Velemmâ câehum kitâbun min ‘indi(A)llâhi musaddikun limâ me’ahum vekânû min kablu yesteftihûne ‘ale-lleżîne keferû felemmâ câehum mâ ‘arafû keferû bih(i)(c) fela’netu(A)llâhi ‘ale-lkâfirîn(e)
Evvelce kafir olanlara üst gelmek için imdat isterlerken Allah tarafından, onların inandığı kitabı tasdik eden bir kitap geldi, bildikleri, tanıdıkları zuhur etti mi ona kafir oldular. Hay Allah'ın laneti kafirlere olsun.
Ne zaman ki onlara Allah tarafından, yanlarında bulunanı (Tevrat ve İncil’in tahrif edilmemiş haber ve hükümlerini) doğrulayıcı bir Kitap (Kur’an) gelince... (Üstelik) Daha önce kâfirlere karşı (Allah’tan) fetih ve destek isteyip durdukları (ve bir peygamberin gelişini umdukları ve kolladıkları) halde, O tanıyıp bildikleri (ve bekledikleri Kur’an ve Hz. Muhammed Aleyhisselam) kendilerine geldiğinde tutup Onu inkâr ettiler (ve kâfir oldular); artık Allah’ın laneti (böyle bile bile gerçeği gizleyen) kâfirlerin üzerinedir. (Onlar Allah’ın kahrına uğrayacaklardır.)
Daha önce, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas eden kâfirlere üstün gelmek için yardım isterlerken, Allah tarafından kendi inandıkları Allah'ın kitabını doğrulayan bir kitap gelip te, ellerindeki Allah'ın kitabından bilip öğrendikleri gerçekler karşılarına dikilince, hemen Allah'tan gelen gerçekleri görmezlikten geliverdiler. Artık, Allah'ın rahmetinden uzak kalmak, o hakkı örtbas eden kâfirlerin üzerinedir.
Allah katından ellerindeki geçerli bilgileri tasdik eden kitaplar gelmişken, öteden beri kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlere, kâfirlere, inanmayanlara karşı görevlendirilecek peygamberin adını kullanarak üstünlük sağlamaya, insanlardan, tekrar tekrar geleceği ile ilgili haberleri öğrenmeye, mevcut kutsal kitaplardaki bilgileri yeniden değerlendirmeye alarak geleceğini teyide çalışırlarken, Allah'tan yardım ve zafer talebinde bulunmaya devam ederlerken, işte bu sırada bildikleri, tanıdıkları peygamber Muhammed ve tebliğ ettiği din ile yüz yüze gelince, Muhammed'i, Kur'ân'ı, tebliğ ettiği dini, kendi kitaplarını inkâr ettiler. İşte bundan dolayı Allah'ın lâneti, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlere, kâfirleredir.
Daha önce kâfirlere karşı kendilerine bir ilahi yardımın gelmesini diledikleri halde; Allah katından kendi yanlarında olanı doğrulayıcı bir Kitab, özelliklerinden tanıdıkları şey kendilerine gelince onu inkar ettiler. Allah'ın laneti de inkar edenlerin üzerine olsun. [17]
Allah katından ellerinde olan (Tevrat)ı doğrulayan bir Kitap geldiği zaman, -ki bundan önce inkâr edenlere karşı fetih istiyorlardı. İşte bilip-tanıdıkları gelince, onu inkâr ettiler. Artık Allah'ın laneti kafirlerin üzerinedir.
Vaktâ ki onlara (Yahudî'lere), Allah katında beraberlerindekini (Tevrat'ı iman esaslarında) tasdîk eden Kur'an geldi, (bunu tanımadılar); halbuki Kur'an gelmeden önce, (bu yahudîler, arap müşrikleri ile mücadelelerinde zor duruma düştükleri zaman: Tevrat'da anılan âhir zaman Peygamberi gelseydi de bize yardım etseydi diye) o müşriklere karşı (Allah'dan) imdat diliyorlardı. İşte o (Tevrat'da vasfını) bildikleri (Peygamber) onlara gelince, onu inkâr ettiler. Artık Allah'ın lâneti o kâfirler üzerine olsun...
