13 Şubat 2025 - 15 Şaban 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Enbiyâ Suresi 99. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Lev kâne hâulâ-i âliheten mâ veradûhâ(s) vekullun fîhâ ḣâlidûn(e)

Şunlar, mabud olsalardı oraya uğramazlardı, halbuki hepsi de orada ebedidir.

Eğer onlar (gerçek) ilahlar olsalardı, (kendileri ve peşlerinden gidenleri) oraya (cehennem azabına) girmeyeceklerdi. Oysa onların tümü (azap) içinde temelli kalıcılardır.

Eğer onlar gerçekten birer ilah olsalardı, o cehenneme uğramazlardı. Halbuki hepsi de orada ebedi kalacaklardır.

Onlar tanrı olsalardı, oraya girmezlerdi. Halbuki hepsi orada ebedî kalacaklar.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 66/6.

Eğer onlar ilahlar olsalardı oraya girmezlerdi. Oysa hepsi orada sonsuza kadar kalacaktır.

Eğer onlar (gerçek) ilahlar olsalardı, ona girmeyeceklerdi. Oysa onların tümü içinde temelli kalıcıdırlar.

O taptıklarınız (putlar), eğer ilâh olsalardı, cehenneme girmezlerdi. Halbuki hepsi ebedî olarak orada kalacaklardır.

Eğer bu taptıklarınız ilah olmuş olsalardı, oraya gitmemiş olacaklardı. Fakat onlar orada ebedî olarak kalacaklardır.

Eğer onlar birer tanrı olsalardı cehenneme girmezlerdi. Hepsi orada çok uzun süreli olarak kalacaktır.

Onlar, Tanrılar olsaydı, ona uğramazlardı, hepsi de, orda sonsuz kalırlar

Eğer onlar ilah olsalardı oraya varmazlardı. Hâlbuki hepsi orada kalacaklardır.

Eğer bu putlar Allâh ola idi cehenneme atılmazlar idi hepsi ilelebed orada kalacakdır.

Eğer bunlar tanrı olsaydı cehenneme girmezlerdi; hepsi orada temelli kalacaktır.

Eğer onlar ilâh olsalardı oraya varmazlardı. Hâlbuki hepsi orada ebedî kalacaklardır.

Onlar tanrı olsalardı cehenneme gitmezlerdi. Oysa hepsi orada ebedî kalacaklardır.

Eğer onlar birer tanrı olsalardı oraya (cehenneme) girmezlerdi. Halbuki hepsi (tapanlar da tapılanlar da) orada ebedî kalacaklardır.

Onlar tanrılar olsaydı oraya girmeyeceklerdi. Oysa hepsi orada ebedi kalıcıdırlar.

Eğer onlar ilâh olsalardı, oraya girmeyeceklerdi. Hepsi orada temelli kalacaktır.

Onlar ilâh olsalardı ona vürud etmezlerdi, halbuki hepsi onda muhalled kalacaklar

(*Farz-ı muhâl) eğer onlar (putlar), ilâh olsalardı, oraya (cehenneme) girmezlerdi. Fakat (putlarda, onlara tapanlar da) hepsi orada ebedî olarak kalacaklardır.

* “Farz-ı muhâl”; Gerçekleşmesi asla mümkün olmayan bir konu hakkındaki varsayım, “kesinlikle olamaz ve olmayacak fakat sayalım ki oldu” manasında.... Devamı..

Eğer onlar gerçekten ilah olsalardı, Cehennem'e girmezlerdi. Oysa hepsi orada sürekli kalacaklardır.

Eğer onlar (tapdığınız o yalancı Tanrılar) ma'butlar olsalardı oraya girmeyeceklerdi. (Tapanların da, tapılanların da) hepsi orada ebedî kalıcıdırlar.

Eğer onlar birer ilâh olsaydı, oraya girmezlerdi. Hâlbuki (tapan ve tapılan) hepsiorada ebedî olarak kalıcıdırlar.

Eğer gerçekten onlar (o tapılanlar) tanrı olsalardı, oraya (cehenneme) varmazlardı; Hâlbuki (Allah’ın dilediği vakte kadar) hepsi de (tapanlar da tapılanlar da) oraya yerleşip kalacaklardır. *

(*) Bundan sonraki ayette tağlîb sanatı işlenerek sadece putperestlere vurgu yapılıyor. Çünkü cansız putlar cehenneme girseler bile, inim inim inlemez... Devamı..

Eğer taptıkları ilahlar gerçek ilahlar olsalardı, onlar o cehenneme girmezlerdi. Ancak Allah’dan başkasına kulluk edenlerin tamamı, cehennem ateşinde sürekli kalacaklardır.

Eğer onlar gerçek tanrılar olsalardı Cehennem’e varmıyacaklardı. Oysa ki hepsi birden hep orada kalacaklardır.

Onlar, mâbut olsalardı Cehenneme varmayacaklardı. Onların her biri [⁵] orada daim kalacaklardır.

[5] Ahitlerde, mâbutlar da.

Şayet onlar gerçekten tanrılar olsalardı orayı boylamazlardı. Hâlbuki orada hepsi sürekli kalıcıdırlar.

Eğer onlar (gerçek) ilahlar olsalardı, ona (ateşe) girmezlerdi. Oysa onların tümü (ateşin) içinde temelli kalıcılardır.

“Eğer Allah’a itaat edercesine sözünü dinlediğiniz şu insanlarneyin doğru, neyin eğri olduğunu belirleme konusunda yetki sahibi birer otorite, yani tanrı olsalardı, cehenneme girmezlerdi; oysa işte hepiniz ateşe giriyorsunuz; üstelik, sonsuza dek orada kalacaksınız!”

Eğer onlar ilah olsaydı, oraya girmezlerdi. Hepsi orada sürekli kalacaklardır.

Eğer bunlar gerçekten tanrı olsalardı, elbette cehenneme girip sonsuza kadar orada kalmazlardı.

Onlar, dünyadayken bize ortak koşarak kendileri gibi insanlardan bazılarını ilah edinmişlerdi. Hâlbuki şimdi ilah edindikleri kişiler cehenneme götürülüyor. Eğer onlar gerçekten İlah olsaydı cehenneme götürülmezlerdi.

Onlar ilah olsalardı, oraya girmezlerdi. Hepsi orada [ebedî] kalacaklardır.

Eğer (taptıklarınız, gerçek) ilâhlar olsalardı, cehenneme hiç girerler miydi? Oysa onların tümü, cehennemde ebedî olarak kalacaklardır.

Eğer [o tapınıp durduğunuz düzmece nesneler] gerçekten tanrı olsalardı, kuşkusuz, oraya girmezlerdi; ama [işte gördüğünüz gibi,] hepiniz orada yerleşip temelli kalacaksınız!”

Eğer şu kulluk ettikleriniz gerçekten ilah olsalardı kesinlikle oraya girmezlerdi ama onların hepsi orada kalıcıdırlar. 2/133- 163- 255, 3/2- 18, 11/61, 16/51

Eğer (tanrılaştırdıkları) gerçek ilâh olsalardı, oraya asla girmezlerdi: (ama) hepsi orada temelli kalacaklar:

Eğer taptıklarınız, (gerçekten) ilah olsaydı elbette ki cehenneme girmezlerdi. (Onlar ve taptıkları) cehennemde sonsuza dek kalacaklardır.

Eğer onlar birer ilâh olsalardı oraya varmazlardı. Hâlbuki hepsi orada sürekli kalacaklardır.

Eğer onlar ilâhlar olsalar idi oraya varıp girmezlerdi. Halbuki hepsi de orada ebedîyyen kalıcılardır.

Eğer onlar gerçekten tanrı olsalardı oraya girmezlerdi. Ama hepsi orada ebedî olarak kalacaklardır. [66, 6]

Eğer onlar tanrı olsalardı oraya girmezlerdi. Oysa hepsi orada sürekli kalacaklardır.

Eğer onlar (zu'm iyledikleri gibi) ilâhlar olsa idiler cehenneme girmezlerdi. Halbuki orada cümlesi muhalled kalacaklardır.

Bunlar ilah olsalardı oraya girmezlerdi. Hepsi orada, ölümsüzleşeceklerdir.

Eğer onlar, ilah olsaydı oraya girmezlerdi. Ama hepsi orada ebedi kalacaklardır.

Eğer onlar da birer tanrı olsaydı, oraya girmezlerdi. Fakat hepsi de orada sürekli kalacaktır.

Eğer onlar ilah olsalardı, oraya girmezlerdi. Oysaki, hepsi orada uzun süre kalacaklardır.

eger olsa-dı anlar Tañrılar girmeyelerdi ŧamuya. [174b] dükeli anuñ içinde ebed ķalıcılardur.

Eger anlar ma‘būdlar olsalardı, aña girmezlerdi. Anlaruñ barçasıanda muḫalled ḳalur.

Əgər bunlar tanrı olsaydılar, ora girməzdilər. Hamısı orada həmişəlik qalacaqlar.

If these had been Gods they would not have come thither, but all wilt abide therein.

If these had been gods, they would not have got there!(2755) but each one will abide therein.

2755 The ultimate proof of Truth and Falsehood will be that Truth will endure and come to its own, while Falsehood will be destroyed. And so the men w... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.