2 Aralık 2024 - 30 Cemaziye'l-Evvel 1446 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Bakara Suresi 15. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

(A)llâhu yestehzi-u bihim ve yemudduhum fî tuġyânihim ya’mehûn(e)

Allah onlarla alay eder, taşkınlıklarında, azgınlıklarında başı boş dolaşsınlar diye mühlet verir onlara.

(Oysa asıl) Allah onlarla alay etmekte (Kur’an’ın bir kısmına inanıp bir kısmına itiraz eden münafıkları, onları kendi hallerine bırakmakla ve bir müddet fırsat tanımakla oyalayıvermekte)dir. (Böylece) Kendi azgınlıkları ve sapkınlıkları içinde bocalayıp durmalarını (istemekte) ve süre vermektedir.

Allah da bu alaycı tavırlarından dolayı, onlara hak ettikleri karşılığı verecek ve onları azgınlıklarıyla başbaşa bırakacak, şaşkınca bocalamaya terkedecektir.

Allah alayları sebebiyle onları cezalandıracak. Azgınlıkları içinde biraz daha bocalasınlar diye onlara mühlet vermiştir.

Asıl, Allah onlarla alay etmekte ve taşkınlıkta ileri gitmeleri konusunda kendilerine fırsat vermektedir.

(Asıl) Allah onlarla alay eder ve azgınlıkları içinde şaşkınca dolaşmalarına (belli bir) süre tanır.

Cenâb'ı Allah münafıkları, ettikleri istihzanın cezası ile cezalandırır; ve azgınlıkları içinde başıboş dolaşmalarına mühlet verir.

Aslında Allah, onlarla alay ediyor. Ve onları azgınlıkları içinde bunalmış olarak bırakıyor.

Allah onlarla alay ediyor ve taşkınlıkları içinde şaşkınca dolaşmalarına süre tanıyor.

Allah da onlarla alay ediyor, azgınlıklarında, şaşkın şaşkın bırakıyor onları

Allah, (bu alaycı tavırlarından ve ürettikleri kötülüklerden dolayı) onları maskaraya (soytarıya) çevirir ve taşkınlıkları içinde serserice dolaşmalarına mühlet verir. 

Bkz. 15/95

Halbuki Allâh ânlar ile eğlenir ve ânları çok zamân tuğyanlarında bırakacakdır.

Onlarla Allah alay eder ve taşkınlıkları içinde bocalar durumda bırakır.

Gerçekte Allah onlarla alay eder (alaylarından dolayı onları cezalandırır); azgınlıkları içinde bocalayıp dururlarken onlara mühlet verir.

Asıl onlarla alay eden ve azıp saparak dolaşmalarına izin veren Allah’tır.

Gerçekte, Allah onlarla istihza (alay) eder de azgınlıklarında onlara fırsat verir, bu yüzden onlar bir müddet başıboş dolaşırlar.

ALLAH da, taşkınlıkları içinde bocalar durumda bırakarak onlarla alay eder.

(Asıl) Allah onlarla alay eder ve taşkınlıkları içinde serserice dolaşmalarına mühlet verir.

Allah onlarla istihza ediyor da tuğyanları içinde bocalarlarken kendilerini sürüklüyor

(İşte bu nifak hallerinden dolayı) Allah onları (cüz’î irâdeleriyle, kendilerinin tercih etmiş olduğu,) azgınlıkları içinde bocalar durumda bırakır ve müstahak oldukları cezayı verir.

Allah da onlarla alay eder. Azgınlıkları içinde bocalayıp durmalarına zaman tanır.

(Asıl) Allah onlarla istihza eder ve taşkınlıkları, azgınlıkları içinde serseri dolaşmalarına mühlet verir.

(Bil'akis) Allah onlarla alay eder ve onlara mühlet verir (de), azgınlıkları içinde bocalayıp dururlar.

Allah, (bu alaycı tavırlarından dolayı) onların alaylarına mukabele eder (onları istihza konusu yapar) ve azgınlıkları içinde bocalayıp dururlarken (dönüş yapsınlar diye) yine onlara mühlet verir.*

(*) Birçok mealde (Onlarla Allah alay eder) şeklindeki çeviriler yanlıştır. Çünkü burada (المشاكلة) ‘’müşakele’’ sanatı bulunmaktadır. Peki müşakele n... Devamı..

Allah da onları, içinde bulundukları azgınlık içerisinde, bocalar bir halde bırakarak, böyleleriyle alay eder.

Allah da onlarla eğlenir, onları taşkınlıkları içinde körükörüne bocalasınlar diye bırakır.

Allah onlar ile istihzada bulunur [⁷] onları taşkınlıklarında şaşkın şaşkın bırakır. [⁸]

[7] Onlara istihza muamelesi eder, istihzalarına karşı ceza verir.[8] Yani onlara mühlet verir.

Allah da (yeri gelince) onlarla alay eder. Onlara süre tanır, onlar da kendi isyanları içinde bocalayıp dururlar.

Allah da onlarla alay eder ve şaşkınlık içinde bocalayıp dursunlar diye onlara taşkınlıklarında mühlet verir.

Oysa asıl, Allah, onlarla alay etmekte, hak ve hakîkat karşısında takındıkları bu küstahça tavırlarından dolayı, yüreklerindeki son iman kalıntılarını da yok ederek onları azgınlıkları içinde bocalar bir hâlde bırakmaktadır.

Allah, onlarla alay ediyor; onlara, bocalayıp durdukları azgınlıklarında süre uzatıyor.

Halbuki, körü körüne yaptıkları azgınlıklarını uzatarak, asıl Allah, kendileri ile alay ediyor.

Bilseler; gerçekte Allah onlarla alay eder. Azgınlıkları içinde bocalayıp dururlarken onlara mühlet verir. Onlar kendilerine verilen mühlete güvenip aldanmışlardır. Büyük bir aldanış içinde cehennemdeki ateşlerini çoğaltırlar.

(Oysa) Allah onlarla alay eder; [*] (fakat) onlara fırsat vermektedir. Azgınlıkları içinde bocalayıp durmaktadırlar. [*]

Bu cümle “Allah alay etmenin cezasını onlara verecektir” şeklinde anlaşılmalıdır. Bu tür ayetlerde geçen fiiller insanlar için kullanıldığında olumsuz... Devamı..

(Aslında) Allah, o (münâfıkları) kendi azgınlıkları içerisinde şaşkın bir halde bırakarak onlarla, alay etmektedir.

Allah da bu alaycı tavırlarından dolayı onlara hak ettikleri karşılığı verecek ¹¹ ve onları küstahlıkları ile başbaşa şaşkınca bocalamaya terk edecektir.

11 Lafzen, “Allah onlarla eğlenecek”. Benim çevirim, bu ifadenin genel kabul gören yorumu ile paraleldir.

Allah onlara süre verir yanlıştan dönmeleri için ama Onlar alaycı tutumları içinde şaşkın ve taşkınlıkları ile bocalarlar. 10/12, 13/33, 35/45, 43/36-37

Allah da onların alaylarına karşılık verir[³¹] ve onları kendi tuğyanlarına gömülmüş olarak bırakır, şaşkın şaşkın debelenirler.

[31] Âyette kullanılan muşâkele sanatının bir gereği olarak Allah için “alay” kelimesinin kullanılması, “onların alaylarına hak ettiği karşılığı verme... Devamı..

(Asıl) Allah onlarla istihza eder de; azgınlıkları içinde serseri olarak dolaşmalarına mühlet verir.

Gerçekte Allah onlarla alay eder ve azgınlıkları içinde bocalayıp dururlarken onlara mühlet verir.

Allah Teâlâ ise onlar ile istihzâ eder. Onları kendi azgınlıklarında şaşkın bir halde bırakır.

Allah da kendileriyle alay eder ve azgınlıklarında onlara mühlet verir; böylece onlar bir müddet başıboş dolaşırlar.

Allah’ın alay etmesinden maksat, münafıkların alay etmelerinin karşılığını vermesidir. Müşâkele babından olarak, benzer lafızla, tamamen farklı mâna k... Devamı..

Allah da kendileriyle alay eder ve onları bırakır; taşkınları içinde bocalayıp dururlar.

Allâh Te'âlâ onlarla istihzâ ider (mü'minlerle istihzâ idiyoruz dimelerine mukâbil Allâh onlara istihzâ mu'âmelesi ider) ve onları azgınlıklarında körler gibi hayran ve segerdân bırakır.

Taşkınlıkları içinde bocalayıp dururlarken onlara fırsat vererek göz yuman Allah’tır. [*]

[*] Bu iki âyette geçen istihza yani alay tarzını en iyi ifade eden söz, bize göre "idare etme ve göz yumma"dır.

Allah da onlarla alay eder ve onları taşkınlıkları içinde şaşkın bir halde bırakır.

Oysa Allah onları maskaraya çeviriyor. Ve onlara mühlet veriyor; onlar da azgınlıkları içinde bocalayıp duruyorlar.

Allah onlarla alay ediyor ve onları, kendi azgınlıkları içinde bocalar bir halde sürüklüyor.

Tañrı yañśuya dutar anları daħı arturur anlara ḥaddan geçmeklikleri içinde ħayrān olurlar.

Allāhu ‘aẓīmü’ş‐şān anlara ni‘met virmekle istihzālarına mücāzāt ider vetuġyānlarında cehālet ve tekebbürlerinde terk‐ile mühlet virüp baṣīretsizlige tereddüdve ḥayretde ḳalırlar.

(Belə əməllərin müqabilində) Allah da onlara (dünya va axirətdə) istehza edər və (dünyada) onlara o qədər möhlət verər ki, öz zəlalətləri icində şaşqın (və sərgərdan) qalarlar. (Və ya: Allah da onlara istehza edər və onları öz zəlalətləri, tüğyanları içində saxlayar).

Allah (Himself) doth mock them, leaving them to wander blindly on in their contumacy.

Allah will throw back their mockery on them, and give them rope in their trespasses; so they will wander like blind ones (To and fro).


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.