Allah katından Tevrat’ı tasdik edici bir kitap, onlara geldiğinde –ki, daha önce müşriklere (kâfirlere) karşı: “Bir peygamber gelecek, bizi sizden kurtaracak” diye fetih bekledikleri halde- o tanıdıkları kitap ve peygamber onlara geldiğinde onu yalanladılar. Artık Allah’ın laneti o inkârcıların üzerine olsun!
Daha önce kâfirlere karşı zafer isterlerken, kendilerine Allah katından, yanlarındakilerini doğrulayan bir kitap gelip de öğrendikleriyle karşılaşınca inkâr ettiler. İşte Allah'ın laneti böyle inkârcılaradır.
Ne zaman ki onlara, Allahın katından, yanlarında bulunan kitabı gerçekleyen bir kitap geldi, halbukiyse önceden, kâfirler üzerine yardım istiyorlardı, tanıdıkları bir şey geliverince, ona karşı küfrettiler, Allahın laneti kâfirleredir
Kendilerine ellerindekini (Tevrat'ın aslını) tasdik eden bir kitap (Kur'an) gelince (Yahudiler) onu inkâr ettiler. Oysa daha önce (bu kitabı getirecek resul ile) inkârcılara (müşriklere) karşı yardım istiyorlardı. (Tevrat'tan) tanıyıp bildikleri (bu resul) kendilerine gelince bu sefer (bu İsmailoğullarındandır, İsrailoğullarından değildir diye) kendileri onu inkâr ettiler. Artık Allah'ın lâneti bütün inkârcıların üzerinedir.
Kâfirlere karşu Allâh’dan imdâd isteyorlardı. Evvelkileri tasdîk iden ve evvelce kendilerine ihbâr olunan bir kitâb Allâh tarafından nâzil oldığı vakit îmân itmediler. Kâfirler Allâh’ın la’netine mazhar olsunlar.
Vaktaki Allah katından onlara, kendilerinde olanı tasdik eden Kitap geldi ki onlar bundan önceleri, inkar edenlere karşı kendilerine yardım gelmesini beklerlerdi, bildikleri gelince onu inkar ettiler. Allah'ın laneti, inkar edenlerin üzerine olsun.
Kendilerine ellerindekini (Tevrat’ı) tasdik eden bir kitap (Kur’an) gelince onu inkâr ettiler. Oysa, daha önce (bu kitabı getirecek peygamber ile) inkârcılara (Arap müşriklerine) karşı yardım istiyorlardı. (Tevrat’tan) tanıyıp bildikleri (bu peygamber) kendilerine gelince ise onu inkâr ettiler. Allah’ın lâneti inkârcıların üzerine olsun.
Onlara Allah katından ellerindekini (Tevrat) doğrulayan bir kitap gelince, daha önce kâfirlere karşı zafer isterlerken işte şimdi bilip tanıdıkları (Kur’an) kendilerine gelince onu inkâr ettiler. Allah’ın lâneti böyle inkârcılaradır.
İnkarcılara karşı yardım beklemelerine rağmen, onlara ALLAH katından yanlarındakini doğrulayıcı bir kitap, bu bekledikleri şey, kendilerine gelince onu inkar ettiler. ALLAH'ın laneti, inkarcılara olsun!
Yanlarındakini tasdik etmek üzere onlara Allah katından bir kitap gelince, daha önceleri inanmayanlara karşı onunla yardım isteyip durdukları halde, o tanıdıkları kendilerine gelince, bu sefer kendileri onu inkâr ettiler. İşte bundan dolayı Allah'ın laneti kâfirleredir.
Yanlarındakini tasdıklamak üzere onlara Allah tarafından bir kitab gelince önceden küfredenlere karşı istimdad edib dururlarken o tanıdıkları kendilerine gelince tuttular ona küfrettiler imdi Allahın lâneti kâfirlerin boynuna
Ne zaman ki onlara, Allah tarafından, yanlarında bulunan (Tevrât’ın, tahrif edilmemiş kısımların) ı tasdik eden bir Kitap (Kur’ân) gelince, daha önceden inkârcılara (putperestlere) karşı (savaşlarda galip gelmek için dualarında kendisini vesile ederek) Allah’tan yardım istediklerini (son peygamberi) inkâr ettiler. Allah’ın lâneti kâfirlerin üzerinedir.
Onlara, Allah katından yanlarındakini¹ tasdik edici bir kitap² gelince; daha önce Allah'tan kâfirlere karşı üstünlük kazanmak için böyle bir şey istedikleri halde, onlara bildikleri şey³ gelince bu kez onu inkâr ettiler. Allah'ın laneti, gerçeği yalanlayan nankörlerin üzerinedir.
Vaktaki onlara Allah katından nezdlerinde bulunan (Tevrat) ı tasdıyk edici (ve doğrultucu) bir Kitab (Kur'an) geldi, ki daha evvel küfredenlerin (Arab müşriklerinin) aleyhine (Allahdan böyle bir) feth istiyorlardı, işte (Tevrâtın şehâdet ve saraahatiyle) tanıdıkları o şey (Kur'an) kendilerine gelince ona (hasedlerinden ve mevki' hırsından dolayı) küfretdiler. Artık Allahın lâ'neti o kâfirlerin tepesine.
Hem onlara Allah tarafından, yanlarında bulunanı (Tevrât'ı) tasdîk edici bir Kitab(Kur'ân)(1) gelince, ki daha önce (o gönderilecek peygamberi vesîle yaparak) inkâr edenlere karşı zafer istiyorlardı; işte (bu kadar iyi) tanıdıkları (o peygamber) kendilerine gelince, onu inkâr ettiler.(2) Bu yüzden, Allah'ın lâ'neti o kâfirler üzerinedir!
Ve daha önce inkâr etmiş olanlara karşı üstün gelmek için yardım isterlerken, kendilerine Allah katından yanındakilerini (Tevrat’ın aslını ve onda bulunan hakikatleri) doğrulayan bir kitap (Kur’an) gelip de (ondan) bilip öğrendikleri gerçekler karşılarına dikilince onu inkâr ettiler. İşte Allah’ın dışlaması (rahmetinden uzaklaştırması) böyle inkârcılaradır.*
Allah’ın katından, onların yanındakini tasdik eden bir kitap (Kur’an) geldiğinde, daha önceden (Tevrat’ı) inkâr edenlere karşı zafer istiyorlardı. Şimdi onların iyi bildiği vahiy geldiğinde, inkâr ediyorlar. Allah’ın laneti gerçekleri inkâr edenlerin üzerinedir.
O gün Allah katından kendilerine önce verilen Tevrat’ı doğrulayan Kur’an geldi. Daha önce Allah’ı tanımayanlara karşı yardım isteyen bu kimseler Kitap geldikten sonra onu tanımaz oldular. Onun için Allah’ın laneti o tanımazların üzerine olsun.
Vaktaki ind-i İlâhiden onlara yanlarındaki Tevrat/larını tasdik eden Kur/an geldi. Halbuki daha evvel kâfir olanlara [¹] karşı yardım istiyorlardı [²]Tanıdıkları gelince onu tanımadılar, artık Allah/ın laneti kâfirler üzerine olsun.
Onlara Allah katından yanlarında bulunanı tasdik edici bir Kitap/Kur’an geldiğinde, daha önce inkâr edenlere karşı yardım isteyip durdukları hâlde, o bildikleri (peygamber) geldiğinde bu sefer onu tanımayıp inkâr ettiler. Allah’ın laneti inkârcıların üzerine olsun!
Daha önce küfre sapanlara karşı kendilerine yardım gelmesini diledikleri halde böylece Allah katından onlara, kendilerinde olanı onaylayan kitap ve tanıdıkları (Peygamber) gelince onu inkâr ettiler. Allah'ın lâneti, kâfirlerin üzerine olsun!
Onlara Allah tarafından, yanlarındakini doğrulayan,yani ellerindeki Tevrat’ı —değiştirilmiş, bozulmuş kısımlarını düzelterek— onaylayan bir kitap gelince —ki, öteden beri putperestlere karşı onun sayesinde zafer kazanacakları ümidiyle Son Elçinin gelmesini bekleyip duruyorlardı— işte o tanıdıkları ve bekledikleri Son Elçi onlara gelince, kendi ırklarından değil diye onu inkâr ettiler.
O hâlde, Allah’ın lâneti inkârcıların üzerine olsun!
Onlara Allah katından, yanlarındaki şeyi tasdik edici (onaylayıcı) bir kitap geldiğinde, hâlbuki önceden, inkâr etmiş olanlara karşı fetih istiyorlardı, evet, tanıdıkları şey onlara geldiğinde onu inkâr ettiler. Allah’ın laneti İnkârcılar’a olsun!
Allah tarafından kendi kitaplarını doğrulayan bir Kitap gelince, Yahudilere bir şeyler oldu. Halbuki daha önceleri en azından inkarcılara yanaşıp açılırlardı. Birden tanıdık bir yüzle karşılaşınca, selâmı sabahı kestiler. Yazıklar olsun gerçekleri göz ardı edenlere!
Yahudiler ellerindeki Tevrat’ı tasdik eden Kur’an okununca hemen inkâr ettiler. Oysa daha önce putperestlere karşı sizden yardım istiyorlardı. Tevrat’ta özellikleri belirlenen Nebi onlara gelince niçin inkâr ediyorlar? Bilmiyorlar mı Allah’ın gazabı inkârcıların üzerinedir?
Daha önce kâfirlere karşı zafer isterlerken, kendilerine Allah katından ellerindeki (Tevrat’ı) doğrulayan bir kitap (Kur’an) ulaşıp da (Tevrat’tan) bildikleri gerçekler kendilerine gelince onu inkâr etmişlerdi. (İşte) Allah’ın laneti böylesi kâfirlerin (üzerine)dir.
İşte, daha önce kâfirlere¹ karşı kendisiyle zafer kazanmak istedikleri ve o öteden beri bilip durdukları (Peygamber),² onlara Allah katından yanlarında bulunan (Tevrât)’ı doğrultucu bir kitap getirince onu derhâl inkâr ettiler. Allah’ın lâneti bütün kâfirlerin üzerine olsun.
Ve ne zaman Allah katından onlara, halen sahip oldukları hakikati tasdik eden bir [yeni] vahiy geldiyse, daha önce, hakikati inkara şartlanmış olanlara karşı üstün gelmek için yalvarıp yakardı[klarını çarçabuk unutarak] daha önce tanıdıkları [hakikati] bu defa inkara kalkıştılar. Ve Allah’ın lâneti, hakikati inkar eden herkesin üzerinedir.
Allah katından, onlara yanlarında bulunanı tasdik eden bir kitap geldiğinde; oysa daha önce kâfirlere karşı zafer kazanmayı bekliyorlardı. Fakat o tanıdıkları mesaj gelince buna inanmadılar. Böylece Allah’ın laneti bu kâfirlerin üzerine olsun. 2/41, 12/111
Allah katından onlara, ellerindekini (genel olarak) doğrulayan bir kitap geldiğinde;[¹⁶²] -ki daha önce inkâr edenlere (o kitap ve rasullerle) istikbalde galip gelecekleri (tehdidinde) bulunuyorlardı- işte böylesine tanıdıkları o şey kendilerine geldiğinde onu inkâr ettiler:[¹⁶³] Allah’ın lâneti inkârcıların üzerine olsun![¹⁶⁴]
Onlar daha evvel müşriklere karşı (Ahır zamanda bir peygamber gelecek, onun yardımıyla size galebe çalacağız diye böbürlendikleri ve "Ey Allah'ımız, Tevrat'da özelliklerini yazılı bulduğumuz ahır zaman nebisiyle bize yardım et!" diyerek) Rablerinden yardım isteyip durdukları halde; Ne zaman ki onlara Allah katından, yanlarında olanı (Tevrat'ı) tasdik eden bir Kitab (Kuran ve bekledikleri Son Peygamber) geldi.. bu kez (gelen Peygamber - Resulullah s.a.s. -kendilerinin ırkından- İsrailoğullarından- olmadığı için) onu (Kuranı ve Resulullah s.a.s.'ı) inkar etmekten çekinmediler!.. İşte Allah'ın laneti böyle kafirlerin üzerinedir.
Ne zaman ki, onlara Allâh katından, yanlarında bulunan (Tevrat)ı doğrulayıcı bir Kitap (Kur’ân) geldi, daha önce inkâr edenlere (Arap müşriklerine) karşı yardım talep ederlerken bu sefer o bildikleri (Kur’ân) kendilerine gelince onu (Kur’an’ı) inkâr ettiler; artık Allâh’ın la’neti, inkarcıların üzerine olsun!
Vaktâ ki onlara taraf-ı ilâhîden yanlarındakini musaddık olan bir kitap geldi, halbuki evvelce kâfirlere karşı fetih ve nusret isterlerdi. Fakat o bildikleri şey kendilerine gelince onu inkar ettiler. Artık Allah'ın lâneti kâfirler üzerinedir.
Onlara, Allah tarafından, ellerindeki Tevrat'ı tasdik eden bir kitap gönderildiği zaman. Daha önce kâfirlere karşı zafer kazanmak için “ahir zaman Peygamberi hakkı için” diye dua ettikleri halde. Evet o tanıyıp bekledikleri Peygamber kendilerine gelince, onu inkâr ettiler. Bu sebeple sebeple, Allah'ın lâneti de kâfirlerin boynuna olsun!
Ne zaman ki, onlara Allah katından, yanlarında bulunan (Tevrat)ı doğrulayıcı bir Kitap (Kur'an) geldi, daha önce inkar edenlere karşı yardım isteyip dururlarken o bildikleri (Kur'an) kendilerine gelince onu inkar ettiler; artık Allah'ın la'neti, inkarcıların üzerine olsun!
Vaktâ ki onlara, ellerindeki kitâbı (Tevratı) tasdîk idici kitâb (Kur'ân) geldi, onlar evvelce onunla (Kur'ân'la) müşriklere karşı fetih ve nusret isterlerdi [¹] Bildikleri o kitâb gelince inkâr iylediler. Allâh'ın la'neti kâfirler üzerinedir.
Allah katından, onlara, yanlarında bulunan (Tevrat)ı tasdik eden bir kitap geldiği zaman; daha önce kafirlere karşı kendilerine yardım gelmesini beklerlerken; onlara, bildikleri şey gelince onu inkar ettiler. Allah'ın laneti kafirlerin üzerinedir.
Kendilerinde olanı(47) doğrulayan bir kitap Allah katından geldiğinde—ki daha evvel onunla kâfirlere karşı zafer kazanmak için dua edip duruyorlardı(48)—işte o tanıdıkları kitap geldiğinde, onu da inkâr ettiler. Allah'ın lâneti işte böyle kâfirleredir.
Yanlarındakini doğrulamak üzere kendilerine Allah katından bir kitap geldiğinde, daha önce inkâr edenlere karşı zafer isteyip durdukları halde, tanıyıp bildikleri kendilerine gelince, onu inkâr ettiler. Allah'ın laneti, küfre sapanların üstüne olsun!
daħı ol vaķt kim geldi anlara kitāb ya'nį ķur’ān Tañrı ķatından; girçek dutıcı anı kim anlar geldi. daħı oldılardı, ilerden, nuśret isterler [7b] anlaruñ üzere kim kāfir oldılar. pes ol vaķt kim geldi anlara, ol kim bildileridi; kāfir oldılar aña. pes Tañrı la'neti kāfirler üzeredür.
Daḫı ol vaḳt kim kitāb geldi anlara Tañrı Ta‘ālā ḳatından, girçek dutucı, ḳatlarında olan kitābı ki Tevrītdür. Muḥammed resūl gelmezden burun nuṣret dilerlerdi Ḳur’ān bile, yā Muḥammed bile kāfirler üstine. Pes ol vaḳtkim geldi anlara, özleri bilgen kimse ki nebīdür. Kāfir oldılar, inkār eyledi‐ler anı. Pes Tañrı Ta‘ālānuñ la‘neti kāfirler üstinedür.
Onlara Allah tərəfindən əllərindəkini (Tövratı) təsdiq edən bir kitab (Qur’an) göndərildiyi zaman (onu qəbul etmədilər). Halbuki əvvəlcə (Muhəmməddən qabaq) kafirlərə (ərəb müşriklərinə) qələbə çalmaq üçün (“Tövratda adı çəkilən axirüzzəman peyğəmbər gəlib bizə yardım edəydi!” - deyə Allaha) yalvarırdılar. Bildikləri (peyğəmbər) gəldikdə isə, (paxıllıq edib) ona inanmadılar. Allah kafirlərə lə’nət eləsin!
And when there cometh unto them a Scripture from Allah, confirming that in their possession though before that they were asking for a signal triumph over those who disbelieved and when there cometh unto them that which they know (to be the Truth) they disbelieve therein. The curse of Allah is on disbelievers.
And when there comes to them a Book(94) from Allah, confirming what is with them,- although from of old they had prayed for victory against those without Faith,- when there comes to them that which they (should) have recognised, they refuse to believe in it but the curse of Allah is on those without Faith.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |