Veminhum men yekûlu rabbenâ âtinâ fî-ddunyâ haseneten vefi-l-âḣirati haseneten vekinâ ‘ażâbe-nnâr(i)
Öylesi de vardır ki Rabbimiz der, dünyada da iyilik, güzellik ver, ahirette de iyilik ve güzellik, bizi ateşin azabından koru.
Onlardan öylesi de vardır ki: "Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik (ver) ve bizi ateşin (cehennemin) azabından koru" diyerek (yalvarmakta ve dengeli davranmaktadır).
Ama içlerinden öyleleri de var ki, “Ey Rabbimiz! Bize bu dünyada da iyilik ver, ahirette de ve bizi ateş azabından koru” diye dua ederler.
Onlardan bazıları da:
“Ey Rabbimiz bize dünyada devlet, iyilik ve güzellik, bol servet, sağlık, emniyet, salih-sâliha eşler ve sâlih evlatlar ver. Âhirette de güzel mükâfatlar ver. Cennetini ver, rızana ulaşma mertebesine erenlerden eyle. Bizi ateşten, Cehennem azabından da koru." derler.
Onlardan kimi de: "Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyiliği ahirette de iyiliği ver ve bizi ateşin azabından koru" der.
Onlardan öylesi de vardır ki: 'Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik (ver) ve bizi ateşin azabından koru' der.
Kimi de: “Ey Rabbimiz, bize dünyada iyi hal ver ve âhirette merhamet ihsan et; ve bizi cehennem azabından koru” der.
Bazı insanlar da: “Ey Rabbimiz! Dünyada da bize güzellik ver, ahirette de… Ve (en önemlisi) bizi ateşten koru!” derler. (Bunlar da müminlerdir.)
Onlardan bir kısmı da, “Ey Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ver, âhirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru” derler.
İnsanlardan bir nicesi: «Dünyada da, ahrette de Tanrımız! Bizlere iyilik vererek, cehennemden saklıyasın!» demektedir
Onların kimi de: “Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik (ver) ve bizi ateşin azabından koru.” der.
Ba’zıları da "Ya rabbi dünyâda ve âhiretde bize hasenât ihsân it ve bizi âteş azâbından masûn it." dirler.
"Rabbimiz! Bize dünyada iyiyi, ahirette de iyiyi ver, bizi ateşin azabından koru" diyenler vardır.
Onlardan, “Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru” diyenler de vardır.
İnsanlardan öyleleri de vardır ki, “Ey rabbimiz! Bize bu dünyada da iyilik ver, öteki dünyada da iyilik ver; bizi cehennem azabından koru” derler.
Onlardan bir kısmı da: Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru! derler.
Kimi de, "Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi ateşin azabından koru," der.
Yine onlardan: "Ey Rabbimiz! Bize dünyada bir güzellik ve ahirette de bir güzellik ver ve bizi ateş azabından koru!" diyenler vardır.
kimisi de «rabbena bize dünyada bir güzellik ver Ahırette de bir güzellik ve bizi ateş azabından koru» der
Ve onlardan (insanlardan) kimileri de, “Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, âhirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru” derler.
Kimileri de: “Rabb'imiz, bize dünyada da iyilik, ahirette de iyilik ver ve bizi ateşin azabından koru.” derler.
Kimi de «Ey Rabbimiz bize dünyada da iyi hal ver, âhiretde de iyi hal ver ve bizi o ateş (cehennem) azabından koru» der.
Onlardan bir kısmı da: “Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik, âhirette de iyilik ver ve bizi ateş azâbından muhâfaza eyle!” der.
Ve onlardan öyleleri de var ki: (çalışıp çabalayarak) "Ey Rabbimiz! Bize bu dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateşin azabından koru’’ ederler. *
Birde insanlardan “Rabbimiz bize, dünyada ve ahirette güzellikler ver, bizi ateşin azabından koru” diyenlerde var.
Öyleleri de vardır ki: « Ey çalabımız! Bize bu dünyada iyilik, güzellik, öbür dünyada da iyilik, güzellik ver, bizi ateşin azabından koru» derler.
Onlardan bazıları, “Rabbimiz bize dünyada da iyilik/güzellik ver, ahirette de iyilik/güzellik ver, bizi ateşin azabından koru!” derler.
İnsanlardan, “Rabbimiz! Bize dünyada güzellik, ahirette de güzellik ver, bizi ateşin azabından koru” diyenler de vardır.
Buna karşılık, öyle insanlar da var ki:
“Ey Rabb’imiz! Bize bu dünyada da, âhirette de iyilikler ver ve bizi cehennem azâbından koru!” diye yalvarırılar.
Onlardan:
“Rabbimiz! Bize Dünya’da güzellik ver, Âhiret’te de güzellik ver! Bizi Ateş’in azabından koru!” diyen kimseler de vardır.
Bazıları da: " Ya Rab! diyorlar, bize dünyada da iyilik ver; ahirette de iyilik ver. Cehennem ateşinden koru bizleri ".
İçinizden "Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi ateş azabından koru!" diyenler vardır.
Onlardan bir kısmı da “Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver; ahirette de iyilik ver! [*]Bizi cehennem azabından koru!” diye dua eder.
Onlardan öyleleri de vardır ki: “Ey Rabbimiz! Bize dünyada da güzellik ver, âhirette de güzellik ver ve bizi cehennem azabından koru!” diye dua ederler.
Ama içlerinde öyleleri de var ki: “Ey Rabbimiz! Bize bu dünyada da iyilik ver, ahirette de ve bizi ateşin azabından koru!” diye dua ederler:
Yine onlardan kimileri de, “Rabbimiz, bize bu dünyada iyilik ve güzellik ver, ahirette de iyilik ve güzellik ver ve bizi ateşin azabından koru!” derler. 7/156, 14/41
Fakat öyleleri de var ki, onlar “Ey Rabbimiz! Bize bu dünyada da iyilik güzellik ver, âhirette de iyilik güzellik ver[³⁹⁸] ve bizi ateşin azabından koru!” diye yakarırlar.
Bir kısmı ise "Ey Rabbimiz, bize hem dünyada, hem de ahirette güzel bir hal ver ve bizi cehennem azabından koru" diye dua ve niyazda bulunurlar.
Onlardan, "Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru" diyenler de vardır.
Ve nâstan öylesi vardır ki, «Ya Rabbenâ! Bize dünyada hasene ver, ahirette de hasene ver ve bizi ateş azabından muhafaza buyur,» der.
Bazıları da, “Ey bizim (Yüce) Rabbimiz! Bize bu dünyada da iyilik ve güzellik ver, âhirette de iyilik ve güzellik ver, Ve bizi cehennem ateşinden koru! ” derler. [22, 72]
Onlardan kimi de: "Rabbimiz, bize dünyada da güzellik ver, ahirette de güzellik ver, bizi ateş azabından koru!" der.
Onlardan (nâsdan) ba'zıları vardır ki Yâ rabbî bize dünyâda lütuf ve ihsân it ve âhiretde in'âm ve 'inâyetde bulun ve bizi cehennem 'azâbından sakla dirler.
Kimileri de şöyle der: “Rabbimiz! Bize bu dünyada güzellik ver, ahirette de güzellik ver. Bizi o ateşin azabından koru!”
İnsanlardan:-Rabbimiz, bize bu dünyada iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateşin azabından koru! diyenler vardır.
Onlardan bazıları da şöyle der: “Rabbimiz, bize dünyada güzellik, âhirette güzellik ver; bizi ateş azabından koru.”
Onlardan kimi de şöyle yakarır: "Ey Rabbimiz, bize dünyada da güzellik ver, âhirette de güzellik ver! Ve bizi ateş azabından koru!"
daħı bir nicesi anlardan oldur kim eydür: “iy çalabumuz vir bize dünyede eylük; daħı içinde eylük śaķla bizi od 'aźābından.”
Daḫı ba‘żı kişiler eydürler: İy Çalabumuz vir bize dünyāda ḫayra yitişmek,āḫiretde daḫı ḫayra yitişmek, daḫı ḳurtar bizi cehennem odından, ‘aẕābından.
Bə’ziləri isə: “Ey Rəbbimiz, bizə dünyada da, axirətdə də gözəl nemətlər ver, bizi cəhənnəm əzabından qoru!” deyirlər.
And of them (also) is he who saith: "Our Lord! Give unto us in the world that which is good and in the Hereafter that which is good, and guard us from the doom of Fire."
And there are men who say: "Our Lord! Give us good in this world and good in the Hereafter, and defend us from the torment of the Fire!"
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |