Tilke ummetun kad ḣalet(s) lehâ mâ kesebet velekum mâ kesebtum(s) velâ tus-elûne ‘ammâ kânu ya’melûn(e)
Onlar birer ümmetti, gelip geçtiler. Onların kazançları kendilerine, sizin kazancınız size. Onların yaptıkları sizden sorulmaz.
(Artık) Onlar bir ümmetti, gelip geçti. Onların (iyi veya kötü) kazandıkları kendilerinin; sizin kazandıklarınız ise sizindir. Siz onların yaptıklarından sorulacak değilsiniz.
Şimdi o toplumlar geçip gittiler, onların kazandıkları kendilerine yazılacak, sizin kazandıklarınız ise size; ve siz onların yaptıklarından dolayı yargılanacak değilsiniz.
Onlar hayatlarını yaşayarak geçip giden milletlerdir. Onların işledikleri sâlih amellerin, yaptıkları hayırların, kazandıkları sevapların, yüklendikleri günahların, isyanların ve haksızlıkların karşılığını görecektir. Siz de işlediğiniz sâlih amellerin, kazandığınız sevapların, yüklendiğiniz günahların, isyanların, haksızlıkların karşılığını göreceksiniz. Siz onların işledikleri amellerden, günahlardan, hesaplarından sorumlu tutulmayacaksınız.
Bunlar geçmiş bir ümmettir. Onların kazandıkları kendilerine sizin kazandıklarınız ise sizedir. Siz onların yaptıklarından sorumlu tutulmayacaksınız.
Onlar bir ümmetti; gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz, onların yaptıklarından sorumlu değilsiniz.
İşte o (İbrahim ve Yakub evlâdı) bir ümmetti, geldi geçti. Onların kazandıkları kendilerine, (ve ey Yahûdiler), sizin de kazandığınız sizindir. Onların yaptıklarından siz sorulmazsınız.
Onlar gelmiş, geçmiş bir ümmettirler. Onların kazandıkları onlara, sizin kazandığınız size… Siz onların yaptıklarından sorguya çekilmezsiniz!
Onlar bir ümmetti, gelip geçtiler. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız da size aittir. Siz onların yaptıklarından sorguya çekilmeyeceksiniz.
Onlar bir ümmettiler, yaptıkları şeylerle birlikte yürüdüler, yaptıkları onlarındır, sizin yaptığınız da sizin, onların yaptığından sizler sorulmazsınız
İşte onlar (İbrahim ve Yakup'un oğulları) bir ümmetti ki geldi geçti. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız sizedir. Onların yapmış olduklarından sorumlu tutulacak değilsiniz.
O ümmet geçdi ve kesb itdiklerini götürdi siz de a’mâlinizin netîcesini istihsâl ideceksiniz ve başkalarının yapdığı sizden sorulmıyacakdır.
Onlar geçmiş birer ümmettir. Kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız da sizedir. Onların yapmış olduklarından sorumlu değilsiniz.
Onlar gelip geçmiş bir ümmettir. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz onların yaptıklarından sorumlu tutulacak değilsiniz.
Onlar bir ümmetti gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz onların yaptıklarından sorguya çekilecek değilsiniz.
Onlar bir ümmetti, gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz onların yaptıklarından sorguya çekilmezsiniz.
Geçmişteki bir toplum bu! Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz onların yaptıklarından sorulmazsınız.
Onlar bir ümmetti, geldi geçti. Onlara kendi kazandıkları, size de kendi kazandığınız. Siz onların yaptıklarından sorguya çekilecek değilsiniz.
O, bir ümmettı geldi geçti, ona kendi kazandığı, size de kendi kazandığınız, siz onların amellerinden sorulacak değilsiniz
(İşte) onlar (İbrâhîm ve Ya‘kûb evlatları böyle) bir ümmetti, gelip geçtiler. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz onların yaptıklarından sorumlu tutulacak değilsiniz.
Onlar birer ümmetdi (gelib) geçdi. (o ümmetlerin) kazandığı kendilerinin, sizin kazandığınız da (ey Yahudiler) sizin ve siz, onların işlemiş olduklarından mes'ul olacak değilsiniz.
Bunlar gerçekten gelip geçmiş bir ümmettir. (Onların) kazandıkları kendilerine,(sizin) kazandıklarınız da sizedir. Ve (siz) onların yapmakta olduklarından suâl olunmayacaksınız!
İşte onlar bir ümmetti, gerçekten gelip geçtiler. Onların (iyi veya kötü) kazandıkları kendilerine, sizin (iyi veya kötü) kazandıklarınız da size aittir. Siz onların yaptıklarından sorguya çekilmezsiniz.
Onlar geçmiş bir topluluktu, kazandıkları kendilerine, sizin kazandığınız da kendinizedir. Ayrıca onların yaptıklarından sorulmazsınız.
O da öyle bir topluluktu, geldi geçti. Onların kazandıkları onlara, sizin kazandıklarınız da size. Onların işlediklerinden siz sorumlu tutulacak değilsiniz.
O topluluk [ummet] geldi geçti. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız size aittir. Onların yapmış olduklarından sorumlu tutulmazsınız.
Onlar bir ümmetti, gelip geçti. Kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız da sizedir. Onların yapmış olduklarından sorumlu değilsiniz.
Onlar bir ümmetti, gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız da size aittir. Ve siz, onların yaptıklarından hesaba çekilecek değilsiniz.
Geçmiş Peygamberlerle övündükleri hâlde, onların yolunu terk eden günümüz inkârcılarına gelince:
Onlar bir ümmetti; gelip geçti. Onların kazandığı onlara; sizin kazandığınız sizedir. İşliyor oldukları şeylerden sorumlu tutulmazsınız.
Resulüm! işte tarihe mal olmuş bir millet, artık onların yaptıkları onları, sizin yaptıklarınız da sizi bağlar. Siz onların yaptıklarından asla sorumlu değilsiniz.
Onlar bir ümmetti gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız size aittir. Siz onların yaptıklarından sorumlu değilsiniz.
Onlar bir ümmetti, elbette gelip geçti(ler). Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. [*] Siz onların yaptıklarından sorguya çekilmezsiniz. [*]
Onlar, gelip geçmiş bir ümmettir. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandığınız da size aittir.¹ Siz, onların yaptıklarından asla sorumlu tutulmayacaksınız.²
Şimdi o toplumlar geçip gittiler; onların kazandıkları kendilerine yazılacak, sizin kazandıklarınız ise size; ve siz, onların yaptıklarından ötürü yargılanacak değilsiniz. ¹⁰⁹
Hâlbuki onlar bir ümmetti, geldi geçti. Onların kazandıkları onlara, sizin kazandığınız da size aittir ve siz onların yaptıklarından asla sorguya çekilmeyeceksiniz. 6/164, 17/15, 35/18
“Öncekiler bir ümmettiler, gelip geçtiler: Onların işledikleri kendilerine, sizin işledikleriniz de size aittir;[²⁶⁴] ve siz onların yaptıklarından asla sorumlu tutulmayacaksınız.”[²⁶⁵]
Onlar bir ümmetti, gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandığınız da, sizindir. (Sizin onlara mensup olmanız, eğer salih ameller yapmıyorsanız size hiçbir yarar sağlamaz) Siz onların yaptıklarından sorguya çekilmezsiniz. (Onların amellerinden sorumlu olmadığınız gibi, onlar ile iftihar etmeyin. Onların salih amellerinden de istifade edemezsiniz. Şayet onların içinden hatalar yapmış, günahlar işlemiş olanlar oldu ise, siz onlara uymayıp hak yolunda gidin, salih ameller işleyin de kendinizi kurtarın.)
Onlar gelmiş geçmiş bir topluluktu. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz onların yaptıklarından sorumlu tutulacak değilsiniz.
Onlar bir ümmettir ki, gelip geçmişlerdir. Onların kazandıkları kendilerinedir, sizin kazandığınız şeyler de size aittir. Ve siz onların yapmış oldukları amellerden mes'ul olmayacaksınızdır.
İşte onlar bir ümmetti, geldi geçti. . . Onların kazandığı kendilerine, sizin kazandığınız da sizedir. Siz onların işlediklerinden sorguya çekilmezsiniz.
Onlar bir ümmetti, gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız size aittir. Siz onların yaptıklarından sorulmazsınız.
Onlar gelüb geçmiş ümmetdirler. Onların kazandıkları kendilerine ve sizin kazandığınız da sizedir. Onların işlediklerinde siz mes'ûl olmazsınız [¹]
Onlar ömürlerini tamamlamış bir toplumdur. Onların kazandığı onlara, sizin kazandığınız size! Onların yaptıkları size sorulmayacaktır.
Onlar gelip geçmiş bir ümmettir. Onların kazandıkları onlara, sizin kazandığınız da size aittir. Onların yaptıklarından siz sorguya çekilmeyeceksiniz.
Onlar bir ümmetti, gelip geçti. Onların kazandığı onlara, sizin kazandığınız sizedir. Onların yaptıkları sizden sorulmaz.
İşte bunlar bir ümmetti, gelip geçtiler. Kazandıkları kendilerinindir. Sizin kazandıklarınız da sizin olacaktır. Siz onların yapıp ettiklerinden sorguya çekilmeyeceksiniz.
şol bir bölük ķavımdur, bayıķ geçdi. anlaruñdur ne kim işlediler; daħı sizüñdür ne kim işledüñüz. daħı śorılmayasız andan kim oldılar işlerler.
Ol bir ümmetdür ki geçdi ‘ömrleri, āḫir oldı. Anlar‐çundur her ne kimḳazandılarsa ḫayr, şer. Daḫı sizüñ‐çündür her ne kim ḳazanduñuzsa ḫayr, şer.Daḫı ṣorulmazsız anlar işledügi işlerden.
Onlar (İbrahim, Yə’qub və onlara tabe olanlar) bir camaat idilər ki, keçib getdilər. Onların etdikləri əməllər özlərinə, sizin etdiyiniz əməllər isə sizə aiddir. Onların əməlləri barəsində sizdən sorğu-sual olunmaz.
Those are a people who have passed away. Theirs is that which they earned, and yours is that which ye earn. And ye will not be asked of what they used to do.
That was a people that hath passed away. They shall reap the fruit of what they did, and ye of what ye do! Of their merits there is no question in your case(133)!
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |