Veerâdû bihi keyden fece’alnâhumu-l-aḣserîn(e)
Böylece ona bir düzen (tuzak) kurmak istediler, fakat Biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık.
Onlar, İbrahim'e bir düzen kurmak istedilerse de biz, onları en büyük bir ziyana uğrattık.
Bu arada onlar, İbrahim'e tuzak kurmaya çalıştılar, ama biz onların bütün yapıp ettiklerini boşa çıkardık.
Ona bir kötülük planı hazırlamak istediler. Fakat biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk.
Ona bir tuzak kurmak istediler. Fakat biz asıl kendilerini hüsrana uğrattık.
Ona bir düzen (tuzak) kurmak istediler, fakat biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık.
İbrâhîm'e bir tuzak kurmak istediler. Fakat biz, kendilerini daha ziyade hüsrana düşürdük. (üzerlerine sinek musallat ederek onları helâk ettik).
Onlar ona kötülük etmek istediler. Biz onları daha zararlı çıkardık.
Ona tuzak kurmak istediler. Biz de onları daha çok kayba uğrattık.
Ona karşı, bir hile etmek istediler, onları ziyanlı çıkardık
Ona böyle bir düzen kurmak istediler. Fakat biz düzenlerini bozarak onları en rezil duruma düşürdük.
Ona düzen kurmak istediler, fakat Biz onları hüsrana uğrattık.
Ona böyle bir tuzak kurmak istediler. Fakat biz onları en çok zarar edenler durumuna düşürdük.
Böylece ona bir tuzak kurmak istediler; fakat biz onları, daha çok hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk.
Böylece onun için bir plan uygulamak istediler de biz onları başarısızlığa mahkum ettik.
Ona düzen kurmak istediler, fakat biz kendilerini daha fazla hüsrana uğrattık.
Ona bir dolab kurmak istediler, biz de daha ziyade kendilerini husrâna düşürdük
Ona tuzak kurmak istediler. Fakat onları hüsrana uğrattık.
Ona (böyle) bir tuzak kurmak istediler. Fakat biz kendilerini daha ziyâde hüsrana düşenler (den) kıldık.
Böylece ona bir tuzak kurmak istediler; fakat kendilerini daha çok hüsrâna uğrayanlar kıldık.
Kavmi İbrahime tuzak kurmak istedi, bizde onları engelleyerek hayal kırıklığına uğrattık.
Onlar, İbrahim/e yakmak gibi büyük bir hile yapmak istediler, biz onları pek sefil ve ziyankâr kıldık.
Ona bir düzen (tuzak) kurmak istediler, fakat biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık.
Evet, bu zâlimler ona hileler, tuzaklar kurmaya çalıştılar fakat Biz, hepsini büyük bir azapla helâk edip yıkıma uğrattık!
(Onlar) İbrahim’e bir düzen (tuzak) kurmak istediler. Fakat Biz de onları rezil ve kepaze ettik.
Bu arada onlar İbrahim'e tuzak kurmaya çalıştılar; ama Biz onların bütün yapıp-ettiklerini boşa çıkardık: 65
Onlar, İbrahim’i ortadan kaldırmak istediler ama biz de onları hüsrana uğrattık. 8/30, 14/46
İşte onlar (İbrahim’e) karşı komplo ve tuzak kurarak suikast yapmak istediler; fakat Biz onları hüsrana uğrattık.
Ve O'na bir hud'ada bulunmak istediler. Biz de onları ziyâde hüsrâna uğramış kimseler kıldık.
Hülasa onu tuzağa düşürmek istediler ama, Biz asıl onları hüsrana uğrattık. Asıl tuzağa düşenler kendileri oldular.
Ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de, asıl kendilerini hüsrana uğrattık.
Bu yöntemle İbrahim’den kurtulmak istediler. Biz de onları en büyük zarara soktuk.
-ona bir tuzak kurmak istediler. Ama onları hüsrana uğrattık.
Onlar İbrahim'i tuzağa düşürmek istediler; Biz ise onları hüsranın en büyüğüne attık.
Ona tuzak kurmak istediler de biz onları hüsranın en beterine uğrayanlar yaptık.
dilerler aña yavuzlıķ eylemek; pes eyledük anları ziyānlular.
Onlar (İbrahimə) hiylə qurmaq istədilər, lakin Biz onları (cürbəcür müsibətlərə düçar etməklə, xüsusilə üstlərinə ətlərini yeyib qanlarını içən həşərat göndərməklə) daha çox ziyana uğratdıq.
And they wished to set a snare for him, but We made them the greater losers.
Then they sought a stratagem against him: but We made them the ones that lost most!(2726)*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |