Femâ zâlet tilke da’vâhum hattâ ce’alnâhum hasîden ḣâmidîn(e)
Onların bu yakınmaları, Biz onları biçilmiş ekin (tarlasına), sönmüş ocak durumuna getirinceye kadar son bulmamıştı.
Onları kesilmiş bir ot, ateşi yanıp bitmiş bir kül yığını haline getirinciye dek sözleri, ancak budur işte.
Bu mırıldanmaları sürüp giderken, biz onları biçilmiş ekin gibi yaptık, sönüp gittiler.
Biz onları orakla köklerinden biçilmiş otlar misali sönen ocaklar haline getirinceye kadar, onların bu itirafları sürüp gider.
Bu haykırmaları biz onları biçilmiş ekin ve sönmüş kül yığını haline getirinceye kadar kesilmedi.
Onların bu yakınmaları, biz onları biçilmiş ekin, sönmüş ocak durumuna getirinceye kadar son bulmadı.
Biz, onları, sönmüş kül yığını olarak biçilmiş bir ekin haline getirinceye kadar, hep sözleri bu feryad olmuştur.
Onlar böylece yalvarmaya devam ettiler. Nihayet onları biçtik, yakıp kül ettik.
Biz, kendilerini kuruyup biçilmiş ekine, sönmüş ateş külüne çevirinceye kadar, bu feryatları sürüp gider.
İmdi onlar, biçilmiş ot, sönmüş ateş olana dek bu onların sözleridir
Onların bu feryatları, biz onları biçilmiş ekin, sönmüş bir ateş (kül) haline getirinceye kadar devam etti.
Biz onları biçilmiş ot ve bir yığın kül haline getirinceye kadar haykırmaları devam etti.
Biz onları biçilmiş ekin, sönmüş ateş gibi yapıncaya kadar bu feryatları devam etti.
Biz kendilerini, kuruyup biçilmiş ekine, sönmüş ateşe çevirinceye kadar bu feryatları sürüp gider.
Onları biçip tüketinceye kadar bu yalvarışlarını tekrarlayıp duracaklar.
Biz, onları biçilmiş bir ekin ve bir yığın kül haline getirinceye kadar hep sözleri bu feryad olmuştur.
Artık bütün davaları bu oldu kaldı, nihayet onları öyle yapdık ki biçildiler, söndüler
Biçilmiş ekin gibi pörsüyüp, cansız kalıncaya kadar bu çağrıları son bulmadı.
Nihayet biz onları biçilmiş bir ot, ocakları sönmüş (bir kül yığını) haaline getirinceye kadar dâima feryadları bu (söz) olmuşdur.
Artık biz onları, biçilmiş (ekin) ve sönmüş (ateşe dönen) kimseler hâline getirinceye kadar, duâları bu (feryâd) olmakta devâm etti.
Onların bu çağrıları, biçilmiş ekin sapları gibi yerlere serilinceye kadar, devam etti.
Onları tırpan ile biçilmiş ot, sönmüş ateş gibi yapıncaya [¹] kadar onların bu sözleri devam etti, durdu.*
Onların bu yakınmaları, biz onları biçilmiş ekin ve sönmüş ateş durumuna getirinceye kadar da son bulmadı.
Ve hepsini kökünden biçip yok edinceye kadar, bu feryâtları sürüp giderdi.Öyle ya;
Biz onları biçilmiş ekin, sönmüş ocak durumuna getirinceye kadar, onların bu feryatları devam edip durdu.
Ve bu yakınmaları, Biz kendilerini biçilmiş bir tarlaya (ya da) bir kül yığınına çevirinceye kadar sürüp giderdi.
Onların bu feryatları devam edip dururken biz onları biçilmiş ekine, yakılıp kül olmuşa çevirdik. 46/21...28, 54/1...52
Ve onların bu yazıklanmaları, Biz kendilerini biçilmiş ekin haline getirip sönmüş köze çevirinceye kadar devam edip gidecek.
Artık onların bütün çağırmaları, bundan başka olmadı. Tâ ki onları biçilmiş, sönmüş kimseler kıldık.
Bu feryatları sürüp gitti. Nihayet onları öyle yaptık ki biçildiler, sönüp kül oldular. . .
Bu mırıldanmaları sürüp giderken biz onları, biçilmiş (ekin gibi) yaptık, sönüp gittiler.
Onları biçilmiş ot gibi, sönmüş ateş gibi yapıncaya kadar yakınmaları kesilmedi.
Bu haykırışları devam edip dururken, biz onları biçilmiş ekine, sönmüş ocağa çevirdik.
Biz onları kökten biçip ocaklarını söndürünceye kadar böylece feryat edip durdular.
Bu davaları sürüp giderken biz onları kökten biçiverdik, sönüp silindiler.
pes ırılmadı şol oķıdukları tā eyledük anları biçilmiş söyünmişler.
Biz onları ot kimi biçənəcən (külə döndərənəcən) elə bu sözləri deyib dururdular (nalə çəkirdilər).
And this their crying ceased not till We made them as reaped corn, extinct.
And that cry of theirs ceased not, till We made them as a field that is mown, as ashes silent and quenched.(2675)*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |