktı” derler. Ama azabı gördüklerinde yolunu büsbütün şaşırmışların kimler olduğunu anlayacaklar!

«Şayet tanrılarımıza inanmakta sebat göstermeseydik, gerçekten bizi neredeyse tanrılarımızdan saptıracaktı» diyorlar. Azabı gördükleri zaman, asıl kimin yolunun sapık olduğunu bilecekler!

"Direnmeseydik, neredeyse bizi tanrılarımızdan saptırıp ayıracaktı." Azabı gördüklerinde kimin gerçekten sapık yolda olduğunu öğreneceklerdir.

"Şayet tanrılarımıza inanmakta sebat göstermeseydik, gerçekten de bizi neredeyse tanrılarımızdan saptıracaktı" diyorlar. Azabı gördükleri zaman, kimin yolunun sapık olduğunu bilecekler!

Sahih be! Az kaldı bizi ma'budlarımdan sapıtacaktı, eğer üzerlerine sebat etmesekti! diyorlar, fakat ileride bilecekler, azâbı görecekleri gün: kimmiş o yolu daha sapık olan?

“Eğer (tanrılarımıza inanmakta) sebat göstermeseydik, neredeyse bizi ilâhlarımızdan uzaklaştıracaktı!” derler. Yakında azabı gördüklerinde, (asıl) kimin yolunun sapık olduğunu bilecekler!

“Şayet ilahlarımıza bağlılıkta kararlı olmasaydık, neredeyse bizi saptırıyordu.” diyorlar. Azabı gördükleri zaman kimin sapkın olduğunu bileceklerdir.

(Şöyle derler): «Hakıykat, eğer üzerlerine (düşüb) sebat göstermeseydik bizi az kaldı Tanrılarımızdan sapdıracakdı o». Onlar azâbı görecekleri vakit kim yolca daha sapıkdır, yakında bilecekler.

“Eğer (onlara tapmakta) üzerlerine sebât etmeseydik, nerede ise bizi ilâhlarımızdan saptıracaktı!” (derler.) Fakat azâbı gördükleri zaman, yolca daha sapıkolanın kim olduğunu ileride bilecekler!

(Resulüm! Senin için diyorlar ki:) Eğer biz, (ilahlarımız) üzerine dirençli olmasaydık neredeyse bizi ilâhlarımızdan uzaklaştıracaktı. Oysa onlar yakında azabı gördükleri zaman, yolca kimin daha sapık olduğunu görecekler. *

(*) Putperestlerin ileri gelenleri, bâtıl inançlarını sürdürmekle yetinmeyip bütün cahiller, cahil oldukları kadar küstah da olan kötü karakterli insa... Devamı..

İlahlarımıza sahip çıkmasaydık nerdeyse bizi onlardan saptıracaktı. Daha sonra azabı gördüklerinde, yolca daha sapık kimmiş öğrenecekler.

"Gerçekten eğer dayatmamış olsaydık az kalsın bizi tanrılarımızdan ayırtacaklardı" derler. Onlar azabı görünce kimin daha çok yoldan çıkmış olduğunu göreceklerdir.

41, 42. Onlar seni görünce eğlenceye almaktan başka bir şey yapmazlardı: «— Allah/ın gönderdiği peygamber bu mu? Mâbutlarımızın ibadetinde sabır ve sebat göstermeseydik az kaldı bizi onların ibadetinden saptıracaktı» derlerdi. Onlar yakında azabı görecekleri zaman yoldan sapanların kim olduğunu anlayacaklardır.

“Eğer biz üzerinde direnmeseydik [sabernâ], az daha bizi tanrılarımızdan kesinlikle uzaklaştıracaktı” (derler). Onlar yakında azabı gördükleri zaman, kimin yolunun daha sapık olduğunu bileceklerdir.

“Eğer biz onlara karşı kararlılık göstermeseydik, neredeyse bizi ilahlarımızdan saptırmış olacaktı (derler).” Azabı görecekleri zaman, kim yol bakımından daha sapıkmış, onlar öğreneceklerdir.

Ve “Eğer putlarımıza bağlılık konusunda tam bir kararlılık göstermemiş olsaydık, az kalsın bizi tanrılarımızdan uzaklaştırıp saptıracaktı!” diyorlar.
Ama sen üzülme, yakında azâbı gördüklerinde, kimin doğru yoldan sapmış olduğunu anlayacaklar.

-“Üzerinde sabırla dayanmasaydık, az kalsın bizi ilahlarımızdan saptırıyordu”. Azab’ı görecekleri sırada, yol bakımından en sapkın kimdir, bilecekler.

eğer diretmeseydik neredeyse bizi tanrılarımızdan edecekti " demek oluyor. Ama acıyı gördüklerinde şaşkın kim imiş pek yakında öğrenecekler...

Utanmadan diyorlar ki: "Şayet ilahlarımıza inanmakta sebat göstermeseydik neredeyse bizi ilahlarımızdan saptıracaktı." Azabı gördükleri zaman kimin sapık olduğunu bilecekler. Onların herhangi bir insanı ilahlaştırarak koruyucu, kurtarıcı, yasa koyucu, düzen kurucu kabul etmelerini başlarına bela ederiz. Onları ve ilahlaştırdıklarını cehenneme atarız.

(Müşrikler) “Onları (savunmakta) kararlılık göstermemiş olsaydık, neredeyse bizi ilahlarımızın (yolundan) saptıracaktı!” (diyorlar). [*] Azabı gördüklerinde kimin yolu şaşırdığını ileride bilecekler!

Benzer mesaj: Sâd 38:6; Mutaffifîn 83:32.

(Ve devamla): “Eğer ilâhlarımıza (îmanda) direnmeseydik, neredeyse bizi ilâhlarımızdan uzaklaştıracaktı” diyorlar. Onlar, azabı görünce kimin yolunun daha sapkın olduğunu (esas o zaman) anlayacaklar.

“Eğer onlara sıkıca sarılmasaydık, bizi neredeyse tanrılarımızdan uzaklaştıracaktı!” (diyorlar.) Fakat [kendilerini bekleyen] azabı gördükleri zaman [doğru] yoldan uzaklaşan kişilerin kim olduğunu öğrenecekler!

“Eğer biz inancımızda direnip sabretmeseydik az kalsın bu bizi doğru yoldan saptıracak ve ilahlarımızdan vazgeçirecekti” diyorlar. Fakat onlar azabı gördüklerinde gerçekte yoldan sapanın kim olduğunu öğrenecekler. 2/165, 36/74-75, 38/5-6, 39/3, 46/28

Sahiden, şayet onlar üzerinde ısrar etmeseymişiz bizi ilâhlarımız(ın yolun)dan saptıracakmış!” (diyorlar). Ama zaman gelecek, azabı gördüklerinde kimin daha çok yoldan sapmış olduğunu öğrenecekler.

Ve "Eğer biz, ilahlarımızı savunup direnmiş olmasaydık, (Muhammed) az kalsın ki bizi dinimizden saptıracaktı" derler. (Böylece kendilerinin doğru yolda olduklarını zannederler) Oysa onlar yakında azabı gördükleri zaman, kimin yolunun sapık olduğunu anlayacaklardır.

Eğer biz ilahlarımıza tapmakta sabırlı olmasaydık nerdeyse bizi ilahlarımızdan saptıracaktı. Azâbı gördükleri zaman kimin yolunun sapık olduğunu göreceklerdir

«Az kaldı ki bizi mabutlarımızan sapıtıversin, eğer biz onun üzerine sabreder olmasa idik,» (diyorlar). Ve yakında azabı gördükleri zaman yolca kimin daha sapık olduğunu bileceklerdir.

“Eğer biz sebat etmeseydik, nerdeyse bizi tanrılarımızdan vazgeçirecekti. ” derler. Ama kendilerini bekleyen azabı gördükleri vakit, asıl sapanın kim olduğunu işte o zaman anlayacaklardır.

Eğer biz tanrılarımıza tapmakta ısrar etmeseydik, nerdeyse bizi tanrılarımızdan saptıracaktı. (diyorlar). Azabı gördükleri zaman kimin yolunun sapık olduğunu bileceklerdir.

"Eğer biz kendi dînimizde sabır ve sebât itmeye idik az kaldı bizi ilâhlarımızdan şaşırdacak idi" dirler. Onlar, 'azâbı gördükleri zamân yolı şaşmışın kim oldığını bilirler.

“Eğer direnmeseydik az kalsın bizi ilahlarımızın yolundan saptıracaktı.” diyorlar. Azabı görünce yolu yanlış olanın kim olduğunu öğrenirler.

-Eğer dayanmasaydık az kalsın bizi ilahlarımızdan saptıracaktı, derler. Onlar azabı gördükleri zaman, kimin yolunun sapık olduğunu bilecekler.

“Sebat etmeseydik, neredeyse bizi tanrılarımızdan saptıracaktı.” Fakat azabı gördüklerinde, yoldan sapanın kim olduğunu öğrenecekler.

"Eğer biz kendilerine bağlılıkta sabırlı olmasaydık, bu bizi ilahlarımızdan saptıracaktı." Azabı gördüklerinde, yolca kimin daha sapık olduğunu bilecekler.

“bayıķ yaķın oldı-y-ıdı muḥammed azdura bizi Tañrılarumuzdan. eger degül misse śabr eyleye-y-idük anuñ üzere.” daħı tįz ola kim bileler ol vaķt kim göreler 'aźābı kimdür azġunıraķ yoldın yaña.

Az ḳaldı ki bizi azdura ma‘būdlarumuzdan, eger ṣabr eylemese‐y‐dükanlaruñ ‘ibādetine. Daḫı anlar bilecekdür ‘aẕābı gördükde kim azmışdurdoġru yoldan.

Əgər biz (bütpərəstliyimizdə) səbir (səbat) göstərməsəydik, az qala bizi tanrılarımıza tapınmaqdan sapdırmışdı”. Onlar əzabı (qiyamət əzabını) gördükdə haqq yoldan kimin daha çox azdığını biləcəklər.

He would have led us far away from our gods if we had not been staunch to them. They will know, when they behold the doom, who is more astray as to the road.

"He indeed would well-nigh have misled us from our gods, had it not been that we were constant to them!" - Soon will they know, when they see the Penalty, who it is that is most misled in Path!(3096)

3096 "Path" (Sabil) is almost equivalent here to conduct or way of life.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.