Velekad âteynâ mûsâ-lkitâbe vece’alnâ me’ahu eḣâhu hârûne vezîrâ(n)
Andolsun, Biz Musa'ya da kitabı verdik ve onunla birlikte kardeşi Harun'u yardımcı kıldık.
Andolsun ki biz Musa'ya kitap verdik ve kardeşi Harun'u, ona vezir ettik.
Gerçek şu ki, Muhammed'den çok önce, biz Musa'ya kitap verdik ve kardeşi Harûn'u, görevinde O'na yardımcı kıldık.
Andolsun, biz, Mûsâ'ya kutsal kitabı verdik. Kardeşi Hârûn'u da ona vezir olarak tayin ettik.
Andolsun biz Musa'ya kitabı verdik ve kardeşi Harun'u onun yanında yardımcı kıldık.
Andolsun, biz Musa'ya kitabı verdik ve onunla birlikte kardeşi Harun'u yardımcı kıldık.
Gerçekten Mûsa'ya o kitabı (Tevrat'ı) verdik ve ona kardeşi Harûn'u beraberinde vezir (yardımcı) yaptık.
Andolsun! Biz Musa’ya Kitabı verdik. Onunla beraber kardeşi Harun’u da, ona yardımcı yaptık.
Andolsun biz, Mûsâ'ya kitabı verdik, kardeşi Hârûn'u da ona yardımcı tayin ettik.
Biz Musa'ya kitap verip, karındaşı Harun'u da ona yardımcı kıldık
Andolsun ki, biz Musa'ya Kitab'ı (Tevrat'ı) verdik ve kardeşi Harun'u görevinde ona yardımcı kıldık.
And olsun ki Musa'ya Kitap verdik, kardeşi Harun'u da kendisine vezir yaptık.
Andolsun, Biz, Mûsâ’ya Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik ve kardeşi Hârûn’u da ona yardımcı kıldık.
Andolsun biz Musa'ya Kitab'ı verdik, kardeşi Harun'u da ona yardımcı yaptık.
Biz Musa'ya kitabı vermiş ve kardeşi Harun'u da kendisine yardımcı olarak atamıştık.
Andolsun ki Musa'ya kitap verdik, kardeşi Harun'u da ona yardımcı yaptık.
Celâlim hakkı için Musâya o kitabı verdik, biraderi Harûnu da maıyyetinde vezir yaptık
Ant olsun ki Musa'ya kitabı verdik. Ve kardeşi Harun'u da ona yardımcı yaptık.
Andolsun biz Musâya o kitabı verdik. Biraderi Hârunu da maiyyetine vezîr yapdık.
Celâlim hakkı için, Mûsâ'ya Kitâb'ı verdik; kardeşi Hârûn'u da berâberinde yardımcı yaptık.
Musaya kitabı vermiş ve kardeşi Harunu da ona yardımcı yapmıştık.
* Biz Musa/ya Kitap vermiş, kardeşi Harun/u da ona vezir ve yardımcı yapmıştık.
Şüphesiz biz Musa'ya kitabı verdik ve onunla birlikte kardeşi Harun'u yardımcı kıldık.
Doğrusu Biz, bir zamanlar Mûsâ’ya da Tevrat adındaki kutsal kitabı verdik ve kendisi gibi Peygamber yaptığımız kardeşi Hârûn’u ona yardımcı kıldık.
Yemin olsun Biz, Mûsa’ya Kitap’ı verdik, kardeşi Hârûn’u da ona yardımcı yaptık.
GERÇEK ŞU Kİ, [Muhammed'den çok önce] Biz Musa'ya da kitap verdik ve kardeşi Harun'u görevinde o'na yardımcı kıldık; 32
Andolsun ki biz Musa’ya kitap vermiş ve kardeşi Harun’u da ona yardımcı olarak görevlendirmiştik. 21/48, 28/34- 35, 43/46...52
DOĞRUSU, yine Biz Musa’ya ilâhî mesajı gönderdik. Kardeşi Harun’u da onun yanına yardımcı olarak verdik.
Ve celâlim hakkı için Mûsa'ya kitabı verdik ve O'nun maiyetinde kardeşi Harun'u vezir kıldık.
Gerçekten Biz, Mûsâ'ya kitabı verdik ve kardeşi Harun'u da ona yardımcı yaptık.
Andolsun biz Musa'ya Kitabı verdik ve kardeşi Harun'u kendisinin yanında vezir yaptık.
Musa’ya Kitabı verdik. Kardeşi Harun’u da ona yardımcı yaptık.
Musa'ya da kitap vermiş, kardeşi Harun'u da ona vezir yapmıştık. Onlara:
Biz Musa'ya da kitap vermiş, kardeşi Harun'u ise ona yardımcı yapmıştık.
Yemin olsun ki, biz Mûsa'ya Kitap verdik. Kardeşi Hârun'u da onun yanında vezir yaptık.
daħı bayıķ virdük mūsā’ya tevrįt’i daħı eyledük anuñ-ile ķarındaşın hārūn’ı arķa virici.
Həqiqətən, Biz Musaya kitab (Tövrat) verdik və qardaşı Harunu da ona vəzir (köməkçi) etdik.
We verify gave Moses the Scripture and placed with him his brother Aaron as henchman.
(Before this,) We sent Moses The Book, and appointed his brother Aaron with him as Minister;(3092)*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |