11 Ekim 2024 - 8 Rebiü'l-Ahir 1446 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mü’minûn Suresi 111. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

İnnî cezeytuhumu-lyevme bimâ saberû ennehum humu-lfâ-izûn(e)

Şüphe yok ki ben de sabrettiklerine karşılık bugün onları mükafatlandıracağım; şüphe yok ki onlardır muratlarına erenlerin ta kendileri.

(İşte) "Bugün Ben de, gerçekten onların (Hakk’ta sabit ve mücahit kullarımın) sabretmelerinin karşılığını (ebedi cennet ve saadet olarak) verdim. Şüphesiz onlar, ’kurtuluşa ve mutluluğa’ erenlerdir" (buyrulacaktır).

Ama her türlü güçlüklere göğüs germelerinden dolayı, bugün onları mükafatlandırdım. İşte ateşten kurtulup muradına erenler onlardır.

Sabrederek mücadeleye devam etmeleri sebebiyle, bugün onları mükâfatlandıracağım. Onlar gerçekten mutlu olanlardır.

Bugün sabretmelerine karşılık onları mükâfatlandırdım. Şüphesiz onlar kurtuluşa erenlerdir."

'Bugün ben, gerçekten onların sabretmelerinin karşılığını verdim. Şüphesiz onlar, 'kurtuluşa ve mutluluğa' erenlerdir.'

İşte ben, o müminlere, sabretmelerine karşılık, bugün bu mükâfatı (cenneti ) verdim. Muhakkak onlardır zafere erenler...”

“İşte sabrettiklerinden dolayı, bugün onları asıl kazançlılar olarak çıkarmakla mükâfatlandırdım.”

“Bugün ben onları, sizin zulümlerinize sabretmelerinden dolayı kurtuluşla ödüllendirdim.”

Sabırları yüzünden, bugün ödül verdim onlara, onlardır kurtulanlar

Ama ben (vaktiyle hor gördüğünüz bu insanları) sabretmeleri sebebiyle, bugün mükâfatlandırdım. Şüphesiz onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.”

"Bugün ben ânları sabırlarından dolayı nâil-i mükâfât ideceğim, mes’ûd olacaklar" cevâbını alacaklar.

108,109,110,111. Allah: "Sinin orada! Benimle konuşmayın. Kullarımdan bir topluluk: "Rabbimiz! inandık, artık bizi bağışla, bize acı. Sen acıyanların en iyisisin" diyordu. Siz ise, onları alaya alıyordunuz. Bu yaptıklarınız size Beni anmayı unutturuyordu. Onlara hep gülüyordunuz. Sabretmelerine karşılık bugün onları mükafatlandırdım. Doğrusu onlar kurtulanlardır" der.

Sabretmiş olmaları sebebiyle, bugün ben onları mükâfatlandırdım. Şüphesiz onlar başarıya erenlerin ta kendileridir.

“Bugün de ben onlara sabretmelerinin karşılığını veriyorum. Onlar hakikaten muratlarına ermişlerdir.”

Bugün ben onlara, sabrettiklerinin karşılığını verdim; onlar, hakikaten muratlarına erenlerdir.

"Bugün ben, onlara sabretmelerinin karşılığını verdim. Kazananlar işte bunlardır."

Bugün ben onlara, sabrettiklerinin karşılığını verdim; onlar, hakikaten muradlarına erenlerdir.

İşte onlara ben sabretmelerine mukabil bu gün bu mükâfatı verdim, onlardır onlar, murada erenler

Ama ben (vaktiyle alay ettiğiniz o insanları) sabretmeleri sebebiyle, bugün (ebedî cennet ile) mükâfatlandırdım. Şüphesiz onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.”

Gerçek şu ki, bugün onlara sabretmelerinin karşılığını verdim. Onlar kazançlı çıkanlardır.

Ben (sizin o istihza ve ezalarınıza) sabr (ve tehammül) etdiklerine mukaabil bugün onları (mü'minleri) mükâfatlandırdım. Şübhesiz ki onlar muradlarına erenlerin ta kendileridir.

“Şübhesiz ki ben, sabretmelerine karşılık bugün onları mükâfâtlandırdım; gerçekten kurtuluşa erenler, ancak onlardır!”

Sabretmiş olmaları sebebiyle, bugün ben de onları mükâfatlandırdım. Şüphesiz onlar başarıya (kurtuluşa) erenlerin ta kendileridir.

“Elbet bende onların sizlere (alay etmenize) karşı sabredip dayanmalarının karşılığını bugün verdim. Şüphesiz ki onlar kurtulmuş olanlardır” dedi.

İşte Ben onların katlanmalarının karşılığını bugün kendilerine verdim. İşte onlar umduklarına erenlerdir.

İşte ben bugün onların istihza ve ezanıza katlanmalarına mukabil onlara muratlarına ermek suretiyle mükâfat verdim.

“Muhakkak ki Ben bugün onlara sabretmelerinin/göğüs germelerinin mükâfatını veriyorum. Hiç şüphe yoktur ki onlar kazananların tâ kendileridirler.”

“Bugün ben, gerçekten onların sabretmelerinin karşılığını verdim. Şüphesiz onlar kurtuluşa erenlerdir.”

“Ama Ben, vaktiyle hor ve hakir gördüğünüz bu insanları, sizin alay ve işkencelerinize sabırla göğüs gerdikleri için bugün ödüllendiriyorum: İşte onlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir!”

“Ben, sabrettikleri için onları Bugün ödüllendirdim. Onlar, Başarıya / Murada Erenler’dir”.

Ben de sabırlarına karşılık kendilerini ödüllendirdim. Artık yarışı onlar kazandı.

“İşte sizin alay ettikleriniz. Alaylarınıza aldırmadıkları, inançla yolumda yürüdükleri, yasalarıma uydukları için, bugün onları mükâfatlandırdım. Şüphesiz onlar başarıya ulaşanların ta kendileridir.”

Şüphesiz ki bugün ben de onlara, (dünyada) sabretmelerinin karşılığını verdim; şüphesiz ki onlar başaranlardır.” [*]

Burada yer alan [bimâ saberû] ifadesi, mahşerdeki ödüllerin dünyadaki fedakârlıkların karşılığında olduğunu ortaya koymaktadır Buna göre [sabır] “sebe... Devamı..

“Bugün Ben sabrettiklerinden dolayı onları mükâfatlandırdım. Doğrusu onlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.” (der.)

[Ama,] bakın, güçlüklere göğüs germelerinden ötürü bugün onları mükafatlandırdım: işte, bahtiyar olacak olanlar böyleleridir!”

İşte bugün ben de onları sabırlarından dolayı ödüllendirdim. Gerçek başarıyı yakalayanlar işte bunlardır. 13/23- 24, 39/10

Bakın işte, sabırlarından dolayı onları bugün ödüllendirdim: şüphesiz ki gerçek başarıya[²⁹⁶²] erenler işte onlardır.

[2962] Fevz, geldiği her yerde mü’minler için kullanılır ve ebedî kurtuluşu ifade eder.

O müminleri ise -sizin eziyetlerinize- sabrettiklerinden dolayı mükafatlandırdım!.. Onlar gerçekten kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

Sabretmiş olmaları sebebiyle, bugün ben onları mükâfatlandırdım. Şüphesiz onlar başarıya erenlerin ta kendileridir.

«Şüphe yok ki, bugün Ben onları sabrettikleri sebebiyle mükâfaata nâil ettim, muhakkak ki necâta ermiş olanlar da onlardır, onlar.»

İşte Ben de sabretmelerine karşılık bugün onları ödüllendirdim. İşte umduklarına kavuşanlar onlardır.

Bugün ben, onlara sabretmelerinin karşılığını verdim; onlar (evet) işte kurtulup murada erenler onlardır.

"Ben onları, sabırları sebebiyle bugün mükâfât itdim. Tahkîk onlar murâdlarına nâil olmuşlardır." buyurır.

Sabır göstermelerine karşılık ben de bugün onları ödüllendirdim. Başaranlar onlar oldu.

Bugün sabrettikleri için onları ödüllendirdim. Kurtuluşa ermiş olanlar, işte onlardır.

“Ben ise, sabretmelerinden dolayı bugün onları ödüllendirdim; artık onlar muratlarına ermiş bulunuyorlar.”

Bugün onlara ben, sabretmiş olmalarının karşılığını verdim. Başarıya erip kurtulanlar, onlardır.

“bayıķ ben yanud virdüm anlara bugün śabr eyledükleri içün anlar žafer bulıcılar murādlarını.

Taḥḳīḳ ben müzd virdüm anlara bu gün ṣabr itdüklerinden ötürü.Taḥḳīḳ anlar sa‘ādet‐i ebedīye yitişdiler.

Həqiqətən, Mən səbr etdiklərinə görə onları mükafatlandırdım. Onlar nicat tapanlardır (uğura yetənlərdir)!”

Lo! I have rewarded them this day forasmuch as they were steadfast; and they verily are the triumphant.

"I have rewarded them this Day for their patience and constancy: they are indeed the ones that have achieved Bliss..."


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.