20 Nisan 2024 - 11 Şevval 1445 Cumartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Bakara Suresi 46. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Elleżîne yazunnûne ennehum mulâkû rabbihim veennehum ileyhi râci’ûn(e)

Saygılılar, öyle kimselerdir ki Rablerine ulaşacaklarını iyiden iyiye umarlar, ona döneceklerini iyiden iyiye bilirler.

(Kötülük dürtülerine ve ibadetlerin zahmetine sabırlı Müslümanlar ise) Onlar şüphesiz, Rableriyle karşılaşacaklarını ve (yine) şüphesiz, O’na döneceklerini (huzuruna varacaklarını) bilirler. (Ve ona göre davranırlar.)

Onlar ise sonunda Rablerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini kesinlikle bilirler.

Hakkaniyete riayet duygusu taşıyanlar, Rablerinin mükâfat ve lütfuna kavuşacaklarını; hesaplarının görülmesi ve hak ettiklerinin karşılığını almak için O'nun huzuruna varacaklarını düşünenler, inananlardır.

Onlar kendilerinin Allah'ın huzuruna çıkacaklarını ve O'na döneceklerini düşünürler.

Onlar, (mü'minler), şüphesiz, Rableriyle karşılaşacaklarını ve (yine) şüphesiz, O'na döneceklerini bilirler.

O saygı gösterip korkanlar, o kimselerdir ki, Rablerine kavuşacaklarını ve sonunda ona döneceklerini yakînen bilirler.

Öyle huşu (huzur ve sükûn) duyanlar ki; Rableriyle karşılaşacaklarına ve kendilerinin Allah’a ait olup O’na döneceklerine inanırlar.

45,46. Sabır ve dua ile Allah'tan yardım isteyin. Sabır ve dua, Rablerine kavuşacaklarını ve kesinlikle O'na döneceklerini bilen, gerçekten kalbi Allah sevgisinden dolayı ürperenlerin dışındakilere ağır gelir.[17]

[17] Huşû ve zann kavramları hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, I, 404-409.

Tanrılarına kavuşmayı umanlardan, O'na döneceklerin inananlardan başkalarına, bu güç bir şeydir

(İnananlar) o kimselerdir ki, Rablerine kavuşacaklarını ve sonunda ona döneceklerini iyi bilirler (ve Onun öğretilerine göre yaşarlar).

45,46. Sabır ve salâta ilticâ idiniz, salât mü’minlere bir bâr değildir, çünki ânlar bir gün rablerini göreceklerini ve âna rücû’ ideceklerini düşünürler.

45,46. Sabır ve namazla Allah'a sığınıp yardım isteyin; Rablerine kavuşacaklarını ve Ona döneceklerini umanlar ve huşu duyanlardan başkasına namaz elbette ağır gelir.

Onlar, Rablerine kavuşacaklarını ve gerçekten O’na döneceklerini çok iyi bilirler.

Onlar kesinlikle rablerine kavuşacaklarını ve O’na döneceklerini bilen kimselerdir.

Onlar, kesinlikle Rablerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini düşünen ve bunu kabullenen kimselerdir.

Nitekim onlar, Rab'lerine kavuşacaklarına ve O'na döneceklerine inanırlar.

Onlar ki, Rablerine kavuşacaklarını ve gerçekten O'na döneceklerini bilirler.

onlar ki kendilerini hakikaten rablerine kavuşuyor ve hakikaten ona rücu ediyor sayarlar, böyle bir huşu ile kılarlar

Onlar, (âhirette) O’na (zaman ve mekândan münezzeh olan Rablerinin manevi huzuruna) döneceklerine ve Rablerin (in kendilerine vadettiği nimetler) e kavuşacaklarına şeksiz/şüphesiz inanan kimselerdir.

Onlar ki: Rabb'lerine kavuşacaklarını ve kesinlikle O'na döneceklerini bilirler.

O (yüksek saygı göstere) nler ki onlar hakıykaten Rablerine kavuşucu ve hakıykaten ancak ona dönücü olduklarını bilirler (de namazlarını o vech ile kılarlar).

Onlar ki, gerçekten kendilerinin Rablerine kavuşacak kimseler olduklarını ve gerçekten kendilerinin ancak O'na dönecek kimseler olduklarını sezerler (kat'î olarak îmân ederler).

Onlar ki Rablerine kavuşacaklarını bilirler ve elbette ki onlar Rablerine dönecek olanlardır.

Onlar o kimselerdir ki gerçekten çalaplarına kavuşacaklarını, gerçekten Ona döneceklerini kesin olarak bilirler.

Onlar ki Rabbilerine kavuşacaklarını, O/na rücu edeceklerini kaviyyen ümit ederler [⁸].

[8] Yahut bilirler.

Onlar Rablerine kavuşacaklarını ve O’na döneceklerini⁴¹ bilirler [yezunnûn].⁴²

41 Rücû, Arapçada “geri dönmek veya geldiği yere dönmek”tir. Allah’tan geldik, Allah’a döneceğiz. 42 Zan, bilgi ile vehim arasındadır. Enne, inne g... Devamı..

Onlar, kesinlikle rablerini mülakat ediciler ve O'na dönücüler olduklarını bilenlerdir.

O saygılı kimseler ki, Rablerine kavuşacaklarını; eninde sonunda O’na döneceklerini bilir ve hayatlarını buna göre şekillendirirler.

Onlar ki rabb’lerine kavuşacaklarını, O’na döneceklerini kesin olarak biliyorlar.

Çünkü namaz, Allah'tan korkanlar dışında herkesin zoruna gider. Korkanlar ise, hep Rab'lerinin karşına çıkıp onunla yüzleşmenin heyecanını yaşarlar...

Allah’a gerçekten iman edenler Rabbine kavuşacaklarını unutmazlar. Dünya hayatının hesabını vermek üzere huzurumuza geleceklerini bilirler.

Onlar, Rablerine kavuşacaklarına ve O’na döneceklerine kesin olarak iman eden kişilerdir.

45,46. (Ey îman edenler!) Sabır¹ ve namazla (Allah’tan) yardım dileyin. Şüphesiz (namaz) Rablerine kavuşacaklarını ve Ona kesinlikle döneceklerini bilen, Allah’a gönülden saygı gösterenlerden başkasına ağır bir iştir.

1 Sabır: Acı ve sıkıntıya katlanmak, onu savmak için dayanmak ve direnmek demektir.

onlar ise (sonunda) Rablerine kavuşacaklarını ve O’na döneceklerini kesinlikle bilirler.

Ki onlar Rablerine kavuşacaklarına inanırlar. Zaten Ona dönecekler. 7/125, 10/7, 2360

(Huşû duyanlar), Rablerine kavuşacaklarını ve sonunda O’na dönecekleri umarlar.[⁹⁴]

[94] Lafzen: “Zannederler”. Buradaki zann “beklenti ve umut etme” anlamına gelir (Zemahşeri). Zann, “iki ihtimalden birini tercih etmek”tir. İki ihtim... Devamı..

(Çünkü) Onlar Rablerine kavuşacaklarına; sonunda O'na döneceklerine gönülden iman eden (huzuruna alnı açık çıkmak için gereken salih amellerde bulunan) kimselerdir.

(Onların Rablerine saygısı; korku ile umud dengesini korumaları ile semeresini verecektir)

Onlar, Rablerine kavuşacaklarını ve gerçekten O’na döneceklerini çok iyi bilirler.

Hak'tan korkanlar, o zâtlardır ki Rablerine mülâki olacaklarını ve onun huzur-u manevîsine döneceklerini düşünüp teemmül ederler.

İçi saygı dolu olan bu müminler, Rab'lerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini iyi bilirler.

O(saygılı insa)nlar, Rablerine kavuşacaklarını (gözetir) ve gerçekten O'na döneceklerini bilirler.

45,46. Sabır ve salâtla isti'âne idiniz (Sabra veyâ oruca tevessül ile Cenâb-ı Hakk'ın yardımını isteyiniz) Sabır ve salât gibi ibâdât rablerine mülâkî olacaklarını ve nihâyet ona rücû' ideceklerini zan iden hâşi'lerden (korkanlardan) gayrisine büyük siklet ve meşakkatdir.

Saygılı olanlar, Sahipleriyle (Rableriyle) yüzleşeceklerini ve O’nun huzuruna çıkarılacaklarını anlayanlardır. [*]

[*] Ehl-i kitap içinde doğru inanca sahip insanlar vardır. (Bkz. Âl-i İmrân 3/199)

45,46. -Sabır ve namazla Allah'tan yardım isteyin. Rablerine kavuşacak ve O'na döneceklerini umanlar ve Allah'a gerçek bir saygı gösterenlerden başkasına namaz elbette ağır gelir.

Onlar, Rablerine kavuşacaklarına ve Ona döneceklerine inanan kimselerdir.

O ürperti duyanlar, Rablerine kavuşacaklarını düşünürler ve bilirler ki onlar, mutlaka O'na döneceklerdir.

anlar kim belü bilürler kim, bayıķ anlar göricilerdür çalabı’larını; daħı bayıķ anlar anuñ dapa dönicilerdür.

Ol kişiler kim ḥaḳ bilürler, Tañrı Ta‘ālā ḥażretine varsalar gerek. [...]

Belə kimsələr Rəbbinin mərhəmətinə qovuşacaqlarını və axırda Onun hüzuruna qayıdacaqlarını bilirlər.

Who know that they will have to meet their Lord, and that unto Him they are returning.

Who bear in mind the certainty that they are to meet their Lord, and that they are to return to Him.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.