Feecâehâ-lmeḣâdu ilâ ciż’i-nnaḣleti kâlet yâ leytenî mittu kable hâżâ vekuntu nesyen mensiyyâ(n)
Derken doğum sancısı, onu bir hurma ağacının dibine sevketti de keşke dedi, bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim.
Derken doğum sancısı onu bir hurma dalını (tutmaya) sürüklemişti. "(İnsanların bana inanmayıp, zina isnatlarıyla karşılaşacağıma) Keşke bundan önce ölüverseydim de, (hafızalardan kökten silinip) unutulup gitseydim" diye (dövünüvermişti.)
Derken doğum sancısı, O'nu bir hurma ağacına dayanmaya sürükledi de o zaman: “Keşke bu durum başıma gelmeden önce ölseydim de, unutulup gitseydim!” dedi.
Doğum sancısı, onu bir hurma ağacına dayanıp tutunmaya zorladı.
“Keşke bundan önce ölseydim de hatırda kalmayan değersiz şeyler gibi unutulup gitseydim.” dedi.
Derken doğum sancısı onu hurma dalı(nın altı)na getirdi. Dedi ki: "Keşke bundan önce ölmüş ve unutulup gitmiş olsaydım."
Derken doğum sancısı onu bir hurma dalına sürükledi. Dedi ki: 'Keşke bundan önce ölseydim de, hafızalardan silinip unutulsaydım.'
Sonra doğum sancısı onu bir hurma ağacına dayanmaya götürdü: “- Ah nolaydım! Bundan önce öleydim de unutulmuş gitmiş olaydım.” dedi.
Doğum sancıları, onu bir hurma dalının yanına getirdi. “Keşke, daha önce ölseydim ve hepten unutulmuş olsaydım.” dedi.
Doğum sancısı onu bir hurma ağacına dayanmaya sevketti. “Âh, keşke” dedi; “Bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim.”
Doğum ağrıları gelince ona, dayanarak bir ağacın kütüğüne, dedi ki: «Bundan önce öleyim de, büsbütün unutulup gideydim !»
Bir süre sonra doğum sancıları tutunca bir hurma ağacının altına sığınmak zorunda kaldı ve “Keşke, daha önce ölmüş ve hafızalardan silinmiş olsaydım” dedi.
Doğum sancısı onu bir hurma ağacının dibine gitmeğe mecbur etti. "Keşke ben bundan önce ölmüş olsaydım da unutulup gitseydim" dedi.
Doğum sancısı onu bir hurma ağacına yöneltti. “Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitmiş olsaydım!” dedi.[341]
Sonra doğum sancısı onu bir hurma ağacının dibine getirdi. Meryem, “Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim!” dedi.
Doğum sancısı onu bir hurma ağacına (dayanmaya) sevketti. «Keşke, dedi, bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim!»
Doğum sancısı onu bir hurma dalına kadar sürükledi. "Keşke bundan önce ölseydim, unutulsaydım," dedi.
Sonra doğum sancısı onu bir hurma dalına tutunup dayanmaya zorladı. "Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim" dedi.
Derken ağrı onu bir hurma dalına götürdü, ay dedi: nolaydım bundan evvel öleydim ve unutulmuş gitmiş olaydım
Doğum sancısı onu (kuru) bir hurma ağacına (dayanmaya) sevk etti. (Kendi kendine) ““Keşke bundan önce ölmüş ve unutulup gitmiş olsaydım!” dedi.
Sonra doğum sancısı onu bir hurma ağacının gövdesine sığınmaya mecbur etti. “Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim.” dedi.¹
Derken doğum sancısı onu bir hurma ağacına (dayanmıya) sevk etdi. «Keşki, dedi, bundan evvel öleydim, unutulub gideydim».
Nihâyet doğum sancısı onu (kuru) bir hurma ağacının dibine gitmeye mecbûr etti.(Utancından:) “Keşke ben bundan önce ölseydim de unutulup gitmiş olsaydım!” dedi.(3)
Derken, doğum sancısı onu bir hurma ağacına dayanmaya zorladı. (Evlenmeden çocuk sahibi olmayı insanlara nasıl anlatacağının endişeleri içinde) “Keşke dedi, bundan önce öleydim de adı sanı unutulup gitmiş biri olaydım!”
Doğum sancısı Meryem’i bir hurma ağacının yanına getirdi. “Yazıklar olsun bana, keşke bu duruma düşmeden önce ölseydim. Öldükten bir müddet sonra unutulur giderdim” dedi.
Artık doğum sancıları başlamış, onu bir hurma ağacının gövdesine dayanma zorunda bırakmıştı. Meryem dedi: "Ne olurdu, daha önce ölseydim de bu günleri görmeseydim!"
Doğum sancıları onu bir hurma ağacının altına sürükledi ve “Keşke bundan önce ölüp gitmiş ve unutulmuş biri olsaydım” diye sızlandı.
Derken doğum sancısı onu bir hurma dalına sürükledi. Dedi ki: “Keşke bundan önce ölseydim de unutulup hafızalardan silinmiş olsaydım.”
Derken, doğum sancısı onu küçük bir hurma ağacının altına götürdü. Duyduğu acıdan dolayı, sırtını ağaca yasladı. Anlatacağı şeylere hiç kimsenin inanmayacağını düşünerek kendi kendine, “Keşke bu hâle düşmeden önce ölseydim de, unutulup gitmiş olsaydım!” diye yakındı.
Doğum Sancıları onu Hurma’nın kütüğüne doğru götürdü.
“Ah keşke bundan önce öleydim de unutulup gideydim!” dedi.
Doğum sancısıyla kıvranırken bir hurma kütüğüne tutundu. Meryem: " Keşke daha önce ölsem de unutulup gitse idim. " diye sızlandı.
Doğum sancısı Meryem’i bir hurma dalının altına getirdi. Meryem dinlenmek için oturduğu hurma ağacına yaslanarak, ağacın dallarını kendine gölgelik yaptı. İçinden; "Keşke, bundan önce ölseydim, insanlar nezdinde unutulup gitseydim!" dedi. Doğumdan sonra kucağında çocukla insanlar arasına nasıl çıkacaktı? İnsanlar ne diyecekti? Bin türlü düşünce kafasında dolaşıyor, endişeler kalbini sıkıştırıyordu. Üstelik ilk defa doğumla karşı karşıyaydı ve tek başınaydı.
(Zamanı geldiğinde) doğum sancısı onu bir hurma ağacının gövdesine yaslanmaya zorlamıştı da “Ah, keşke bundan önce ölseydim ve unutulup gitseydim!” demişti.
(Sonunda) doğum sancısı onu bir hurma ağacının dibine gitmeye mecbur etti. (Orada): “keşke ben bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim.” dedi.
Ve doğum sancısı onu bir hurma ağacının gövdesine sürükledi[ği ¹⁷ zaman]: “Keşke bu durum başıma gelmeden önce ölseydim de unutulup giden biri olsaydım!” diye yakındı.
Doğum sancısı onu bir hurma ağacının dibine kadar sürüklediğinde: Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gidenlerden olsaydım, diye sızlandı. 3/33...47, 19/17...34
Ve doğum sancısı (tutunacak bir dal arayan Meryem’i) hurma ağacının gövdesine doğru sürüklerken diyordu ki: “Ah n’olaydım, keşke bundan önce öleydim de unutulup gidenlerden olaydım!”[²⁴⁸⁰]
Doğum sancıları onu, bir hurma ağacma dayanma zorunda bıraktı. "Keşke bundan önce ölüp gitseydim de, bu duruma düşmeseydim!.." diyerek sızlanmaya başlayınca,
Doğum sancısı onu bir hurma ağacına yöneltti. "Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitmiş olsaydım!" dedi.
Derken ona doğum hareketi gelerek kendisini bir hurma ağacının altına gitmeğe muztar kıldı, dedi ki: «Ne olurdu bana, bundan evvel ölmüş olsaydım ve unutulup terkedilmiş bulunsa idim.»
Derken doğum sancısı onu bir hurma ağacına dayanmaya zorladı. “Ay! ” dedi, “n'olaydım, keşke bu iş başıma gelmeden öleydim, adı sanı unutulup gitmiş biri olaydım! ”
Doğum sancısı onu, bir hurma dalı(nın altı)na getirdi. "Keşke dedi, bundan önce ölseydim, unutulup gitseydim!"
Vaz'-ı haml sancısı onı kurı bir hurma ağacına dayanmağa mecbûr itdi ve kendi kendine: "Kâşki bundan evvel ölüb gide idim. Şimdi herkes tarafından unudulmuş olurdum" didi.
Sonra doğum sancıları onu, hurma ağacına doğru sürükledi. “Keşke daha önce ölseydim de unutulup gitseydim!” dedi.
Doğum sancısı onu bir hurma dalına getirdi. -Keşke, dedi Bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim.
Derken doğum sancısı geldi, onu bir hurma dalına tutunmaya zorladı.”Ne olurdu, bundan önce ölüp de unutulup gitseydim” diyordu.
Nihayet doğum sancısı onu, bir hurma ağacının kütüğüne götürdü. "Ah dedi, keşke daha önce ölseydim, keşke unutulup gitseydim."
pes getürdi meryem’i oġlan doġurmaķ aġrısı ħurma aġacı öz degi dapa. eyitti meryem “iy keşki ben ölmiş missem bundan ilerü daħı olmışmıssam bıraġılmış unıdılmış!”
Pes oġlan doġurmak aġrısı dutdı Meryemi, budaḳsuz ḫurmā aġacı dibinde.Eyitdi: Kāşki ben bundan burun öle‐y‐düm unudulmışlardan ola‐y‐dum.
Doğuş sancısı onu bir xurma ağacının gövdəsinə söykənməyə məcbur etdi. (Məryəm uşaq anadan olandan sonra atası bilinmədiyi üçün cahil insanların dedi-qodusuna səbəb olacağından əndişəyə düşüb) dedi: “Kaş ki, mən bundan əvvəl ölüb qurtaraydım və ya tamamilə unudulub getmiş olaydım!”
And the pangs of childbirth drove her unto the trunk of the palm tree. She said: Oh, would that I had died ere this and had become a thing of naught, forgotten!
And the pains of childbirth drove her to the trunk of a palm-tree: She cried (in her anguish): "Ah! would that I had died before this! would that I had been a thing forgotten and out of sight!"(2476)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |