Fetelakkâ âdemu min rabbihi kelimâtin fetâbe ‘aleyh(i)(c) innehu huve-ttevvâbu-rrahîm(u)
Âdem, Rabbinden bazı sözler belledi de Allah tövbesini kabul etti. Şüphe yok ki o, bütün tövbeleri kabul eder, rahimdir.
Derken Adem, Rabbinden (birtakım) kelimeler (ikaz ve irşad edici ve özür dileyici hikmetli çareler) alıp (gereğini yerine getirdi). Bunun üzerine (Allah da) tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeleri kabul edendir, Esirgeyendir.
Derken Adem, Rabbinden tevbeye götürücü sözler belleyip aldı ve O'na yalvardı. Allah da O'nun tevbesini kabul etti. Çünkü tevbeyi çokça kabul eden ve kullarına çokca acıyan O'dur.
Âdem, Rabbinden ikaz, uyarı ifade eden vahiyler aldı, günah işlemekten vazgeçip Rabbine itaate yöneldi, tevbe etti. Yaratan, yaşama kabiliyeti, gücü ve varlıklara işleyiş düzenini veren, koruyan, kontrol eden Rabbi, Âdem'in tevbesini kabul etti. O insanları tevbeye, itaate sevkeden ve tevbeleri kabul edendir, engin merhamet sahibidir.
Adem daha sonra Rabbinden bazı sözler öğrendi (ve onlarla Rabbine tevbe etti), Rabbi de onun tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeleri daima kabul edendir ve çok rahmet sahibidir.
Derken Adem, Rabbinden (birtakım) kelimeler aldı. Bunun üzerine (Allah da) tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir.
Derken Âdem, Rabbinden bir takım kelimeler aldı. O'na yalvarıp tevbe etti. O da tevbesini kabul buyurdu. Çünkü tevbeyi çok çok kabul eden asıl esirgeyici O'dur.
Âdem (sorumluluk dünyasına inen insanoğlu), Rabbinden bir kısım kelimeler (prensipler veya mesajlar) aldı. Allah onun tevbesini kabul etti. Şüphesiz Allah tevbeleri çabuk kabul eden ve çok acıyandır.
Âdem, Tanrısından birkaç söz aldı; Allah onu bağışladı, odur bağışlayıcı, odur yarlıgayıcı
Bunun üzerine Âdem, Rabbinden ikaz ve uyarı içeren vahiyler aldı, Rabbine itaate yöneldi ve tövbe etti. (Allah da) bunun üzerine tövbesini kabul etti. Çünkü Allah tövbeleri kabul eden ve merhameti bol olandır.
Adem rabbinden du’â öğrendi. Allâh ânın tevbesini kabûl itdi. Çünki Allâh rahîmdir, nedâmet idenlere iltifât itmeği sever.
Adem, Rabbi'nden emirler aldı; onları yerine getirdi. Rabb'i de bunun üzerine tevbesini kabul etti. Şüphesiz o tevbeleri daima kabul edendir, merhametli olandır.
Derken, Âdem (vahy yoluyla) Rabbinden birtakım kelimeler aldı, (onlarla amel edip Rabb’ine yalvardı. O da) bunun üzerine tövbesini kabul etti. Şüphesiz O, tövbeleri çok kabul edendir, çok bağışlayandır.
Bunun üzerine Âdem rabbinden bazı kelimeler aldı (bunlarla tövbe etti); rabbi de onun tövbesini kabul buyurdu. Şüphesiz O, tövbeleri kabul buyuran ve rahmeti sınırsız olandır.
Bu durum devam ederken Âdem, Rabbinden bir takım ilhamlar aldı ve derhal tevbe etti. Çünkü Allah tevbeleri kabul eden ve merhameti bol olandır.
Adem, Rabb'inden kelimeler aldı. Bunun üzerine onun tevbesini kabul etti. O, yönelişlere karşılık verendir, Rahim'dir.
Derken Âdem Rabb'ından birtakım kelimeler aldı, (onlarla tevbe etti. O da) tevbesini kabul etti. Muhakkak O, tevbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir.
derken Adem rabbından bir takım kelimeler telâkkı etti yalvardı, o da tevbesini kabul buyurup ona yine baktı, Filhakika odur ancak öyle tevvab öyle rahîm
Âdem, Rabbinden (bazı) kelimeler telakki etti, (bunlar ile *zellesinin affı için Rabbine dua etti). Bunun üzerine (Allah da Âdem’in) tövbesini kabul etti. Şüphesiz O, tövbeleri çok kabul edendir, çok merhametli olandır.
Derken Âdem Rabbinden kelimeler belleyip aldı (Ona yalvardı). O da Tevbesini kabul etdi. Çünkü tevbeyi en çok kabul eden, asıl esirgeyen odur.
Nihâyet Âdem, Rabbinden birtakım kelimeler(4) aldı (ve onlarla yalvardı, tevbe etti), bunun üzerine (Rabbi) tevbesini kabûl etti. Çünki Tevvâb (tevbeleri çok kabûl eden), Rahîm (merhameti bol olan) ancak O'dur.
Neticede Âdem, Rabbinden (tövbe etmek için) birtakım kelimeler (ilhamlar) aldı (ve tövbe etti). Bunun üzerine (Allah’ da) tövbesini kabul etti. Şüphesiz O, tövbeleri çok kabul eden, merhamet edendir.
Âdem, Rabbinden (bağışlanmayı dileyen) kelimeleri öğrendi. Sonra Rabbine pişmanlığını (tövbesini) arz etti. Çünkü O tövbeleri kabul eden, kullarına acıyan ve esirgeyendir.
O aralık Adem çalabından öğrendiği sözlerle tövbe etti. Allah da onun tövbesini onadı. Çünkü tövbeleri onayıcı olan,esirgeyici olan yalnız Allah’tır.
Derken Âdem, Rabbinden bir takım kelimeler aldı da Rabbi bunun üzerine tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeleri daima kabul edendir, merhameti bol olandır.
Bunun üzerine, Âdemyaptığına pişman oldu, nasıl tövbe edeceğini kendisine öğreten Rabb’inden hikmetli sözler alıp öğrendi ve “Ey Rabb’imiz, biz kendimize zulmettik! Eğer bizi bağışlamaz, bize merhamet etmezsen, mutlaka kaybedenlerden olacağız (7. A’râf: 23)!” diyerek O’na yalvardı. Böylece, Allah da onu bağışladı. Çünkü O, tövbeleri kabul edendir, çok merhametlidir.
Aslında İblîs de bir günah işlemişti, Âdem de. Fakat İblîs günahında diretirken, Âdem günahının ezikliğini yüreğinde hissederek Rabb’i karşısında boyun büküp suçunu itiraf etti. İblîs’in yaptığı gibi kibre kapılmadı, günahını bir başka günahla telâfî yoluna da gitmedi, aksine, içtenlikle tövbe ederek Rabb’inin sonsuz merhametine sığındı. İşte bu yüzden Âdem, bir “Peygamber”; İblîs ise “şeytan” oldu.
Derken Âdem, asıl yaratılış gayesi olan halîfelik görevini yerine getirmek üzere, cennetten çıkarılıp yeryüzüne gönderildi. Bu, “işlediği günahın cezasını çekmek” için değildi. Çünkü zaten tövbesi kabul edilmiş, suçu da bağışlanmıştı.
Âdem rabbinden kelimeler (sözler) telakki etti / aldı; ona tevbe kabul etti. O, gerçekten Rahîm Tevvâb’tır.
Adem ile Tanrı'sı arasında, karşılıklı söyleşiler oldu. Sonunda Allah onu affetti. Çünkü sevgi deryası Allah, kuluna kıyamadı.
İnsan işlediği suçtan dolayı yeryüzüne sürüldükten bir müddet sonra; ona hatalarından dönüp nasıl tövbe edeceğini öğrettik! İnsan öğretilen şekilde, bir daha yapmamak üzere Rabbine tövbe etti! Af etmesi için Allah’a yalvardı! Bunun üzerine tövbesini kabul ederek sevdiğimiz varlıklar arasına yükselttik! Şüphesiz Rabbiniz tövbeleri çok kabul eden ve bağışlayandır.
Derken Âdem Rabbinden [yol gösterici] sözler aldı. Ve (Allah) o’nun tevbesini kabul etti: çünkü yalnız O’dur tevbeleri kabul eden, rahmet dağıtan.
Âdem, Rabbinden birtakım kelimeler aldı. Bunun üzerine, Rabbi de onun tövbesini kabul etti. Nitekim o, tövbeleri daima kabul eden ve merhametli olandır. 7/23, 9/104, 39/53
Fakat Âdem Rabbinden aldığı birtakım kelimelere sarıldı,[⁷⁴] (Allah) da onun tevbesini kabul etti:[⁷⁵] çünkü O, evet O’ydu tevbeleri kabul etme makamında olan, her işinde merhamet sahibi olan.[⁷⁶]
Derken, Âdem Rabbinden birtakım kelimeler aldı, onlarla tövbe etti. O da (rabbi de) bunun üzerine tövbesini kabul etti. Şüphesiz O, tövbeleri çok kabul edendir, çok bağışlayandır.
Âdem, Rabb-i Azîm'i tarafından bir kısım kelimeler telakkî etti. Onun üzerine tevbe eyledi. Tevbeleri ziyâdesiyle kabul eden, pek ziyâde merhamet sahibi olan ise ancak o Rabb-i Kerîm'dir.
Büyük pişmanlık duyan Âdem, Rabbinden birtakım kelimeler öğrenip onlara göre hareket etti. Rabbine yalvardı. Allah da tövbesini kabul etti. Zaten O tövbeyi kabul eder, merhameti boldur.
Adem, Rabbinden birtakım kelimeler aldı (onlarla amel edip Rabbine yalvardı, O da) bunun üzerine onun tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeyi çok kabul eden(kulunun günahından geçen)dir, çok esirgeyendir.
Âdem rabbinden kelimât-ı mahsûsayı [¹] ahz ve telâkkî idüb (onunla tevbe iylediğinden) Allâh tevbesini kabûl buyurdı. Çünki, o, tevbeyi kabûlde ve kullarına merhametde mübâlağa idicidir.
Âdem Sahibinden (Rabbinden) uyarılar aldı[*] (ve tevbe etti). Sahibi (Rabbi) de tevbesini kabul etti. Dönüş yapanı (tevbe edeni) kabul eden, ikramı bol olan O’dur.
Adem, Rabbinden emirler aldı, onları yerine getirdi. Bunun üzerine, Rabbi de tevbesini kabul etti. Nitekim O, tevbeleri daima kabul eden ve merhametli olandır.
Sonra Âdem, Rabbinden öğrendiği sözlerle tevbe etti; Rabbi de onun tevbesini kabul etti. Gerçekten de O tevbeleri kabul eden ve merhameti pek geniş olandır.
Bunun üzerine Âdem, Rabbinden bazı kelimeler öğrenip belledi de O'na yöneldi. O da onun tövbesini kabul etti. Gerçekten de O, evet O, Tevvâb'dır, tövbeleri cömertçe kabul eder; Rahîm'dir, rahmetini cömertçe yayar.
pes aldı ādem çalabı’sından kelimeler; pes tevbe virdi aña. bayıķ ol ķabūl eyleyicidür gey tevbe viricidür [4a] raḥmet ķılıcı.
Pes du‘ā ögrendi Ādem Tañrısından, nice kelimeler bile tevbe ḳıldı. Pestevbesin ḳabūl ḳıldı Tañrı Ta‘ālā. Ol Tañrı yarlıġayıcıdur, raḥmet idicidür.
(Nəhayət) Adəm rəbbindən (bə’zi xüsusi) kəlmələr öyrənərək (Həvva ilə birlikdə o kəlmələr vasitəsilə) tövbə etdi. Doğrudan da, O (Allah) tövbələri qəbul edəndir, mərhəmətlidir.
Then Adam received from his Lord words (of revelation), and He relented toward him. Lo! He is the Relenting the Merciful.
Then learnt Adam from his Lord words of inspiration(55), and his Lord Turned towards him; for He is Oft-Returning, Most Merciful.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |