Fî kulûbihim meradun fezâdehumu(A)llâhu merada(n)(s) velehum ‘ażâbun elîmun bimâ kânû yekżibûn(e)
Kalplerinde hastalık var, Allah da hastalıklarını arttırmıştır. Yalan söylediklerinden dolayı onlara elemli bir azap var.
Onların kalplerinde (nifak) hastalığı (yerleşmiştir). Allah da hastalıklarını ziyadeleştirmiştir. (Sürekli) Yalan söylemekte (hile ve hıyanet düşünmekte) olduklarından dolayı, onlar için acı bir azap (gelecektir).
Kalplerinde gizli inkâr hastalığı vardır. Allah hastalıklarını daha da artırmıştır. Yalan söylediklerinden dolayı onları acıklı bir azap beklemektedir.
Bunların kalplerinde hastalık vardır; Allah da hastalıklarını artırdı. Yalan söylemelerinden dolayı kendilerine çok acıklı bir azap vardır.
Kalplerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını arttırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı, onlar için acı bir azab vardır.
Onların kalblerinde nifak ve hased marazı vardır. Cenâb'ı Allah, (Kur'an âyetlerini inzal ile onların şüphe, kin ve nifak) marazlarını artırmıştır. Yalan söylemeleri sebebiyle onlar için şiddetli bir azab vardır.
Kalplerinde hastalık vardır. (İyileşmesine çalışmadıkları için) Allah da hastalıklarını arttırdı. Ve yalancılıklarından dolayı, onlara elem verici bir azap vardır.
Onların kalplerinde bir hastalık vardır. Allah da onların hastalığını arttırmıştır. Yalan söylediklerinden dolayı, onlara acı veren bir azap vardır.
Hastalık var onların yüreklerinde, hastalıklarını Allah artırsın, yalanları yüzünden, ağrıtıcı azap vardır onlara
Ânların kalbleri marîzdir ve Allâh ânların marazlarını teşdîd idecekdir, azâb-ı elîm çekeceklerdir. Zîrâ peygamberleri tekzîb itdiler.
Kalblerinde hastalık vardır, Allah hastalıklarını artırmıştır. Yalan söyleye geldikleri için onlara elem verici azab vardır.
Kalplerinde münafıklıktan kaynaklanan bir hastalık vardır. Allah da onların hastalıklarını artırmıştır. Söyledikleri yalana karşılık da onlara elem dolu bir azap vardır.
Kalplerinde bir bozukluk vardır, Allah da onlardaki bozukluğu arttırmıştır. Yalan söylemeleri yüzünden, kendilerine acı veren bir azap da vardır.
Onların kalblerinde bir hastalık vardır. Allah da onların hastalığını çoğaltmıştır. Söylemekte oldukları yalanlar sebebiyle de onlar için elîm bir azap vardır.
Kalplerinde hastalık var. ALLAH da hastalıklarını arttırır. Yalanları yüzünden acı bir azabı hakkederler.
Kalplerinde hastalık vardır. Allah da onların hastalığını arttırmıştır. Yalan söylemelerine karşılık onlara elem verici bir azab vardır.
kalblerinde bir maraz vardır da Allah marazlarını artırmıştır, ve yalancılık ettikleri için bunlara elîm bir azab vardır
Kalplerinde (munâfıklıklarından kaynaklanan büyük) bir (manevi) hastalık vardır. (Hakkı inkârda ısrar ettikleri ve hidâyete ulaşmak üzere gayret sarf etmedikleri için) Allah da onların (manevi) hastalıklarını artırmıştır. (Dilleriyle, mü’min olduklarını iddiâ ederek, ısrarla) söyledikleri yalana karşılık da onlara (âhirette) elem dolu bir azap vardır.
Onların kalplerinde hastalık¹ vardır. Allah da bu hastalıklarını arttırmıştır. Bu yalancılıklarından dolayı onlara can yakıcı bir azap vardır.
Kalblerinde bir maraz vardır onların. Allah da marazlarını artırdı. Yalan söylemekde oldukları için de onlara acıklı bir azâb vardır.
Kalblerinde bir hastalık (nifak) vardır, Allah da hastalıklarını artırmıştır. Ve (îmanları hakkında) yalan söylemekte olduklarından dolayı, onlar için (pek) elemli bir azab vardır.(3)
Onların kalblerinde (akıl ve gönüllerinde Kur’an’ın inmesi ve Müslümanlığın güçlenmesi sebebiyle) maraz (rahatsızlık, korku, panik, endişe ve üzüntü) vardır. Allah da (git gide İslâm dinini güçlendirmek suretiyle) onların bu hastalıklarını daha da artırmaktadır. (Ayrıca, inandık) sözlerinde yalan söyledikleri sebebiyle de (ahirette) onlara elim bir azap vardır. *
Böylelerinin kalplerinde hastalık var. Allah da onların bu hastalıklarını artırdı. Yalanlamalarından dolayı onlar için can yakıcı bir azap vardır.
Bu kimselerin yüreklerinde bir hastalık vardır. Allah da bu hastalığı artırmıştır. Onlar için acıklı bir azap vardır, yalan söyledikleri için.
Kalplerinde bir hastalık vardır. Allah da onların hastalığını artırır.⁸ Yalan söylemekte oluşlarından dolayı da onlar için acı veren bir azap vardır.
Kalplerinde hastalık vardır da böylece Allah hastalıklarını artırmıştır. Yalan söyledikleri için onlara elem verici azap vardır.
Çünkü kalplerinde, kibir, inat, nankörlük, bencillik, ahlâksızlık gibi sebeplerle meydana gelen ve onları gerçek imana ulaşmaktan alıkoyan mânevî bir hastalık vardır. Allah da kötü niyetlerinden dolayı, hastalıklarını iyice artırmıştır. Doğru bir inanç ve güzel davranışlarla tedavi etmedikleri bu hastalık, ilâhî yasalara göre zamanla müzminleşerek onları fecî âkıbetle yüz yüze getirir: Sürekli yalan söyledikleri için, onlara can yakıcı bir azap var!
İkiyüzlüleri, şu özelliklerinden tanıyabilirsiniz:
Kalblerinde hastalık vardır; Allah onların hastalığını artırdı. Yalanlıyor oldukları sebebiyle onlar için acıveren bir azap vardır.
Onlar ruhen hastadır. Allah da bu hastalıklarını giderek azdırıyor. Yalan söyledikleri için ilerdeki cezaları daha da ağır olacak.
Kalplerinde nifaktan kaynaklanan hastalık vardır. Allah ceza olarak hastalıklarını artırır. Söyledikleri yalana karşılık elem dolu azap vardır. Onlar Allah’ın yasalarına aykırı davranmak, Allah’ın emirlerini yerine getirmemek için sürekli fırsat arar, çeşitli bahaneler uydururlar. Allah’ın emirleri konusunda süslü laflarla felsefe yaparak emirlere uymayı ertelerler. Mümin kardeşleri Allah’ın emirlerini hatırlattığında: "Sana ne bizim ibadetimizden Allah ile aramıza girme! İman da gizli ibadet de gizli! Allah yeryüzünün imarını ve düzenini bize bıraktı! Onun için bize akıl, muhakeme, irade verdi." derler. Yerlerin göklerin hâkimi, yöneticisi, yasa koyucusu Allah olduğunu inkâr ederler. İnkârlarını süslü sözlerle felsefe haline getirirler. Allah’ın emirlerinden bir kısmı dünya işi, bir kısmı ahiret işi diye ayırırlar. Dünya işleri bizim, ahiret işleri Allah’ın derler. Böylece Allah’ın yasalarından bir kısmını ret ederler.Hâlbuki Allah’ın ahiret işleri diye bildirdiği bir şey yoktur. Allah’ın yasalarının hepsi dünya işlerine aittir.İşlerine gelince Müminlerle birlikte hareket ederek Allah’ın emirlerine uyar, yalnız kalınca Allah’ın emirlerini terk ederler. Kendi akıllarını, kendi yaşantılarını, kendi hükümlerini Allah’ın yolundan üstün görürler. Hayatlarını çıkarlarına göre kurarlar. Çıkarlarına göre mümin, çıkarlarına göre kâfir olurlar.
Kalplerinde bir hastalık [*] vardır. Allah da (bu nedenlerle) onların hastalığını artırmıştır. Yalanlamaları sebebiyle onlar için elem verici bir azap vardır. [*]
Çünkü onların kalplerinde hastalık¹ vardır. Allah da onların hastalıklarını çoğaltmıştır.² Bu yalanlamalarından dolayı, (âhirette) onlar için acıklı bir azap vardır.
Kalpleri hastalıklıdır, Allah hastalıklarını daha da arttırmıştır ve ısrarlı yalanlarından dolayı ⁸ onları şiddetli bir azap beklemektedir.
Onların kalplerinde hastalık vardır. Allah ile aldattıkları için hastalıkları artmıştır. Onlara, yalan söylemelerinden dolayı acı veren azap vardır. 3/7, 9/125, 74/31
Kalplerinde hastalık vardır;[²⁶] Allah da onların hastalığını arttırmıştır; ve onlar ısrarlı yalanları yüzünden can yakıcı azaba müstahaktırlar.[²⁷]
Onların kalplerinde (manevi bir) hastalık (iki yüzlülük, nifak hastalığı) vardır; (tevbe etmeyi hatırlarına bile getirmediklerinden) Allah da onların bu hastalığını artırmıştır. Söyledikleri yalanlara karşılık onlara şiddetli azap vardır.
Onların kablerinde hastalık vardır. Allâh da hastalıklarını artırmıştır. Yalan söylemelerinden ötürü onlara acı bir azâb vardır.
Onların kalplerinde bir hastalık vardır. Allah Teâlâ da onlar için hastalığı artırmıştır. Ve onlar için yalan söylemeleri sebebiyle gâyet acı bir azap vardır.
Kalplerinde bir hastalık vardır. Allah da onların hastalıklarını daha da ilerletti. Bu yalancılık (ve samimiyetsizlikleri) sebebiyle bunlara gayet acı bir ceza vardır. [9, 124-125; 47, 17; 47, 20]
Onların kablerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını artırmıştır. Yalan söylemelerinden ötürü onlara acı bir azab vardır.
Onların kalblerinde hastalık (küfür ve nifâk ve hased hastalığı) vardır. Allâh onların bu marazlarını artırsun (yâhud) Allâh onların marazlarını artırdı. (Nûr-u dîn parlayub şevket-i İslâm artdıkca hasedleri, küfür ve nifâkları ziyâde oldı) Onlara (Allâh ve rasûlüni) inkâr ve tekzîbleri (yâhud îmân itmedikleri halde îmân iyledik diye) yalan söyledikleri içün son derece elemli ve acılı 'azâb vardır.
Onların kalplerinde hastalık vardır. Allah da onların hastalığını artırmıştır. Onlara, yalan söylemelerinden dolayı acı veren bir azap vardır.
Kalplerinde bir hastalık vardır da Allah onları hastalık yönünden daha ileri götürmüştür. Ve onlar için, yalancılık etmiş olmaları yüzünden acıklı bir azap öngörülmüştür.
göñülleri içinde śayrulıķdur pes arturdı anlara Tañrı śayrulıġı. daħı anlaruñdur 'aźāb aġrıdıcı; andan ötürü kim oldılar yalan söylerler.
Anlarıñ kalblerinde nifāḳ ve ḥased ḫastalıġı vardır. Allāhu Ta‘ālā Ḳur’ān inzāli‐y‐leanlarıñ şekk ve ḥased marażlarını ziyāde ider.
Onlar ürəyində mərəz (nifaq və həsəd mərəzi) var. Allah onların (şəkk, kin və nifiq) mərəzini daha da artırar. Yalan dedikləri üçün onlar şiddətli bir əzaba düçar olacaqlar!
In their hearts is a disease, and Allah increaseth their disease. A painful doom theirs because they lie.
In their hearts is a disease; and Allah has increased their disease(34): And grievous is the penalty they (incur), because they are false (to themselves).
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |