Ve-in kâne żû ‘usratin fenaziratun ilâ meysera(tin)(c) veen tesaddekû ḣayrun lekum(c) in kuntum ta’lemûn(e)
Borçlu dardaysa genişleyinceye dek mühlet verin ona. Borcunuzu sadaka olarak bağışlarsanız bu, bilseniz, sizin için daha hayırlıdır.
Eğer (borçlu) zorluk içindeyse, ona elverişli bir zamana kadar süre (tanıyın. Onun borcunu) sadaka olarak bağışlamanız ise, sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz (ahiret yatırımı dünya kazancından yararlı ve kalıcıdır).
Ancak borçlu güç durumda ise, rahatlayıncaya kadar ona bir zaman tanımak gerekir. Eğer gerçekleri iyi anlayan kimselerdenseniz, bir karşılık beklemeden, borcu tamamiyle silmek, sizin kendi iyiliğinize olacaktır.
Eğer borçlu, darlık, ekonomik sıkıntı içindeyse, eli genişleyinceye kadar ona mühlet vermek gerekir.
Darda olan borçlulardaki alacağınızı, imanda sadâkatin ve kemâlin ifadesi olan sadakaya, malî mükellefiyetlere sayarak bağışlamanız, bilirseniz eğer, böyle fazileti yüksek, mükâfatı büyük bir davranış, sizin için daha hayırlıdır.
Eğer (borçlu) darlık içinde olursa bir genişliğe çıkıncaya kadar beklenilir. Eğer bilirseniz alacağınızı bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır.
Eğer (borçlu) zorluk içindeyse, ona elverişli bir zamana kadar süre (verin). (Borcu) Sadaka olarak bağışlamanız ise, sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz.
Eğer borçlu, darlık içinde ise, o halde ona genişlik vaktına kadar mühlet vermek var. Bununla beraber alacağınızı sadaka olarak bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır, eğer bilirseniz...
Eğer borçlu sıkıntı içinde ise, kolay bir zamana kadar beklenir. Eğer bağışlarsanız, o sizin için daha hayırlıdır, eğer bilirseniz.
Eğer borçlu güç durumda ise, rahatlayıncaya kadar ona bir zaman tanıyınız; bir karşılık beklemeden borcu tamamıyla silmek, eğer bilirseniz, sizin kendi iyiliğinize olacaktır.
Borçlu sıkıntıdaysa, genişliğe bırakın, onun bağışlanması, eğer bilirseniz sizinçin hayırlıdır
Eğer borçlu güç durumda ise kolaylığa çıkıncaya kadar ona mühlet verin (vade tanıyın)! Bununla beraber eğer bilirseniz, (alacağınızın tamamını ona) bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır.
Eğer boclılarınız ’usretde ise genişliyeceği zamânı bekleyiniz, alacağınızı sadaka ider iseniz hakkınızda daha hayırlı olur biliniz.
Borçlu darda ise, eli genişleyinceye kadar ona mühlet verin. Bilmiş olsanız borcu bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır.
Eğer borçlu darlık içindeyse, ona eli genişleyinceye kadar mühlet verin. Eğer bilirseniz, (borcu) sadaka olarak bağışlamanız, sizin için daha hayırlıdır.
Eğer eli darda olan birisi borçlu ise eli genişleyene kadar beklemek gerekir. Şu da var ki, bağışlamanız, eğer bilirseniz sizin için daha hayırlıdır.
Eğer (borçlu) darlık içinde ise, eli genişleyinceye kadar ona mühlet vermek (gerekir). Eğer (gerçekleri) anlarsanız bunu sadakaya (veya zekâta) saymak sizin için daha hayırlıdır.
(Borçlu) darlık içinde ise, bir kolaylığa çıkıncaya kadar beklemek gerekir. Borcu karşılıksız yardım olarak bağışlarsanız sizin için daha iyidir, bir bilseniz.
Eğer borçlu darlık içindeyse, ona ödeme kolaylığına kadar bir süre tanıyın. Ve bu gibi borçlulara alacağınızı bağışlayıp sadaka etmeniz eğer bilirseniz sizin için, daha hayırlıdır.
Ve şayed borçlu sıkıntıda ise o halde bir kolaylığa intizar, bununla beraber tasadduk etmeniz hakkınızda daha hayırlıdır
Eğer (borçlu) darlık içindeyse (borcunu ödeyebilmesi için), eli genişleyinceye kadar ona mühlet verin. Ve eğer bilirseniz (vermiş olduğunuz borcu, borçluya) sadaka olarak bağışlamanız ise sizin için daha hayırlıdır.
Eğer borçlu dardaysa ona ödemede kolaylık sağlayın, eğer alacağınızı bağışlarsanız, bunun sizin için daha hayırlı olduğunu bilin.
Eğer (borçlu) darlık içinde bulunuyorsa ona geniş bir zamana kadar mühlet (verin). Sadaka oiarak bağışlamanız ise sizi niçin daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz.
Eğer (borçlu) darda ise, bu durumda (verilecek hüküm, borçlunun ulaşacağı) bir genişliğe kadar (ona) mühlet (vermek)tir. Hâlbuki (ecrini) bilirseniz, (alacağınızı)bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır.
Ve eğer (borçlu) darlık içinde olursa (borcunu ödemeyecek durumda ise) bir genişliğe (ödeyebilecek duruma) gelinceye kadar beklenilir (o zamana kadar ona bir vade verilmesi gerekir). Ve eğer bilirseniz, onu sadaka (bağış) yapmanız (bir karşılık beklemeden borcu tamamıyla silmeniz), sizin kendi iyiliğinize olacaktır. *
Eğer borçlu olan, zorluklar içerisinde ise, o borçluya kolaylık sağlayın. Eğer bilirseniz, alacağınızı sadaka olarak bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır.
Eğer borçlu darlık içinde ise onu eli genişleyinceye kadar bırakmak vardır. Borcu bağışlamanız sizin için yeydir. Bunu bir bilseniz.
Eğer borçlu sıkıntıda ise, eli genişleyene kadar bekleyiniz. Eğer bilirseniz, borcu sadaka olarak bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır.
Eğer (borçlu) darda ise, eli genişleyinceye kadar ona mühlet verin. Bilmiş olsanız borcu sadaka olarak bağışlamanız, sizin için daha hayırlıdır.
Eğer borçlu olan kişi maddî sıkıntı içindeyse, borcunu kolayca ödeyebileceği bir zamana kadar beklemek ve ona vade tanımak gerekir. Fakateğer bilirseniz, alacağınızı tümüyle ona bağışlayıp sadaka olarak vermeniz, sizin için daha iyidir.
İşte bu gibi iyilik ve erdemliliklerin toplumda tamamen yerleşmesi için;
Eğer (borçlu) zorluk içindeyse, kolaylık zamanına kadar süre tanımak uygundur. Biliyorduysanız, tasadduk etmeniz sizin için en hayırlıdır.
Şayet borçlu, hakikaten darda ise, kolaylık gösterin. Tamamını bırakmanız, halden anlarsanız sizin için daha hayırlı olacaktır.
Eğer borçlu darlık içindeyse, ona eli genişleyinceye kadar mühlet verin! Eğer bilirseniz alacağınızdan vazgeçip ihtiyaç sahibinin borcunu silerseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.
(Borçlu) dardaysa eli genişleyinceye kadar ona zaman vermek (gerekir). Bilirseniz (alacağınızı) bağışlamanız sizin için hayırlı olandır.
Borçlu zorluk içindeyse ona eli bolalıncaya kadar süre tanıyın. Eğer bilirseniz, alacağınızı bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır.
Ancak [borçlu] güç durumda ise, rahatlayıncaya kadar ona bir vade verin; eğer bilirseniz, bir karşılık beklemeden [borcu tamamiyle] silmek, sizin kendi iyiliğinize olacaktır.
Eğer (borçlu) darda ise, eli genişleyinceye kadar ona mühlet verin. Sadaka olarak bağışlamanız, bilirseniz sizin için daha hayırlıdır. 2/271, 4/85
Şayet (borçlu) güç durumdaysa, rahatlayıncaya kadar ona vâde tanıyın! Eğer bilirseniz, (borcu) bağışlamak sizin için çok daha hayırlıdır.[⁵³⁶]
Eğer (borçlu) darda ise, genişlik zamanına kadar ona süre tanımalıdır. Sadaka olarak bağışlamanız, bilmeniz gerekir ki sizin için daha hayırlıdır.
Eğer borçlu zorlu bir durumdaysa, ona eli genişleyinceye kadar mühlet verin. Eğer bilirseniz, (borcu) sadaka olarak bağışlamanız, sizin için daha hayırlıdır.
Ve eğer yoksul ise o halde genişlik zamanına kadar intizar etmelidir. Ve eğer bağışlar iseniz sizin için hayırlıdır, eğer bilirseniz.
Eğer borçlu sıkıntıda ise, kolaylığa çıkıncaya kadar ona mühlet verin! Şayet bilirseniz, alacağınızı bağışlamanız sizin için daha da hayırlıdır.
Eğer (borçlu) darlık içinde ise, bir kolaylığa çıkıncaya kadar beklemek (lazımdır). Eğer bilirseniz (verdiğiniz borcu, eli darda olan borçluya) sadaka olarak bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır.
Eğer medyûn 'usretde (darlıkda) ise onun meyseresine (eli genişlemesine) intizâr olunur. Eğer bunı tasadduk ider (darlıkda bulunan medyûnun borcını tasadduk idüb bağışlar) iseniz sizin içün daha hayırlıdır. Eğer bunı bilseniz.[¹]
Eğer (borçlu) darda ise eli genişleyinceye kadar ona mühlet verin. Sadaka olarak bağışlamanız, bilirseniz sizin için daha hayırlıdır.
Eğer borçlu güçlük içinde ise, rahatlayıncaya kadar ona süre tanıyın. Onun borcunu bütünüyle bağışlamak ise, bir bilseniz, sizin için daha da hayırlıdır.
Eğer borçlu zorluk içinde ise eli genişleyinceye kadar beklenir. Borcunu sadaka olarak ona bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz.
daħı eger bulına duşħarlıķ issi ya'nį borçlu., mühlet virmekdür giñezlige degin. daħı śadaķa eylememiz yigrekdür size, eger olasız bilürsüs.
Daḫı eger olsa borcuñuz, borçlu faḳīr[e] mühlet virüñüz bay olınca. Daḫıeger ṣadaḳa eyleseñüz yigdür size, eger siz bilseñüz.
Əgər sizə borclu olan şəxs çətin vəziyyətdə olarsa, ona vəziyyəti yaxşılaşıncaya qədər möhlət verin! Əgər bilmək istəyirsinizsə, (borcu) ona sədəqə olaraq bağışlamağınız daha yaxşıdır!
And if the debtor is in straitened circumstances, then (let there be) postponement to (the time of) ease; and that ye remit the debt as alms giving would be better for you if ye did but know.
If the debtor is in a difficulty, grant him time Till it is easy for him to repay. But if ye remit it by way of charity, that is best for you if ye only knew.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |