11 Ekim 2024 - 8 Rebiü'l-Ahir 1446 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mü’minûn Suresi 106. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Kâlû rabbenâ ġalebet ‘aleynâ şikvetunâ vekunnâ kavmen dâllîn(e)

Rabbimiz derler, kötülüğümüz üst oldu bize ve doğru yoldan sapmış bir topluluk olduk.

(Onlar da:) "Rabbimiz, şirk ve şekavetimiz (azgın isteklerimiz) bize galip gelerek alt etti (nefsani ve şeytani dürtülerimiz küfür ve kötülüğe sevketti), biz böylece (Hakk’tan) sapan bir kavim olup gittik" (itirafında bulunacaklardır).

Onlar da derler ki: Ey Rabbimiz! bize kötülüklerimiz üstün geldi de, bu yüzden yoldan çıkan kimseler olduk.

Onlar:
“Ey Rabbimiz, azgınlığımız, bayağı zevklerimiz bizi alt etti. Biz hak yoldan uzaklaşarak, başına buyruk yaşayan, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih eden bir toplum haline geldik.” derler.

Derler ki: "Ey Rabbimiz! Bahtsızlığımız bize üstün geldi ve biz sapık bir topluluk olduk.

Dediler ki: 'Rabbimiz, mutsuzluğumuz bize karşı üstün geldi , biz sapan bir topluluk imişiz.'

Onlar (cehennemde oldukları halde) derler ki: “- Ey Rabbimiz! Bizi kötü talihimiz mağlûb etti ve biz, hak yoldan çıkan (kâfir) bir kavim idik.

Onlar: “Evet, ey Rabbimiz! Bedbahtlığımız üstün çıktı. Biz yanlış yolda olan bir toplum olduk.”

Derler ki: “Ey Rabbimiz! Azgınlığımız bizi yendi; biz, zâlimler topluluğu olduk.”

Onlar derler ki: «Tanrımız! Üstün geldi bize mutsuzluğumuz, biz sapmış bir ulustuk

106-107. (Onlar şöyle) diyecekler: “Ey Rabbimiz! Biz azgınlığımıza yenik düştük ve sapık bir toplum olduk. Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar. Eğer (tekrar günaha) dönersek şüphesiz kendimize zulmetmiş oluruz.”

106, 107. "Yâ rabbî bize musîbet galebe itdi, dalâletde bir kavim olduk, bizi buradan çıkar tekrâr cürüm işler isek nefislerimize zulüm itmiş oluruz" diyecekler.

Şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi bedbahtlığımız yenmişti; sapık bir millet olmuştuk."

Onlar da şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Biz azgınlığımıza yenik düştük ve sapık bir toplum olduk.”

Derler ki: “Rabbimiz! Kötü yanımıza yenildik; biz bir sapkınlar topluluğu olduk.

Derler ki: Rabbimiz! Azgınlığımız bizi altetti; biz, bir sapıklar topluluğu idik.

"Rabbimiz," diyecekler, "Bizi talihsizliğimiz yendi; biz sapıtan bir toplum olduk."

Derler ki: Rabbimiz! Azgınlığımız bizi altetti; biz, bir sapıklar topluluğu idik.

Rabbımız! derler: bize şekavetimiz galebe etti ve biz bir sapgın bir kavm idik

(Onlar şöyle) diyecekler: “Rabbimiz! Biz azgınlığımıza yenik düştük ve sapkın bir toplum olduk.

Dediler ki: “Rabbimiz! Azgınlığımıza yenilen sapkın bir halktık.”

Dediler (diyecekler): «Ey Rabbimiz, bedbahtlığımız bize galebe etmişdi. Doğru yoldan sapanlar güruhu idik biz».

(Onlar şöyle) derler: “Rabbimiz! Bedbahtlığımız bize galib geldi de dalâlete düşenler topluluğu olduk.”

Onlar da şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Biz azgınlığımıza yenik düştük ve sapık bir toplum olduk.”

Dediler ki “Rabbimiz! Bizim kural tanımaz şakilerimiz bize baskın çıktılar ve bizde sapkın bir topluluk olduk.”

Ey çalabımız! Uğursuzluk üzerimize çökmüştü de bizler kıyıcı kimseler olup kalmıştık.

Onlar derler ki Ey Rabbimiz! Bize bedbahtlığımız galebe etti. Biz, sapık kalmış bir kavim olduk.

Onlar da şöyle derler: “Rabbimiz! Azgınlığımız bize galebe çaldı ve biz de sapık bir toplum [kavm] olduk.”

Dediler ki: “Rabbimiz! Azgınlığımız bize karşı üstün geldi ve biz sapan bir topluluk idik.”

“Ey Rabb’imiz!” diyecekler, “Biz azgınlığımızın, taşkınlığımızın kurbanı olduk; bu yüzden doğru yoldan saptık!”

Dediler ki:
“Rabbimiz! İsyankârlığımız bize galip geldi. Sapmış bir kavim olduk”.

Suçlular yalvaracaklar: " Ya Rab! Kör talih yakamızı bir türlü bırakmadı. Bu yüzden, şaşkın bir millet olduk.

İnkârcılar; "Ey Rabbimiz! Biz azgınlığımıza yenik düştük. Sapık bir toplum olduk."

Onlar şöyle demiş (olacak)lardır: “Rabbimiz! Azgınlığımız bize galip geldi; biz bir sapkınlar topluluğuyduk.

(Cehennemlikler de): “Ey Rabbimiz! Biz, kötü arzularımıza yenik düştük ve sapkın bir topluluk olduk.” derler.

“Ey Rabbimiz!” diye yakaracaklar, “Bize kötü talihimiz galebe çaldı ve biz de bu yüzden eğri yola saptık! ⁶²

62 Lafzen, “yoldan çıkan kimseler olduk”. Bu temsîlî karşılıklı konuşma kendi zaaflarını “kötü talih” (şıkve teriminin bu anlam örgüsü içindeki anlamı... Devamı..

Onlar da: – Rabbimiz. Bizim azgınlığımız galip geldi ve bu yüzden kendimize yanlış yapmış olduk. 50/19...29

“Rabbimiz!” diyecekler, “Talihimiz yaver gitmedi,[²⁹⁵⁹] bu yüzden biz de sapıtan bir güruh olup çıktık!

[2959] Lafzen: “..şanssızlık bizi yendi” ya da “talihsizlik yakamızı bırakmadı..” Zımnen: Sorumsuz davrananlar, kötü sonucun sorumluluğunu şans, kader... Devamı..

(O zaman onlar diz çökerler ve) "Ey Rabbimiz, nefsimizin azgınlığı bize galebe etti de, sapıklar topluluğu olduk."

Ve "Ey Rabbimiz! Biz azgınlığımıza yenik düştük ve sapık bir toplum olduk" dediler

Diyeceklerdir ki: «Ey Rabbimiz! Bizim üzerimize şekâvetimiz galebe etti ve biz sapıtmışlar olan bir kavim olduk.»

106, 107. “Ey Ulu Rabbimiz”, derler, “azgınlığımız, kötü talihimiz ağır bastı, biz de yoldan sapan kimseler olduk bir kere. Ama ne olur ey Ulu Rabbimiz, kurtar bizi bu ateşten, eğer bir daha o kötülükleri yaparsak işte o zaman, kendimize iyice yazık eder, zalimin teki oluruz! ”

Rabbimiz, dediler, bahtsızlığımız bizi yendi. Biz sapık bir topluluk olduk.

Onlar, "Yâ Rabbî! Bizim üzerimize şekâvetimiz galebe itdi."

Diyecekler ki, “Rabbimiz! Azgınlığımıza yenik düşmüş, yoldan çıkmış bir topluluk haline gelmiştik.

Onlar da:-Rabbimiz. İsyankarlığımız bizi yendi ve sapık bir kavim olduk.

“Rabbimiz,” derler. “Bedbahtlığımız galebe çaldı da böyle bir sapıklar güruhu olup çıktık.

Derler ki: "Rabbimiz, bahtsızlığımız bize baskın çıktı. Sapıp gitmiş bir topluluk olduk biz."

eyittiler: iy çalabumuz! ġālib oldı üzerümüze beđ baħtlıġumuz daħı olduġ- ıdı bir ķavm azġunlar.

Eyideler ki: Yā bizi yaradan Tañrı, bizüm üstümüze şeḳāvet ġālib oldı.Daḫı biz azmış ḳavm‐idük, diyeler.

Onlar deyərlər: “Ey Rəbbimiz! Rəzil taleyimiz (bədbəxtliyimiz) bizə qələbə çaldı və biz haqq yoldan azan bir camaat olduq!

They will say: Our Lord! Our evil fortune conquered us, and we were erring folk.

They will say: "our Lord! Our misfortune overwhelmed us,(2945) and we became a people astray!

2945 'The evil in us conquered us; it was our misfortunes that we surrendered to evil, and went astray.' They forget that it was by their own delibera... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.