Kâle bel fe’alehu kebîruhum hâżâ fes-elûhum in kânû yentikûn(e)
(İbrahim) “Hayır” dedi. (Büyük putu göstererek) “Belki bu yapmıştır, (baksanıza) bu onların en kalıplısı; eğer konuşabiliyorsa ona sorun (yanıtlasın) .”
O, belki de şu put yapmıştır bu işi dedi, büyükleri bu, söyliyebilirse sorun ona.
İbrahim: “Belki onu, putların büyükleri yapmıştır, konuşabiliyorsa ona sorun” dedi.
“Hayır. Bu işi onların büyüğü, şu büyük put yapmıştır. Konuşabiliyorlarsa, onlara, şu yerdekilere sorun.” dedi.
"Belki bu işi şu büyükleri yapmıştır. Eğer konuşabiliyorlarsa onlara sorun!" dedi.
'Hayır' dedi. 'Bu yapmıştır, bu onların büyükleridir; eğer konuşabiliyorlarsa, onlara sorun.'
İbrâhîm dedi ki: “Belki onların şu büyüğü bunu yapmıştır. Sorun bakalım onlara, eğer söylerlerse...
İbrahim: “Belki, o yapmıştır. Bu büyükleri… Eğer konuşuyorlarsa, onlara sorun!” dedi.
İbrâhim, “Hayır, onu şu büyükleri yapmıştır, konuşabiliyorlarsa onlara sorun” dedi.
İbrahim dedi ki : «Olabilir, büyükleri yapmıştır, sorun konuşurlarsa?»
(İbrahim:) “Belki şu büyük olan yapmıştır. En iyisi, siz kendilerine sorun; tabii, eğer konuşmasını biliyorlarsa!” diye cevap verdi.
İbrahim: "Belki onu şu büyükleri yapmıştır, konuşabiliyorlarsa onlara sorun" dedi.
Dedi ki: “Hayır! Bunu şu büyükleri yapmıştır. Konuşabiliyorlarsa, onlara sorun bakalım!”
Belki de bu işi şu büyükleri yapmıştır. Hadi onlara sorun; eğer konuşuyorlarsa! dedi.
"Hayır, o işi işte şu büyükleri yaptı. Onlara sorun, eğer konuşurlarsa!," dedi.
İbrahim: "Belki onu şu büyükleri yapmıştır, konuşabiliyorlarsa onlara sorun" dedi.
Belki dedi şu büyükleri yapmıştır, sorun bakalım onlara eğer söylerlerse
“Hayır, onu şu büyükleri yapmıştır. Eğer konuşabilirlerse haydi onlara sorun!” dedi.
Dedi: «Belki bu işi onların şu büyüğü yapmışdır! O halde (başlarına geleni) onlara sorun, eğer söylerlerse»!
(İbrâhîm:) “Belki onu bu büyükleri yapmıştır; onlara bir sorun bakalım, eğer konuşuyorlarsa!” dedi.
İbrahim “Belki de bunu onlara putların en büyüğü yapmıştır. Eğer konuşabiliyorlarsa, kırılan putlara sorun” dedi.
İbrahim dedi: «— Hayır, onu büyükleri yapmıştır, kendilerinden sorun bakalım söyleyebilirler mi?» [¹]*
“Hayır” dedi. “Bu yapmıştır. Bu onların büyükleridir. Eğer konuşabiliyorsa, siz onlara soruverin.”
Zaten bu soruyu bekleyen İbrahim, “Hayır!” dedi, “Bunu olsa olsa, şu büyük put yapmıştır; inanmıyorsanız kendilerine sorun, tabii eğer konuşabiliyorlarsa!”
(O da): “Belki şu en büyükleri yapmıştır, eğer konuşabiliyorlarsa şu putlara bir soruverin.” dedi.1*
[İbrahim:] “Bu işi, belli ki, şu yapmıştır, putların en irisi yani: ama en iyisi, siz kendiniz onlara sorun; tabii, eğer konuşmasını biliyorlarsa!”
İbrahim: – Hayır, dedi yapsa yapsa onu şu büyükleri yapmıştır. En iyisi siz ona sorun, tabi eğer, konuşabiliyorsa, dedi. 10/18
(İbrahim) “Hayır!” dedi, “Bunu yapsa yapsa, şu en iri-yarı olanı yapmıştır; en iyisi mi siz kendilerine sorun; tabî ki eğer cevap verebilirlerse!”[2738]*
Dedi ki: «Belki onu onların şu büyüğü yapmıştır. Haydin onlara sorunuz, eğer söyleyebilmekte iseler.»
“Belki de, ” dedi, “şu büyükleri yapmıştır. Eğer konuşurlarsa sorun bakalım onlara! ”
Hayır dedi, (büyük putu göstererek) işte şu büyükleri yapmış; onlara sorun, eğer konuşurlarsa (!)
“Belki büyükleri, şu yapmıştır. Konuşabiliyorlarsa parçalanmış olanlara sorun!” dedi.
-Hayır, onu, şu büyükleri yapmıştır. Eğer, konuşabiliyorlarsa onlara sorun, dedi.
İbrahim “Hayır, onu yapan şu büyükleridir,” dedi. “Konuşabiliyorlarsa kendilerinden sorun.”
Dedi: "Hayır, ben değil. Şu büyükleri yapmıştır onu. Hadi, sorun onlara eğer konuşabiliyorlarsa!"
eyitti “belki eyledi anı uluları uşbu pes śoruñ anlara eger söylerler ise.”
(İbrahim sındırmadığı iri bütü göstərib:) “Bəlkə, onların bu böyüyü bunu etmişdir. Əgər danışa bilirlərsə, özlərindən soruşun!” – deyə cavab verdi.
He said: But this, their chief hath done it. So question them, if they can speak.
He said: "Nay, this was done by - this is their biggest one! ask them, if they can speak intelligently!"
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |