5 Aralık 2024 - 4 Cemaziye'l-Ahir 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Bakara Suresi 254. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Yâ eyyuhe-lleżîne âmenû enfikû mimmâ razaknâkum min kabli en ye/tiye yevmun lâ bey’un fîhi velâ ḣulletun velâ şefâ’a(tun)(c) velkâfirûne humu-zzâlimûn(e)

Ey inananlar, sizi rızıklandırdığımız şeylerden bir kısmını yoksullara harcayın o gün gelip çatmadan ki o gün ne alışveriş var, ne dostluk, ne şefaat. Kafirlere gelince onlardır zalimler.

Ey iman edenler, içinde hiçbir alış-verişin (çıkar ilişkisinin), hiçbir dostluğun (ve kişisel muhabbetin bulunmadığı) ve (Allah’ın izni hariç) hiçbir şefaatin olmadığı (aracıların bulunmadığı) gün gelmezden evvel, size rızık olarak verdiklerimizden infak edin. (Ahireti ve ona hazırlık görmeyi inkâr eden) Kâfirler (var ya); onlar (kendilerine ve yakın çevrelerine) zulmedenlerin ta kendileridir.

Ey iman edenler! Ne alışverişin, ne dostluğun ve ne de şefaatin olmadığı gün gelmeden önce size verdiğimiz rızıktan, Allah için harcayın. Ve bilin ki, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler, varlık sebebine aykırı davrananlardır.

Ey iman edenler, bedel ödeyerek kendinizi kurtaracak pazarlığın olmayacağı, dostluğun ve şefaatin fayda sağlamayacağı bir günün gelmesinden önce, Allah'ın size verdiği rızık ve servetin bir kısmını Allah yolunda karşılık beklemeden, gönüllü harcayın. Nankörlük ederek fukara hakkını esirgeyenler, işte onlar kendilerine yazık eden zalimlerdir.

Ey iman edenler! Alış verişin, dostluğun ve şefaatin olmayacağı gün gelmeden önce size rızık olarak verdiklerimizden harcayın. Kâfirler ise zalimlerin ta kendileridirler.

Ey iman edenler, hiç bir alış-verişin, hiç bir dostluğun ve hiç bir şefaatin olmadığı gün gelmezden evvel, size rızık olarak verdiklerimizden infak edin. Kâfirler... Onlar zulmedenlerdir.

Ey iman edenler, ne bir alışverişin, ne bir dostluğun ve ne de bir şefaatın bulunmadığı bir gün (Hesap günü) gelmeden önce size verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcayın. Kâfirler (yok mu), işte onlar zâlimdirler.

Ey iman edenler! Alışveriş, dostluk ve şefaatin fayda vermediği bir gün gelmeden, Bizim size verdiğimiz rızıktan nafaka ve sadaka verin. Kâfirler ise (o güne hazırlanmadıkları ve fakirleri gözetmedikleri için, hem kendilerine hem başkasına) zulmedenlerin ta kendileridir.

Ey iman edenler! Kendisinde hiçbir alışveriş, dostluk ve şefaatin olmayacağı gün gelmeden önce, size verdiğimiz rızıktan hayır yoluna harcayınız. Biliniz ki, hakikati inkâr edenler zâlimlerin ta kendileridir.[41]

[41] Şefaat hakkında hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, I, 419-426; XII, 431-432.

Ey inanmış olanlar! Alış veriş bulunmıyan, hem bir dostluk, hem de şefaat olmıyan, bir gün gelmeden önce, azığınızdan yediresiniz, kâfir olanlar, işte bunlar zalimlerdir

Ey inananlar! İçinde hiçbir alışverişin, dostluğun ve şefaatin/iltimasın bulunmadığı bir gün (kıyamet) gelmeden önce, size verdiğimiz rızıktan infak edin. Gerçekleri inkâr edenler zalimlerin ta kendileridir. 

Şefaat konusunda Sebe sûresinin 23. âyetinin dipnotuna bakabilirsiniz.

Ey mü’minler! Size ihsân itdiğimiz emvâlden alım satım olmıyacağı ve dostluk ve şefa’at kalmıyacağı güne kadar sadaka ve zekât viriniz. Kâfirler zâlimdirler.

Ey inananlar! Alışverişin, dostluğun, şefaatin olmayacağı günün gelmesinden önce sizi rızıklandırdığımızdan hayra sarfedin. İnkar edenler ancak yazık edenlerdir.

Ey iman edenler! Hiçbir alışverişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin olmadığı kıyamet günü gelmeden önce, size rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcayın. İnkâr edenler ise zalimlerin ta kendileridir.

Ey iman edenler! Alım satım, dostluk ve aracılığın olmadığı bir gün gelip çatmadan Allah’ın size verdiklerinden O’nun için harcama yapın. Kâfirler zalimlerin ta kendileridir.

Ey iman edenler! Kendisinde artık alış-veriş, dostluk ve kayırma bulunmayan gün (kıyamet) gelmeden önce, size verdiğimiz rızıktan hayır yolunda harcayın. Gerçekleri inkâr edenler elbette zalimlerdir.

İnananlar, ne alışverişin ne dostluğun ve ne de şefaatin (aracılığın) olmadığı gün gelmeden önce size verdiklerimizden dağıtın. İnkar edenler zalimlerdir.

Şeytanın kurnazca tuzaklarından biri de İsa, Muhammed gibi güçsüz yaratıklara şefaat yetkisi uydurmasıdır. Kuran boyunca, ahiret gününde; sadece gerçe... Devamı..

Ey iman edenler! Kendisinde hiçbir alış verişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin bulunmadığı bir gün gelmeden önce, size verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda harcayın. Kâfirlere gelince, onlar zalimlerdir.

Ey o bütün iyman edenler size merzuk kıldığımız şeylerden infak edin: gelmeden evvel bir gün ki onda alım satım yok, dostluk da yok şefaat de yok kâfirler ise hep o zalimlerdir

Ey îmân edenler! Alışverişin, dostluğun ve (Allah’ın izni olmadıkça herhangi bir) şefaatin olmadığı (hesap) gün (ü) gelmeden önce, size rızık olarak verdiklerimizden infak edin. Kâfirler zâlimlerin ta kendileridir.

Ey iman edenler! Size rızık olarak verdiklerimizden infak¹ edin; İçinde hiçbir alışverişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin olmadığı gün gelmeden önce. Gerçeği yalanlayan nankörler, zalimlerin ta kendileridir.

1- Hayırlı işlere harcayın ve ihtiyaç sahiplerine karşılıksız yardım edin.

Ey îman edenler, içinde ne bir alış veriş, ne bir dostluk, ne de bir şefaat (imkânı) bulunmayan bir gün gelmezden evvel size verdiğimiz rızıkdan (Hak yolunda) harcayın. Kâfirler zulmedenlerin ta kendileridir.

Ey îmân edenler! İçinde ne bir alış-veriş, ne bir dostluk, ne de (Allah'ın izni olmadıkça) bir şefâat bulunan bir gün gelmeden önce, sizi rızıklandırdığımız şeylerden (Allah yolunda) sarf edin! Kâfirler ise, zâlimlerin ta kendileridir.

Ey iman etmiş olanlar! Ne alışverişin, ne dostluğun ve ne de şefaatin (aracılığın ve iltimasın) olmadığı gün gelmeden önce size verdiğimiz rızıktan hayır yolunda (toplumun yoksul, muhtaç ve işsizlerine) harcayın. (O günü) inkâr edenler ise, zulmedenlerin (haksızlık yapanların) tâ kendileridir. *

(*) “Şefaat” terimi en yanlış anlaşılan Kur’an kavramlarından biridir. Yardım, aracılık, arabuluculuk, tavassut, iltimas, dua ve istiğfar gibi anlamla... Devamı..

Ey iman edenler! Alışverişin, yakın arkadaşlığın (hulletin) ve şefaatin olmadığı bir gün gelmezden önce, Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden ihtiyaç sahiplerine verin. Gerçeği inkâr edenler (alışveriş, yakın arkadaşlık ve şefaat var diyenler) zalimlerin ta kendileridir.

Ey inananlar! Size verdiğimiz azıkla yoksulları geçindirin. Öyle bir günden önce ki o gün ne suçlar ödenir, ne koruyuculuk, ne de kayırıcılık olur. Allah’ı tanımayanlar, kıyıcılar işte bunlardır.

Ey iman edenler! Alım, satım [⁶], halis dostluk, şefaat sökmeyen bir gün gelmeden evvel, size verdiğim rızıklardan harcedin [⁷] kâfirler ancak zâlim kimselerdir. [⁸].

[6] Yahut bedel, fidye.[7] Zekât verin.[8] Yâni kâfirlerden başka en büyük zâlimler yoktur. Yahut tehdide mahmuldür.

Ey inananlar! İçinde hiçbir alışverişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatın olmayacağı gün gelmeden önce, size verdiğimiz rızıklardan harcayınız [enfikû]. İnkâr edenler zalimlerin tâ kendileridirler.

Ey iman edenler! Alışverişin, dostluğun ve şefaatin olmayacağı günün gelmesinden önce, size rızık olarak verdiğimiz şeylerden infak edin. Kâfirler, zalimlerin ta kendileridirler.

Ey inananlar; hiçbir pazarlığın, dostluğun ve aracılığın olmadığı o dehşet verici Gün gelmeden önce, size verdiğimiz nîmetlerden bir kısmını Allah için ihtiyaç sahiplerine harcayın!
Unutmayın ki, Allah’ın bahşettiği nîmetleri O’nun yolunda harcamaktan kaçınan nankörler, zâlimlerin ta kendileridir!
Demek ki, bütün zulümlerin temelinde, insanların Allah’ı gereğince tanıyamamaları yatmaktadır. O hâlde, Rabb’inizi iyi tanıyın:

Ey iman edenler! Ne alış-verişin, ne dostluğun, ne şefaatin bulunacağı bir gün gelmeden önce, sizi rızıklandırdığımız şeylerden infak edin / harcayın! Kâfirler gerçekten Zâlimler’dir.

İnananlar! Alış veriş, dostluk ve kayırmanın olmadığı gün gelip çatmadan size emaneten verdiğimiz mallardan bir kısmını dağıtın. Bunu yapmayanlar kendilerine ederler.

Ey iman edenler! Kendisinde alış-veriş, dostluk ve kayırma bulunmayan gün gelmeden önce size verdiğimiz rızıktan hayır yolunda verin! Kâfirler zalimlerin ta kendileridir.

Ey iman edenler! Kendisinde artık alışveriş, dostluk ve şefaat [*] bulunmayan gün (kıyamet) gelmeden önce, size verdiğimiz rızıktan [infak] edin (verin)! kâfirler elbette zalimlerdir.

Şefaat konusu Zümer 39:43-44. ayetler ışığında okunmalıdır.

Ey îman edenler, fidye verilerek, şefâat edilerek ve adamını bularak kurtuluşun olmadığı¹ o (hesap) günü gelmeden önce, Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden, Allah yolunda harcayın. İşte o kâfirler, zalimlerin ta kendileridirler.

1 Ehl-i Sünnete göre; buradaki şefâatin kabul olunmaması, özellikle kâfirler hakkındadır ve hitâp, küfürde ısrar edenlere mahsustur. Bu sebeple de ken... Devamı..

SİZ EY imana ermiş olanlar! Pazarlığın, dostluğun ve şefaatin geçerli olmayacağı bir Gün ²⁴⁶ gelmeden önce size rızık olarak bağışladığımız şeylerden [Bizim yolumuzda] harcayın. Ve bilin ki hakikati inkar edenler zalimlerin tâ kendileridir.

246 Yani, Hesap Günü. Kur’an, bu öğüt ile 245. ayetin konusuna yeniden dönmektedir: “Allah’a güzel bir borç verecek olan kimdir?” Bu nedenle, “Allah y... Devamı..

Ey iman edenler, içinde alışverişin, dostluğun ve de şefaatin/torpilin olmadığı bir gün gelmeden önce, size rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcayın. İnanmayarak kâfir olanlar, işte onlar yanlışta ısrar eden zalimlerin ta kendileridir. 6/94, 32/4, 26/100

Siz ey iman edenler! Kendisinde pazarlığın, dostluğun ve şefaatin olmayacağı gün gelmezden önce size rızık olarak bahşettiklerimizden harcayın![⁴⁷⁰] Zira nankörler zalimlerin ta kendileridir.[⁴⁷¹]

[470] Allah’a güzel bir borç vermeden söz eden 245. âyete bir atıf var gibidir. Allah uğruna harcanmış hayat, servet ve buna benzer tüm değerlerin kar... Devamı..

Ey iman edenler (Sizler, evvelki ümmetler gibi olmayın) içinde; ne alım satım (birbirine yardım), ne dostluk, ne de (Allah’ın izni olmadan) şefaat imkanı bulunmayan gün (kıyamet) gelmeden önce, size verdiğimiz rızıktan (Allah yolunda) harcayın.. (Allah'ın emirlerine karşı gelen) O kafirler, zalimlerin ta kendileridir. (Ey iman edenler sizler onlar gibi hareket etmeyin, Rabbinizin kudret ve azametini düşünün)

Ey iman edenler! Hiçbir alışverişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin olmadığı bir gün (kıyamet) günü gelmeden önce, size rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcayın. İnkâr edenler ise zalimlerin ta kendileridir.

Ey imân etmiş olanlar! Size rızk olarak verdiğimiz şeylerden infak ediniz. Bir günün gelmesinden evvel ki, onda ne alım satım, ne dostluk, ne de şefaat vardır. O kâfirler ise işte zalim olanlar onlardır.

Ey iman edenler! Ne alışverişin, ne bir dosttan yardım beklemenin, ne de bir kimseden şefaat ummanın mümkün olmadığı bir gün gelmeden önce, size nasip ettiğimiz şeylerden harcayın! Kâfirler, zalimlerin ta kendileridir. [2, 101]

Ey inananlar, ne alışverişin, ne dostluğun ve ne de şefaatin olmadığı gün gelmezden önce, size verdiğimiz rızıktan (Allah için) harcayın. Kafirler, zalimlerin ta kendileridir.

Ey Mü'minler! Onda alım satım, dostluk, şefâ'at, sahâbet olmayan (herkesin kendini düşündiği) şu gün (yevm-i cezâ) gelmezden evvel size rızık iylediğimiz şeylerden (Allâh yolunda) infâk idin. Kâfirlerdir ki nefislerine zulüm iylediler.

Müminler! Size rızık olarak ne vermişsek, ondan hayra harcayın. Bunu; alışveriş, dostluğun ve şefaatin olmayacağı gün gelmeden yapın. Bunları görmemekte direnenler yanlışlar içindedirler.

-Ey iman edenler, İçinde alışverişin, dostluğun ve de şefaatin olmadığı bir gün gelmezden önce, size rızık olarak verdiklerimizden infak edin. İnkar edenler, işte onlar, zalimlerdir.

Ey iman edenler! Sizi rızıklandırdığımız şeylerden bağışta bulunun—öyle bir günden önce ki, o günde ne bir alışveriş olur, ne bir dosttan yardım beklenir, ne de kimseden bir şefaat umulur. O günü inkâr edenler ise, zalimlerin tâ kendileridir.

Ey iman edenler! Alış-verişin, dostluğun, şefaatin olmadığı o gün gelmeden önce size verdiğimiz rızıktan infak edip dağıtın. Küfre sapanlar zalimlerin ta kendileridir.

ay anlar kim įmān getürdiler! nafaķa virüñ andan kim rūzį virdük size; andan ilerü kim, gele bir gün kim śatı yoķdur anuñ içinde daħı yoķdur dürüstlik; daħı yoķdur şafa'at. daħı kāfirlerdür, anlar žālimler.

İy īmān getüren kişiler, ṣadaḳa eyleñüz size virdügümüz rızḳdan bir güngelmezden burun ki ol günde ṣatu alu yoḳdur, dostluḳ daḫı yoḳdur, şefā‘atdaḫı yoḳdur. Kāfirler ẓālimlerdür, ṭamuda ebedī ḳalurlar.

Ey iman gətirənlər! Alış-verişin, dostluğun və şəfaətin mümkün olmayacağı gün (qiyamət günü) gəlməmişdən əvvəl sizə verdiyimiz ruzidən paylayın! Kafirlər (bunu inkar edənlər) isə (özlərinə) zülm edənlərdir!

O ye who believe! Spend of that wherewith We have provided you ere a day come when there will be no trafficking, nor friendship, nor intercession. The disbelievers, they are the wrong doers.

O ye who believe! Spend out of (the bounties)(294) We have provided for you, before the Day comes when no bargaining (Will avail), nor friendship nor intercession(295). Those who reject Faith they are the wrong-doers.

294 Spend, i.e., give away in charity, or employ in good works, but do not hoard. Good works would in Islam include everything that advances the good... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.