Ulâ-ike ‘alâ huden min rabbihim(s) ve ulâ-ike humu-lmuflihûn(e)
Onlardır rablerinden doğru yolu bulanlar, onlardır kurtulup muratlarına erenler.
İşte bunlar, Rablerinden olan (iman, ittika ve istikametle kazanılan) bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler bu kimselerdir.
İşte Rablerinin gösterdiği cennet yolunda yürüyen ve gerçek mutluluğa erecek kimseler de onlardır.
İşte bunlar yaratan, yaşama kabiliyeti, gücü ve varlıklara işleyiş düzeni veren, koruyan, kontrol eden Rablerinin kitap ve peygamberle gösterdiği hidayet yolunda yürüyen, sorumluluklar yüklenen, faaliyet gösteren erlerdir. İşte bunlar kurtuluşa, ebedî nimetlerle mutluluğa erenlerdir.
İşte onlar Rablerinin göstermiş olduğu hidayet yolu üzerindedirler ve kurtuluşa erecek olanlar da onlardır.
İşte bunlar, Rablerinden olan bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler bunlardır.
İşte böyle kimseler, Rablerinden olan hidâyet ve doğru yol üzeredirler; ve bunlar azabdan kurtulup sevaba erenlerdir.
İşte onlar (3. ayette anlatılanlar) Rablerinden edindikleri doğru bir yol üzeredirler. (Bunlar daha çok Müslüman muttakilerdir) Ve (4. ayette anlatılan) kurtuluşa erenler onlardır. (Bunlar daha çok Kur’ana inanıp da kendi dinlerini yaşayan ehl-i kitaptırlar.)
İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridirler.
İşte bunlar, Tanrıları tarafından gösterilen doğru yolda olanlardır, işte bunlar kurtulurlar
İşte Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanlar Rablerinin gösterdiği yolda yürüyenlerdir ve gerçek anlamda kurtuluşa erenler de onlardır.
Yalnız ânlara rableri rehber olacakdır. Yalnız ânlar bahtiyâr olacaklardır.
İşte Rab'lerinin yolunda olanlar ve saadete erişenler bunlardır.
İşte onlar Rab’lerinden (gelen) bir doğru yol üzeredirler ve kurtuluşa erenler de işte onlardır.
Rableri tarafından gösterilen doğru yol üzerinde olanlar ancak onlardır ve kurtuluşa erenler de yalnızca onlardır.
İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.
İşte, Rableri tarafından yol gösterilenler ve mutluluğa erenler bunlardır.
Bunlar, işte Rabblerinden bir hidayet üzerindedirler ve bunlar işte felaha erenlerdir.
bunlar işte rablarından bir hidayet üzerindedir ve bunlar işte bunlar o murada eren müflihin
İşte onlar, Rablerinden (gelen) bir hidâyet üzeredirler ve onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
Onlar, Rabb'lerinden bir hidayet üzerindedirler. Kurtuluşa erenler onlardır.
İşte onlar Rablerinden (gelen) Hidâyetin tam üzerindedirler. Asıl muradlarına kavuşanlar da işte onlar.
İşte onlar, Rablerinden bir hidâyet üzeredirler, kurtuluşa erenler de işte ancak onlardır.(6)
İşte onlar (kötülüklerden sakınıp arınmak isteyen o erkek ve kadınlar), Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.
İşte onlar Rablerinin belirlediği doğru yol üzerinde olanlar ve kurtuluşa erenler de onlardır.
İşte bu inananlar çalaplarının doğru yolu üzerinde olanlardır, umduklarına erenler de bunlardır.
İşte Rab/bileri tarafından doğru bir yolda bulunanlar bunlardır, umduklarına erenler yine bunlardır.
İşte onlardır rablerinden bir hidayet üzere olanlar ve işte onlardır, sadece onlardır felaha erenler.
İşte, Rableriningösterdiği dosdoğru yolda yürüyenler onlardır, dünya ve âhirette kurtuluşa erecek olanlar da, yine onlardır.
İşte onlar rabb’lerinden bir hidâyet / doğru yol üzerindedir. Felaha (Kurtuluşa) Erenler de onlardır.
Sağlamcıların kılavuzu, Tanrı'dır. Kılavuzu Tanrı olanın, sonu selâmettir.
Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, kendilerine Rabbinden gelen doğru yol üzerindedirler. İman edenler Rabbinden bir hidayet üzerindedirler. Allah inananlara şaşmaz, değişmez, yanılmaz, tamamen yaratılışın gerçeklerine uygun bir hidayet yolu belirlemiştir. Yasalarıyla yolunu sağlamlaştırmıştır. Her kim Allah’ın yoluna girer, yasalarına harfiyen uyarsa, işte kurtulacak olanlar onlardır.
İşte Rablerinin gösterdiği yolda yürüyen kimseler onlardır, mutluluğa erişecek kimseler de onlardır!
İşte bunlar Rablerinin rehberliğinde olanlardır ve işte bunlardır kurtuluşa erecek olanlar. 3/51, 31/5, 36/60-61
İşte onlardır Rablerinden gelen bir hidayet üzerinde olanlar, işte onlar ancak kurtuluşa erenler!
İşte onlar ki Rab’lerinden (gelen) bir doğru yol üzeredirler ve kurtuluşa erenler de işte onlardır.
İşte onlar Rabb-i Kerîm'leri tarafından bir hidâyet üzeredirler. Felâh bulanlar da ancak onlardır.
İşte bunlardır Rableri tarafından doğru yola ulaştırılanlar. Ve işte bunlardır felâh bulanlar.
İşte onlar, Rablerinden bir hidayet üzeredirler ve umduklarına erenler, işte onlardır!
İşte onlar rableri tarafından hidâyet üzerinedirler. Ve yine onlar (azab ve 'ikâbdan) necât bılmuşlardır [³].
Sahiplerinin (Rablerinin) [*] doğru yolunda olanlar onlardır. Umduklarını bulacak olanlar da onlardır.
İşte, Rab'lerinin yolunda olanlar ve kurtuluşa erecek olanlar onlardır.
İşte onlar, Rablerinden bir hidayet üzeredirler. Ve onlar kurtuluşa erenlerin tâ kendisidir.
İşte bunlardır Rablerinden bir hidayet üzere olanlar, işte bunlardır gerçek anlamda kurtuluşu bulanlar.
şunlar ŧoġru yol üzeredür çalabı’larından daħı şunlar ķurtılmışlardur.
Bunlar işde Rablerinden bir hidāyet üzerindedir. İşte bunlar murāda irmiş olanmüfliḥūndur.
Məhz onlar öz Rəbbi tərəfindən (göstərilmiş) doğru yoldadırlar. Nicat tapanlar (axirət əzabından qurtarıb Cənnətə qovuşanlar) da onlardır.
These depend on guidance from their Lord. These are the successful.
They are on (true) guidance, from their Lord, and it is these who will prosper(29).
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |