Kâlû harrikûhu vensurû âlihetekum in kuntum fâ’ilîn(e)
Bir şey yapacaksanız dediler, yakın onu da mabutlarınıza yardım edin.
(Kâfirler hiddetlenip) Dediler ki: "Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu (yakalayıp) yakın ve ilahlarınıza yardımda bulunun (da öçlerini alın!)" (Âleme de ibret olsun diyerek korkunç bir ateş hazırlayıp, Hz. İbrahim’i içine mancınıkla fırlatmışlardı.)
Onlar: “Eğer İbrahim'e ceza olarak birşey yapacaksanız, O'nu yakın ki, tanrılarınıza arka çıkın ve yardımcı olun” dediler.
Dediler ki: "Eğer bir şey yapacaksanız, onu yakın da ilahlarınıza yardım edin!"
Dediler ki: 'Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın ve ilahlarınıza yardımda bulunun.'
(Nemrud ve kavmi şöyle) dediler: “- Bunu (İbrâhîm'i) yakın da İlâhlarınızın öcünü alın; eğer bir iş yapacaksanız...”
Onlar: “Onu yakın ve ilahlarınıza yardım edin, eğer (bir şey) yapacaksanız…” dediler. (Onlar, onu ateşe atınca;)
Putperestler, “Eğer bir şey yapacaksanız, onu yakın da, tanrılarınıza yardım edin” dediler.
Dediler ki: «Eğer yapacaksanız, onu yakarak, yardım edin Tanrılarınıza»
(Onlardan bazıları:) “Eğer yapacağınız bir şey varsa, o da bunu (İbrahim'i) yakmaktır. Böyle yapın da tanrılarınıza sahip çıkın!” dediler.
Müşrikler: "Bunı ateşe atınız, âna cezâ iderek ma’bûdlarımızın imdâdına koşunuz" diyu bağırdılar.
Onlar: "Bir şey yapacaksanız, şunu yakın da tanrılarınıza yardım edin" dediler.
(İçlerinden bazıları), “Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın da ilâhlarınıza yardım edin” dediler.
Putperestler, “Eğer bir şey yapacaksanız, yakın onu ve böylece tanrılarınıza yardım edin!” dediler.
(Bir kısmı:) Eğer iş yapacaksanız, yakın onu da tanrılarınıza yardım edin! dediler.
"Bir şey yapacaksanız onu yakın da tanrılarınızı destekleyin," dediler.
Onlar: "Bir şey yapacaksanız, şunu yakın da tanrılarınıza yardım edin" dediler.
Siz bunu, dediler: yakın da ilâhlarınızın öcünü alın, bir iş yapacaksınız
(İbrâhîm’in delilleri karşısında, susup da cevap veremez hâle gelen, Nemrut ve kavminden bazıları hiddetlenerek,) “Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın da ilâhlarınıza yardım edin” dediler.
Halk: “Eğer yapabilirseniz, onu yakın! İlahlarınızın intikamını alın!” dediler.
Dediler: «Onu yakın! (bu suretle) Tanrılarınıza yardım edin, eğer (bir iş) yapanlarsanız».
(Bazıları:) “Eğer (bir iş) yapacak kimseler iseniz, onu yakın da ilâhlarınıza yardım edin!” dediler.
Onlar, (birbirlerine) dediler ki «eğer (İbrahim’e ceza olarak bir şey) yapacaksanız onu ateşte yakın da tanrılarınıza yardımcı olun».*
Kavmi “İbrahim’i ateşe atın. Eğer onu yakarsanız, ilahlarınıza yardım etmiş olursunuz” dediler.
Dediler: "Yakın onu! Eğer elinden iş gelen kimselerseniz tanrılarımıza yardım edin."
Nemrûdi/ler, mâbutlarınıza yardım edecekseniz onu yakın, mâbutlarınıza yardım edin.
