Velemmâ berazû licâlûte vecunûdihi kâlû rabbenâ efriġ ‘aleynâ sabran veśebbit akdâmenâ vensurnâ ‘ale-lkavmi-lkâfirîn(e)
Calut'la ordusuna karşı çıkınca da Rabbimiz dediler, sen bize sabırlar ver, ayaklarımızı diret, bizi kafirlere üstün et.
Onlar(dan iman erleri) Calut ve askerlerine karşı çıkarken de şunları söylemişlerdi: "Rabbimiz, (cihaddan kaçmamak, ordudan ve itaatten ayrılmamak için) üzerimize sabır ve metanet yağdır; ayaklarımızı (hizmet ve istikamet üzerinde sabit ve) sağlam tut ve (Senin Hakk Dinini ve adalet düzenini) inkâr eden topluluklara karşı bize yardım et..." (diye dua etmişlerdi.)
Tâlût'a itaat eden o çok azıcık mü'min gurup, Câlût ve kuvvetleriyle karşı karşıya geldiklerinde: “Ey Rabbimiz! Bize zorluklara karşı tahammül gücünü adeta boşalt, adımlarımızı sağlam kıl ve Allah'tan gelen gerçekleri örtbas eden bu topluma karşı bize yardım et” diye dua ettiler.
Câlût'a, askerî erkânına ve ordusuna karşı savaş meydanına çıktıkları zaman:
“Ey Rabbimiz üzerimize sabır yağdır, savaş meydanında bize metanet ihsan eyle. Ordumuzun özgüvenini, cesaretini artır. Şerefimizi ve itibarımızı yücelt. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden, kâfir bir kavme karşı da bize yardım et." diye dua ettiler.
Bunlar Calut'un ve askerlerinin karşısına çıktıklarında da: "Ey Rabbimiz, bize bolca sabır ver, ayaklarımızı sağlam tut ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et!" dediler.
Onlar, Calut ve ordusuna karşı meydana (savaşa) çıktıklarında, dediler ki: 'Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, adımlarımızı sabit kıl (kaydırma) ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.'
Talût'a bağlı bulunan müminler, Calût ve onun askerlerine karşı çarpışmak üzere çıktıkları zaman şöyle dua ettiler: “- Ey Rabbimiz, üzerimize bol bol sabır dök, ayaklarımıza kuvvet ve sebat ver ve bizi kâfirler kavmi üzerine muzaffer kıl.”
Calut ve askerlerine karşı çıktıkları zaman “Ey Rabbimiz, bize sabır yağdır, ayaklarımızı sağlam kıl ve kâfir topluma karşı bize yardım et.” dediler.
Onlar Câlût ve kuvvetleriyle karşı karşıya geldiklerinde, “Ey Rabbimiz! Bize zorluklara tahammül gücü bağışla, adımlarımızı sağlam kıl ve hakikati inkâr eden bu topluma karşı bize yardım et!” diye dua ettiler.
Bunlar, Câlût ile ordusuna karşı çıkınca: «Ey Tanrımız! Bizlere sabır ilet, ayaklarımızı diret, kâfirlere karşı bize yardım et» dediler
(Onlardan iman edenleri) savaş için, Câlut ve ordusuna karşı meydana çıktıkları zaman şöyle dua ettiler: “Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır (ve sebat) yağdır, ayaklarımızı sabit (ve bizi metanetli) kıl, (Hakkı ve adil düzeni inkâr eden ve zulmü hayat tarzına dönüştüren) inkârcılar topluluğuna karşı bize yardım et!”
250,251. Câlût ve cunûdı ile muhârebe ider iken "Ya rabbi bize sabır vir, akdâmımızı meşkûr it ve bize kâfirlerin kavmi üzerine nusret ihsân it" didiler ve Allâh’ın izniyle ânları kahr itdiler. Dâvûd Câlût’ı katl itdi. Allâh âna mülk ve hikmet virdi ve istediğini öğretdi. Eğer Allâh insânların bir kısmını diğer kısmı ile müdâfa’a itdirmemiş olsa arz fesâda uğrar idi. Lâkin Allâh âlemîne merhamet ider.
Calut ve ordusuna karşı çıktıklarında, "Rabbimiz! Bize sabır ver, sebatımızı artır, inkar eden millete karşı bize yardım et" dediler.
(Tâlût’un askerleri) Câlût ve askerleriyle karşı karşıya gelince şöyle dediler: “Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sağlam bastır ve şu kâfir kavme karşı bize yardım et.”
Câlût ve askerlerinin karşısına çıkınca da “Rabbimiz! Bizi sabırla donat, bize sebat ver ve inkârcı topluluğa karşı bize yardım et!” diye niyazda bulundular.
Câlût ve askerleriyle savaşa tutuştuklarında: Ey Rabbimiz! Yüreğimizi sabırla doldur; bize direnme gücü ver; kâfir kavme karşı bize yardım et, dediler.
Calut ve ordusuyla karşılaştıklarında şöyle dediler: "Rabbimiz, bize direnme gücü ver, ayaklarımızı sağlam tut, inkarcılara karşı bize yardım et."
Calut ve ordusuna karşı savaş meydanına çıktıkları zaman da şöyle dediler: "Ey Rabbimiz! Üzerlerimize sabır dök, ayaklarımızı sabit tut ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et!"
Ve vaktaki Calut ve ordusuna karşı meydana çıktılar şöyle dediler «Ey bizleri yetişdiren rabbımız üzerlerimize sabır dök ve ayaklarımıza sebat ver ve bizi kâfirler kevmine karşı muzaffer buyur»
(Tâlût ve ona itaat eden mü’minler) Câlût ve askerleriyle karşı karşıya gelince, “Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, kalplerimize cihattan kaçma düşüncesi gelmesin, bize cesaret ver ve bu hususta) ayaklarımızı sabit kıl. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et” dediler.
Onlar, Câlût ve askerleriyle karşı karşıya geldikleri zaman: “Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır ve ayaklarımızı sabit kıl, kâfir kavme karşı bize yardım et.” dediler.
Onlar (Taaluta itaat eden mü'minler), Câlut ile askerlerine karşı çıkdıkları zaman (niyaz edib) dediler ki: «Ey Rabbimiz, üzerimize (yağmur gibi) sabır yağdır. Ayaklarımıza sebat ver (er meydanından kaydırma). Bu kâfirler güruhuna karşı bize yardım et».
(Tâlût ve ona itâat eden mü'minler) Câlût ve ordusuna karşı çıktıklarında ise şöyle dediler: “Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımıza sebât ver ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardım eyle!”
Onlar Câlût ve askerleriyle karşı karşıya geldiklerinde, “Ey Rabbimiz! Bize zorluklara tahammül gücü bağışla, adımlarımızı sağlam kıl ve hakikati inkâr eden bu (saldırgan, azgın ve zalim) topluma karşı bize yardım et!” diye dua ettiler.*
Calut ve ordusunu gördüklerinde “Rabbimiz üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı pekiştir ve gerçeği inkâr edenlere karşı bize yardım et.” dediler.
Calut ile askerleri üzerlerine yürüyünce onlar dediler: « Ey çalabımız! Sen bizim katlanma gücümüzü artır, ayağımızı sürçtürme, seni tanımayanlar takımına karşı sen bize yardım et.»
Onlar Câlût ve ordusuyla karşılaştıklarında, “Rabbimiz üstümüze sabır yağdır/boşalt [efriğ]¹⁶¹, ayaklarımızı sabit kıl/direnme gücü ver, kâfirlere karşı bize yardım et” diye dua ettiler.
Calut ve ordusuyla karşı karşıya geldiklerinde, “Rabbimiz! Bize sabır ver, ayağımızı sabit kıl (kaydırma), kâfir topluluğa karşı bize yardım et” dediler.
Müminler, Câlût ve ordusuyla karşılaştıklarında:
“Ey Rabb’imiz, bu çetin imtihanda üzerimize sabır yağdır, zorluklar karşısında bize dayanma gücü bahşet; dizimize derman, yüreğimize cesâret vererek adımlarımızı sağlam kıl ve inkârcı topluluğa karşı bize yardım eyle!” diye duâ ettiler.
Câlût ve ordularıyla savaş meydanına çıktıklarında:
“Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır! Ayaklarımızı sabit kıl! Kâfir Kavm’e karşı bize yardım et!” dediler.
Calût ve ordusu birden karşılarına çıkıverince: " Ya Rab artık sabır yağdır üstümüze, derman ver dizlerimize, İnkarcılara karşı zafer ver bizlere " diyerek dua ettiler.
Câlût ve askerleriyle savaşa tutuştuklarında dediler ki: "Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır dök! Ayaklarımızı sağlam tut! Kâfir kavme karşı bize yardım et!"
Calut ve askerleriyle savaşa tutuştuklarında, [*] (Talut’un askerleri) “Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır! Ayaklarımızı sabit tut! kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.” diye dua etmişlerdi.
Tâlût ve askerleri, Câlût ve ordusu ile karşılaşınca: “Ey Rabbimiz! Bizim üzerimize sabır yağdır, bize dayanma gücü ver ve kâfirlere karşı bize yardım et.” diye dua ettiler.¹
Onlar Câlût ve kuvvetleriyle karşı karşıya geldiklerinde, “Ey Rabbimiz! Bize zorluklara tahammül gücü bağışla, adımlarımızı sağlam kıl ve hakikati inkar eden bu topluma karşı bize yardım et!” diye dua ettiler.
Onlar Câlût ve ordusuyla karşılaştıklarında: “Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır. Ayaklarımıza güç ve sebat ver, bu kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.” dediler. 3/173-174, 47/7
Onlar Câlût ve ordusuyla karşı karşıya geldiklerinde “Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır boca et ve ayaklarımızı (hak üzre) sabit tut; ve kâfirler güruhuna karşı bize yardım et!” diye dua ettiler.
Ve; Calut ile askerlerine karşı saldırdıklarında da "Ey Rabbimiz üzerimize (yağmur gibi) sabır yağdır, ayaklarımıza sebat ver (kalblerimize cesaret, manevi güç aşıla da, savaşın güç anlarında düşmana karşı direnelim.) ve o kafirler topluluğuna karşı bize yardım et" diye niyaz ettiler.
(Tâlût’un askerleri) Câlût ve askerleriyle karşı karşıya gelince şöyle dediler: "Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı (düşmana karşı) sabit eyle ve şu kâfir kavme karşı bize yardım et. "
Vaktâ ki Câlût ile askerlerine karşı meydana çıktılar, dediler ki: «Ey Rabbimiz! üzerimize sabır yağdır ve ayaklarımızı sabit kıl ve bizlere o kâfirler gürûhu üzerine nusret ver.»
Talut'un beraberindeki müminler ise Câlut ile ordusuna karşı çıkınca dediler ki: “Ya Rabbenâ, üstümüze (gürül gürül) sabır yağdır, Ayaklarımıza sebat ver ve kâfir topluluğa karşı bizi muzaffer eyle! ” [KM, I Samuel 17, 32-54]
(Talut'un askerleri) Calut ve askerlerinin karşısına çıktıklarında şöyle dediler: "Rabbimiz, üzerimize sabır dök! ayaklarımızı sağlam tut ve o kafir millete karşı bize yardım et!"
Câlût ve 'askerine karşu geldiklerinde: Yâ rabbî! Bizim üzerimize sabır dök (bize sabır vir) ve ayaklarımızı sebâtlandır (sebât ihsân buyur) ve kâfir olan kavim üzerine bize nusret iyle didiler.
Calût ve ordusunun karşısına çıktıklarında şöyle dua ettiler: “Ey Sahibimiz (Rabbimiz)! Bize direnme gücü ver! Ayaklarımızı kaydırma! Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et!”
Câlût ve ordusuna karşı çıktıklarında:-Rabbimiz! üzerimize sabır yağdır. Ayaklarımıza sebat ver, bu kafir topluma karşı bize yardım et, zafer ver, dediler.
Câlût ve ordusuyla karşılaşınca da “Rabbimiz,” dediler. “Bize sabır yağdır. Ayaklarımıza sebat ver. Kâfirler güruhuna karşı bize yardım et.”
Câlût ve ordusuyla karşılaştıklarında şöyle yakardılar: "Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır. Ayaklarımızı yere sağlam bastır. Ve küfre sapanlara karşı bize yardım et."
daħı ol vaķt kim çıķdılar ya'nį śaf baġladılar, cālūt içün daħı süyi içün; eyittiler; “iy çalabumuz! dök bizūm üzerümüze śabrı; daħı yirinde dut ayaķlarumuzı; daħı arķa vir bize, ķavm üzere kim kāfirlerdür.”
Ol vaḳt kim muḳābil oldılar Cālūt bile çerisi. Eyitdiler: İy Çalabumuz bizeṣabrlıḳ vir, daḫı berkit ayaḳlarumuzı, daḫı nuṣret vir bize kāfir ḳavm üstine.
Onlar Calut və əsgərləri ilə qarşılaşdıqları zaman dedilər: “Ey Rəbbimiz, bizə bollu səbr və dizimizə (ayaqlarımıza) qüvvət ver! Bizə kafir qövm üzərində qələbə qazandır!”
And when they went into the field against Goliath and his hosts they said: Our Lord! Bestow on us endurance, make our foothold sure, and give us help against the disbelieving folk.
When they advanced to meet Goliath and his forces, they prayed: "Our Lord! Pour out constancy on us and make our steps firm: Help us against those that reject faith."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |