Kutibe ‘aleykumu-lkitâlu vehuve kurhun lekum(s) ve’asâ en tekrahû şey-en vehuve ḣayrun lekum(s) ve’asâ en tuhibbû şey-en vehuve şerrun lekum(k) va(A)llâhu ya’lemu veentum lâ ta’lemûn(e)
Hoşlanmazsınız, size ağır gelir ama düşmanlarla savaşmak, size farz edilmiştir. Bazı şeyler vardır ki hoşlanmazsınız, fakat hayırlıdır size. Bazı şeyler de vardır, hoşlanırsınız, şerdir size. Allah bilir, siz bilmezsiniz ki.
(Ey mü’minler!) Hoşunuza gitmediği (rahatına ve dünya hayatına düşkün nefislerinizin istemediği) halde, (imtihan sırrı, haysiyet ve hürriyetinizin korunması amacıyla) Kıtal (savaşıp vuruşmak) üzerinize yazıldı (farz kılındı). Aslında hoşlanmadığınız bir şey, belki de sizin için hayırlıdır; sevdiğiniz ve arzuladığınız bir şey de, olur ki sizin için şerli ve zararlıdır. (Her şeyin doğrusunu ve hayırlısını) Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Ey inananlar! Gerçi hoşunuza gitmese de, savaş size farz kılındı. Bazan hoşunuza gitmeyen birşey, hakkınızda iyi olabilir ve yine hoşlandığınız bir şey de sizin için kötü olabilir. Allah bilir, ama siz bilmezsiniz bu gerçekleri.
Hoşunuza gitmediği, sıkıntılı ve zor olduğu halde savaş, size farz kılındı, yazılı kanun haline getirildi.
Bazı şeyler hakkınızda hayırlı olduğu halde hoşunuza gitmeyebilir. Bazı şeyler de hakkınızda hayırlı olmadığı, şer olduğu halde hoşunuza gidebilir. Bunları Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Savaş, hoşunuza gitmemekle birlikte üzerinize farz kılındı. Bir şeyden hoşlanmadığınız halde o sizin iyiliğinize olabilir. Bir şeyi de sevdiğiniz halde o sizin için kötü olabilir. Allah bilir, siz bilemezsiniz.
Savaş, hoşunuza gitmediği halde üzerinize yazıldı (farz kılındı). Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz.
Ey müminler, hoşunuza gitmediği halde, din düşmanları ile savaşmak üzerinize farz kılındı. Olur ki, bir şey hoşunuza gitmezken, sizin için o hayırlı olur ve bir şeyi de sevdiğiniz halde o, hakkınızda şer olur. Allah bilir, siz bilemezsiniz.
Savaşmak hoşunuza gitmese de, o sizin için bir yazgıdır. Nice hoşunuza gitmeyen şeyler var ki; o sizin için daha hayırlıdır. Bazen de bir şey seversiniz, o sizin için şerdir. Allah’ın ilmi sonsuzdur. Sizinki ise sınırlıdır.
Hoşunuza gitmese de savaş size farz kılındı; mümkündür ki bazen hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için iyi, hoşunuza giden bir şey de hakkınızda kötü olabilir. Allah bilir, siz bilemezsiniz.
Size güç gelirse de, üzerinize çarpışmak farzolunmuştur, hoş olmıyan bir şey hayırlı gelebilir, hoş olan bir şey de, hayırsız olabilir, Allah bilir, sizlerse bilemezsiniz
Savaş, hoşunuza gitmediği hâlde size farz kılındı. Olur ki bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Gerçeği (hayırlı ve doğru olanı) Allah bilir, siz bilemezsiniz.
Size harb emir olundı, siz hoşnûdsuzluk gösterdiniz. Size fâideli olan şeyden hoşnûd olmayub size muzır olan şeyi sevmeniz mümkündür. Allâh bilür, fakat siz bilmezsiniz.
Savaş, hoşunuza gitmediği halde size farz kılındı. İhtimal ki hoşlanmadığınız şey sizin iyiliğinizedir ve ihtimal ki sevdiğiniz bir şey sizin kötülüğünüzedir. Siz bilmezsiniz, Allah bilir.*
Savaş, hoşunuza gitmediği hâlde, size farz kılındı. Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Size zor geldiği halde savaş üzerinize farz kılındı. Hakkınızda hayırlı olduğu halde bir şeyden hoşlanmamış olabilirsiniz. Sizin için kötü olduğu halde bir şeyden hoşlanmış da olabilirsiniz. Yalnız Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Hoşunuza gitmediği halde savaş size farz kılındı. Sizin için daha hayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu halde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Sevmediğiniz halde savaş size zorunlu kılındı. Sevmediğiniz bir şey sizin için iyi ve sevdiğiniz bir şey de sizin için kötü olabilir. Siz bilmeseniz de ALLAH bilir.
Savaş size farz kılındı, gerçi o size hoş gelmez. Olabilir ki siz, bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa ki o sizin için bir hayırdır. Yine olabilir ki, siz bir şeyi seversiniz, oysaki o sizin için bir kötülüktür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
kıtal üzerinize yazıldı, gerçi o size hoş gelmez fakat olur ki siz bir şey'i hoşlanmazsınız halbuki hakkınızda o bir hayırdır ve olur ki bir şey'i severseniz halbuki hakkınızda o bir şerdir siz bilmezken Allah bilir
(Ey mü’minler) cihat etmek size yazıldı (farz kılındı). Hâlbuki o hoşunuza gitmez. Olur ki bazen hoşlanmadığınız bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki (bazen) hoşlandığınız bir şey de sizin için şerdir. (Sizin için neyin hayır neyin de şer olduğunu ancak) Allah bilir, siz bil (e) mezsiniz.
(Ey mü'mînler, tab'an) sizin hoşunuza gitmediği halde uhdenize, kıtal (düşmanlarla savaş) yazıldı (farz edildi). Olur ki'bir şey hoşunuza gitmezken o, sizin için hayırlı olur, bir şey'i de sevdiğiniz halde o da hakkınızda şer olur. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
(Ey mü'minler!) O, hoşunuza gitmediği hâlde savaş size farz kılındı.(1) Fakat olur ki, bir şeyden hoşlanmazsınız ama, o sizin için hayırlıdır. Ve olur ki bir şeyi (de) seversiniz, hâlbuki o sizin için bir şerdir. Allah ise (sizin için hayır olanı) bilir de siz bilmezsiniz.
(Ey inananlar, tab’an) sizin hoşunuza gitmese bile (size saldıranlara karşı) savaşmak (meşru müdafaa hakkınızı kullanmak) üzerinize yazılmıştır. Oysa bazen hoşunuza gitmeyen bir şey hakkınızda hayırlı olabilir, buna karşılık hoşunuza giden bir şey de hakkınızda kötü olabilir. (Zira) Allah (her şeyin sonucunu) bilir, fakat siz bilmezsiniz. *
Hoşunuza gitmese de savaş size farz kılındı. Belki, hoşunuza gitmeyen şeylerde sizin için hayır olabilir. Ama bir şeyi seversiniz de, o şey belki de sizin için şerli olabilir. Allah bilir, siz bilemezsiniz.
Savaş boynunuza borç oldu. Yine de onu sevmezsiniz. Olabilir ki sevmediğiniz bir iş sizin için yeydir. Yine olabilir ki sevdiğiniz bir iş de sizin için kötüdür. İşte Allah bilir, siz bilmezsiniz.»
Kıtal size zor geldiği, hoşlanmadığınız halde üzerinize farz kılındı. Zor gördüğünüz hoşlanmadığınız şey bazan sizin için iyi olur, sevdiğiniz şey de bazan sizin için kötü olur. Allah işinizi bilir, siz bilmezsiniz.
Hoşunuza gitmese de savaş [kıtâl] sizin üzerinize yazıldı/farz kılındı. Ola ki hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırlıdır. Ola ki hoşlandığınız bir şey sizin için şerdir/ kötüdür. Siz bilmezsiniz, Allah bilir.
Hoşunuza gitmediği halde, savaş üzerinize farz kılınmıştır. Bir şey hoşunuza gitmediği halde sizin için hayırlı olabilir. Bir şey de hoşunuza gittiği halde sizin için kötü olabilir. Allah bilir ve siz bilmezsiniz.
Her ne kadar hoşunuza gitmese de, haksızlıklara karşı Allah yolunda savaşmak size farz kılınmıştır. Gerçi savaşın sıkıntı ve acılarına katlanmak zordur fakat zulmü engellemenin başka çıkar yolu kalmamışsa, daha büyük acıları önlemek için gerekirse savaşılmalıdır. Demek ki, sizin hoşlanmadığınız bir şey aslında sizin için hayırlı olabilir, hoşunuza giden bir şey de sizin için kötü sonuçlar doğurabilir. Neyin faydalı, neyin zararlı olduğunu en iyi Allah bilir, siz bilemezsiniz. Öyleyse, bilgi ve tecrübesi sınırlı olan insanoğlu, her şeyi bilen Allah’ın rehberliğine muhtaçtır. Özellikle de neyin haram, neyin helâl olduğu konusunda:
Hz. Peygamberin keşif amacıyla gönderdiği Abdullah bin Cahş komutasında sekiz kişilik bir gözcü grubu, müşriklere ait küçük bir ticâret kervanıyla karşılaşmıştı. Savaşmanın haram sayıldığı (2. Bakara: 194) Recep ayına henüz girmediklerini sanan Müslümanlar, geçmişte uğradıkları işkencelerin ve haksız yere yurtlarından sürülmenin intikamını alma hırsıyla kervana saldırarak müşriklerden birini öldürdüler, ikisini de esir alıp ganîmetlerle Medîne’ye döndüler. Müşriklerin, Peygamberimizin asla onaylamadığı bu olayı fırsat bilerek Müslümanlar aleyhinde yoğun bir propagandaya girişmesi üzerine, şu ayet indirildi:
Savaş, sizin için sevimsiz olduğu halde size yazıldı. Olur ki bir şeyi sevimsiz görürsünüz; hâlbuki o sizin için hayırlıdır. Olur ki bir şeyi seversiniz; hâlbuki o sizin için şerrdir. Allah bilir; siz bilmezsiniz.
Hoşunuza gitmese de savaş sizin için kaçınılmaz görevdir. Evet, bazen hoşlanmadığınız bir şey, sizin için daha hayırlı olabilir; aksine hoşlandığınız bir şey de sizin için daha kötü olabilir. Allah bilir, siz bilemezsiniz...
Savaş hoşunuza gitmediği halde size farz kılındı. Olur ki bir şey sizin için hayırlı iken siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki bir şey sizin için kötü iken siz onu seversiniz. Neyin iyi neyin kötü olduğunu yalnız Rabbiniz bilir, siz bilmezsiniz. Onun için iyiliğinize veya kötülüğünüze olanlar konusunda ön yargılı olmayın! Allah’a güvenin! Allah yaratan olarak sizin için en iyisini bildirir. Sizi kötülüklerden korur.
Sizin için hoş olmasa da (size saldıran kâfirlere karşı) savaş size farz kılındı. Sizin için daha hayırlı olduğu hâlde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu hâlde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Hoşunuza giden bir iş olmasa da savaş, size farz kılındı.¹ Hoşunuza gitmeyen bir şey, hakkınızda daha hayırlı olabildiği gibi, hoşunuza giden bir şey de hakkınızda daha kötü olabilir.² Çünkü Allah (her şeyi) bilir, siz (hiçbir şey) bilmezsiniz.³
HOŞUNUZA gitmese de savaşmak size farz kılındı; mümkündür ki nefret ettiğiniz bir şey sizin için iyi olabilir ve yine mümkündür ki hoşlandığınız bir şey de sizin için kötü olabilir: Allah bilir, ama siz bilmezsiniz. ²⁰¹
Sizin hoşunuza gitmese de savaş size farz kılındı. Olabilir ki sizin hoşlanmadığınız bir şey, sizin için hayırdır ve ihtimal ki sizin hoşlandığınız bir şey sizin için kötüdür. Siz bilmezsiniz ama Allah bilir. 2/246, 9/41
SİZİN için sevimsiz bir şey olduğu halde, savaş size farz kılındı. Hem sizin hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırlı, sizin hoşlandığınız bir şey de sizin için şerli olabilir: Allah (hakkınızda hayırlı olanı) bilir, ama siz bilemeyebilirsiniz.[⁴¹¹]
(Ey iman edenler) Hoşunuza gitmese de, savaş size farz kılındı. (Savaşta hayır vardır, selamete ermeniz ancak onun sayesinde mümkün olacaktır) Bazı şeyler vardır ki, sizin için hayırlı olduğu halde onu sevmeyebilirsiniz. (işte cihad da böyledir) Bazı şeyler de vardır sizin için zararlıdır buna rağmen ondan çok hoşlanabilirsiniz, (her işin sonucunu) Allah bilir, siz ise bilmezsiniz, (öyle ise Rabbinizin emir ve yasaklarım yerine getiriniz, biliniz ki hepsi de sizin hayrınızadır)
Hoşunuza gitmese de size savaş yazıldı (farz kılındı). Bazen hoşlanmadığınız bir şey, hakkınızda iyi olabilir ve hoşlandığınız bir şey de hakkınızda şer olabilir. Allâh bilir, siz bilmezsiniz.
Cihad, hoşunuza gitmediği halde üzerinize farz kılındı. Bazan bir şeyi kerih görürsünüz. Halbuki o şey sizin için bir hayırdır. Ve bazan da bir şeyi seversiniz, halbuki o şey sizin için bir şerdir. Ve Allah Teâlâ bilir, sizler ise bilmezsiniz.
Hoşlanmasanız da savaş size farz kılındı. Olur ki hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırlı olur. Olur ki sevip arzu ettiğiniz bir şey sizin için şerli olur. Gerçeği Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Hoşunuza gitmese de size savaş yazıldı (farz kılındı). Bazen hoşlanmadığınız bir şey, hakkınızda iyi olabilir ve hoşlandığınız bir şey de hakkınızda kötü olabilir. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Sizin üzerinize kıtâl (harb ve cihâd) farz kılındı. Halbuki o size kerîhdir (tehlikesi, güçlüği, meşâkkatleri sebebiyle harb ve cihâddan hoşlanmazsınız) Sizin hoşlanmadığınız ba'zı şeyler vardır ki sizin içün hayırlıdır, hoşlandığınız ve sevdiğiniz ba'zı şeyler de vardır ki o sizin içün şerdir. Hakîkat hâli Allâh bilir ve siz bilmezsiniz.
Savaş, hoşunuza gitmediği halde size, görev olarak yazıldı. Hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin iyiliğinize olabilir. Hoşunuza giden bir şey de sizin için kötü olabilir. Bunları bilen Allah’tır, siz bilmezsiniz.
Sizin için hoş olmasa da savaş size farz kılındı. Olabilir ki sizin hoşlanmadığınız bir şey, sizin için iyidir ve ihtimal ki sizin hoşlandığınız bir şey sizin için kötüdür. Siz bilmezsiniz Allah bilir.
Hoşlanmasanız da, savaş size farz kılındı. Belki de sizin hoşlanmadığınız şey, hakkınızda hayırlı olur; hoşlandığınız şey ise sizin için bir şer olur. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Hoşunuza gitmemekle birlikte, savaş üzerinize yazılmıştır. Bir şey sizin için hayırlı olduğu halde siz ondan tiksinebilirsiniz. Ve bir şey sizin için şer olduğu halde siz onu sevebilirsiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
farįża olındı üzerüñüze çalışmaķ, ol düşħār-iken size. daħı ola kim düşħār göresiz bir neseneyi, ol yigrek-iken size; daħı ola kim sevesiz bir neseneyi, ol yavuz-iken size. daħı Tañrı bilür; daħı siz bilmezsiz.
Yazıldı üstüñüze ṣavaş eylemek kāfirler bile, daḫı ol güç gelür size illā kim bir nesne sevmeyesiz ya‘nī ġazālıḳ, ol size ḫayrlu ola. Daḫı ola kim bir nesnesevesiz, ol size şerlü ola. Tañrı Ta‘ālā bilür size ḫayrlu olġanı, şerlü olġanı,siz bilmezsiz.
(Allahın düşmənlərinə qarşı) döyüş (cihad) xoşunuza gəlmədiyi halda, sizə vacib edildi.Bə’zən xoşlamadığınız bir şey sizin üçün xeyirli, bə’zən də xoşladığınız bir şey sizin üçün zərərli ola bilər.(Onu) Allah bilir, siz bilməzsiniz.
Warfare is ordained for you, though it is hateful unto you; but it may happen that ye hate a thing which is good for you, and it may happen that ye love a thing which is bad for you. Allah knoweth, ye know not.
Fighting is prescribed for you, and ye dislike it(236). But it is possible that ye dislike a thing which is good for you, and that ye love a thing which is bad for you. But Allah knoweth, and ye know not.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |