3 Aralık 2023 - 20 Cemaziye'l-Evvel 1445 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Tâ-Hâ Suresi 78. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Seç/Sil


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Feetbe’ahum fir’avnu bicunûdihi feġaşiyehum mine-lyemmi mâ ġaşiyehum

Derken Firavun, askeriyle artlarına düştü, deniz de onları tamamıyla kuşatıp kapladı, boğulup gittiler.

 Firavun ise, ordularıyla (Hz. Musa’nın ve İsrailoğullarının) peşlerine düşmüş; (fakat takdirimizle açılıp kapanan) sulardan onları kaplayıveren (kısmı kendilerini) kuşatıp (boğuvermişti).

Musa, İsrailoğullarıyla beraber yola koyulunca, Firavun, ordularıyla onların peşine düştü, deniz de onları, tamamıyla kuşatıp kapladı, boğulup gittiler.

Firavun askerî erkânı ve ordularıyla hemen onları takip etti. Deniz o günahkâr orduları ve başındaki ilâhî kuralları tanımayan diktatörleri boğup, yutuverdi.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 26/60-66.

Firavun askerleriyle onların peşlerine düştü. Nihayet denizde onları kaplayan kaplayıverdi.

Firavun, ordularıyla peşlerine düştü; sulardan onları kaplayıveren kaplayıverdi.

Hemen Firavun ordularıyla onları takip etti, kendilerini (Firavun'la İsrail oğullarını) denizden sarıveren (dehşetli ve korkunç boğulma) sarıverdi.

Firavun da askerleriyle beraber onları takip etmeye koyuldu. Harika bir şekilde deniz onları örtüverdi.

Firavun, onların arkasına ordusuyla düşüp denize dalınca, deniz onları çepeçevre kuşatıp boğuverdi.

Firavun, ordusuyla artlarına düşmüştü, deniz birden üstlerine kapandı

Bunun üzerine Firavun askerleriyle birlikte onların peşine düştü de deniz onları görülmedik bir şekilde kucaklayıp yuttu. 

Bkz. 2/50, 40/84-85, 43/55-56

78, 79. Fir’avn ’asâkiri ile ânları ta’kîb itdi. Ve denizin sularında hepsi gâib oldılar çünki Fir’avn kavmini dalâlete sevk itdi, hidâyete sevk itmedi.

Firavun, ordusuyla onları takip etti, deniz de onları içine alıverdi, hem de ne alış!

Bunun üzerine Firavun askerleriyle birlikte onların peşine düştü de, deniz onları görülmedik bir şekilde kuşatıp yuttu.

Derken Firavun askerleriyle onların peşine düştü, ama deniz onları amansızca sarıverdi.

Bunun üzerine Firavun, askerleri ile birlikte onların peşine düştü. Deniz onları gömüp boğuverdi.

Firavun, ordusuyla birlikte ardlarına düştü. Ne var ki, deniz üstlerine kapanıp onları içine aldı.

Firavun ordularıyla hemen onları takip etti, denizden kendilerini sarıveren (korkunç boğulma) sarıverdi

Derken Firavn ordulariyle onları ta'kıb etti, kendilerini de deryadan saran sarıverdi

(Derken, İsrâiloğullarının, Mûsâ ile birlikte Mısır’dan çıktığını haber alan) Firavun, askerleriyle onların peşine düştü (ve Kızıldeniz’de onlara yetişti. Mûsâ asasıyla denize vurdu, iznimizle deniz ikiye yarıldı ve İsrâiloğulları denizde açılan yola girdiler. Firavun da ordusuyla birlikte denizde açılan yola girerek takibi sürdürdü. İsrâiloğulları karşıya sağ sâlim geçtikten sonra, daha henüz denizin içerisinde açılan yolda ilerlemekte olan Firavun ve adamlarının üzerine dev dalgalar kapandı ve böylece) deniz, onları (tamamen) kuşatıp kapladı (da suda boğularak helâk oldular)

Firavun hemen ordusu ile onların ardına düştü. Derken sudan üzerlerine kapanan kapandı.

Derken (Fir'avn), ordulariyle birlikde arkalarına düşdü, deniz de kendilerini nasıl kapladıysa öylece kaplayıverdi.

Derken Fir'avun ordusuyla onların peşine düştü (ve onlar da açılan yoldan denize girdiler). Bunun üzerine denizden onları kaplayan şey, kaplayıverdi (de hepsi boğulup helâk oldular).

Firavun ordusu ile birlikte onları takip etti. Sonra denizden onları sarıp yok edecek bir şey (dalgalar) onları sarıp kuşattı.

Derken Firavun çerisiyle birlikte onların ardına düştü. Denizde onları kapladıkça kapladı.

Firavun da askeriyle onların ardınca geldi, deniz onları kimsenin bilemeyeceği bir surette kapladı.

Bunun üzerine Firavun ve askerleri onları takip etti. Denizden gelen dalga onları kapladı, içine aldı, hem de ne alış!¹⁷

17 Krş. Şuarâ, 26/60-66. Dalgaların gelmesi ve Firavun ve ordusunun sulara gömülmeleri adeta med-cezir olayını veya tsunamiyi hatırlatıyor, diyenler o... Devamı..

Firavun ise, ordularıyla peşlerine düştü; artık kendilerini denizden saran (dev dalgalar) sarıverdi.

Derken, onların Mısır’dan çıktığını haber alan Firavun, ordularıyla onların peşine düştü ve Kızıldeniz’e varırlarken onlara yetişti. Mûsâ asâsıyla denize vurdu, deniz ikiye yarıldı ve İsrail Oğulları açılan yoldan yürümeye başladılar. Bunu gören Firavun, ordusuyla birlikte peşlerinden atıldı. İsrail Oğulları tam karşı kıyıya ulaşmışlardı ki, dev dalgalar Firavunun üzerine kapandı ve deniz, onları tamamen kuşatıp hepsini bir anda yutuverdi.

Askerleriyle Firavun onları izüstü izledi.
Derken, onları Okyanus Suları’ndan kaplayacak olan şey kapladı.

Fıravun, birlikleri ile onları takip ediyordu. Derken su duvarı öyle bir yıkıldı ki üslerine.

Firavun askerleriyle onların ardına düştü. Biz de ceza olarak onları suda boğduk.

Firavun, askerleriyle birlikte onların peşine düşmüştü. Denizde onları kuşatan şey (felaket) onları kuşatmıştı.

Firavun (da) ordularıyla onların peşine düştü. (Sonunda) deniz, onları bir anda yutuverdi.¹

1 Son bölüm, “denizden onları içine alan şey onları boğdu” diye de tercüme edilebilir.

(Musa İsrailoğulları’yla beraber yola koyulunca) Firavun, ordularıyla onların peşine düştü, ama sonunda onları içine alıp boğması mukadder olan deniz onları yutuverdi. ⁶²

62 Lafzen, “denizden onları içine alıp boğan [şey] onları boğuverdi” -onları kuşatan felaketin kaçınılmazlığını vurgulayan bir ifade.... Devamı..

Firavun askerleriyle onların peşine düştü fakat denizin dalgaları onları sarıp yutuverdi. 2/50, 7/138, 10/88...90, 26/60...66

Derken Firavun da askerleriyle birlikte onların peşine düştü; ama birden onları boğacak olan su (görevini yapıp) onları içine alıverdi;[²⁶⁰³]

[2603] Deyimsel bir ifade olan bu kalıp, olması kararlaştırılan bir şeyin sonunda olup bittiğini ifade eder. Bu adeta kaçınılmaz bir görevin yerine ge... Devamı..

(Musa’nın kavmi ile kaçtığını haber alan Firavun) Derhal ordularıyla birlikte arkalarına düştü. (Kuru yoldan geçip onları yakalamak istediğinde ise) dalgalar hepsini kaplayıp boğuverdi.

Fir’avn, askerleriyle onların ardına düştü, denizden onları örten örttü (deniz onları örtüp boğdu).

Derken Fir'avun ordusuyla onların arkasına düştü. Artık kendilerini (Fir'avun ile ordusunu) denizden saran sarıverdi.

Firavun da askerleriyle onun peşine düştü. Deniz onları öyle bir sardı ki birden yutuverdi. [26, 60-66]

Fir'avn, askerleriyle onların ardına düştü, denizden onları örten örttü (deniz onları örtüp boğdu).

Fir'avn 'askeri ile onları ta'kîb itdi. Deniz üzerlerine örtüldi.

Derken Firavun, ordularıyla birlikte onların peşine düştü. Sonra deniz onları iyice içine gömdü.

Firavun askerleriyle onları takip etti. Denizden onları kaplayacak olan su kaplayıverdi.

Firavun, askerleriyle onların peşine düştü; sonra da deryadan onları kaplayacak olan şey kaplayıverdi.

Derken, Firavun, ordusuyla birlikte onların arkasına düştü. Ama denizden onları sarıp kuşatan, sarıp kuşattı.

pes irdi anlaruñ ardınca fir'avn çerisi-y-ile pes örtti anları deñizden ol kim örtti anları.

Pes ardlarına düşdi Fir‘avn çerisi‐y‐le, ġarḳ itdi anları deñiz ġarḳ eylemek.

Fir’on öz ordusu ilə onları tə’qib etdi, daniz də (şahə qalxan dalğaları ilə) onları (onun əsgərlərini) çulğayıb qərq etdi, özü də necə!

Then Pharaoh followed with his hosts and there covered them that which did cover them of the sea.

Then Pharaoh pursued them with his forces, but the waters completely overwhelmed them and covered them up.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.