3 Haziran 2023 - 14 Zi'l-ka'de 1444 Cumartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Furkân Suresi 15. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Seç/Sil


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Kul eżâlike ḣayrun em cennetu-lḣuldi-lletî vu’ide-lmuttekûn(e)(c) kânet lehum cezâen ve masîrâ(n)

De ki: Bu mu daha hayırlıdır, yoksa çekinenlere vaadedilen ebedilik cenneti mi? Bu, onlara bir mükafattır ve dönüp varacakları yer.

De ki: "Bu (sonuç) mu daha hayırlıdır, yoksa takva sahiplerine va’ad edilen ebedilik cenneti mi? Ki orası onlar için (kutlu) bir mükâfat ve varılacak son (mutlu) durak yeridir."

De ki şimdi söyleyin bakalım: “Bu mu daha hayırlı, yoksa yolunu Allah'ın kitabıyla bulanlara vaadedilen bir mükafat ve yerleşme yeri olarak vaadedilen ebedi cennet mi?”

“Bu mu, daha iyi yoksa takvâ sahiplerine, Allah'a sığınanlara, emirlerine yapışanlara, günahlardan arınıp azaptan korunanlara, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü'minlere va'dedilen ebedîlik cenneti mi? Orası onlar için bir mükâfat ve güzel bir nihaî dönüş yeridir.” de.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 15/48; 38/53; 41/48.

De ki: "Bu mu daha hayırlıdır yoksa takva sahiplerine vaadedilen sonsuzluk cenneti mi? Orası onlar için bir mükafat ve dönüş yeridir."

De ki: 'Bu mu daha hayırlı, yoksa takva sahiplerine va'dedilen ebedi cennet mi? Ki onlar için bir mükafaat ve son duraktır.'

(Ey Rasûlüm, o Mekke kâfirlerine) de ki: “- Bu ateş mi hayırlı, yoksa takva sahiblerine vaad olunan ebedilik cenneti mi? O cennet ki, kendilerine bir mükâfat ve bir dönüş yeri bulunuyor.

De ki: “Bu mu daha yararlı, yoksa muttakiler için vaadedilen Cennet mi daha yararlı? O Cennet ki, muttakiler için mükâfat ve varış yeri olacaktır.

De ki: “Bu mu daha iyi, yoksa takvâ sahiplerine vaad edilen sürelilik cenneti mi? Orası, onlar için bir ödül ve bir varış yeridir.”

Diyesin ki: «Bu mu, yoksa sakınçlara adanmış olan sonsuzluk cenneti mi daha iyi?»; bu onlara hem bir ödül, hem de döneydir

De ki: “Bu mu daha hayırlıdır yoksa Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanlara bir mükâfat ve yerleşme yeri olarak vaad edilen ebedi cennet mi?”

Ânlara di ki: "Bu dünyâ mı iyi, muttakîlere va’d olunan ve büyük bir mükâfât teşkîl iden ebedî cennet mi?

De ki: "Bu mu iyidir, yoksa Allah'a karşı gelmekten sakınanlara mükafat ve gidilecek yer olarak söz verilen ebedi cennet mi daha iyidir?"

De ki: “Bu mu daha hayırlıdır, yoksa Allah’a karşı gelmekten sakınanlara va’dedilen ebedîlik cenneti mi?” Orası onlar için bir mükâfat ve varılacak bir yerdir.

De ki: “Bu mu daha iyidir, yoksa Allah’a saygılı olanlara vaad edilen ebedî cennet mi?” İşte bunlar için cennet bir ödül ve nihaî durak olacaktır.

De ki: Bu mu daha iyi, yoksa takvâ sahiplerine vâdedilen ebedilik cenneti mi? Orası, onlar için bir mükâfat ve (huzura kavuşacakları) bir varış yeridir.

De ki, "Bu mu, yoksa erdemlilere bir karşılık ve dönüş yeri olarak söz verilmiş ebedi cennet mi daha iyi?"

De ki: Bu mu daha iyi, yoksa takva sahiplerine vaad olunan ebedilik cenneti mi? Çünkü orası, onlar için bir mükafattır ve bir varış yeridir.

Ya o mı hayırlı, yoksa müttekilere va'dolunan Huld Cenneti mi Ki kendilerine bir mükâfat, ve âkıbet varacakları bir me'va bulunuyor

(Resûlüm, o kâfirlere) de ki: “Bu (sonuç) mu daha hayırlıdır, yoksa Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir mükâfat ve yerleşme yurdu olarak vadedilen ebedî kalınacak cennet mi?”

De ki: “Bu mu daha hayırlıdır, yoksa takva sahipleri için bir ödül olan, dönüş yeri olarak söz verilen süresiz Cennet mi?”

De ki: «Bu mu hayırlı, yoksa muttakıylere va'd olunan ebedîlik cenneti mi? Ki bu, onlar için bir mükâfat, bir merci'dir.

De ki: “(Başınıza gelmesi muhakkak olan) bu (netîce) mi hayırlıdır, yoksa takvâ sâhiblerine va'd edilen (ni'metleri aslâ kesilmeyecek olan) Huld Cenneti mi? (Orası) onlar için bir mükâfât ve bir varış yeridir.”

Deki “Bu cehennem ateşimi daha hayırlı? Yoksa sakınıp korunanlara vaat edilen, yaptıklarının karşılığında dönecekleri yer olan, sürekli kalacakları cennet mi daha hayırlı?

De ki: "Bu mu daha iyi, yoksa sakınırlara adanan o sonsuzluk Cennet’i mi? O Cennet ki onlar için hem bir karışıklık, hem de bir dönecek yer olmuştur."

Onlara de ki, acaba bu mu daha iyidir? Yoksa sakınanlara vaat olunan daimî Cennet mi iyidir? Onlar için burada mükâfat vardır. Burası uğraktır.

De ki: “Bu mu daha hayırlı, yoksa Allah’a karşı sorumluluk bilincinde olanlara, bir mükâfat ve varış yeri olarak vaat edilen ebedi [huld] cennet mi?”

De ki: “Bu mu daha hayırlı, yoksa takva sahiplerine vaat edilen ve onlar için bir mükâfat ve dönüş yeri olan ebedi cennet mi?

O hâlde, ey Müslüman! Bu felâkete doğru adım adım yaklaşmakta olan bütün kâfirlere de ki: “Şimdi söyleyin bakalım, bu korkunç son mu daha iyidir, yoksa kötülüklerden titizlikle sakınan kimselere bir mükâfât ve yerleşme yurdu olarak söz verilen sonsuz cennet nîmetleri mi?” Öyle bir cennet ki:

De ki:
-“Bu mu hayırlıdır; yoksa Müttakîler’e / Sakınıp Korunanlar’a vaad edilmiş Huld’ün cenneti / Sürekli Kalıcı Cennet mi?
Onlar için varılacak bir yer ve ödül olmuştur”.

De ki: " bu mu daha iyi, yoksa sağlamcılara vadedilen sonsuz mutluluk mu ? ..." Sağlamcıların ödülü ve son durağı cennettir.

De ki; “Bu ceza mı sizin için iyidir, yoksa Allah’ın azabından korunan inanarak iyi işler yapanlara verilecek cennet mi? Ebedi cennet Allah’ın yasalarına uyan inanarak iyi işler yapanların hakkıdır. Allah’ın gönderdiği bilgilere karşılık hainlik yapmayan, gerçeklerin üzerini örterek saptırmayanların hakkıdır.”

(Onlara) de ki: “Bu mu hayırlı olan yoksa [muttakî]lere (duyarlı olanlara) vadedilen, kendileri için bir ödül ve varış yeri olan [ebedî] cennet mi?”

(Ey Muhammed! Onlara): “Bu mu daha iyi,¹ yoksa takva sahiplerine bir mükâfat ve bir barınak olarak vâdedilen sonsuzluk cenneti mi? (daha iyi)” de.

1 “Bu mu daha iyi” ifâdesi cehennemde iyilik olacağı anlamına gelmez. Burada; kâfirlerin iyi zannettikleri şeyler hakkındaki kanaatleriyle, zarif bir ... Devamı..

De ki: “(Şimdi söyleyin,) bu mu daha hayırlı, yoksa Allah’a karşı sorumluluk bilinci taşıyanlara bir mükafat ve yerleşme yeri olarak vaad edilen ebedî cennet mi?

De ki: – E şimdi bu mu hayırlı, yoksa günahlardan sakınıp korunanlara vaat edilen ve onlar için bir ödül ve nihai vatan olan kalıcı cennet mi? 3/195, 9/72, 28/61, 46/13...16

De ki: “Ee, şimdi bu mu hayırlı, yoksa takvâ sahiplerine vaad edilen ebedî cennet mi?[³⁰⁹⁷] Ki o bir ödül[³⁰⁹⁸] ve bir son duraktır.

[3097] Cennetin “has bahçe” anlamına geldiğini hatırlarsak, dünyada gördüğümüz hiçbir has bahçenin ebedî olmadığını da hatırlarız. İşte âyetteki “ebed... Devamı..

(Ey Muhammed, onları uyar da ibret alsınlar) De ki: "-Bir kul için- Bu cehennem mi daha hayırlıdır, yoksa takva ehline (iman edip sâlih ameller işleyenlere) va'ad olunan sonsuzluk cenneti mi? Ki bu cennet onlar için bir mükafat ve varılacak ne güzel bir son duraktır.

De ki: "Bu mu iyi, yoksa korunanlara va’dedilen sürekli cennet mi? O da onların mükâfâtı ve varacakları yerdir’’

Dedi ki: «Ya bu mu daha hayırlıdır, yoksa muttakîler için vaadedilmiş olan Huld cenneti mi ki, onlar için bir mükâfaat ve bir varılacak yer olmuştur.»

De ki: “Bu mu iyi, yoksa takvâ ehline vâd olunan ebedî cennet mi? ”Orası onlar için bir mükâfat ve pek güzel bir âkıbettir. [15, 48; 38, 53; 41, 28]

De ki: "Bu mu iyi, yoksa korunanlara va'dedilen ebedi cennet mi? O da onların mükafat ve sonucudur!"

Di ki: "Bu mı hayırlıdır yoksa muttakîlerin va'd olundukları cennet-i huld mı hayırlıdır?

De ki: “Bu mu iyi, yoksa takva sahiplerine söz verilen kalıcı cennet mi? O onlar için hem bir karşılık, hem varılacak yerdir.”

-Bu mu hayırlı, yoksa takva sahiplerine söz verilen ebedi cennet mi? Orası onlar için bir ödül ve son duraktır, de!

De ki: Bu mu daha hayırlı, yoksa takvâ sahiplerine vaad edilen ebedî Cennet mi? Bu onların ödülü ve varacakları yerleridir.

De ki: "Bu mu daha iyi, yoksa korunanlara vaat edilen o sürekli cennet mi? O cennet de bu korunanların ödülü ve dönüş yeridir."

eyit “ay şol mı yigrekdür ya'nį ŧamu yā ebedlik uçmaġı ol kim va'de virinildi şaķınıcılar?” oldı uçmaķ anlara yanud daħı dönecek yir.

Eyit yā Muḥammed: Ol mı yigrekdür, yā Cennetü’l‐Ḫuld mı ki va‘de olundı müttaḳīlere? Ol anlaruñ cezāsıdur, daḫı varacaḳ yirleri.

(Ya Rəsulum!) Onlara de: “Bu (cəhənnəm odu) yaxşıdır, yoxsa Allahdan qorxub pis əməllərdən çəkinənlərə bir mükafat və sığınacaq olaraq və’d edilən Xüld cənnəti?”

Say: Is that (doom) better or the Garden of Immortality which is promised unto those who ward off (evil)? It will be their reward and journey's end.

Say: "Is that best, or the eternal garden, promised(3069) to the righteous? for them, that is a reward as well as a goal (of attainment).(3070)

3069 Shifting the scene back to this life, they may fairly be asked: "Here is the result of the two courses of conduct: which do you prefer?" 3070 To ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.