Felâ yesuddenneke ‘anhâ men lâ yu/minu bihâ vettebe’a hevâhu feterdâ
"Öyleyse, ona (kıyamet ve ahiret uyarısına) inanmayıp kendi hevâsına uyan (kimseler ve kesimler), sakın Seni de ondan (ahiret inancından ve hazırlığından) alıkoymasın; sonra yıkıma uğrarsın."
Ona inanmayan ve havasına uyup giden, sakın seni inancından çevirmesin, yoksa helak olursun sen de.
Bunun içindir ki, onun geleceğine inanmayıp, sadece kendi arzu ve tutkularının peşine düşen kimseler, seni ona inanmaktan alıkoymasınlar, yoksa sen de helak olursun.
“Kıyamet gününe iman etmeyen, şahsî arzu ve ihtiraslarına uyan kimseler sakın seni ondan, Kıyamete inanmaktan alıkoymasın. Sonra helâk olursun.”
Ona inanmayıp da kendi arzusuna uyan kimse seni ondan alıkoymasın. Yoksa helâk olursun.
'Öyleyse, ona inanmayıp kendi hevasına uyan, sakın seni ondan alıkoymasın; sonra yıkıma uğrarsın.'
O halde, sakın kıyamete inanmayıp kendi nefis arzusuna uyan kimse, seni ona iman etmekten alıkoymasın; sonra helâk olursun.
O’na inanmayan, heva ve hevesinin peşinde koşan kişi, seni ona hazırlık yapmaktan caydırmasın. Yoksa sen helak olursun.
Buna inanmayan ve hevesine uyan kimse, seni ondan alıkoymasın. Yoksa helâk olursun.
Ona inanmamış olan, kendi havasına uyan, seni döndürmesin ondan, yoksa düşersin
“Onun geleceğine inanmayıp sadece kendi arzularının, tutkularının peşine düşen kimse seni bu gerçeğe inanmaktan alıkoymasın! Yoksa kendine yazık etmiş olursun!”
"Buna inanmayan ve hevesine uyan kimse seni ondan alıkoymasın, yoksa helak olursun."
“Buna inanmayan ve nefsinin arzusuna uyan kimseler, seni ondan (ona hazırlanmaktan) sakın alıkoymasın, sonra helâk olursun!”
Ona inanmayan ve nefsinin arzularına uyan kimseler sakın seni ondan (kıyamete inanmaktan) alıkoymasın; sonra mahvolursun!
Ona inanmayıp hevesine uyanlar seni ondan saptırmasın, sonra başüstü düşersin.
Sakın kıyamete inanmayıp, kendi heva ve hevesine uyan kimse seni, ona iman etmekten alıkoymasın; sonra helak olursun.
binaenaleyh sakın ona inanmayıp da kendi hevasına uyan kimse seni ondan alıkoymasın sonra helâk olursun
Öyleyse ona¹ inanmayan, tutku ve kuruntusuna uyan kimse, seni ondan² alıkoymasın. Yoksa helak olursun.*
Binâen'aleyh ona inanmaz ve hevâ (ve heves) ine uyar kimseler sakın seni bundan alıkoymasın (lar). Sonra helak olursun.
“Öyle ise ona inanmayan ve nefsinin arzusuna uyan kimseler, sakın seni ondan(ona inanmaktan) alıkoymasın; yoksa helâk olursun!”
Ahiret gününe inanmayanlar ve yalnızca nefislerinin arzularına uyanlar, seni kıyamet saatine (hesap gününe) hazırlanmaktan döndürmesinler. Sonra yok olursun” dedi.
«— Sakın seni kıyamete inanmayıp heveslerine tâbi olan kimseler ona imandan vaz geçirmesinler, yoksa helâk olursun».
“Öyleyse, ona inanmayıp kendi hevasına uyan kimse, sakın seni ondan alıkoymasın; sonra helak olursun.”
“O hâlde ey Mûsâ! Kıyamete inanmayan, böylece kendi arzu ve ihtirâslarının peşine düşen kimseler, sakın seni ondan, yani hesap gününe dayalı inanç ve hayat nizamından çevirmesin, yoksa helâk olur gidersin!” Ve bu öğütlerin ardından Allah, Mûsâ’yı rûhen yatıştırıp Peygamberliğe hazırlamak üzere, ona sordu:
“Sakın kıyamete inanmayıp nefsinin arzularına uyan kimse(ler) seni ona îman etmekten alıkoymasın, sonra helâk olursun.”
Bunun içindir ki, onun geleceğine 13 inanmayıp sadece kendi arzularının, tutkularının peşine düşen kimse seni bu [gerçeğe inanmak]tan alıkoymasın; yoksa, kendine yazık etmiş olursun!
Dünyanın sonunun gelmesine inanmayıp boş arzu ve heveslerine uyan kişi sakın seni O’na inanmaktan alıkoymasın, aksi halde helak olursun. 27/71-72, 34/29-30, 36/48...52, 42/17-18, 53/27-28
BU hakikate inanmayıp da bencilce arzularının tutsağı olan kimse seni yolundan alıkoymasın; aksi halde kendi değerini düşürmüş olursun.[2561]*
«Sakın ona (o saate) inanmayıp hevâsına tâbi olan kimse, seni ondan alıkoymasın. Sonra helâk olursun.»
Buna inanmayanlar, nefsinin arzu ve ihtiraslarının peşine düşenler, sakın seni ona inanmaktan vazgeçirmesin, sonra sen de helâk olursun!
Ona inanmayıp keyfine uyan kimse, seni on(a inanmak)dan alıkoymasın, sonra helak olursun!
Arzusuna uyarak ona inanmayan kişi sakın sana engel olmasın; yoksa yok olup gidersin.
Ona inanmayıp, kendi arzularına uyan kimse sakın seni yolundan saptırmasın. Yoksa sen de helak olursun.
“Buna inanmayıp da heveslerinin peşine takılanlar sakın seni alıkoymasın; yoksa helâk olursun.
"O halde ona inanmayıp keyfi peşinde giden, seni ondan yüz geri etmesin. Yoksa perişan olursun."
pes döndürmesüñ seni andan ol kim inanmaz ķıyāmete daħı uydı nefsi dilegine pes helāk olasın.
Ehtiyatlı ol ki, (qiyaməti) danıb nəfsinin istəklərinə uyan bir kəs səni ona inanmaqdan yayındırmasın, yoxsa məhv olarsan!
Therefor, let not him turn thee aside from (the thought of) it who believeth not therein but followeth his own desire, lest thou perish.
"Therefore let not such as believe not therein but follow their own lusts, divert thee therefrom,(2547) lest thou perish!"..*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |