11 Ekim 2024 - 8 Rebiü'l-Ahir 1446 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mü’minûn Suresi 110. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Fetteḣażtumûhum siḣriyyen hattâ ensevkum żikrî vekuntum minhum tedhakûn(e)

Halbuki siz, onları alaya aldınız da sonunda beni anmayı unutturdu size bu hal ve siz onlara gülerdiniz.

(Ama) "Siz onları alay konusu edinmiştiniz (Hakka ve hayra çağıran mü’minleri terk edip, küçümseyip; zalimlerin ve hain kesimlerin peşine gitmiştiniz); öyle ki, (düşüncesiz ve dengesiz tarafgirliğiniz) size Benim Zikrimi (Kur’ani hüküm ve haberlerimi) unutturmuştu ve siz onlara (Hakk yolda sağlam duranlara) gülüp duruyordunuz" (diye hatırlatılacaktır).

siz onları alaya alırdınız. O kadar ki, bu yaramaz haliniz, beni anmayı size büsbütün unutturdu ve hep o mü'minlere gülüp dururdunuz.

“İşte siz onları alay konusu yaptınız. Alayınız size beni zikretmeyi, bana şükretmeyi, benim övünç kaynağı Kur'ân'ımı, benim şeriatımı unutturdu. Siz onlara alay yollu gülüyordunuz.”

Sizse onları alay konusu edinmiştiniz. Size benim zikrimi unutturdular ve siz onlara gülüyordunuz.

'Siz onları alay konusu edinmiştiniz; öyle ki, size benim zikrimi unutturdular ve siz onlara gülüp duruyordunuz.'

Siz, onları, alaya aldınız. Nihayet bu hareketiniz, bana ibadet etmeyi size unutturdu. Onlara (istihza suretiyle) gülüyordunuz.

Siz onları o kadar horladınız ki, onlar size mesajımı almayı unutturdular. Çünkü siz onlara gülüyordunuz. (Onları hafife alıyordunuz.)”

109,110. “Çünkü kullarımdan bir topluluk, ‘Ey Rabbimiz! İnandık; bizi bağışla, bize merhamet et, sen çok merhametlisin' derdi de siz ise onlarla dalga geçerdiniz. Öyle ki, bu tavrınız size beni anmayı unutturmuştu. Siz onların yaptıklarına gülüyordunuz.”

Siz onlarla alay ediyordunuz, beni anmayı da unutmuştunuz, onlara da gülerdiniz

Siz ise onlarla alay ediyordunuz. Bu yaptıklarınız size beni anmayı unutturuyordu. Onlara hep gülüyor (ve onlarla dalga geçiyor)dunuz.

109, 110. "Bizim ’ibâdımızdan bir kısım "Yâ rabbî biz îmân idiyoruz, günâhlarımızı ’afv it. Bize merhamet it. Sen merhametlilerin en merhametlisisin" diyu bağırdıkları vakit siz ânlar ile istihzâ idiyor ve bizim ihtârâtımızı unutuyor idiniz. Ânlar sizin istihzâ ile gülmelerinize hedef oluyorlar idi."

108,109,110,111. Allah: "Sinin orada! Benimle konuşmayın. Kullarımdan bir topluluk: "Rabbimiz! inandık, artık bizi bağışla, bize acı. Sen acıyanların en iyisisin" diyordu. Siz ise, onları alaya alıyordunuz. Bu yaptıklarınız size Beni anmayı unutturuyordu. Onlara hep gülüyordunuz. Sabretmelerine karşılık bugün onları mükafatlandırdım. Doğrusu onlar kurtulanlardır" der.

Siz ise onlarla alay ediyordunuz. O kadar ki onlar size beni anmayı unutturdu. Onlara hep gülüyordunuz.

Ama siz (ey müşrikler), işte onları alaya aldınız; sonunda bu tutumunuz size beni hatırlamayı unutturdu. Hep gülerdiniz onlara.”

İşte siz onları alaya aldınız; sonunda onlar (ile alay etmeniz) size beni yâdetmeyi unutturdu, siz onlara gülüyordunuz.

"Sizse onları alaya aldınız ve onlar yüzünden beni anmayı unuttunuz. Onlara gülüp duruyordunuz."

İşte siz onları alaya aldınız; sonunda bu davranışınız size beni yâd etmeyi unutturdu; çünkü siz onlara gülüyordunuz.

siz onları mashara yerine tutunuz, hattâ size benim yâdımı unutturdular, onlara öyle gülüyordunuz

Siz ise onlarla alay ediyordunuz. O kadar ki, onlar (ile alay etmeniz) size beni anmayı unutturdu. Siz o (müslüma) nlara (alay yollu) gülüyordunuz.

Siz ise onları alaya aldınız; öyle ki benim öğütlerimi kulak ardı ettiniz. Onların haline gülüyordunuz.

Siz onları eğlence edindiniz. Hattâ bu, beni hatırlamayı size unutdurdu. Siz onlara (istihza ile) gülüyordunuz.

“Hâlbuki (siz) onları eğlence edindiniz; tâ ki (onlar ile alay etmeniz) size beni anmayı unutturdu ve (siz) onlara gülüyordunuz.”

(Ama) siz ise onlarla dalga geçerdiniz. Öyle ki, bu tavrınız size beni anmayı unutturmuştu. Siz onların yaptıklarına gülüyordunuz.

Rableri ”Siz, bana inanan kullarımı alaya aldınız ve inananlara karşı gülüp eğlenmek, beni anmayı size unutturdu.”

Sizler ise onları eğlence yerine koyuyordunuz, o kadar ki Beni anmayı bile unutuyordunuz, sizler onlara gülüyordunuz.

Siz ise onları maskaralığa alarak beni anmayı unutmuştunuz, kibrinizden onlara gülerdiniz.

“Siz ise onları alaya aldınız. Öyle ki (bu davranışınız) Ben’i anmayı unutturdu. Onlara hep gülüyordunuz.”

“Siz onları alay konusu edinmiştiniz; Sonunda (bu müminler, alaylarınız sebebiyle) size benim zikrimi unutturdular ve siz onlara gülüp duruyordunuz.”

“Siz onlarla hep alay ederdiniz. Onlara yaptığınız baskı ve işkenceler yüzünden kalpleriniz katılaştı. Bu durum, sonunda size Beni anmayı büsbütün unutturdu. Öyle ki, onların bu gıpta edilecek durumuna gülüyor, onlarla dalga geçip duruyordunuz!”

“Benim zikrimi size unutturmak için onları alay konusu edindiniz; onlara gülüyordunuz”.

Siz de onları alaya alırdınız. Onlarla alay ederken öylesine azıttınız ki benim adımı bile unuttunuz.

“Onlarla alay ediyordunuz. O kadar ki; alaylarınız size beni anmayı unutturdu. Onlara hep gülüyordunuz.”

İşte siz onlarla alay etmiştiniz; sonunda (bu alaycılığınız) size beni anmayı unutturdu; onlara gülüyordunuz. [*]

Benzer mesajlar: Necm 53:61; Mütaffifûn 83:29.

“Siz onlarla, Beni unutacak kadar (fazla) alay ediyor ve onların (durumuna) hep gülüşüp duruyordunuz,”

fakat siz onları alay konusu yaptınız; öyle ki, bu sonunda size Beni anmayı büsbütün unutturdu; ⁶⁵ çünkü hep gülüp durdunuz onlara.

65 Lafzen, “tâ ki size unutturdular”: yani, “onlarla alay edip durmanız Allah’ı unutmanıza sebep oldu”.

Siz ise onlarla alay ediyordunuz. Öyle ki bu alaycı tavrınız sizi zikrimi/Kuran’ı unutturmuştu ve siz onlara gülüp geçiyordunuz. 83/29...33

Ne var ki siz onlarla alay ettiniz. En sonunda onlar(la alayınız) Benim mesajımı size unutturdu; üstelik bir de onların halini gülünç buluyordunuz.[²⁹⁶¹]

[2961] Söz geliminden: ..ama şimdi siz gülünç duruma düştünüz.

Siz onları alaya alıyordunuz, öyle ki, onlara olan kininiz sizi, Beni unutmaya sürüklüyordu Onların haline gülüyordunuz. (İşte şimdi yaptıklarınızın cezasını çekiyorsunuz)

Siz ise onlarla alay ediyordunuz. O kadar ki onlar size beni anmayı unutturdu. Onlara hep gülüyordunuz.

«Halbuki, siz onlara maskara ittihaz ettiniz, tâ ki, bunlar (böyle maskaralıklarınız) size Beni yâd etmeyi unutturdular ve onlardan (istihzâ ile) güler kimseler olmuştunuz.»

109, 110. Kullarımdan, bir kısmı “inandık ya Rabbî! Affet günahlarımızı, merhamet et bize, çünkü Sen merhamet edenlerin en iyisi, en hayırlısısın! ” dediklerinde, onları alaya alan sizler değil miydiniz! Sonunda sizin bu davranışlarınız Beni gönlünüzden geçirmeyi, Beni yâdetmeyi size unutturdu da, onlarla eğlenip durdunuz.

Siz onlarla alay ettiniz, (sürekli onlarla uğraştığınız için onlar) size beni anmayı unutturdular. Siz daima onlara gülüyordunuz.

"Siz onları masharaya aldınız, hattâ bu hâliniz size benim zikrimi unutturdı. Siz onlara gülerdiniz."

Siz de onları işletirdiniz; öyle ki, onlar size, beni hatırlamayı unutturmuştu. Onlara gülüp duruyordunuz.

Siz ise size benim zikrimi unutturana kadar onlarla alay ederdiniz. Siz onlara gülerdiniz.

“Ve siz onları alaya alırdınız. Sonunda bu alaylarınız size Beni anmayı unutturdu da onlara gülüp durdunuz.

Siz onları alaya aldınız. Öyle ki, zikrimi/Kur'anımı size unutturdular. Siz onlara hep gülüyordunuz.

pes duttuñuz anları yañśuya tā unuddurdılar size añmaķlıġumı daħı olduñuzıdı anlara gülersiz.

Pes anları masḫara idindüñüz, ḥattā size unutdurdılar benüm ẕikrümi.Daḫı siz anlar üstine gülerdi‐siz.

Siz isə onları məsxərəyə qoyurdunuz. (Bu məsxərə, lağlağı başınızı o qədər qatmışdı ki) Məni yada salmağı belə sizə unutdurmuşdu. Siz (istehza ilə) onlara gülürdünüz.

But ye chose them from a laughing stock until they caused you to forget remembrance of Me, while ye laughed at them.

"But ye treated them with ridicule, so much so that (ridicule of) them made you(2947) forget My Message while ye were laughing at them!

2947 Literally, 'they make you forget My Message'. The ungodly were so occupied in the backbiting and ridicule of the godly that the godly themselves ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.