26 Ocak 2025 - 26 Receb 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Bakara Suresi 266. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Eyeveddu ehadukum en tekûne lehu cennetun min naḣîlin vea’nâbin tecrî min tahtihe-l-enhâru lehu fîhâ min kulli-śśemerâti veesâbehu-lkiberu velehu żurriyyetun du’afâu feasâbehâ i’sârun fîhi nârun fahterakat(k) keżâlike yubeyyinu(A)llâhu lekumu-l-âyâti le’allekum tetefekkerûn(e)

Biriniz arzular mı ki onun bir hurma fidanlığı, bir üzüm bağı olsun, kıyısından ırmaklar aksın, o fidanlıkta, o bağda bütün meyveler yetişsin, kendisi de ihtiyarlığa düşsün, küçük ve aciz dölüdöşü bulunsun da tam bu çağda fidanlığına, bağına, yakıp kavurucu bir sam yeli gelip çatsın, bahçe ve bağ, yanıp mahvolsun? İşte Allah, düşünürsünüz diye size delillerini böyle açıklar.

Sizden hangi biriniz arzu edip ister ki, kendisine ait altından (ortasından, etrafından) ırmaklar akan, (tatlı su kaynakları olan) hurmalardan ve üzümlerden (gönül okşayan) bir bahçesi olsun, içinde (hepsi) kendisinin olan bütün ürünler de bulunsun; fakat kendisine ihtiyarlık gelip çatsın, (üstelik) zayıf ve küçük çocukları da olsun, (böyle bir durumda iken) ona (bahçesine) ateşli bir kasırga isabet etsin de hepsi kuruyup yanıversin? (Yani ömür sermayesini, Allah’ın verdiği nimet ve servetini; ahireti kazandıracak iman ve iyilikler yerine, küfür, kötülük ve cimrilikle heba edenler de sonunda çok pişman ve perişan oluvereceklerdir.) İşte Allah size ayetleri böyle açıklar ki düşünesiniz.

Herhangi biriniz ister mi ki içerisinden ırmaklar akan ve çeşit çeşit meyveleri olan üzümden ve hurmalardan oluşmuş bir bahçesi bulunsun ve kendisinin de güçsüz çaresiz yavruları olsun; tam bu halde iken üzerine ihtiyarlık çöksün ve bu sırada o bahçeye alevli bir kasırga isabet etsin de bahçe baştan başa yansın. Belki düşünürsünüz diye Allah size mesajlarını böylece açıklar.

Herhangi biriniz arzu eder mi ki, ağaçlarının altından ırmaklar akan, içinde her türlü meyvaları bulunan, hurma ağaçları ve üzüm çubuklarıyla dolu bir bahçesi olsun da, bakıma muhtaç çoluk çocuğu varken, kendisine ihtiyarlık gelip çatsın; bahçeye de, içinde ateş bulunan bir kasırga isabet ederek yakıp kül etsin! Allah dünyanın geçici, âhiretin ebedî olduğu konusunda düşünesiniz diye, ibret verici misalleri size böyle açıklıyor.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 59/21.

Sizden kim kendisine yaşlılık geldiği ve güçsüz, zayıf çocuklarının bulunduğu halde, altından ırmaklar akan hurma ve üzüm ağaçları ile dolu, içerisinde her türsü meyvası bulunan bir bahçesi varken, bahçesine içinde ateş olan bir kasırganın isabet etmesini ve onun yanmasını ister? İşte belki düşünürsünüz diye Allah size ayetlerini böyle açıklamaktadır.

Hangi biriniz ister ki, altından ırmaklar akan hurmalardan, üzümlerden bir bahçesi olsun, içinde kendisinin olan bütün ürünler de bulunsun; fakat kendisine ihtiyarlık gelip çatsın, (üstelik) zayıf ve küçük çocukları olsun (böyle bir durumda iken) ona (bahçesine) ateşli bir kasırga isabet etsin de yanıversin. İşte Allah size ayetleri böyle açıklar, ki düşünesiniz.

Sizden biriniz arzu edermi ki, hurmalardan ve üzümlerden bir bahçesi olsun; ağaçları altından ırmaklar aksın ve kendinin her türlü meyvaları orada bulunsun; böylece ona ihtiyarlık çöksün de elleri ve güçleri yetmez yavruları olsun; derken o geçim vasıtaları olan bahçeye ateşli bir bora isabet ediversin de o, yanıversin? (İşte, insanlar görsün diye yapılan ameller veya başa kakıp eziyetle verilen sadakalar da böyledir; riya sahibi, kendisine fayda verecek amel yaptığını zanneder. Fakat bahçeye isabet eden felâket gibi, yaptığı ameller boşa çıkacaktır.) İşte Allah, size, âyetlerini böyle apaçık anlatıyor, gerek ki, düşünesiniz.

Sizden biri ister mi ki; altlarında nehirler akan hurma ve üzümler bağı olsun; içinde her çeşit meyve bulunsun başına ihtiyarlık belasının geldiği, arkasında zayıf bir zürriyetin bırakıldığı bir sırada, ateşli bir fırtına o bahçeye isabet etsin... Ve o bahçe tutuşup kül olsun? Allah ayetlerini böylece açıklıyor ki, düşünesiniz.

[Bu ayet, ahirete inanmayanların halinin tasviridir.]

Sizden biri arzu eder mi ki, hurma ve üzüm bağları bulunan ve içinden ırmaklar akan, ayrıca içinde meyvenin her çeşidi bulunan bir bahçesi olsun da tam kendisine ihtiyarlık çöküp, küçük ve güçsüz çocuklarının bulunduğu bir anda ateşli bir kasırga kopsun ve bahçesini kasıp kavursun? İşte Allah düşünesiniz diye size böylece delilerini açıklıyor.

Sizden biri ister mi ki, altından ırmaklar akan, üzümlü, hurmalı bir bahçesi bulunsun, orda her türlü yemişler olsun, bir sürü de arık çocuklar başında iken, kocalma çatsın, yakıcı bir kasırga bu bahçeyi kavursun; Allah sizlere böylece açıklıyor âyetlerini, umulur ki düşünesiz

Herhangi biriniz ister mi ki, içerisinde her türlü meyveye sahip bulunduğu, içinden ırmaklar akan, hurma ve üzüm ağaçlarından oluşan bir bahçesi olsun; himayeye muhtaç çocukları var iken ihtiyarlık gelip kendisine çatsın; derken bağı ateşli (yıldırımlı) bir kasırga vursun da orası yansın? Allah, düşünesiniz (ve yarın ahirette pişman olmayasınız) diye size âyetlerini böyle açıklıyor.

Mal, mülk, makam, mansıp geçicidir. Dünya nasıl fani ise onlar da fanidir. Dünyalıklarla övünmenin, şımarmanın, fiyaka atmanın, caka satmanın kimseye ... Devamı..

Sizden biri hurma ağaçlarını hâvî ve nehirler ile sulanmış ve her dürlü meyvesi bol bir bağçeye nâil oldığı ve bu lezâiz içinde ihtiyârladığı ve küçük yaşında çocukları bulundığı halde sıcak sam rüzgârını muhtevî bir kasırga ile bağçenin yandığını görmek ister mi? Allâh âyâtını size böyle beyân ider, belki tefekkür idersiniz.

Hangi biriniz, kendisi ihtiyarlamış ve çocukları da güçsüzken, altlarından ırmaklar akan, hurma, üzüm ve her çeşit meyveleri bulunan bahçesinin, ateşli bir kasırganın kopmasıyla yanmasını ister? Düşünesiniz diye Allah size ayetlerini böylece açıklar.*

Herhangi biriniz ister mi ki, içerisinde her türlü meyveye sahip bulunduğu, içinden ırmaklar akan, hurma ve üzüm ağaçlarından oluşan bir bahçesi olsun; himayeye muhtaç çocukları var iken ihtiyarlık gelip kendisine çatsın; derken bağı ateşli (yıldırımlı) bir kasırga vursun da orası yanıversin? Allah, düşünesiniz diye size âyetlerini böyle açıklıyor.[75]

Bu âyette, yaptıkları iyilikleri başa kakıp gönül yıkanların durumu anlatılmaktadır. Yıldırımlı bir kasırga, göz alıcı bir bağı nasıl yakıp yıkarsa, o... Devamı..

Sizden biri arzu eder mi ki, hurma ve üzüm ağaçlarıyla dolu, içinde ırmaklar akan ve kendisi için orada her çeşit meyvenin bulunduğu bir bahçesi olsun da bakıma muhtaç çoluk çocuğu varken kendine ihtiyarlık gelip çatsın, bahçeye de içinde ateş bulunan bir kasırga isabet ederek yakıp kül etsin! Düşünesiniz diye Allah önünüze açık işaretler koyuyor.

Sizden biriniz arzu eder mi ki, hurma ve üzüm ağaçlarıyla dolu, arasından sular akan ve kendisi için orada her çeşit meyveden (bir miktar) bulunan bir bahçesi olsun da, bakıma muhtaç çoluk çocuğu varken kendisine ihtiyarlık gelip çatsın, bahçeye de içinde ateş bulunan bir kasırga isabet ederek yakıp kül etsin! (Elbette bunu kimse arzu etmez.) İşte düşünüp anlayasınız diye Allah size âyetleri açıklar.

 Bu âyette verilen örnek son derece ilginçtir. Zira insanın dünya hayatında daima karşılaşması beklenen durumları dile getirmektedir. Kişinin dünyada ... Devamı..

Biriniz ister mi ki, altından ırmaklar akan, her çeşit meyveyi içeren hurma ve üzüm bahçelerine ve küçük çocuklara sahip olsun da, kendisine yaşlılık bahçesine de ateşli bir kasırga vursun yakıp kül etsin. Düşünmeniz için ALLAH size ayetlerini böyle açıklar.

Hiç biriniz ister mi ki, kendisinin hurmalık ve üzümlüklerden bir bahçesi olsun, altında ırmaklar aksın, içinde her türlü ürünü bulunsun da, kendi üzerine de ihtiyarlık çökmüş ve elleri ermez, güçleri yetmez küçük, zayıf çocukları olsun. Derken ona ateşli bir bora isabet ediversin de o bahçe yanıversin. İşte Allah, âyetlerini size böylece açıklıyor. Umulur ki, düşünürsünüz.

Arzu eder mi hiç biriniz ki kendisinin hurmalık ve üzümlüklerden bir bağçesi, olsun, altından çaylar akıyor, içinde her türlü mahsulâtı bulunuyor, üstüne de ıhtiyarlık çökmüş ve elleri irmez, gücleri yetmez bir takım zürriyyeti var, derken ona ateşli bir bora isabet ediversin de o bağçe yanıversin? İşte Allah âyetlerini böyle anlatıyor gerek ki düşünesiniz

Sizden birinizin, altlarından ırmaklar akan, içerisinde her türlü meyvesi bulunan bir hurma ve üzüm bahçesi olsa ve kendisi yaşlanmış olduğu hâlde bakıma muhtaç çocukları da varken bu bağının, ansızın esen ateşli bir kasırga ile yanıp kül olmasını ister mi? (Elbette böyle bir şey olmasını istemezsiniz. İbret alıp) düşünesiniz diye, Allah size âyetlerini böyle açıklar.

Sizden biriniz ister mi ki: Kendisi yaşlanmış ve bakıma muhtaç çocukları da varken, içinde nehirler akan, her türlü meyvesi olan, hurma ve üzüm ağaçları bulunan bahçesini ateşten bir kasırga gelip yaksın. İşte, Allah, düşünesiniz diye ayetlerini böyle açıklıyor.

Sizden her hangi biriniz arzu eder mi ki hurmalardan, üzümlerden onun bir bağçesi olsun, altından ırmaklar aksın, orada kendisinin her çeşit meyveleri bulunsun, (fakat) ona ihtiyarlık çöksün, âciz ve küçük çocukları da olsun, derken (onun ve yavrularının biricik geçim vasıtaları olan) ona (o bağçeye) içinde bir ateş bulunan bir bora isaabet etsin de o, yanıversin? İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildirir. Olur ki iyi düşünürsünüz.

Sizden biriniz ister mi ki, kendisinin, altından nehirler akan hurma ağaçları ve üzüm bağlarından bir bahçesi olsun, içinde kendisi için her çeşit meyvelerden bulunsun, sonra onun güçsüz (ve küçük) çocukları olduğu hâlde kendisine ihtiyarlık gelsin; derken oraya (o bahçeye), içinde ateş bulunan bir kasırga isâbet etsin de yansın (elbette istemez)! Allah, size âyetleri böyle açıklar, tâ ki düşünesiniz.

Sizden biri arzu eder mi ki, hurma ve üzüm bağları bulunan ve içinden ırmaklar akan, ayrıca içinde meyvenin her çeşidi bulunan bir bahçesi olsun da tam kendisine ihtiyarlık çöküp, küçük ve güçsüz çocuklarının bulunduğu bir anda ateşli (yıldırımlı) bir kasırga kopsun ve bahçesini kasıp kavursun? (İşte, insanlar görsün diye yapılan ameller veya başa kakıp eziyetle verilen sadakalar da böyledir; riya sahibi, kendisine fayda verecek amel yaptığını zanneder. Fakat bahçeye isabet eden felâket gibi, yaptığı ameller boşa çıkacaktır.) İşte (ey insanlar!) Allah, size, âyetlerini böyle bildiriyor ki, düşünesiniz.

Sizden birisi, içinde hurmaların ve üzüm bağlarının olduğu, altlarından ırmakların aktığı ve içinde bütün meyvelerin olduğu, kendisine ait bahçesi olsun. Sonra aniden yaşlılık çöküpte, yanında bakıma muhtaç çocukları olduğu bir zamanda, o güzelim bahçeye isabet eden bir kasırganın, her şeyi kasıp kavurmasını ister mi? İşte Allah size ayetlerini böyle açıklıyor ki, belki düşünürsünüz.

Hanginiz ister ki bir hurma, bir üzüm bağı olsun, içinden ırmaklar geçsin, orada her türlü ürünler bulunsun da üzerine kocalık çöksün, çocukları da henüz yetişmemiş bulunsun, derken yakıcı bir kasırga vurup içinde ne var ne yoksa hepsi kavrulmuş olsun? İşte Allah size belgelerini böyle açıklar, düşünesiniz diye.

Sizlerden biriniz arzu eder mi ki onun bir hurmalığı, üzüm bağı bulunsun; altından ırmaklar aksın; orada meyvaların her türlüsü bulunsun: kendisine de ihtiyarlık âriz olsun, âciz çocukları [³] bulunsun. Bu halde iken [⁴] yıldırımlı bir kasırga essin o hurmalık ve bağ yansın gitsin. İşte Allah: âyetlerini tefekkür edesiniz diye böyle beyân eder.

[3] Veya küçük.[4] Medar-ı maişeti ona münhasır iken.

Sizden biriniz, altından ırmaklar akan, içinde her türlü ürünün bulunduğu, hurma ve üzümlerden oluşan bir bahçeye sahip olsun da kendisinin üstüne tam ihtiyarlığın çöktüğü, çocuklarının/çoluk çocuğunun da güçsüz ve bakıma muhtaç bulunduğu bir sırada, birden ateşli bir kasırga/samyeli gelip de bahçeyi yakıp kül etmesini temenni eder mi? Allah ayetlerini size böylece açıklıyor, ola ki düşünürsünüz.

Hangi biriniz kendisi ihtiyarlamış ve çocukları da güçsüzken, altlarından ırmaklar akan, kendisi için orada her çeşit meyveden (bir miktar) bulunan hurmalık ve üzümlükler dolu bir bahçesinin, ateşli bir kasırganın kopmasıyla yanmasını ister? Düşünesiniz diye Allah size ayetlerini böylece açıklar.

İçinizden hanginiz arzu eder ki,
İçerisinde ırmakların aktığı, çeşit çeşit ürünlerin yetiştiği hurma bahçelerine, üzüm bağlarına sahip olsun da,
Çoluk çocuğunun bakıma muhtaç olduğu bir sırada, tam da üzerine ihtiyarlık çökmüşken,
Aniden alevli bir kasırga kopsun ve biricik geçim kaynakları olan o bahçeyi yakıp kül ediversin? Herhâlde hiçbiriniz, böyle acınacak bir duruma düşmek istemezsiniz, değil mi?
İşte Allah, düşünesiniz de, bugünden tedbirinizi alıp, yarın Hesap Gününde pişman olmayasınız diye size ayetlerini böyle açıklıyor. O hâlde;

Sizin biriniz arzu eder mi, kendisi adına, içinden Nehirler akan, hurma ve üzüm bahçesi olsun, orada Ürünler’in hepsinden bulunsun! Güçsüz zürriyyeti / soy sopları / çocukları varken, kendisine İhtiyarlık gelip çatsın! Oraya içinde ateş olan bir bora isabet etsin, yakıp kül etsin! Düşünmeniz için Allah âyetlerini size böyle açıklıyor.

Kim ister, içinde çağlayan dereleri, türlü çeşit meyveleriyle hurma ve üzüm bahçelerine sahip iken, elden ayaktan düşsün, çoluk çocuğun eline baksın, üstelik bahçesi kavurucu bir sıcak dalgası ile yanıp kavrulsun? Allah, ara sıra sözlerini bu şekilde aralıyorsa bu, sizleri düşündürüp dinlendirmek içindir...

Herhangi biriniz ister mi ki içerisinde her türlü meyve ağacı bulunan, içinden ırmaklar akan, hurma ve üzüm ağaçlarından oluşan bir bahçesi olsun, himayeye muhtaç çocukları var iken ihtiyarlık gelip kendisine çatsın, derken bahçesi ateşli yıldırımlar taşıyan bir kasırgayla vurulup yanıp kül olsun? Allah düşünesiniz diye size ayetlerini böyle açıklıyor. Anlayın ki sizin yardımlarınız o güzel bahçe gibidir. Kasırga ayetlerimize aykırı oluşan kalbinizdeki karanlıklardır. Yaptığınız iyilikleri başa kakmanız, gönülleri kırmanız, bütün iyiliklerinizi, bütün yardımlarınızı yakıp kül eden ateşli yıldırımlardır. Hala akıl edip düşünmüyor musunuz?

Herhangi biriniz ister mi ki hurma ve üzümlere (ağaçlara) sahip, arasından sular akan ve kendisi için orada her çeşit meyveden bulunan bir bahçesi olsun (ama) bakıma muhtaç çocukları varken kendisine yaşlılık gelip çatsın; içinde ateş bulunan bir kasırga ona (bahçeye) isabet ederek yakıp kül etsin! Allah düşünesiniz diye ayetleri size işte böyle açıklıyor.

(Ey îman edenler!) Sizden birinizin, zemîninden ırmaklar akan, içerisinde her türlü meyvesi bulunan bir hurma ve üzüm bahçesi olsa ve kendisi yaşlanmış olduğu halde bakıma muhtaç çocukları da varken bu bağın ansızın esen, ateşli bir kasırga ile yanıp kül olmasını hiç ister mi? İşte Allah, düşünüp anlayasınız diye size âyetlerini böyle açıklamaktadır.

Sizden biriniz, içinden ırmaklar akan ve çeşit çeşit meyve ile dolu bir hurma ve asma bahçesine sahip olmayı -ama sonra da sadece [bakıma muhtaç] zayıf çocuklarıyla yaşlılığa terkedilmeyi- ve sonra kızgın bir kasırganın bahçeye isabet edip onu tamamen kasıp kavurmasını ister mi? Belki düşünürsünüz diye Allah mesajlarını size böylece açıklar.

Sizden biri arzu eder mi ki, hurma ve üzüm bağları bulunan ve içinden ırmaklar akan, ayrıca içinde meyvenin her çeşidinin bulunduğu bir bahçesi olsun; tam kendisine ihtiyarlık gelip çatmışken, bir de küçük ve güçsüz çocukları olsun. Tam da bu anda ateşli bir kasırga kopsun ve bahçesini yakıp kavursun! İşte Allah, ayetlerini düşünesiniz diye böyle açıklıyor. 39/65, 68/17...33

Sizden biri, zemininden ırmaklar çağlayan, içerisinde her tür meyve yetişen asma ve hurma bahçesine sahip olsun, bu hâlde bakıma muhtaç çocuklarıyla yaşlılık yakasına yapışsın ve ardından samyeli vurup[⁵⁰¹] da onu yakıp kavursun ister mi? Allah, belki düşünürsünüz diye mesajları size işte böyle açıklıyor.[⁵⁰²]

[501] Lafzen: “yakıp kavurucu şiddetli rüzgâr”. İbare Türkçe’de tek kelimeyle karşılanır: “samyeli”. [502] İnsanın başkaları için yaptığı karşılıks... Devamı..

(Ey iman edenler) İçinizden herhangi biriniz ister mi ki, ağaçlarının altından ırmaklar akan, içinde her çeşit meyve bulunan, hurmalarla üzümlerle dolu bir bahçesi olsun da, -bakıma muhtaç çocukları varken- kendisine ihtiyarlık çöktüğünde, o bahçeye kasıp kavuran bir bora işaret etsin, o bahçe yanıversin! Düşünüp ibret alasınız diye Allah, ayetlerini böyle açıklar.

(İslam kervanına giren bir kimse de böyle bir nimeti elde etmiş demektir, bir bahçe sahibi çocuklarına örnek olarak o bahçenin onarımını yapar ve çocu... Devamı..

Biriniz ister mi ki, kendisinin altından ırmaklar akan, içinde her çeşit meyvası bulunan, hurmalardan ve üzümlerden oluşmuş bir bahçesi olsun; kendisinin üstüne tam ihtiyarlığın çöktüğü, âciz çocuklarının da bulunduğu bir sırada birden ateşli bir kasırga gelsin de bahçeyi yakıp kül etsin? Allâh, düşünesiniz diye size âyetleri böyle açıklıyor.

Biriniz arzu eder mi ki, onun hurma ve üzüm ağaçlarını hâvi ve bunların altından ırmakları cari olan bir bahçesi bulunsun ve onun için o bahçede her türlü meyveleri olsun, fakat kendisine ihtiyarlık çöksün, kendisinin zayıf yavrucukları da bulunuversin de o bahçeyi, içinde ateş bulunan bir kasırga isabet ederek yakıversin? İşte Allah Teâlâ âyetlerini sizlere böylece beyan buyuruyor. Tâ ki tefekkür edesiniz.

Sizden herhangi biriniz hiç arzu eder mi ki: Kendisinin hurmalığı ve üzüm bağı bulunsun, Bahçede dereler akıyor, içinde her türlü mahsulatı bulunuyor. Ama kendisinin üstüne de ihtiyarlık çökmüş ve elleri ermez, güçleri yetmez, bakıma muhtaç küçük çocukları var. Derken… ateşli bir kasırga kopsun da bağı kasıp kavursun? İşte Allah âyetlerini size böyle apaçık bildirir. Olur ki iyi düşünürsünüz. [59, 21]

Biriniz ister mi ki, kendisinin altından ırmaklar akan, içinde her çeşit meyvası bulunan, hurmalardan ve üzümlerden oluşmuş bir bahçesi olsun; kendisinin üstüne tam ihtiyarlığın çöktüğü, aciz çocuklarının da bulunduğu bir sırada birden ateşli bir kasırga gelsin de bahçeyi yakıp kül etsin? Allah, düşünesiniz diye size ayetleri böyle açıklıyor.

Sizden biriniz ister mi ki hurma ağaçlarını, üzüm asmalarını, dürlü dürlü meyve ağaçlarını hâvî, ağaçları altından sular akar bir bağçesi olsun ve onda her nev'i meyveler bulunsun ve kendi de evlâd sâhibi ve ihtiyâr olub tekmîl emel ve i'timâdı o bağçeye münhasır iken bir kasırga furtınası, sıcak bir sam rüzgârı o bağçeyi yakub mahv itsün. İşte Allâh size âyetlerini böylece beyân ider belki tefekkür ider (lâyık olmayan hâl ve hareketlerden ictinâb iyler)siniz.[¹]

[1] Bu ve bundan evvelki âyât-ı kerîme virdiği sadakayı minnet yükletmek ve eziyet virmek ile ibtâl iden ve hükümden düşürenler hakkında temsîl olarak... Devamı..

(Bir kişi düşünün:) İçinden arklar akan, her üründen veren, hurması ve üzümü olan bir bahçesi var, ama ihtiyarlık gelip çatmış, evladı da korunmaya muhtaç halde. Ateşli bir kasırga vurmuş, bahçeyi yakıp kavurmuş. Onun yerinde olmayı hanginiz ister? Allah, âyetlerini size böyle açıklar ki iyice düşünesiniz.[*]

[*] Zengin de bir gün yardıma muhtaç hale gelebilir. Dolayısıyla darda olana yardım, kendine yardımdır.

Sizden biri arzu eder mi ki, hurma ve üzüm bağları bulunan ve içinden ırmaklar akan, ayrıca içinde meyvenin her çeşidi bulunan bir bahçesi olsun da, tam kendisine ihtiyarlık çöküp, küçük ve güçsüz çocuklarının bulunduğu bir anda ateşli bir kasırga kopsun ve bahçesini kasıp kavursun? İşte Allah, ayetlerini, düşünesiniz diye böyle açıklıyor.

Sizden biriniz ister mi ki, hurma ve üzümlerle dolu bir bahçesi olsun, o bahçeden dereler aksın, içinde her türlü ürün bulunsun da, sonra, evlâdı da güçsüz bir halde iken kendisine ihtiyarlık gelip çatsın, bu durumda iken bir de ateşli bir kasırga kopsun ve bahçeyi kasıp kavursun? Düşünsünler diye, insanlara âyetlerini Allah işte böyle açıklıyor.

Herhangi biriniz ister mi ki; altından ırmaklar akan, içinden her tür meyvesi olan, hurmalardan, üzümlerden oluşmuş bir bahçesi bulunsun, kendisinin güçsüz-çaresiz yavruları da olsun ve bu haldeyken üstüne ihtiyarlık çöksün, tam bu sırada o bahçeye alevli bir bora isabet etsin de bahçe, baştan başa yansın. Allah size ayetleri işte bu şekilde açıklıyor ki, inceden inceye ve derinden derine düşünebilesiniz.

sever mi birüñüz kim ola anuñ bir bostan, ħurma aġacında daħı üzümlerden; aķar altından anuñ ırmaķlar; anuñ içindedür dükeli yimişlerden. daħı irdi aña ķocalıķ; daħı anuñdur döl ya'nį oġul ķız, ża'iflar; pes irdi aña ķaśurġa, anuñ içinde od; pes yaķıldı ancılayın bellü eyler Tañrı size āyetlerini, anuñ-içün kim siz endįşe eyleyesiz;

Sever mi birüñüz kim bostānı ola ḫurmā aġaçlarından, daḫı üzüm aġaçla‐rından, aḳar ola anuñ altından ırmaḳlar, ola anuñ ol bostānı içinde cemī‘yemişler, daḫı yitişe üzerine ḳocalıḳ, daḫı anuñ kiçi, ża‘īf ẕürriyeti ola, pesyitişse ol bostāna bir ḳatı ṣovuḳ yil ki içinde od ola, daḫı bostānı barça yandu‐ra. anuñ gibi beyān ider size Tañrı āyetlerini, ola kim siz fikr eyleyesizTañrınuñ ḥikmetlerine.

Məgər sizdən biriniz istərmi ki, içində xurma ağacları, üzümlüklər, (ağacları) altından arxlar axan və cürbəcür meyvələr olan bir bağçası olsun, (sonra) zəif (iş bacarığı olmayan, himayəyə möhtac) uşaqları olduğu halda ona qocalıq üz versin, həmin vaxtda da ora odlu bir qasırğa düşsün və o bağ yanıb tələf olsun? Allah ayələri sizin üçün bu cür aydınlaşdırır ki, düşünəsiniz.

Would any of you like to have a garden of palm trees and vines, with rivers flowing underneath it, with all kinds of fruit for him therein; and old age hath stricken him and be hath feeble off spring; and a fiery whirlwind striketh it and it is (all) consumed by fire. Thus Allah maketh plain His revelations unto you, in order that ye may give thought.

Does any of you wish that he should have a garden(312) with date-palms and vines and streams flowing underneath, and all kinds of fruit, while he is stricken with old age, and his children are not strong (enough(313) to look after themselves)- that it should be caught in a whirlwind, with fire therein, and be burnt up? Thus doth Allah make clear to you (His) Signs; that ye may consider.

312 The truly spiritual nature of charity having been explained in three parables (2:261, 264, 265) a fourth parable is now added, explaining its bear... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.