19 Nisan 2024 - 10 Şevval 1445 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Bakara Suresi 49. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ve-iż necceynâkum min âli fir’avne yesûmûnekum sû-e-l’ażâbi yużebbihûne ebnâekum veyestehyûne nisâekum(c) vefî żâlikum belâun min rabbikum ‘azîm(un)

Hatırlayın o zamanı ki sizi Firavun'un soyundan kurtardık. Onlar, size kötü bir surette azap ediyorlar, oğullarınızı kesiyorlar, kızlarınızı diri bırakmak istiyorlardı. Bu işte Rabbinizin bir sınaması vardı.

(Hani) Dayanılmaz işkencelere uğrattıklarında, sizi Firavun ailesinin (ve zalim hükümetinin) elinden kurtardığımızı da hatırlayın. (Ki) Onlar, kadınlarınızı (kızlarınızı) diri (sağ) bırakıp, erkek çocuklarınızı boğazlıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir (bela) imtihan vardı.

Ey israiloğulları! Oğullarınızı boğazlayıp, kadınlarınızı hayasızlaştırıp sağ bırakarak sizi azapların en kötüsüyle azaplandıran, Firavun taraftarlarının elinden sizi kurtardığımızı hatırlayın. Bu işte Rabbinizden büyük bir imtihan vardı sizin için.

Hani biz sizi Firavun hanedanının, devlet görevlilerinin, yandaşlarının elinden kurtarmıştık. Size dayanılmaz acılar çektiriyorlardı. Oğullarınızı boğazlıyor, kızlarınızı öldürmeyip sağ bırakıyorlardı. Başınıza gelen bu sıkıntılar Rabbiniz tarafından büyük bir imtihana tabi tutulmanızdı; kurtuluşunuz da büyük lütuf/ihsana mazhariyyetti.

Hani sizi, size en kötü işkenceleri uygulayan, erkek çocuklarınızı öldürüp kadınlarınızı sağ bırakan Firavun ailesinden kurtarmıştık. Başınıza gelen bu durumda sizin için Rabbinizin büyük bir imtihanı vardı.

Sizi, dayanılmaz işkencelere uğrattıklarında, Firavun ailesinin elinden kurtardığımızı hatırlayın. Onlar, kadınlarınızı hayatta bırakıp, erkek çocuklarınızı kesiyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.

(Ey İsrâil oğulları, hem hatırlayın ki), bir vakıt sizi ve atalarınızı Fir'avun avânesinden kurtarmıştık, sizi azâbın kötüsüne sürüp oğullarınızı boğazlıyorlar, kızlarınızı hayatta (diri) tutmak istiyorlardı ve bunda, sizin için, rabbınız tarafından büyük bir imtihan vardı.

Hatırlayın, bir vakit sizi Firavun ordusundan kurtardık ki; onlar azabın en kötüsünü başınıza getirir; erkek çocuklarınızı boğazlar, kadınlarınızı yaşatıyorlardı. Bu konuda Allah’tan size büyük bir sınav vardı.

Hani sizi Firavun'un yandaşlarından kurtarmıştık. Zira onlar, eziyetin en kötüsünü size lâyık görüyorlardı. Erkek çocuklarınızı boğazlıyor, kızlarınızı hayatta bırakıyorlardı. Bu uygulamada, sizin için Rabbinizden ağır bir imtihan vardı.

Hani, kurtarmıştık sizi Firavun ulusundan, en ağır bir azapla sizi eziyorlardı, erkek çocuklarınızı keserek, kadınlarınızı bırakırlardı, bu işte sizin için büyük bir sınav vardı

(Ey İsrailoğulları! Yine hatırlayın ki) işkencenin en kötüsünü size uygulayan, kadınlarınızı (kızlarınızı) bırakıp erkek çocuklarınızı boğazlayan/öldüren Firavun'un adamlarından sizi kurtarmıştık. Bu da Rabbiniz tarafından büyük bir imtihandı.

Bkz. 7/141, 28/4 ve dipnotu.Bu ve bunun gibi ayetler; İsrailoğullarına, atalarının bir zamanlar içine düştükleri sıkıntılı günleri ve zorluk ve çile d... Devamı..

Derhâtır idiniz ki size azâb iden ve sizin erkek evlâdınızı katl idüb kızlarınızı bırakan Fir’avn âilesinden sizi tahlîs itdik, bu rabbiniz tarafından size azîm bir imtihân idi.

Size işkence eden, kadınlarınızı sağ bırakıp oğullarınızı boğazlayan Firavun ailesinden sizi kurtarmıştık; bu Rabbinizin büyük bir imtihanı idi.*

Hani, sizi azabın en kötüsüne uğratan, kadınlarınızı sağ bırakıp, oğullarınızı boğazlayan Firavun ailesinden kurtarmıştık. Bunda, size Rabbinizden (gelen) büyük bir imtihan vardı.

Hatırlayın ki sizi Firavun’un adamlarından kurtardık. Onlar size işkencenin en kötüsünü revâ görüyorlar, erkek çocuklarınızı boğazlıyorlar, kızlarınızı sağ bırakıyorlardı. Bu size reva görülenlerde rabbinizden büyük bir imtihan vardı.

Hatırlayın ki, sizi, Firavun taraftarlarından kurtardık. Çünkü onlar size azabın en kötüsünü reva görüyorlar, yeni doğan erkek çocuklarınızı kesiyorlar, (fenalık için) kızlarınızı hayatta bırakıyorlardı. Aslında o size reva görülenlerde Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.

 Firavun, eski Mısır hükümdarlarına verilen bir ünvandır. Hz. Musa’nın gelmesine tekaddüm eden senelerde kâhinler, İsrailoğullarından doğacak bir çocu... Devamı..

İşkencenin en kötüsünü size uygulayan, kadınlarınızı bırakıp oğullarınızı öldüren Firavun'un adamlarından sizi kurtarmıştık. Bu, Rabbinizden büyük bir sınav idi.

(Hem hatırlayın ki bir zaman) sizi Firavun ailesinden de kurtardık, (onlar) size azabın en kötüsünü reva görüyor, oğullarınızı boğazlıyor, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. Ve bunda size Rabbiniz tarafından büyük bir imtihan vardı.

Hem hatırlayın ki bir vakit sizi Ali Firavnden kurtardık, sizi azabın kötüsüne peyleyorlardı; oğullarınızı boğazlıyorlar ve kızlarınızı diri tutmak istiyorlardı ve bunda size rabbınız tarafından büyük bir imtihan vardı

(Ey İsrâiloğulları! Hatırlayın o zamanı ki, yeni doğan) erkek çocuklarınızı boğazlayan (öldüren, kadınlarınızı ve) kız çocuklarınızı (köle olarak kullanmak üzere) sağ bırakan, (bu sûretle) size zulmün/işkencenin en kötüsünü yapan Firavun ve adamlarından kurtarmıştık. (Ey İsrâiloğulları! Başınıza gelen sıkıntılarda, Rabbiniz tarafından sizin için büyük bir imtihân) ve bunda (Firavun ve adamlarının zulmünden kurtarılışınızda,) Rabbiniz tarafından sizin için, büyük bir lütuf/ihsan vardı.

Hatırlayın! Sizi, kadınlarınızı sağ bırakıp, oğullarınızı boğazlayarak, azabın en kötüsüne uğratan Firavun 'un adamlarından kurtarmıştık. Bunda, sizin için Rabb'inizden büyük bir sınav vardı.

Yine hatırlayın o zamanı ki (yeni doğan) oğullarınızı boğazlayıp kızlarınızı sağ bırakmak (yâhud kadınlarınıza utanılacak dürlü fenalıklar yapmak) suretiyle size (atalarınıza) işkencenin en kötüsünü yüklemekde devameden Fir'avun haanedânından sizi kurtarmışdık. Bunda (bu azâbda ve kurtarmada) Rabbinizden (gelen) büyük bir imtihan vardı sizin için.

Hem bir zaman sizi Fir'avun ehlinden kurtarmıştık; (onlar) sizi azâbın en kötüsüne(evlâd acısına) ma'ruz bırakıyorlar, (yeni doğan) oğullarınızı boğazlıyor, kadınlarınızı (kız çocuklarınızı) ise hayatta bırakıyorlardı.(1) İşte bunda (size revâ görülen bu zulümlerde), Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.

(1)Fir‘avun’un bu katliâma girişmesinin sebebi, kâhinlerin kendisine: “İsrâiloğullarından yeni dünyaya gelen bir çocuk senin saltanatına son verecek” ... Devamı..

Sizi firavun ailesinden kurtarmıştık. Onlar erkek evlatlarınızı boğazlıyor, kadınlarınızı hayatta bırakarak, azabın en kötüsünü uyguluyorlardı. İşte bunda sizin için, Rabbinizden büyük bir deneme vardı.

O gün biz sizi Firavungillerin elinden kurtarmıştık. Onlar sizi azapların en kötüsüne uğratıyorlar, oğullarınızı boğazlıyorlar, yalnız kızlarınızı sağ bırakıyorlardı. Böylelikle Allah sizi iyice sınıyordu.

Hani sizi işkenceye duçar eden, oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı diri diri yakan fir/avunculardan sizi kurtarmışdık. Bu işde Rabbiniz tarafından sizin için büyük bir imtihan vardı.

Hani oğullarınızı boğazlayarak, kadınlarınızı ve kızlarınızı (kötü amaçları için) sağ bırakarak sizi azapların en kötüsüne uğratan Firavun hanedanının elinden sizi kurtarmıştık. Bu sizin için Rabbinizden çok büyük bir imtihan [belâ] idi.⁴³

43 Krş. Tâhâ, 20/85, 87, 95.

Hani size azabın en kötüsünü tattıran, yeni doğan oğullarınızı boğazlayan ve kızlarınızı hayatta bırakan Firavun ailesinden sizi kurtarmıştık ve bunda sizin için Rabbiniz tarafından büyük bir imtihan vardı.

Eyİsrail Oğulları! Sizi Firavun ve ordusundan nasıl kurtardığımızı da hatırlayın: Hani size en acı işkenceleri çektiriyorlardı; nüfusunuzun artmasını engellemek için oğullarınızı boğazlıyor, kadınlarınızı utançverici işlerde kullanmak üzere sağ bırakıyorlardı.
İşte bütün bunlarla, Rabb’iniz sizi eğitip olgunlaştırmak ve böylece insanlığı doğru yola ileten örnek ve öncü bir toplum yapmak üzere çetin bir sınavdan geçirmekteydi.

Hani, Azab’ın en kötüsünü size uygulayan, oğullarınızı boğazlayıp kesen, kadınlarınızı sağ bırakan Firavun’un ailesinden sizi kurtardık.
Sizin rabbinizden bunlarda çok büyük bir belâ / sınav vardır.

Sizi Fıravun'un zulmünden kurtardığımız günü hatırlayın: Yani, kızları sağ bırakıp erkek çocuklarınızı kesmek suretiyle, sizleri sürüm sürüm süründüren zulümden. Bu yaşadıklarınız, Rabb’iniz tarafından size uygulanmış çok büyük bir sınavdı.

Hani! Sizi azabın en kötüsüne uğratan, kadınlarınızı sağ bırakıp, oğullarınızı boğazlayan Firavun ailesinden kurtarmıştık. Bu olaylarda Rabbinizden gelen büyük bir imtihan vardı.

Hani sizi işkencenin en kötüsüne süren ve oğullarınızı kestirip, kadınlarınızı sağ bırakmakta olan Firavun ailesinden kurtarmıştık. İşte bunda (size anlatılanlarda), Rabbinizden büyük bir imtihan vardır. [*]

Benzer mesajlar: A‘râf 7:127, 141; İbrâhîm 14:6; Kasas 28:4; Mü’min 40:25.

(Ey İsrâil oğulları!) Firavun ailesi, sizin oğullarınızı boğazlayarak, kadınlarınızı sağ bırakarak¹ size en dayanılmaz işkenceleri yaparken, sizi onların elinden Bizim kurtardığımızı ve bunun, sizin için Rabbinizden gelen büyük bir imtihan olduğunu (unutmayın.)²

1 (وَيَسْتَحْيُونَ نِسَاءَكُمْ) “kadınlarınızı sağ bırakıp...” ifâdesi; a- Kadınlarınızı öldürmüyorlar, b- Kadınlarınızın iffetlerine dokunuyorlar, c-... Devamı..

Ve oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı sağ bırakarak sizi azapların en kötüsüne uğratan ³⁶ Firavun hanedanının elinden sizi kurtardığımız günleri [hatırlayın]- (o günler) ki Rabbinizden büyük bir imtihan vardı sizin için.

36 Bkz. Çıkış i, 15-16, 22.

Hatırlayın hani biz sizi Firavun hanedanından kurtarmıştık. O, size işkencenin en kötüsünü reva görüyor yani oğullarınızın imkân ve özgürlüğünüzün önünü kesiyorlar, kızlarınızı ise sağ bırakıyorlardı. Bunda Rabbinizden sizin için büyük bir imtihan vardı. 28/4, 7/141

Yine bir zaman da sizi Firavun yandaşlarının[⁹⁹] elinden kurtarmıştık. Size işkencenin en alçağını reva görüyorlar, erkek çocuklarınızı öldürtüp kadınlarınızı da bırakıyorlardı. Bu yaşananlarda, Rabbinizin sizi tâbi tuttuğu dehşet bir imtihan vardı.[¹⁰⁰]

[99] Firavun için bkz: ilk geçtiği 73:15, not 15. [100] Bu âyette değinilip geçilen dehşet imtihan için bkz: 7:141; 14:6.

Yine hatırlayın ki sizi; -işkencelerin en kötüsünü yapan- Firavun hanedanından kurtarmıştık ki onlar; (yeni doğan) erkek çocuklarınızı boğazlayıp, kız çocuklarınızı sağ bırakıyorlardı. (böylece neslinizi tüketmeye ve doğacak Musa’yı öldürmeye çalışıyorlardı) Bunda (bu azapta ve bu kurtarışta) sizin için Rabbiniz katında bir imtihan vardı! (ki o işkencelerden sonra kurtuluşu bir nimet bilesiniz ve Rabbinize şükürde daim olasınız)

Sizi Fir’avn ailesinden de kurtarmıştık Hani (onlar), size azâbın en kötüsünü reva görüyor, oğullarınızı boğazlayıp, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı ve bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.

Ve o zamanı yâd ediniz ki, sizi âl-i Fir'avun'dan kurtardık. Sizi en kötü azap ile cezalandırıyorlardı. Oğullarınızı boğazlıyorlardı, kadınlarınızı da diri bırakıyorlardı. Bunda sizin için Rabbiniz tarafından pek büyük bir imtihan vardı.

Hem sizi en feci işkencelere uğrattıkları zaman Firavun'un adamlarından kurtardığımızı da hatırlayın! Onlar sizin dünyaya gelen erkek çocuklarınızı kesiyor, kız çocuklarınızı ise kötülük için hayatta bırakıyorlardı. İşte bunda size Rabbiniz tarafından çetin bir imtihan vardı. {KM, Çıkış 1, 15-16}

Firavun, Mısırda Amalika hükümdarlarının lakabıdır. Çoğulu Feraine’dir. Nasıl ki Türk krallarına hakan, Rum krallarının bazısına kayser, bazısına hera... Devamı..

Sizi Fir'avn ailesinden de kurtarmıştık. Hani (onlar), size azabın en kötüsünü reva görüyor, oğullarınızı boğazlayıp, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı ve bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.

(Ey Benî İsrâîl) Sizi Fir'avn cemâ'atinden kurtardığımı da tahattur idiniz. Onlar size en fenâ ve şiddetli 'azâbı çekdiriyor, erkek çocuklarınızı boğazlayub kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı ve bunda sizin içün rabbiniz tarafından büyük bir ibtilâ vardı. [²]

[2] Mûsâ zamânındaki Fir'avn bir gice ru'yâsında Kudüs'den bir âteş çıkub bütün Mısır diyârını kapladığını, Fir'avn takımını yakdığı halde Benî İsrâîl... Devamı..

Sizi Firavun hanedanından kurtarmıştık. Size en ağır cezayı vermeye çalışıyor, oğullarınızı öldürüyor, kadınlarınızı ise sağ bırakmak istiyorlardı. İşin içinde, Sahibiniz (Rabbiniz) olarak yaptığım [*] büyük bir imtihan vardı.

[*] Arap edebiyatında iltifat sanatı vardır, anlatımı canlı tutmak ve konunun önemini vurgulamak için sözün akışı beklenmedik bir şekilde değiştiriler... Devamı..

Size işkence eden, kadınlarınızı sağ bırakıp oğullarınızı öldüren Firavun Hanedanından sizi kurtarmıştık. Bunda Rabbiniz'den büyük bir imtihan vardı.

Sizi Firavun Hanedanından kurtardığımız zamanı da hatırlayın ki, size azabın en kötüsünü revâ görüyorlar, kız çocuklarınızı sağ bırakıp erkek çocuklarınızı boğazlıyorlardı. Bunda da size Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.(30)

(30) Bu ve bunu izleyen âyetlerde anlatılan olayları daha geniş bir şekilde 7:134 ve devamı ile 20:77 ve devamında bulabilirsiniz.

Sizi Firavun hanedanından kurtardığımızı da hatırlayın. Hani, onlar size azabın en çirkiniyle kötülük ediyorlardı: Erkek çocuklarınızı boğazlıyorlar, kadınlarınıza hayâsızca davranıyorlar/kadınlarınızın rahimlerini yokluyorlar/kadınlarınızı hayata salıyorlardı. İşte bunda sizin için, Rabbinizden gelen büyük bir ıstırap ve imtihan vardı.

daħı ol vaķt kim ķurtarduķ sizi fir'avn ķavmından; ħorlıķ eylerlerdi size 'aźābun yavuzlıġın çoķ boġazlarlardı oġlanlalaruñuzı daħı diri ķorlardı 'avratlaruñuzı. daħı anuñ içinde śınamaġ ulu ya'nį ulu śınamaķ.

Şunı daḫı biliñiz ki Fir‘avn sizi ve ecdādıñızı meşaḳḳatli işlerde ḳullanır ki ḳadın‐ları bıraḳup irkekleriñizi ḳatl [iderdi] biz size necāt virdik bu işkencede size Rab‐biñiz ṭarafından büyük ibtilā ve tecribe vardır.

(Ey İsrail oğulları! Yadınıza gətirin o vaxtı ki) Fir’on əhli sizə (babalarınıza) ən ağır işgəncələr verdikləri, oğlan uşaqlarınızı boğazlayıb, qadınlarınızı (kəniz etmək məqsədilə) sağ buraxdıqları zaman Biz sizi onların əlindən xilas etdik. Bunlarda (sizdən ötrü) Rəbbiniz tərəfindən böyük bir imtahan var idi.

And (remember) when We did deliver you from Pharaoh's folk, who were afflicting you with dreadful torment, slaying your sons and sparing your women: That was a tremendous trial from your Lord.

And remember, We delivered you from the people of Pharaoh: They set you hard tasks and punishments, slaughtered your sons and let your women-folk live(64); therein was a tremendous trial from your Lord.

64 The bondage of Egypt was indeed a tremendous trial. Even the Egyptians' wish to spare the lives of Israel 's females when the males were slaughtere... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.