Feżkurûnî eżkurkum veşkurû lî velâ tekfurûn(i)
Artık siz de anın beni, anın da ben de anayım sizi. Nankörlüğü bırakın da şükredin bana.
O halde (siz yalnız Bana itaat ve ibadet ederek devamlı) Beni zikredin ki; Ben de sizi (rahmetim ve mağfiretimle) zikredeyim. (Nimetim ve faziletimle şereflendireyim.) Bana (sürekli ve samimiyetle) şükredin, sakın nankörlük etmeyin.
Öyleyse siz, bütün zamanlarınızda ve bütün imkanlarınızla her yerde beni anın, ben de sizi her an bağışlamak ve sevap vermekle anayım. Verdiğim nimetlere karşı bana şükredin, nankörlük etmeyin.
O halde zikirle, şükürle, ibadetle, dinimi, şeriatımı anlatarak beni anın ki, ben de size lütfumla muamele yapayım. Bana şükredin, bile bile beni inkâr ederek, ihsan ettiğim nimetlere nankörlük etmeyin.
Şu halde beni anın ki ben de sizi anayım ve bana şükredin, bana karşı nankörlük etmeyin.
Öyleyse (yalnızca) Beni anın, Ben de sizi anayım; ve (yalnızca) Bana şükredin ve (sakın) nankörlük etmeyin.
O halde siz, bana itaat ve ibadet ederek beni anın ki, ben de sizi mağfiretimle anayım. Nimetlerime şükredin de nankörlük yaparak küfre varmayın. (Beni ve nimetlerimi inkâr etmeyin.)
Artık Beni anın. Ki Ben de sizi anayım. Bana şükredin, nimetlerimi inkâr etmeyin.
Siz anın beni, ben de anayım sizi, siz bana şükredin, küfretmeyiniz
O halde (her işte ve her yerde) beni hatırlayın ki ben de sizi hatırlayayım. Bana şükredin ve asla nankörlük etmeyin!
Dâimâ beni zikr ve tahattur idiniz ki ben de sizi bırakmıyayım, şükür idiniz bana karşu küfrân-ı ni’met itmeyiniz.
Artık Beni anın, Ben de sizi anayım; Bana şükredin, nankörlük etmeyin.*
Öyleyse yalnız beni anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin.
Artık siz beni anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin, bana nankörlük etmeyin!
Öyle ise siz beni (ibadetle) anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin; sakın bana nankörlük etmeyin!
Beni hatırlayın ki ben de sizi hatırlayayım. Bana teşekkür edin; nankörlük etmeyin.
O halde beni anın, ben de sizi anayım. Bana şükredin de nankörlük etmeyin.
o halde anın beni, anayım sizi ve şükredin de bana nankörlük etmeyin
Öyleyse siz (emirlerime itaat ederek, ibadetleriniz ile) beni zikredin ki ben de sizi (mağfiret) ederek zikredeyim. Bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin
Öyleyse Beni zikredin¹ ki Ben de sizi zikredeyim.² Bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin
Öyle ise siz beni (taatle, ibâdetle) anın, ben de sizi (sevab ile, mağfiretle) anayım. Bir de bana şükredin, bana nankörlük etmeyin.
Öyle ise beni (ibâdetle) zikredin ki, (ben de) sizi (rahmetimle) yâd edeyim; ve bana şükredin fakat bana nankörlük etmeyin!(2)
Öyleyse siz beni (hamd ve senâ ile birlikte emirlerimi yerine getirmek suretiyle) zikredin ki ben de sizi (rahmetimle) yad edeyim. Bana şükredin; sakın bana nankörlük etmeyin!
Beni hatırlayın, bende sizi hatırlayayım, bana şükredin, beni inkâr etmeyin.
Öyleyse, siz Beni anın ki Ben de sizi anayım, Bana şükredin, sakın Beni tanımazlık etmeyin.
Artık beni, nimet ve bolluk içinde, ta/atla anın ki ben de sizi şiddet-ü belâda, sevap ile anayım, bana şükredin, bana nankörlük etmeyin.
Öyleyse Ben’i anın ki, Ben de sizi anayım. Bana şükredin, nankörlük etmeyin.
O halde artık beni anın da ben de sizi anayım. Bana şükredin ve asla küfranda bulunmayın.
Öyleyse benimle gönül bağınızı hep canlı tutarak ve ayetlerimi sürekli gündeme getirerek Beni anın ki, Ben de dünya ve âhirette iyilikler bahşederek sizi anayım.Hem kalbinizle, hem de söz ve davranışlarınızla Bana şükredin ve sakın Bana karşı nankörlük etmeyin! İşte bunun için:
Beni anın ki sizi anayım! Bana şükredin; nankörlük etmeyin!
Artık hep beni düşünün, ben de sizi anayım. Bana şükredin ve de bana nankörlük etmeyin.
Öyleyse hangi işi yaparsanız yapın ne düşünürseniz düşünün, Rabbinizi anarak, Rabbinizi düşünerek yapın! Her işinizi Rabbinizin yasalarına uyarak yapın ki Rabbiniz de sizi ansın! Rabbiniz de sizi düşünsün! Size verdiğimiz nimetler için şükredin! İnsanların şu sözüne bakmayın! "Ekmeğini, aşını biz veriyoruz." Onlar sadece onlara verdiğimiz imkânlardan, sizin çabanızın karşılığını verir. Çaba göstermenizi sağlayan onlar değil biziz! Onun için sakın Rabbinize karşı nankörlük etmeyin!
Siz beni (ibadetle) hatırlayın ki ben de sizi (bağışlama ile) anayım. Benim için şükredin; bana nankörlük etmeyin!
O halde siz, (yalnızca) Beni anın¹ ki Ben de sizi anayım.² Bana şükredin ve sakın nankörlük etmeyin.
Öyleyse Beni anın ki Ben de sizi anayım; Bana şükredin ve Beni inkar etmeyin.
Siz beni anınki ki ben de sizi anayım. Bana şükredin, nankörlük etmeyin. 14/7
Şu hâlde, siz Beni anın ki Ben de sizi anayım![³⁰⁰] Ve Bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin!
Öyle ise (bu nimetimin kadrini bilin de) Beni zikredin ki, ben de sizi (rahmetimle) anayım! (Dualarınızı kabul edip, sizlere yardım edeyim) Bir de bana şükredin (bu nimetlere kulluk görevlerinizi yaparak mukabelede bulunun, sakın) Nankörlük etmeyin! (Bütün insanlara örnek olacak orta yolu turan bir ümmet olun, işte sizin ebedi selamet ve saadetiniz bununla kaimdir.)
Öyle ise beni anın ki, ben de sizi anayım; bana şükredin, nankörlük etmeyin.
Artık Beni zikrediniz ki Ben de sizi zikredeyim ve Bana şükrediniz, Bana nankörlükte bulunmayınız.
Öyleyse siz Ben'i zikredin ki Ben de sizi anayım. Bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin.
Öyle ise beni anın ki, ben de sizi anayım; bana şükredin, nankörlük etmeyin.
(Bu ni'metimi ikmâle karşı) beni (tâ'atle ve emirlerime teb'iyetle) zikr idiniz ki ben de sizi (sevâb ve ihsân ve ni'am ile) zikr ideyim. Ve bana şükür idiniz ve ni'met ve ihsânıma küfür itmeyiniz.
Beni aklınızdan çıkarmayın[*] ki ben de sizi çıkarmayayım! Bana karşı görevinizi yerine getirin, iyilik bilmez olmayın!
Beni zikredin ki ben de sizi zikredeyim. Bana şükredin, nankörlük etmeyin.
Siz Beni anın ki, Ben de sizi anayım.(67) Bana şükredin; sakın nankörlük etmeyin.
Anın beni ki, anayım sizi. Şükredin bana, sakın nankörlük etmeyin!
pes anuñ beni ya'nį ŧa'at-ıla, daħı şükr eyleñ baña ya'nį ŧa'at-ıla daħı nā sipās lıķ eylemeñ baña ya'nį ma'śiyet-ıla.
Pes beni añuñuz ṭā‘at‐ıla, ben daḫı sizi añar‐men raḥmet‐ile. Daḫı şükreyleñüz baña ve kāfir olmañuz benüm ni‘metlerüme.
Belə olduqda siz (itaətlə) Məni xatırlayın ki, Mən də sizi yada salım! Mənə şükür edin, Məni danmayın!
Therefore remember Me, I will remember you. Give thanks to Me, and reject not Me.
Then do ye remember(156) Me; I will remember you. Be grateful to Me, and reject not Faith.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |