12 Şubat 2025 - 14 Şaban 1446 Çarşamba

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Bakara Suresi 52. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Śumme ‘afevnâ ‘ankum min ba’di żâlike le’allekum teşkurûn(e)

Bundan sonra gene sizi affettik, şükretmeniz gerekti.

Bundan (o kötülük ve nankörlük tavırlarınızdan) sonra, (belki artık) şükredersiniz diye sizi (yine) bağışlamıştık.

dahası bütün bunlardan sonra belki şükredenlerden olursunuz diye, günahlarınızı affettiğimizi hatırlayın.

Bu davranışlarınızdan sonra da, yine sizi sorgusuz sualsiz affettik. Hiç olmazsa, bu sebeple olsun şükretmelisiniz.

Daha sonra bunun ardından belki şükredersiniz diye sizi bağışlamıştık.

Bundan sonra, (artık) şükredersiniz diye sizi bağışladık.

(yaptığınız fena işten tevbe ettikten) sonra sizi afvetmiştik; (size olan nimetimize) şükredesiniz diye.

Ondan sonra şükretmeniz için sizi bağışladık.

Bu davranışınızdan sonra şükredersiniz diye sizi affetmiştik.[19]

[19] Af ve şükür kavramları hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, I, 446-453; II, 309-313.

Sonra sizi bağışladık, ola ki şükredersiniz

Bütün bunlara rağmen, (tövbe edince) şükredersiniz diye biz de sizi affetmiştik.

Ândan sonra siz müteşekkir olasınız diyu sizi ’afv itdik.

Sonra bunun ardından, şükredersiniz diye, sizi bağışlamıştık.

Sonra bunun ardından şükredesiniz diye sizi affetmiştik.

Bundan sonra da (akıllanıp) şükredersiniz diye sizi affettik.

O davranışlarınızdan sonra (akıllanıp) şükredersiniz diye sizi affettik.

Bunlara rağmen, şükredersiniz diye sizi affettik.

Sonra yine de sizi affettik, artık şükretmeniz gerekiyordu.

sonra bunun arkasından da sizden afvettik, gerekti ki şükredecektiniz

(Yapmış olduğunuz bu küfür fiiline, pişman olup, tövbe etmenizden) sonra (size olan lütfumuza) şükredesiniz diye sizi affetmiştik.

Sonra, bunun ardından, belki şükredersiniz diye sizi affettik.

Bil'âhare sizi bundan sonra da afvetmişdik. Gerekdi ki şukredesiniz.

Sonra bunun arkasından sizi affettik, tâ ki şükredesiniz.

Ve bunun ardından (aklınızı kullanıp) şükredersiniz diye sizi affettik.

Belki şükredersiniz diye, bu olaydan sonra sizi affetmiştik.

Sonra bunun ardından Biz sizi yine de bağışladık, şükredesiniz diye.

Bundan sonra şükredesiniz diye sizi affeylemiştik.

Dahası, bütün bunlardan sonra, belki şükredenlerden olursunuz diyerek sizi affetmiştik.

Sonra şükredersiniz diye bunun ardından sizi affetmiştik.

Fakat tüm bunlara rağmen, şükredesiniz diye sizi yine de bağışlamıştık.

Sonra onun ardından sizi affettik (sizden sildik / vazgeçtik). Umulur ki şükredersiniz.

Buna rağmen teşekkür edersiniz ümidiyle sizi bağışladık.

Bu olayın ardından Rabbinize şükretmeniz için sizi affetmiştik!

Sonra onun ardından şükredersiniz diye sizi affetmiştik.

Sonra da Biz, belki şükredersiniz diye sizi bağışlamıştık.

dahası, (bütün) bunlardan sonra, belki şükredenlerden olursunuz diye bu günahınızı affettiğimiz günleri (hatırlayın). ³⁷

37 Altın Buzağı Kıssası, 7:148 vd. ve 20:85 vd.’da daha geniş olarak ele alınmıştır. Yukarıda 50. ayetin atıfta bulunduğu Kızıl Deniz’in geçilmesi ola... Devamı..

Bundan sonra da belki şükredersiniz diye sizi affetmiştik. 4/153, 43/46...52

Ve sizi bunun ardından bir kez daha affettik, belki şükredersiniz diye…

Sonra da (Musa geri döndüğünde pişman olduğunuz için) şükredesiniz diye sizi atfettik.

Bundan sonra da yine belki şükredersiniz diye sizi affetmiştik.

Sonra bunu müteakip sizi affettik, gerekti ki, şükredesiniz.

Bundan sonra şükredesiniz diye Biz sizi affettik.

Bundan sonra da yine belki şükredersiniz diye sizi affetmiştik.

Sonra (bu cürüm ve kabahatinizi) 'afv itdik tâ ki bu lütfumuza şükür idesiniz.

Ondan sonra da görevinizi yerine getirmeniz için sizi bağışlamıştık. [*]

[*] Şükür, yapılan iyiliğin değerini bilmek, yapanı övmek ve hak ettiği karşılığı vermektir (Müfredât).

Bundan sonra da yine belki şükredersiniz diye sizi affetmiştik.

Ondan sonra, olur da şükredersiniz diye, Biz sizi yine bağışlamıştık.

Belki şükredersiniz diye bunun ardından da sizi affetmiştik..

andan 'afv eyledük sizden, şundan śoñra; anuñ-içün kim siz şükr eyleyesiz.

Sizden ṣudūr iden çirkin ‘ameliñize tevbe itdikden ṣoñra ‘afv itdik tā ki ni‘met [...]şükr idesiñiz.

Sonra da (tövbə etdiyinizə görə) sizi əfv etdik ki, bəlkə, şükür edəsiniz.

Then, even after that, We pardoned you in order that ye might give thanks.

Even then We did forgive you(67); there was a chance for you to be grateful.

67 Moses prayed for his people, and Allah forgave them. This is the language of the Qur'an. The Old Testament version is rougher: "The Lord repented o... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.