Dediler ki: “Onu yakınız, tanrılarınıza böylece yardım ediniz. Eğer bir şey yapacaksanız (böyle yapın).”¹⁹
Dediler ki: “Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın ve ilahlarınıza yardımda bulunun.”
Bunun üzerine, küfrün elebaşları, halkı kışkırtarak, “Bu adamın hakaretlerine daha ne kadar sessiz kalacaksınız?” dediler, “Haydi, durmayın; onurunuzu kurtarmak için bir şeyler yapacaksanız, bari onu ateşe atın da, böylece ilâhlarınıza arka çıkın!”
Böylece, dev bir ateş hazırladılar ve İbrahim’i mancınığa koyup ateşin ortasına attılar. Fakat bilmiyorlardı ki, Allah dilemedikçe ateş yakamaz, bıçak kesemez, kurşun öldüremezdi. Nitekim:
Dediler ki:
“Yapacaksanız, onu ateşte yakın; ilahlarınıza yardım edin!”.
Sesler: " Yakın onu! Bir şey yapacaksanız, onu yakarak tanrılarınızı hoşnut edin... "
Bunun üzerine öfkelenen putperestler dediler ki: "Eğer bir şey yapacaksanız onu yakın da ilahlarınızın yanında olduğumuz anlaşılsın!"
(Bir kısmı) “(Bir iş) yapacaksanız, onu (İbrahim’i) yakın da ilahlarınıza yardım edin!” demişti.
(Onlardan bir kısmı): “Eğer siz bir iş yapacaksanız, (haydi) onu yakarak ilâhlarınıza yardımda bulunun.”¹ dediler.
“Eğer (bir şey) yapacaksanız” dediler, “bari o’nu yakın da, böylece tanrılarınıza arka çıkmış olun!”
Onlar, “Eğer bir şey yapacaksanız onu yakın böylece ilahlarınıza sahip çıkmış olursunuz.” dediler. 21/51...67
Onlar "Hayırlı bir iş yapacaksanız, şunu ateşte yakın da ilahlarınıza yardım edin!.." dediler (ve hazırladıkları ateşe onu attılar)
Dediler ki: "Onu yakın, tanrılarınıza yardım edin, eğer bir iş yapacaksanız. "
Dediler ki: «O'nu yakınız ve ilâhlarınıza yardım ediniz. Eğer yapacak kimseler iseniz.»
“Eğer yapacağınız bir şey varsa, dediler, o da bunu yakmaktır. Böyle yapın da tanrılarınıza sahip çıkın! ” [29, 24]
Dediler: "Onu yakın, tanrılarınıza yardım edin, eğer bir iş yapacaksanız."
Onlar: "Eğer siz işadamları iseniz bunı (İbrâhîm'i) yakınız ve ma'bûdlarınıza yardım idiniz" didiler.[¹]
Dediler ki “Bir şey yapacaksanız, yakın şunu! Yakın da ilahlarınıza destek verin.”
-Eğer bir şey yapacaksanız, şunu yakın da, ilahlarınıza yardım edin, dediler.
“Eğer bir iş yapacaksanız,” dediler, “onu yakarak tanrılarınıza yardımcı olun.”
Dediler: "Yakın bunu! Eğer bir şey yapacak kişilerseniz, ilahlarınıza yardım edin."
eyittiler “göyündürüñ ibrāhįm’i daħı arķa virüñ Tañrılaruñuza eger olduñuz-ise eyleyiciler.”
Eyitdiler: İbrāhīmi oda yanduruñuz ve nuṣret eyleñüz ma‘būdlaruñuza egerişler‐ señüz, didiler.
(Nəmrud və ətrafındakılar öz camaatına) belə dedilər: “Əgər (tapındıqlarınıza yardım göstərmək, onları xilas etmək üçün) bir iş görəcəksinizsə, onu (İbrahimi) yandırın və tanrılarınıza kömək edin!”
They cried: Burn him and stand by your gods, if ye will be doing.
They said, "Burn him and protect your gods, If ye do (anything at all)!"
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |