Vekâle-rrasûlu yâ rabbi inne kavmî-tteḣażû hâżâ-lkur-âne mehcûrâ(n)
Ve Peygamber, ya Rabbi dedi, bu kavmim, şu Kur'an'ı ihmal etti, terkedilmiş bir hale getirdi.
(Kıyamet günü Allah’ın gönderdiği) Resul de şöyle diyecektir: "Ya Rabbi; gerçekten kavmim, bu Kur’an’ı terk edilmiş bıraktılar. (Lafzını okuyup durdular, manasını ve mealini anlayıp uygulamaya yanaşmadılar, hikmetini ve hükmünü araştırıp uygulamak üzere Onu temel başvuru kaynağı yapmadılar" diye şikâyet edecektir.)
Peygamber de dedi ki: “Ey Rabbim! Şüphesiz ki, kavmim bu Kur'ân'ı terkettiler.”
Allah'ın Rasulü:
“Ey Rabbim, benim kavmim, benim ümmetim, yakışıksız sözler söyleyerek bu Kur'ân'ı gözden çıkarılmış, terkedilmiş hale getirdi” dedi.
Peygamber dedi ki: "Ey Rabbim! Doğrusu kavmim şu Kur'an'ı terkedilmiş halde bıraktılar."
Ve elçi dedi ki: 'Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kur'an'ı terkedilmiş (bir kitap) olarak bıraktılar.'
Peygamber de (o gün şöyle) demekte: “- Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'ân'ı metrûk bıraktılar (ondan yüz çevirdiler).
Peygamber dedi ve diyecek ki: “Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'ân'ı terk edilmiş bıraktılar.”
«Tanrım! Benim ulusum, bu Kur'anı bıraktılar!» der Peygamber de
Resul de: “Ey Rabbim! Kavmim şu Kur'an'ı terk edilmiş/dışlanmış bir şey haline getirdi” diyecek.
Rasûl: "Yâ Rabbî bu kavim (Kureyş) Kur’ân’ı hezeyâna nisbet itdiler" diyecek.
Peygamber: "Ey Rabbim! Doğrusu milletim bu Kuran'ı terketmişti" der.
Peygamber, “Ey Rabbim! Kavmim şu Kur’an’ı terk edilmiş bir şey hâline getirdi” dedi.
Resul, “Rabbim! Kavmim bu Kur’an’a büsbütün ilgisiz kaldılar” dedi.
Peygamber der ki: Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'an'ı büsbütün terkettiler.
Elçi de, "Rabbim, halkım Kuran'ı terketti," der.
Peygamber dedi ki: "Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'ân'ı terkedilmiş (bir şey yerinde) tuttular."
Peygamber de «yarab, kavmim bu Kur'anı mehcur tuttular» demekte
(Müşrikler, inkâr ve isyanlarında iyice azgınlaşarak, Kur’ân’a karşı saldırılarını çoğaltınca, Peygamber) dedi ki: “Ey Rabbim! Şüphesiz, kavmim (içerisindeki inkârcılar) şu Kur’ân’ı, terk edilmiş bir hâlde bıraktılar (hükümlerinden yüz çevirdiler de ona inanmadılar).”
Peygamber dedi ki «Ey Rabbim, kavmim hakıykat şu Kur'ânı metruk (bir şey) edindiler».
Peygamber: “Ey Rabbim! Doğrusu kavmim bu Kur'ân'ı (ortada) terk edilmiş (birşey) saydılar” dedi.
Ve (her zalimin çaresizlik içinde pişman olduğu ahiret gününde) elçi: “Ey Rabbim! Doğrusu benim toplumum, (senin evrensel mesajını içeren ve insanlık için hidayet rehberinin tek kaynağı olan) Bu Kur’an’ı terkedilmiş (bir kitap) olarak bırakmışlardır.’’der. *
Elçi “Rabbim! Kavmim bu Kur’an’ı terk edilmiş olarak bıraktılar” dedi.
Elçi dedi: "Ey çalabım! Doğrusu benim ulusum bu Kur’an’ı uydurma gibi karşıladı."
Elçi de “Ya Rabbi! Muhakkak ki kavmim⁹ bu Kur’an’ı terk edilmiş bir hâlde bıraktı”¹⁰ der.
Ve Peygamber (o gün), “Rabbim! Gerçekten benim kavmim, bu Kur'an'ı terkedilmiş (bir kitap) olarak bıraktı” der.
Derken, kendilerine şefaat edeceğini umdukları Peygamber veya onun yolunu izleyerek toplumunu hak dine çağıran İslâm dâvetçisi, “Ey Rabb’im!” diyecek, “Benim halkımdan Müslüman olduğunu iddia eden bazı kimseler, bu Kur’an’ı tozlu raflar içine hapsederek terk ettiler. Kimileri onu anlamak ve uygulamak niyeti taşımaksızın okudu; ölülerin ruhlarına üfledi; kimileri onun yerine, başka eserleri başucu kitabı hâline getirdi; kimileri onu, üzerinde çalışmalar yapmaya yarayan bir malzemeden ibaret gördü; kimileri de onun bu çağda geçerliliğini yitirmiş bir kitap olduğunu ileri sürerek hayatın dışına itti; bunların yaptıklarından şikâyetçiyim yâ Rab!” diyecek.
Rasûl:
“Rabbim! Benim kavmim, bu Kur’ân’ı mehcûr edindiler (sıradan sözler yerine koydular / yer değiştirdiler)” dedi.
Bir yandan da Allah resulü: " Ya Rab! benim milletim de, vaktiyle Kuran’ı böyle öksüz bıraktılar " diye atılacak.
Hesap günü elçimiz: "Ya Rabbi! Elçi olarak gönderildiğim şu insanlardan inanmayanlar Kur’an’ı terk ettiler. Bir kez olsun Allah bize ne diyor diye merak etmediler. Okudukları zaman anlayarak okumadılar. Ayetlerine göre yaşamadılar. Yasalarına uymadılar." diye aleyhlerine şahitlik edecek.
(O gün) Peygamber (de): “Ey Rabbim! Doğrusu benim toplumum, bu Kur’an’ı terk etmişti.”¹ der.
VE [O GÜN] Rasûl: “Ey Rabbim!” diyecek, ²³ “Kavmimden [bazıları] bu Kur’an’ı gözden çıkarılacak bir şey olarak gördü!” ²⁴
İşte o gün Allah’ın mesajlarını tebliğ eden elçi şöyle şikâyet edecek: “Ya Rabbi, benim şu kavmim bu Kuran’a hep sırt çevirdi. 23/66, 25/18, 45/6...8, 67/6...11
Ve (o gün) Rasul diyecek ki: “Yâ Rabbî! Benim toplumum bu Kur’an’ı[³¹¹⁴] yalnızlığa mahkûm etti!”[³¹¹⁵]
Peygamber dedi ki: "Ey Rabbim, şüphe yok ki kavmim, Kur'an'ı terk etti!
Ve Resul : "Ya Rabbi, kavmim, bu Kur’an’dan uzaklaştılar" demiştir.
Ve Peygamber dedi ki: «Yarabbi! Şüphe yok benim kavmim bu Kur'an'ı metrûk ittihaz ettiler.»
O gün Peygamber: “Ya Rabbî, halkım bu Kur'ân'ı terk edip ondan uzaklaştılar! ” der.
Elçi de: "Ya Rabbi, kavmim, bu Kur'an'ı terk edilmiş bıraktılar demiştir.
Rasûl: "Yâ Rabbî! Benim kavmim bu Kur'ân'ı mehcûr ve metrûk ittihâz iylediler." didi.
O gün Elçimiz diyecek ki, “Ey Sahibim, benim kavmim bu Kur’ân’ı kendilerinden uzak tuttular[*].”
Peygamber:-Rabbim, dedi. Kavmim Kur'an'a ilgisiz kaldı.
Peygamber “Yâ Rabbi,” dedi. “Kavmim bu Kur'ân'ı terk etti.”
Resul de şöyle der: "Ey Rabbim, benim toplumum, bu Kur'an'ı terk edilmiş/dışlanmış halde tuttular."
daħı eyitti yalavaç “iy çalabum! bayıķ ķavmum duttılar uşbu ķur’ān’ı terk olınmış.”
Daḫı eyitdi peyġamber: Yā Rabb, didi. Benüm ḳavmüm bu Ḳur’ānı terkitdiler.
Peyğəmbər də “Ey Rəbbim! Həqiqətən, qövmüm bu Qur’anı tərk etmişdi!” – deyəcək.
And the messenger saith: O my Lord! Lo! mine own folk make this Qur’an of no account.
Then the Messenger will say: "O my Lord! Truly my people took this Qur´an for just foolish nonsense."(3086)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |