Kutibe ‘aleykum iżâ hadara ehadekumu-lmevtu in terake ḣayran elvasiyyetu lilvâlideyni vel-akrabîne bilma’rûf(i)(s) hakkan ‘ale-lmuttekîn(e)
Biriniz ölürken kendisinden sonra bir hayır bırakacaksa anasına, babasına ve yakınlarına, örfe uyarak vasiyette bulunmalı. Bu, sakınanlara bir haktır, bir borçtur.
Sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, eğer geride bir hayır(lı mal ve diğer imkânlar) bırakmışsa, anaya, babaya ve yakın akrabaya (ve alâkalı olanlara) bilinen (uygun, meşru) bir tarzda vasiyette bulunması -Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir hak olarak- size yazıldı (farz kılındı ama sonra hükmü kaldırıldı).
Herhangi birinize ölüm yaklaştığında, eğer arkasında yeterli bir servet bırakıyorsa; ana, baba ve diğer yakın akrabalarına uygun şekilde vasiyette bulunmak size farz kılındı. Bu, hayat proğramını Allah'ın kitabıyla belirleyenler için bir yükümlülüktür.
Ölüm hastalığı anında, bırakabileceği malı, serveti olanlarınıza, Kur'ân'ın ve sünnetin hükümlerine göre, meşrû, İslâmî kurallarla örtüşen örfe uygun bir şekilde anaya, babaya, akrabalara vasiyet yapması farz kılındı.
Bu vasiyetleri icra etmek, yerine getirmek de, Allah'a sığınıp, emirlerine yapışarak, günahlardan arınıp, azaptan korunanlara, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü'minlerin üzerine düşen bir sorumluluktur.
Sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, eğer geride bir hayır (mal) bırakmışsa, anaya, babaya ve yakın akrabaya bilinen (uygun, meşru) bir tarzda vasiyette bulunması -Allah'a karşı gelmekten sakınanlara bir hak olaraksize yazıldı (farz kılındı).
Sizden birinize ölüm alâmetleri belirdiği zaman, eğer geriye mal bırakacaksa, babasına, anasına ve akrabasına malının üçte birinden çok olmıyacak şekilde vasiyyet etmek farz kılındı. Bu vasiyyet, ebeveyn ve akrabasını mahrum etmemek için takva sahiplerine hak oldu. (Bu âyeti kerimenin hükmü, daha ileride gelecek olan Nisa sûresindeki miras âyeti ile kaldırılmış, nesh edilmiştir.)
Ölüm birinize geldiğinde, eğer malı varsa, ana babasına, akrabalarına örfe göre bir vasiyet yapması, size farz kılındı. Bu, kendini koruyanlar üzerine bir hak ve görevdir. (Vasiyet imkânı olmadan, öldürülme gibi sebeplerle kişi ölürse, malı miras kanununa göre dağıtılır. Yoksa özel vasiyet, Allah’ın bir emridir… Malın üçte birini geçmemek şartıyla…)
Birinize ölüm geldiği zaman, eğer bir mal bırakacaksa anaya, babaya, yakınlara uygun bir biçimde vasiyet etmek sakınanlar üzerine bir borçtur.
İçinizden birine ölüm yaklaştığında, bir mal bırakırsa, görenekçe belirtin, anaya, babaya, hısımlara vasiyet kılmak, sakınçlara hak olarak, farzoldu
Birinize ölüm geldiği zaman, eğer mal bırakıyorsa, ana babaya, yakınlara, uygun bir tarzda vasiyet etmesi Allah'a karşı gelmekten sakınanlara bir borç olarak size farz kılındı.
Sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, eğer geride bir hayır (mal) bırakmışsa, anaya, babaya ve yakın akrabaya meşru bir tarzda vasiyette bulunması -Allah’a karşı gelmekten sakınanlar üzerinde bir hak olarak- size farz kılındı.[49]
Birinize ölüm yaklaştığında, eğer geriye mal bırakıyorsa anasına, babasına ve akrabasına uygun bir vasiyette bulunması, sakınanlara bir borç olmak üzere yazıldı.
Birinize ölüm geldiği zaman, eğer bir mal bırakacaksa anaya, babaya, yakınlara uygun bir biçimde vasiyet etmek Allah'tan korkanlar üzerine bir borçtur.
Sizden birine ölüm yaklaştığında, bir mal bırakacaksa anaya babaya, yakınlara, uygun bir biçimde vasiyet etmesi farz kılındı. Bu, erdemliler için bir görevdir.
Birinize ölüm geldiği vakit, bir hayır (bir mal) bırakacaksa, babası, anası ve en yakın akrabası için meşru bir surette vasiyet etmek, Allah'tan korkan kimseler üzerine yerine getirilmesi vacib bir hak olarak size farz kılındı.
Birinize ölüm geldiği vakit bir hayır -bir mal- bırakacaksa, babası ve anası ve en yakın akrıbası için meşrubir surette vasıyyet etmek müttekiler üzerine icrası vacib bir hak olarak üzerinize yazıldı
Sizden birinize ölüm (emareleri) gelip çattığı zaman eğer geride bir hayır (mal) bırakacaksa anaya, babaya ve yakın akrabaya meşru bir sûrette (üçte bir miktarını geçmeksizin) vasiyette bulunması, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar üzerinde bir hak olarak size farz kılındı.
Birinize ölüm geldiği zaman; eğer geride bir hayır¹ bırakıyorsa, anneye, babaya, yakın akrabaya örfe uygun bir şekilde vasiyette bulunmak, muttakilerin² üzerine bir hak olarak yazıldı.³
Sizden birinize ölüm gelib çatdığı vakit eğer mal bırakacaksa anaya, babaya, yakın akrabaya meşru' bir suretde vasıyyetde bulunmak takvaa sahipleri üzerinde bir hak olarak farzedildi.
Birinize ölüm geldiği zaman, eğer bir hayır (bir mal) bırakacaksa, ana-babaya ve akrabâlara meşrû' bir sûrette vasiyet etmek, takvâ sâhiblerine bir borç olarak üzerinize farz kılındı!(4)
Herhangi birinize ölüm yaklaştığında eğer geride mal (servet, zenginlik) bırakacak olursa, ana-baba ve en yakınlar (özellikle yetim kalmış torunlar vs. gibi) için güzellikle vasiyet etmek üzerinize (bir hak olarak) yazılmış (farz kılınmış)tır. Bu, (Allah’ın emirlerine karşı gelmekten) sakınanlara yüklenmiş bir görevdir. *
Sizden birisine ölüm geldiğinde, geride bıraktığı mal varlığı varsa, ana babaya ve akrabaya, örflere (mevcut uygulamalara) göre vasiyet etmesi farz kılındı. Vasiyet etmek Allah’dan sakınanlar üzerine de zorunlu bir haktır.
İçinizden biri ölüm döşeğine düşünce eğer mal bırakıyorsa bunu anasına, babasına, yakınlarına töreye uygun olarak vasiyet etmesi boynunun borcudur. Bu, sakınanlar için bir ödevdir.
Birinize ölüm geldiğinde eğer bir mal [hayr] bırakacaksa, anaya-babaya ve yakınlara örfe uygun bir biçimde vasiyette bulunmak size farz kılındı. Bu Allah bilincinde olanların yerine getirmeleri gereken bir haktır.
Birinize ölüm geldiği zaman, eğer bir hayır (mal) bırakıyorsa, anaya babaya ve yakınlara, uygun bir tarzda vasiyet etmesi, takva sahiplerine bir hak olarak size de yazıldı.
İçinizden birine ölüm yaklaştığında, eğer geride bırakacağı kayda değer miktarda malı varsa ve bırakacağı mirasın âdil olarak paylaştırılamayacağından endişe ediyorsa, ana babaya ve diğer yakın akrabalara uygun biçimde vasiyet etmeniz ve bunun için gerekli önlemleri almanız, size farz kılınmıştır.
Bu, haksızlık etmekten özenle sakınıp korunanlar için, mutlaka yerine getirilmesi gereken bir görevdir.
Daha sonra inen miras ayetleriyle (4. Nisâ: 11,12) buradaki vasiyet zorunluluğu kaldırılmış ve vasiyetin kapsamı daraltılmıştır. Allah’ın Elçisi’nin uygulamalarında da görüleceği üzere, vasiyetin iki şartı vardır:
1. Vasiyet edilen miktar, mirasın üçte birini aşmamalıdır.
2. Mirastan pay alan akrabalar için vasiyet yapılamaz.
Bununla birlikte, mirasın adil bir şekilde taksim edilmeme ihtimali ortaya çıkarsa, yine bu ayet (2. Bakara: 180) devreye girer ve yakın akrabaya vasiyet etmek farz olur.
Birinize Ölüm eriştiği zaman eğer bir hayır / mal bıraktıysa, Müttakîler’e bir hakk olmak üzere, Ma’rûf’a (Örfe Uygun Olan’a / Bilindik Olan’a) göre Ana-Baba ve En Yakın (Akraba)lar için Vasiyet etmek sizin üzerinize yazıldı.
Ölüm döşeğinde yatan her Müslüman’ın son yazılı görevi: -eğer geride mal bırakıyorsa,- ana-baba ve akrabaya yasal bir vasiyettir. Sağlamcıların bunu mutlaka yapması gerekir.
Sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, eğer geride bir hayır, bir mal bırakmışsa; anaya, babaya ve yakın akrabaya meşru bir tarzda vasiyette bulunması, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar üzerine hak olarak farz kılındı. <>
Birinize ölüm geldiği zaman, bir hayır (mal) bırakacaksa ana babaya ve yakınlara uygun bir biçimde vasiyet etmek, [muttakî]ler (duyarlı olanlar) üzerinde bir borç olarak farz kılınmıştır. [*]
İçinizden biri ölmek üzereyken eğer geride mal bırakmışsa anaya, babaya ve yakın akrabalara uygun bir biçimde (adaletlice) vasiyette¹ bulunması Allah’tan hakkıyla sakınanlar üzerine farz kılınmıştır.²
HERHANGİ birinize ölüm yaklaştığında, eğer arkasında yeterli bir servet bırakıyorsa, ebeveynine ve [diğer] yakın akrabalarına uygun şekilde vasiyette bulunmak size farz kılındı: ¹⁵² Bu, Allah’a karşı sorumluluk bilinci duyanlar için bir yükümlülüktür.
Sizden birinize ölüm geldiği zaman, eğer bir mal bırakmışsa; anaya, babaya, yakınlara uygun bir biçimde vasiyeti yerine getirmek sorumlu davrananlara bir borçtur. 4/7...12, 5/106
Herhangi birinize ölüm yaklaştığında eğer geriye bir servet[³⁵²] bırakıyorsa, münasip bir biçimde anne-babaya ve yakın akrabaya vasiyet etmek size farz kılındı.[³⁵³] Bu, Allah’a karşı sorumluluk duyanların uymaları gereken bir hakikattir.[³⁵⁴]
(Ey iman edenler) Birinize, (ihtiyarlık, hastalık veya belirtilerinin yüz göstermesi şeklinde) ölüm yaklaştığı zaman eğer fazla bir mal terk edecekse; (bu malı) adaletli bir şekilde (taksim ederek) anasına/babasına ve akrabasına (bırakmak üzere) vasiyette bulunması farz kılınmıştır. Bu (hüküm) takva sahipleri (Rablerinden sakınanlar) üzerine bir borçtur.
Sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, eğer geride bir hayır (mal) bırakmışsa, anaya, babaya ve yakın akrabaya maruf/örf üzere bir vasiyette bulunması ;Allah’a karşı gelmekten sakınanlar üzerinde bir hak olarak size yazıldı.
Birinize ölüm yaklaştığı zaman eğer fazla bir mal terkedecekse anasına, babasına ve en yakınlarına mâruf veçhile vasiyette bulunması farz kılınmıştır. Bu muttakîler üzerine terettüp eden bir vecibedir.
Sizden öleceğini hisseden herhangi biriniz, geriye mal bırakacaksa; Annesi, babası ve akrabaları için, münasip bir tarzda vasiyet etmesi size farz kılındı. Bu, haksızlık yapmaktan korunan takvâlılar üzerine borçtur. [2, 240; 4, 7-13. 176]
Birinize ölüm geldiği zaman, eğer bir hayır (mal) bırakacaksa, anaya, babaya, yakınlara uygun bir biçimde vasiyyet etmek, korunanlar üzerine bir borçtur.
Sizden birinize mevt hâzır oldukda (vefât zamân ve âsârı geldikde) eğer çok mal terk idiyor ise baba ve anasına, akrabâsına 'adâlet dâiresinde vasiyet itmek farz kılındı. Bu (vasiyet itmek) muttakîler üzerine hak oldı. [¹]
Birinize ölüm gelir de geriye mal bırakmış olursa, onu, anası, babası ve en yakınları arasında belirlenmiş paylara göre bölüştürmek,[*] içinizden Allah’tan çekinerek kendini koruyanlar üzerine farz kılınmıştır.
Sizden birinize ölüm geldiği zaman, eğer bir mal bırakacaksa; anaya, babaya, yakınlara uygun bir biçimde vasiyet etmek, muttakiler üzerine bir borç olarak yazıldı.
Sizden birisine ölüm yaklaştığında, eğer ardında mal bırakacaksa, vasiyet etmek farz kılındı. Bu vasiyetin anne ve baba ile akrabaya uygun şekilde yapılması gerekir. Bu, takvâ sahipleri üzerine bir borçtur.(85)
İçinizden birine ölüm geldiğinde, eğer bir hayır bırakacaksa, üzerinize yazılan şudur: Ana-babaya, akrabaya, örfe uygun vasiyette bulunmak. Takva sahiplerinin üstüne bir hak olarak…
farįża olındı üzerüñüze, ol vaķt kim ḥāżır oldı birüñüze sizüñ ölümü eger ķor-ise mal- vaśi(y)yet eylemek: ataya añaya, daħı yaķın ħıśımlara; 'adl śaķlamaķlıġ-ıla; ḥaķ iken şaķınıcıalar üzere.
Yazıldı sizüñ üstüñüze ḳaçan ḥāżır olsa birüñüze ölüm. Eger māl ḳalsakendüden ṣoñra vaṣiyyeti ataya, anaya eylemek, daḫı ḳarāyiblere. Yaḫşılıḳbile ḥaḳdur müttaḳīler üstine.
Sizin hər birinizi ölüm haqlayan zaman qoyub gedəcəyiniz maldan valideynlərinizə, yaxın qohumlarınıza verilməsi üçün ədalət üzrə (malın üçdə birindən çox olmamaq şərtilə) vəsiyyət etməyiniz zəruridir. Müttəqilərə (bu) vacibdir.
It is prescribed for you, when one of you approacheth death, if he leave wealth, that he bequeath unto parents and near relatives in kindness. (This is) a duty for all those who ward off (evil).
It is prescribed, when death approaches any of you, if he leave any goods that he make a bequest to parents and next of kin(186), according to reasonable usage; this is due from the Allah.fearing.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |