16 Nisan 2024 - 7 Şevval 1445 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mü’minûn Suresi 46. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

İlâ fir’avne vemele-ihi festekberû vekânû kavmen ‘âlîn(e)

Firavun'a ve kavminin ileri gelenlerine, ululanmak istediler ve kibirli bir topluluktu onlar.

 Firavun’a ve ileri gelen çevresine (emirlerimi tebliğ etsinler diye); fakat onlar (yücelik gururuyla) büyüklendiler. (Hakk’tan ve İslam’dan yüz çevirdiler. Zaten) Onlar, ’büyüklenen-zorba’ bir topluluk idi.

Firavun ve onun seçkinler çevresine gönderdik. Fakat bunlar büyüklük tasladılar. Zaten oldum olası, kendilerini büyük gören bir toplumdu bunlar.

Firavun'a, devlet büyüklerine ve kodamanlarına gönderdik. Onlar gurura kapılmışlar, zorbalık etmişlerdi. Diktatörlük taslayan zorba bir kavim idiler.

Firavun'a ve ileri gelenlerine. Ancak onlar büyüklendiler. Onlar üstünlük taslayan bir topluluktu.

Firavun'a ve ileri gelen çevresine; fakat onlar büyüklendiler. Onlar, 'büyüklenen-zorba' bir topluluktu.

45,46. Sonra Mûsa ile kardeşi Harûn'u, mucizelerimizle ve açık bir hüccetle, Firavun'a ve onun ileri gelenlerine gönderdik de bunlar, (iman etmeyi) kibirlerine yediremediler. Onlar büyüklenen bir kavimdiler.

45, 46. Sonra Musa ve Harun’u ayetlerimizle ve apaçık bir delil ile Firavun ve meclisine peygamber olarak gönderdik. Onlar, (mesajımıza karşı) büyüklük tasladılar. Onlar (dünyaca) çok üstün bir toplum idiler.

45,46. Sonra Mûsâ ve kardeşi Hârûn'u, Firavun ve ileri gelenlerine âyetlerimizle ve kesin delillerimizle gönderdik. Kibirlendiler ve zaten büyüklük taslayan bir topluluktular.[355]

[355] Hz. Mûsâ’nın kıssası hakkında kısa bir bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XIII, 229-233.

Firavunla elebaşıları da, büyüklük tasladılar, onlar yükselmişlerdi

45-46. Sonra Musa ve (kardeşi) Harun'u ayetlerimizle ve apaçık bir delille Firavun ile kodamanlarına gönderdik. Fakat onlar iman etmeyi kibirlerine yediremediler. Zaten onlar büyüklük taslayan bir zümre idi.

Bunlar Fir’avn eşrâfına gitdiler, ânlar tekebbür itdiler mütekebbir bir kavim idi.

45,46. Sonra Musa ve kardeşi Harun'u, Firavun ve erkanına mucizelerimiz ve apaçık delille gönderdik. Büyüklük tasladılar. Zaten mağrur bir topluluktular.

45,46. Sonra Mûsâ ve kardeşi Hârûn’u mucizelerimizle ve apaçık bir delille Firavun ve ileri gelenlerine peygamber olarak gönderdik de (onlar) büyüklük tasladılar ve kendilerini büyük görüp böbürlenen bir topluluk oldular.

45-46. Sonra Mûsâ ve kardeşi Hârûn’u, âyetlerimizle ve apaçık bir delil ile Firavun’a ve onun önde gelen adamlarına gönderdik. Fakat onlar büyüklük tasladılar. Zaten onlar herkese tepeden bakan bir topluluktu.

45, 46. Sonra âyetlerimizle ve apaçık bir fermanla Musa ve kardeşi Harun'u Firavun'a ve ileri gelenlerine gönderdik. Onlar ise kibire kapıldılar ve ululuk taslayan bir kavim oldular.

Firavun ve ileri gelen takımına... Ancak onlar büyüklendiler. Onlar küstah bir topluluk olmuştu.

Firavun'a ve ileri gelenlerine de (gönderdik). Bunun üzerine onlar kibire kapıldılar ve ululuk taslayan zorba bir kavim oldular.

Fir'avna ve cem'ıyyetine de bunlar kibirlerine yediremediler ve dik başlı bir kavm idiler

45-46. Sonra Mûsâ ve kardeşi Hârûn’u, mu‘cizelerimizle ve apaçık bir delille, Firavun’a ve ileri gelenlerine (peygamber olarak) gönderdik. Fakat onlar (emirlerimize karşı) büyüklük tasladılar. (Ve böylece) kendilerini büyük görüp, böbürlenen bir topluluk oldular.

Firavun ve melelerine¹. Ancak onlar kibirlendiler. Büyüklük taslayan bir halk oldular.

1- Halkın ileri gelenleri, imtiyaz sahibi seçkinleri. Din adamları/ruhban sınıfı.

45,46. Daha sonra Musâyi ve biraderi Hârunu bunca mucizelerimizle ve apaçık hüccetimizle Fir'avne ve onun ileri gelenlerine gönderdik de (îman etmeyi bir türlü) kibirlerine yediremediler. Onlar mütekebbir ve müstebid adamlardı.

45,46. Sonra Mûsâ'yı ve kardeşi Hârûn'u, âyetlerimizle ve apaçık bir delil ile Fir'avun'a ve onun ileri gelenlerine gönderdik, fakat (onlar) kibirlendiler; zâten büyüklük taslayan bir kavim idiler.

Firavun’a ve onun yöneticilerine gönderdik. Sonra kendilerinin erişilmez yüce bir topluluk olduklarına inanarak, kibirlendiler.

Firavun’a, onun ileri gelenlerine. Onlar büyüklük tasladılar. Onlar kendini beğenmiş dik başlı kimseler idiler.

45, 46. Sonra Musa/yı ve kardeşi Harun/u Firavun/a ve ileri gelenlerine mucizelerimizle, açık bir burhan ile gönderdik. Onlar ise imanı kibirlerine yediremediler. Onlar dünyaca yüce halli kimselerdi [²].

[2] İsrail oğullarını kahr ile kullanırlardı.

Firavun ve ileri gelen adamlarına. Onlar ise büyüklük tasladılar ve küstahça davranan/tepeden bakan [âlîn] bir kavim idiler.

Firavun'a ve ileri gelen çevresine (gönderdik); fakat onlar büyüklendiler. Onlar zaten ululuk taslayan bir topluluktu.

Firavun ve kurmaylarına gönderdik. Fakat onlar, Allah’a kulluk etmeyi kendilerine yediremeyerek Mûsâ’ya karşı büyüklük tasladılar; zaten onlar, oldum olası küstahça kibirlenen zorba bir toplum idiler.

Firavun’a ve ileri gelenlerine!
Derken, büyüklendiler. Ululuk taslayan bir kavim oldular.

Fıravunlara gönderdik. Fıravunlar havalara girdiler. Zaten havalı bir toplum idiler.

İnkâr edenler büyüklük tasladılar. Şanlarıyla, şöhretleriyle, saraylarıyla, varlıklarıyla, ordularıyla böbürlenen bir topluluk oldular.

45,46. Sonra Musa’yı ve kardeşi Harun’u ayetlerimizle ve apaçık bir delille Firavun ve yöneticilerine göndermiştik. Fakat onlar, kibirlenmiş ve yücelik taslayan bir toplum olmuşlardı.

45,46. Daha sonra Mûsa ve kardeşi Hârûn’u da firavuna ve onun ileri gelenlerine mûcizelerimizle ve apaçık bir delil olan (Tevrâtla) gönderdik. Fakat onlar büyüklük tasladılar. Zâten onlar kendilerini beğenmiş kimselerdi.

Firavun ve onun seçkinler çevresine gönderdik; ²³ fakat bunlar büyüklük tasladılar; zaten (oldum olası) kendilerini büyük gören bir toplumdu bunlar.

23 Durumları diğer peygamberlerden bir bakımdan farklı olduğu için, Hz. Musa ve Harun burada ismen zikrediliyorlar; sözkonusu farklılık, onların kendi... Devamı..

Firavun ve ileri gelenlerine. Fakat onlar büyüklendiler, zaten onlar, insanlara tepeden bakan bir toplum idiler. 29/39, 40/23- 24

Firavun ve onun önde gelen çevresine gönderdik; çünkü onlar büyüklük taslamıştılar; zaten öteden beri hep tepeden bakan bir güruhtular.[²⁹²⁴]

[2924] Nebi’yi teselli eden bu âyetler, inkârın tabiatının tarih boyunca değişmediğini gösteriyor.

45,46. Daha sonra; Musa ile Harun'u, Firavuna ve ileri gelenlerine ayetlerimizle ve apaçık delillerle gönderdik. Onlar -iman etmeyi bir türlü- kibirlerine yediremediler!.. Çünkü onlar, büyüklük taslayan zorba bir kavim idiler.

(Musa ve Harunu) Fir’avn ve ileri gelen adamlarına (gönderdik). Onlar büyüklük tasladılar ve büyüklenen bir topluluk oldular.

Fir'avun'a ve onun kavmine. Onlar ise ululandılar ve kendilerini yüksek görür bir kavim oldular.

45, 46. Sonra da Mûsa ile kardeşi Hârun'u âyetlerimizle ve apaçık delille Firavun ile ileri gelen yardımcılarına gönderdik. Onlar da hakkı kabulden kibirlendiler. Zaten onlar kendilerini çok büyük gören bir zümre idi.

Fir'avn'e ve ileri gelen adamlarına. Onlar büyüklük tasladılar ve böbürlenen bir topluluk oldular.

Fir'avn kavmine ki büyüklük tasladılar ve onlar mütekebbir bir kavim idiler.

Firavun’a ve onun ileri gelenlerine gönderdik. Hemen kendilerini büyük göstermeye çalıştılar. Onlar kibirli bir topluluktu.

Firavun'a ve çevresine. Ama onlar, büyüklendiler, zaten mağrur bir kavim idiler.

Firavun ile adamlarına gittiler; fakat onlar iman etmeyi kibirlerine yediremediler. Zaten onlar büyüklük taslayan bir zümre idi.

Firavun'a ve kodamanlarına. Ancak kibre saptılar, çünkü kendilerini büyük gören bir topluluktu onlar.

45-46. andan viribidük mūsā’yı daħı ķarındaşın hārūn’ı nişānlarumuz ile ḥüccet ile bellü. fir'avndın yaña daħı ķavumına. pes boyun virmediler daħı oldılar bir ķavum yücelik eyleyiciler daħı artuķlıķ.

Fir‘avn bile ḳavmine. Pes büyüklendiler. Daḫı anlar mütekebbir ḳavm‐idi.

Fir’onun və onun ə’yan-əşrafının yanına. Onlar (iman gətirməyi) təkəbbürlərinə sığışdırmayıb özlərini yuxarı tutan camaat olaraq qaldılar (yaxud Misirdə hakim olduqları İsrail oğullarına əzab-əziyyət verməkdə davam etdilər).

Unto Pharaoh and his chiefs, but they scorned (them) and they were despotic folk.

To Pharaoh and his Chiefs: But these behaved insolently: they were an arrogant people.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.