Fetteḣażet min dûnihim hicâben feerselnâ ileyhâ rûhanâ fetemeśśele lehâ beşeran seviyyâ(n)
Ve ailesiyle arasına bir perde germişti. Derken ona ruhumuzu göndermiştik de gözüne, azası düzgün bir insan şeklinde görünmüştü.
Orada (yabancılardan) onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde çekmiş (bir çadır edinmişti). Biz ona (Meryem’e) Ruhumuzu (Cebrail’i) göndermiştik de, o da tam bir insan suretinde görünüvermişti.
ailesiyle arasına bir perde germişti. Derken O'na görevli meleğimiz, Cebrail'i gönderdik de, bu melek Meryem'e eli yüzü düzgün bir insan şeklinde görünmüştü.
Ardından onların önlerine bir perde çekmişti. Bu sırada biz ona Ruh'umuzu (Cebrail'i) gönderdik. O düzgün bir insan kılığında göründü.
Sonra onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde çekmişti. Böylece ona ruhumuz (Cibril'i) göndermiştik, ona düzgün bir beşer kılığında görünmüştü.
Sonra ailesinin önlerinde bir perde kurmuştu. Nihayet ona ruhumuzu (Cebraîl'i) gönderdik de kendisine düzgün bir insan şeklinde göründü.
Onlara karşı kendine bir perde edindi. Biz de Ruhumuzu ona gönderdik. Ona sapasağlam bir insan olarak temessül etti.
Onlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken, biz ona ruhumuzu Cebrail'i gönderdik de, ona düzgün bir insan şeklinde göründü.
Bir perde çekti onlardan yana, ruhumuzu gönderdik ona, ruh, tüm bir insan gibi göründü ona
Komşuları ile arasına bir perde germişti. Bu sırada ona vahiy meleğimizi (Cebrail'i) göndermiştik de (o) ona düzgün bir insan şeklinde görünmüştü.
Yüzini peçe ile örtdi nazarlardan kaçdı biz âna tamamıyle insân şeklinde olarak Cebrâîl’i gönderdik.
Sonra, insanlardan gizlenmek için bir perde germişti. Cebrail'i göndermiştik de ona tam bir insan olarak görünmüştü.
16,17. (Ey Muhammed!) Kitap’ta (Kur’an’da) Meryem’i de an.[340] Hani ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmiş ve (kendini onlardan uzak tutmak için) onlarla arasında bir perde germişti. Biz, ona Cebrail’i göndermiştik de ona tam bir insan şeklinde görünmüştü.
Onlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken, ona ruhumuzu gönderdik; ruh ona tam bir insan şeklinde göründü.
Meryem, onlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken, biz ona ruhumuzu gönderdik de o, kendisine tastamam bir insan şeklinde göründü.
Kendisiyle onlar arasına bir perde çekmişti. Bu durumda ona Ruhumuzu gönderdik ve önünde mükemmel bir insan olarak biçimlendi.
Sonra ailesiyle kendisi arasına bir perde koymuştu. Biz ona meleğimiz (Cebrail)i gönderdik de ona tam bir insan şeklinde göründü.
Onlardan öte bir perde çekti derken kendisine ruhumuzu gönderdik de düzgün bir beşer halinde ona temessül ediverdi
(Kendisini bütünüyle ibadete vermek için) onlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken biz ona Cebrâîl’i göndermiştik de o, kendisine düzgün bir insan sûretinde görünmüştü.
Sonra ailesi ile arasına bir perde çekti.¹ O zaman, ona ruhumuzu gönderdik. Ona normal bir beşer yapısında temessül etti.²
Sonra onların önünde bir perde edinmiş (çekmiş) di. Derken biz ona ruuhumuzu göndermişdik de o, kendisine hilkati tam bir beşer şeklinde görünmüşdü.
Onların ötesinde (ibâdet edeceği sâkin bir yer için) bir perde de edinmişti. Derken ona rûhumuzu (Cebrâîl'i) gönderdik de kendisine düzgün bir insan sûretinde göründü.(1)
İnsanlarla arasına perde çekerek kendisini tamamen ibadet ve tefekküre vermişti ki, bir gün ona ruhumuzu (vahyimizi getiren meleğimizi) gönderdik de, ruhumuz (vahyimizi getiren meleğimiz) kendisine tastamam bir insan şeklinde göründü.*
İnsanlardan uzaklaşıp kendini gizlemişti. Bizde Meryem’e insan görünümünde vahiy meleğimizi (Cebrail’i) göndermiştik.
Sonra onlardan yana bir örtü asmıştı. Derken Biz ona Cebrail’imizi göndermiştik.
Ailesiyle arasına bir perde germişti. Ona Ruhumuzu/ Cebrail’i göndermiştik, o da tam bir beşer suretinde görünmüştü.
Sonra onların öte yanlarında (ibadet için kendisine) bir perde edinmişti. Böylece ona ruhumuzu (Cebrail'i) göndermiştik, o da düzgün bir beşer kılığında görünmüştü.
Rahatsız edilmeden kendisini bütünüyle duâ ve tefekküre vermek için, âdet olduğu üzere insanlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken ona emrimizdeki Ruhu, yani vahiy meleği Cebrail’i gönderdik ve bu melek ona, eli yüzü düzgün normal bir insan şeklinde göründü.
Onlardan öte bir perde çekti. Ona bizim rûhumuzu gönderdik. Onun için düzgün bir beşere benzedi.
Ailesiyle kendi arasına bir perde çekmişti. Meryem gönderdiğimiz meleği bayağı bir adam kılığında karşına dikilmiş görünce:
İnsanlarla arasına mesafe koymuş, kendi başına yaşıyordu. İnsanlardan kendisine gelebilecek her türlü kötülüğe karşı araya bir perde koymuştu. Toplumun ön yargılarından, dedikodularından, dünyadaki meşgalelerden uzakta, bütün düşünceleriyle, bütün davranışlarıyla tamamen Rabbine yönelmişti. O’na emrimizi gönderdik. Elçimiz O’na bir insan şeklinde göründü. Böyle yaptık ki yalnız başına iken korkmasın! Emrimizi doğru bir şekilde idrak edip anlasın!
(Kendisini görmemeleri için) onların aşağı tarafından bir perde çekmişti. Biz ona düzgün bir insan şeklinde görünen [rûh]umuzu (Cebrail’i) göndermiştik.
…Onlarla arasına bir perde çekti. Bu sırada ona rûhumuz¹ (olan Cebrâil)’i gönderdik. O ona normal bir insan şeklinde göründü.
kendini onlardan uzak tutuyordu; ¹³ bu durumdayken kendisine vahiy meleğimizi gönderdik; [bu melek] ona eli yüzü düzgün bir beşer kılığında göründü. ¹⁴
Meryem onlarla kendisi arasına perde çekmişti. O’na Ruhumuzu göndermiştik. O da Meryem’e tam bir beşer suretinde görünmüştü. 3/33...47, 19/17...34
Olabildiğince kendini onlardan uzak tutup sakınıyordu; hal böyleyken ona ‘ruh’umuzu gönderdik;[²⁴⁷⁷] öyle ki, o ona eli yüzü düzgün bir insan sûretinde göründü.
Ailesi ile kendi arasına bir perde çekmişti. (Rabbine dua ve niyazda bulunuyordu) Derken, biz ona ruhumuzu (Cebrail'i) gönderdik de o, kendisine bir insan şeklinde göründü.
Onlarla kendisi arasına bir perde çekmişti. Biz de ruhumuzu (Cebrâil’i) ona gönderdik. O da ona bir insan şeklinde göründü.
Onların öte yanlarında (kendisine) bir perde edinmişti. Artık Biz de ona ruhumuzu (Cibrîl-i Emîn) gönderdik de onun için tam bir beşer sûretinde görünüvermişti.
Onlarla kendisi arasına bir perde gerdi. Biz de ona Ruhumuzu gönderdik de, ona kusursuz, mükemmel bir insan şeklinde görünüverdi. [26, 193-194. ]
Onlarla kendisi arasına bir perde çekmişti. Biz de ruhumuzu (Cebrail'i) ona gönderdik. (O) ona düzgün bir insan şeklinde göründü.
Ve arasına perde çekdi. O sırada ona rûhumuzı gönderdik. Gâyet yakışıklı ve tâmmu'l a'zâ bir insân hâlinde temessül itdi.
Böylece onlarla kendi arasında bir engel oluşturmuştu. Derken ruhumuzu (Cebrail’i) gönderdik, ona düzgün bir insan gibi göründü.
Kendisini onlardan gizlemek için bir de perde çekmişti. O'na ruhumuzu göndermiştik. O da tam bir insan sûretinde görünmüştü ona.
Onlarla arasına bir perde çekmişti. Biz de rûhumuzu ona göndermiştik de o kendisine sapasağlam bir insan şeklinde görünmüştü.
pes duttı ķavmı ileyindin yaña ŧulıncaķ. pes viribidük anuñ dapa cebreyil’ümüzi; sūratlandı cebreyil aña ādemį tamām yaradılmış.
Anlar‐ıla özi ortasında perde eyledi. Pes gönderdük Meryeme Cebrā’īli.Pes ādem ṣūretine girüp aña vardı.
Və ailə üzvlərindən gizlənmək (paltarını dəyişmək, yaxud yuyunub təmizlənmək) üçün pərdə tutmuşdu. Biz də Öz ruhumuzu (Cəbraili Məryəmin) yanına göndərdik. Ona (Məryəmə) kamil bir insan qiyafəsində göründü.
And had chosen seclusion from them. Then We sent unto her Our spirit and it assumed for her the likeness of a perfect man.
She placed a screen (to screen herself) from them; then We sent her our angel, and he appeared before her as a man in all respects.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |