Bel keżżebû bi-ssâ’a(ti)(s) vea’tednâ limen keżżebe bi-ssâ’ati se’îrâ(n)
Hatta onlar, kıyameti de yalanladılar ve biz, kıyameti yalanlayana, alevalev yanan ateşi hazırladık.
Hayır, (aslında) onlar zaten kıyamet-saatini (ve dirilip hesaba çekilmeyi de) yalanlayıvermişlerdi; (oysa) Biz kıyamet-saatini yalan sayanlara çılgınca yanan bir ateş hazırladık (ki onları beklemektedir).
Hayır, onlar kıyamet saatini yalanladılar. Biz de kıyamet saatini yalan sayanlara, çılgınca yanan bir ateş hazırladık.
Müşrikler sadece seni yalanlamadılar. Asıl Kıyamet'in kopacağı ânı, ölümden sonra diriltmemizi, sorguyu suali yalanladılar. Biz ise, Kıyamet'in kopacağını inkâr edenler için körüklenen alev püsküren dehşetli cehennem ateşini hazırladık.
Hayır, onlar kıyamet saatini de yalanladılar. Kıyamet saatini yalanlayanlar için çılgın bir ateş hazırladık.
Hayır, onlar kıyamet-saatini yalanladılar; biz kıyamet saatini yalan sayanlara çılgınca yanan bir ateş hazırladık.
Fakat onlar kıyameti de yalan saydılar. Biz ise o kıyameti yalanlayanlara çok şiddetli bir ateş hazırladık.
Fakat onlar, kıyametin kopacağını, (her gündüzün akşamı, her gecenin sabahı olacağını) yalanladılar. Biz de kıyametin kopmasını yalanlayanlar için, yakıcı Cehennem ateşini hazırladık.
Doğrusu onlar, kıyameti de yalanlamışlardı. Biz ise, kıyameti inkâr edenler için alevli bir ateş hazırladık.
Hayır, onlar yalanladı kıyameti, onu yalanlayana hazırladık alevli ateşi!
Hayır, onlar kıyameti de yalanladılar. Biz ise o kıyameti yalanlayanlara çılgın alevli bir ateş hazırlamışız.
Vakit ve sâ’atin geleceğine yalan diyorlar, böyle yalan diyenlere şiddetli bir ateş hazırladık.
Zaten onlar, kıyamet saatini de yalanladılar. O saatin geleceğini yalanlayanlara çılgın alevli bir ateş hazırlamışızdır.
Hayır, onlar Kıyameti de yalanladılar. Biz ise o Kıyameti yalanlayanlara çılgın bir cehennem ateşi hazırlamışızdır.
Fakat onlar kıyameti yalanladılar. Biz de kıyameti yalanlayanlar için alevli bir ateş hazırladık.
Onlar üstelik kıyameti de yalan saydılar. Biz ise, kıyameti inkâr edenler için alevli bir ateş hazırladık.
Doğrusu, onlar Saati (dünyanın sonunu) yalanladılar. Saati yalanlayanlara alevli cehennemi hazırladık.
Fakat onlar o saati (kıyameti) de yalanladılar. Biz ise o saati yalanlayanlara çılgın alevli bir ateş hazırladık.
Fakat onlar saati tekzib ettiler, biz ise o saati tekzib edenlere öyle bir saıyr, çılgın bir ateş hazırladık
Fakat onlar (kâfirler) kıyameti (yeniden dirilişi ve hesap gününü) yalanladılar. Biz ise kıyameti (yeniden dirilişi ve hesap gününü) yalanlayanlara alevi şiddetli bir ateş hazırladık.
Onlar (yalınız o sözleri söylemekle kalmadılar) bil'akis o saati de yalan saydılar. Biz o saati tekzîb edenlere öyle çılgın bir ateş hazırladık ki,
Bil'akis (onlar) kıyâmeti yalanladılar; bunun üzerine (biz de) kıyâmeti yalanlayanlara (pek) alevli bir ateş hazırladık!
Aksine onlar kıyameti (ve o günde dirilip hesaba çekilmeyi) yalanladılar. Biz de kıyameti yalanlamış olan kimseler için, (o gün) alevli bir ateş hazırlamış (olacağ)ız.
Onlar kıyamet gününü yalanlıyorlar. Bizde kıyamet gününü yalanlayanlar için yakıcı ateşi hazırladık.
Tersine, onlar kalkış gününü de yalan saydılar, Biz ise o günü yalan sayanlar için kızgın bir ateş düzdük.
Bilakis onlar kıyameti [es-sâat] yalanladılar. Biz ise o kıyameti yalanlayanlara çılgın bir ateş [sa’îr] hazırlamışızdır.
Hayır, onlar kıyameti yalanladılar ve biz kıyameti yalan sayanlara çılgınca yanan bir ateş hazırladık.
Kâfirlerin bunca itirazlarının arkasında yatan gerçek sebep şudur: Aslında onlar, kıyâmeti ve ölümden sonraki hayatı inkâr ediyorlar. Oysa biz, kıyâmeti inkâr edenler için çılgın bir ateş hazırladık. Öyle ki:
Evet! Saat’i yalanladılar. Saat’i yalanlamış kimseler için çılgın alevli bir ateş hazırladık.
Aslında onlar, kıyamet olayına inanmıyorlar. Biz, kıyamet gününe inanmayanlar için çılgın alevler hazırladık.
Onlar sorumluluk almamak için, sorumluluklarından kaçmak ümidiyle kıyameti inkâr ettiler. Onların inkârı önemli mi? Onlar inkâr etseler de inkâr etmeseler de kıyamet onlar için kızgın alevli bir ateş olacak.
Gerçekte onlar o (Son) Saat’i yalanlamışlardı. Biz de o (Son) Saat’i yalanlayanlara alevli bir ateş (cehennem) hazırladık.
Onlar (aslında seni değil) kıyamet gü-nünü yalanlıyorlar. Biz ise, kıyameti inkâr edenlere çok şiddetli bir ateş hazırladık.
(O inkarcılara gelince;) onlar asıl Son Saat’in [geleceğini] yalanladılar! Oysa, Biz Son Saat gerçeğini yalanlayanlar için harlı bir ateş hazırlamışızdır:
Aslında onlar o saat bu dünyanın sonunun geleceği gerçeğini yalanlıyorlar oysa biz o saat gerçeğini hesaba katmayanlar için alevler püskürten korkunç bir ateş hazırladık. 18/35- 36, 41/50, 45/32
Hayır! Onların (asıl problemi) Son Saat’i yalanlamış olmalarıdır.[³⁰⁹²] Ama Biz Son Saat’i yalanlayan kimseler için kışkırtılmış çılgın bir ateş[³⁰⁹³] hazırlamışızdır.
Fakat o kafirler kıyamet saatını da yalanladılar. (O kafirler bilsinler ki) Biz o saati yalan sayanlara, öyle çılgın bir ateş hazırladık ki,
Hayır, onlar saati/kıyametin kopmasını yalanladılar. Biz ise o saati yalanlayanlara çılgın bir cehennem ateşi hazırlamışızdır.
Belki Kıyameti de tekzîp ettiler. Biz de Kıyameti tekzîp edenler için şiddetli bir ateş hazırladık.
Ayrıca onlar kıyameti de yalan saydılar. Kıyameti yalanlayana ise Biz alevli bir ateş hazırlardık.
Onlar (senin hakkında o yakışıksız sözleri söylemekle kalmadılar) bilakis, (Duruşma) sa'ati(ni) de yalanladılar. Biz (Duruşma) sa'ati(ni) yalanlayanlara alevli bir ateş hazırlamışızdır.
Evet: Onlar kıyâmeti tekzîb ve inkâr itdiler. Kıyâmeti inkâr idenlere biz cehennemi ihzâr iyledik.
Aslında onlar kıyamet saati karşısında yalana sarıldılar, Kıyamet saati karşısında yalana sarılanlar için alevli bir ateş hazırlamışızdır.
Onlar zaten(Kıyamet) saatini yalanlamışlardı. Kıyameti yalanlayanlar için alevli bir ateş hazırladık.
Aslında onlar kıyameti yalanladılar. Biz ise, kıyameti yalanlayanlar için alevli bir ateş hazırladık.
İş onların söyledikleri gibi değil. Onlar o kıyamet saatini yalanladılar. Ve biz, kıyamet saatini yalanlayanlara alevli bir ateş hazırlamışızdır.
belki yalan duttılar ķıyāmetı daħı yaraķladuķ aña kim yalan duttı ķıyāmetı yalıñlu od.
Bel ki kāfirler ḳıyāmet ḳopmaġı yalanladılar. Daḫı biz yaraḳladuḳ ol kişilereki yalanladılar ḳıyāmet ḳopmaġı cehennem odı.
Lakin onlar (təkcə səni deyil) o saatı da (qiyaməti də) yalan saydılar. Biz də o saatı (qiyaməti) yalan hesab edənlər üçün (Cəhənnəmdə) şiddətli bir atəş hazırladıq.
Nay, but they deny (the coming of) the Hour, and for those who deny (the coming of) the Hour We have prepared a Same.
Nay they deny the hour (of the judgment to come):(3066) but We have prepared a blazing fire for such as deny the hour:
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |