13 Ekim 2024 - 10 Rebiü'l-Ahir 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Bakara Suresi 7. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ḣatema(A)llâhu ‘alâ kulûbihim ve’alâ sem’ihim(s) ve’alâ ebsârihim ġişâve(tun)(s) velehum ‘ażâbun ‘azîm(un)

Allah kalplerini, kulaklarını mühürlemiştir, gözlerinde de perde var, pek büyük azab onlara.

(Bile bile inkâr, itiraz ve isyan ettiklerinden dolayı) Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; ve gözlerinin üzerine de perde (çekmiştir). Ve büyük azap onlar içindir.

Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir ve gözlerinin üzerinde de gerçekleri görmeye engel bir perde vardır; böylelikle gerçeği görmezler, en büyük azap onlara hazırlanmıştır.

Hür iradeye, özgürce seçme hakkına sahipken, sana ve Kur'ân'a itibar etmemeleri, inkârları sebebiyle, Allah onların kalplerini, kafalarını anlayışsız, kulaklarını duyarsız hale getirir. Gözlerinde de bir perde vardır, basiretleri bağlanmıştır. Büyük bir cezayı hak etmişlerdir.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 4/155; 6/110; 61/5.

Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinin üzerinde de bir örtü vardır. İşte onlara büyük bir azap vardır.

Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinin üzerinde perdeler vardır. Büyük azab onlar içindir.

Allah onların kalblerine, kulaklarına mühür vurmuştur. Gözlerinin üzerinde de bir perde vardır. Onlar için büyük bir azâp vardır. (Hem dünyada, hem ahirette).

Allah kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. (İç ve dış duyguları körelmiştir.) Gözleri üzerinde de bir perde vardır. (Kâinattan gelen ayetleri göremiyorlar.) İşte onlara büyük bir azap vardır.

Bu nedenle Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerine de bir perde çekilmiştir. Onlar için büyük bir azap vardır.

Hak, onların yüreklerin, kulakların damgalamış, gözlerinde perde vardır, ulu azap onlaradır

Allah (küfürde direnmeleri sebebiyle) onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiş ve gözlerine de (ilahi hakikatleri görmeyi engelleyen) perde çekmiştir. Onlar için (âhirette) büyük bir azap vardır.

Bkz. 4/155, 6/25, 16/108İnkârcılar özgür iradelerine sahipken kendilerini yaratan Allah’a ve onun elçisine inanmayıp, zulme ve fesada devam ettikleri,... Devamı..

Allâh ânların kalblerini ve kulaklarını ve gözlerini bir perde ile tahtîm itmişdir. ’Azîm bir azâb ânlar içündir.

Allah onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir, gözlerinde de perde vardır ve büyük azab onlar içindir.*

Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözleri üzerinde de bir perde vardır. Onlar için büyük bir azap vardır.

Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir, gözlerinde de kalın bir perde bulunmaktadır ve onlar için büyük bir azap vardır.

Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerine de bir çeşit perde gerilmiştir ve onlar için (dünya ve ahirette) büyük bir azap vardır.

ALLAH kalplerini ve kulaklarını mühürler. Gözlerinde perde vardır ve büyük azap onlar içindir.

Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinin üzerinde bir de perde vardır. Ve büyük azab onlaradır.

Allah kalblerini ve kulaklarını mühürlemiş ve gözlerine bir perde inmiştir ve bunların hakkı azîm bir azaptır

(İşte bu sebeple) Allah onların kalplerini, kulaklarını (manen) mühürlemiş, (cüz’î irâdeleriyle, kendilerinin tercih etmiş olduğu, sapkınlık üzere bırakarak) gözlerinin üstüne de (manen) bir perde çekmiştir. Onlar için büyük bir azap vardır.

Allah, onların kalplerini¹ ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerinde perde vardır. Onları büyük bir azap beklemektedir.

1-Akletme yetilerini. Kalp; akletmenin, idrak etmenin, düşünmenin organıdır, merkezidir. Bu kalp, kan pompalama organı olan kalp değildir.

Allah onların kalblerine de, kulaklarına da mühür basmışdır. Gözlerinin üzerinde bir de perde var. En büyük azâb onlarındır.

Allah, onların kalblerine ve kulaklarına (küfürlerindeki inadları yüzünden) mühür vurmuştur.(2) Gözlerinin üzerinde ise bir perde bulunur. Ve onlar için (pek) büyük bir azab vardır.

(2)“Kalb ile vicdan, nûr-ı îman sâyesinde hakāik-ı İlâhiyenin tecellîsine mazhar (ilâhî hakīkatlerin göründüğü bir mahal) olmakla, menba‘-ı kemâlât (f... Devamı..

Allah onların (o kendi özgür iradeleriyle inkâr etmiş olanların iman etmediklerine dair melekler âleminde de tanınmaları için) kalbleri (onların akıl merkezi olan beyinleri) ve (gerçekleri dinlemek istemediklerinden) kulakları üzerine hatm (manevi izler) oluşturmuş, (tebliğ edilen gerçekleri de görmeye çalışmadıklarından) gözleri üzerinde de (sanki) bir çeşit (manevi) perde bulunur. Ve (doğruyu bulmak için akıllarını çalıştırmadıklarından ahirette) onlar için büyük bir azap vardır. *

(*) Ayetteki hatm ve perde, istiare (mecaz) kabul edilir. Çünkü gerçek anlamda almak mümkün değildir: “Allah kimseye gücünün yettiğinden fazlasını yük... Devamı..

Bu sebeple Allah, kalplerini ve kulaklarını mühürlemiş, gözlerine perde çekmiştir. Onlar için büyük bir azap vardır.

Allah onların yüreklerini katılaştırmış, kulaklarını sağır etmiş, gözlerine de perde çekmiştir. Onlar için pek büyük bir azap vardır.

Allah onların kalplerini, kulaklarını mühürlemiş [¹], gözlerinin üstüne bir de perde çekmiştir [²] Onlar için büyük bir azap vardır.

[1] Doğru sözü anlamasın, işitmesin.[2] Yani onlar kendi irade ve kudretleri ile şekaveti kesbetmekle, tabiatlarıyle dalâlete hazırlandıklarından böyl... Devamı..

Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir⁷. Gözlerinin üzerinde de bir perde vardır. Çok büyük bir azap onlar içindir.

7 Kişi, batıl inançlara sarılıp hakikate kulak vermezse zamanla kavrama yeteneğini kaybeder ve kalbi mühürlenme kıvamına gelir. Bunun sonucu Allah da ... Devamı..

Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinde perde vardır ve büyük azap da onlar içindir.

Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinin üzerinde de, hakkı görmelerine engel mânevî bir perde bulunmaktadır. Allah’ın koyduğu yasalar gereğince, bilerek ve isteyerek inkârı tercih ettikleri için, doğuştan sahip oldukları ‘hakîkati keşfetme’ yetenekleri zamanla körelmiş ve işlevini göremez hâle gelmiştir. İşte onlar için, dünyada da, âhirette de büyük bir azap vardır. Kur’an’ın rehberliğinden yüz çeviren toplumlar, dünyada ahlâkî çöküntüler, ruhsal bunalımlar, toplumsal çalkantılar gibi felâketlerle karşılaşacak ve nihâyet âhirette, ebedî azâba mahkûm edilecektir.
Ama insanlar Kur’an-ı Kerim karşısında her zaman ya müttaki Müslüman veya açık ve net kâfir durumunda değiller:

Allah onların kalblerine ve işitmelerine mühür vurdu. Görmelerinde perde vardır. Çok büyük bir azap onlar içindir.

Çünkü Allah, onların kalplerini mühürlemiş kulaklarını tıkamış, gözlerini de perdelemiştir. Onları, çok ağır cezalar bekliyor.

Allah onların gözlerini kulaklarını kalplerini kendi ön yargılarıyla mühürlemiştir. Çünkü imtihan için gönderilen dünya hayatı için Allah söz vermiştir. Gözünüze, kulağınıza, aklınıza, iradenize, kalbinize müdahale edilmeyecek. Zorla inanmanız için baskı yapılmayacak. Her neye karar verirseniz özgür iradenizle karar vereceksiniz denilmiştir. Onlar bu özgürlüğü kullanarak inkârı seçerler. Kısır bilgilerini asıl sayarlar. Görme sınırlarını unutarak her şeyi gördüklerini, duyma sınırlarını unutarak her şeyi duyduklarını zannederler. Bu zanları onların kalplerini karartır. Biz de onları kendi şahitlikleriyle zerre miktarınca da olsa hiçbir şeyi eksik bırakmadan, yaptıkları bütün amelleriyle birlikte kabul ederiz. İnkârlarını, kalplerinde oluşan ön yargıları tasdik ederiz. Onları inkârlarından döndürüp inanmaya zorlamayız. Onları olduğu gibi kabul ederiz. İnkâr edenleri inananlardan saymamız mümkün değildir. Her kim ne ise öyle kabul ederiz. Mevcut durumunu olduğu gibi alırız. Hayat kitabını kimse değiştiremesin diye mühürleriz. İnkâr edenler kalplerindeki karanlığın rehberliğinde her şeye bakarlar ve böyle görmek isterler. Kalplerindeki karanlık gözlerini körleştirir. Kulaklarına sağırlaştırır. Böylece gerçekleri göremezler, işitemezler. Dünyadaki hayatlarını kalplerindeki karanlıkla örterler. Artık onlar için ahiret hayatında büyük bir azap vardır.

(Bu nedenle) Allah onların kalplerini ve işitme (duyu)larını mühürlemiştir. [*] Gözlerinde de (manevi) perde vardır; onlar için büyük bir azap vardır.

İnkârcıların kalplerinin ve kulaklarının mühürlenmesinin sebebi, inkârlarında ısrarcı olmalarıdır. Yani inkâr “sebep”, mühürlenme ise “sonuç”tur. Benz... Devamı..

Çünkü Allah, onların kalplerini ve (gönül) kulaklarını mühürlemiştir ve onların (gönül) gözlerinin¹ üzerinde de perde vardır. En büyük azap ise işte böylelerinedir.

1 Buraya “gönül” parantezinin ilave edilmesi; çok kullanılan (اُذُنٌ ve عَيْنٌ) yerine (سَمْعٌ وَبَصَرٌ) kelimelerinin kullanılmasındandır. Bu bölüm “... Devamı..

Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir ve gözlerinin üzerinde de bir perde ⁷ vardır; dehşet verici bir azap beklemektedir onları.

7 Bâtıl inançlara inatla sarılan ve hakikatin sesini dinlemeyi reddeden kişinin zamanla hakikati kavrama yeteneğini kaybedeceği ve “böylece, sonunda k... Devamı..

O kâfirler Allah’ın yol gösterici kitabı Kuran’a kalplerini ve kulaklarını kapatmış gözleri ile görmek istememişler ve azabı hak etmişlerdir. 40/35, 16/108, 18/57

Allah onların kalpleri ve kulakları üzerine mühür vurmuştur, gözleri üzerinde de bir tür[²²] perde vardır; işte onlar muazzam bir azaba müstahaktırlar.[²³]

[22] Belirsiz gelmesi anlama “bir tür” olarak yansır (Bkz: İtkân II, 291). [23] Bu bölümde “kâfir” tipolojisi için sadece iki âyet ayrılırken, “mün... Devamı..

(Çünkü) Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözleri üzerinde de bir perde vardır. (Ahirette de) en büyük azap onlarındır. (Kalbin mühürlenmesinden murad; günah üstüne günah işlemekle kalp aynası görünmez hale gelmesi ve basiretin -manevi görme yeteneğinin- yitmesidir.)

Allâh, onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir, gözlerine de perde inmiştir. Onlar için büyük bir azâb vardır.

Allah Teâlâ onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir, onların gözleri üzerinde de bir perde vardır. Onlar için büyük bir azap da vardır.

Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerine de bir perde inmiştir. Bunların hakkı büyük bir azaptır. [61, 5; 6, 110; 4, 155]

Bu mühürleme, batılda ısrar etmelerinin sonucu olarak ilâhî bir cezadır. İnkâra saplananlardan burada maksat, Ebû Cehil, Ebû Leheb gibi imana gelmeyec... Devamı..

Allah, onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir, gözlerine de perde inmiştir. Onlar için büyük bir azab vardır.

Allâh onların kalbleri üzerine ve kulaklarına mühür urmuşdur (hakkı kabûl itmez ve işitmezler) ve gözleri üzerine de perde çekilmişdir (doğrı yolı görmezler) onlara en büyük zab vardır. [¹]

[1] Bu iki âyet-i kerîme Ebu Cehil ve Gazâ-yı Bedir maktûlleri gibi küfür üzerine fevt olacaklarını Allâh'ın bildiği inadcı müşrikîn hakkında nâzil ol... Devamı..

Sanki kalplerini ve kulaklarını Allah mühürlemiş, gözleri de perdelidir [*]. Onların hak ettiği büyük bir azaptır.

[*] Âyette kâfirlerin önyargıları, istiare-i temsiliyye (alegori) denen mecazi anlatımla canlandırmıştır, istiarede benzetme edatı gizlenir ama bu mec... Devamı..

Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinde de perde vardır ve onlar için büyük bir azap vardır.

Allah onların kalplerini de mühürlemiştir, kulaklarını da. Gözleri ise perdelidir.(5) Ve onlara büyük bir azap vardır.

(5) Bu ve benzeri âyetlerde dikkatimizi çekmesi gereken husus şudur: Allah onların kalplerini mühürlediği için onlar inkâr etmiş değildir; onlar inkâr... Devamı..

Allah onların kalpleri, kulakları üzerine mühür basmıştır. Onların kafa gözleri üstünde de bir perde vardır. Onlar için korkunç bir azap öngörülmüştür.

mühr urdı Tañrı göñülleri üzere anlaruñ daħı ķulaġı üzere anlaruñ daħı gözleri üzere anlaruñ örtüdür. daħı anlaruñdur 'aźāb ulu.

Allāhu ‘aẓīmü’ş‐şān bunlarıñ ḳalbleri ve ḳulaḳları ve gözleri üzerine mühr ḳoyaraḳperde çekmişdir. Onlar içün ‘aẕāb‐ı ‘aẓīm vardır.

Allah onların ürəyinə və qulağına möhür vurmuşdur. Gözlərində də pərdə vardır. Onları böyük bir əzab gözləyir!

Allah hath sealed their hearing and their hearts, and on their eyes there is a covering. Theirs will be an awful doom.

Allah hath set a seal(31) on their hearts and on their hearing, and on their eyes is a veil; great is the penalty they (incur)(32).

31 All actions are referred to Allah. Therefore when we get the penalty of our deliberate sin, and our senses become impervious to good, the penalty i... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.