Em hasibte enne ashâbe-lkehfi ve-rrakîmi kânû min âyâtinâ ‘acebâ(n)
Kehf ve Rakıym ashabının ahvalini, delillerimiz içinde şaşılacak bir delil mi sandın?
(Yoksa) Sen, Kehf ve Rakim Ehlini (sığınılan ve yüzyıllarca sağ bırakılan Mağara ehlini ve kutsal kitaplarda yazılı ve ibretli Hatıra sahiplerini) ne sandın? Ki, bunlar Bizim şaşılacak ayetlerimizden olmaktadır! (Çünkü bunlar Bizim kudretimize nazaran gayet doğal ve kolaydır. Bak: Kehf: 21)
Bu dünya hayatı, bir sınamadan ibaret olduğuna göre, şimdi sen mağaraya sığınan gençlerin ve sığındıkları mağaranın durumunu bizim şaşılacak ayetlerimizden bir delil mi sandın?
Yoksa sen, bizim âyetlerimizden mûcizelerimizden Eshâb-ı Kehf (mağara arkadaşları) ve Eshâb-ı Rakım'in (Rakımli, üzerlerine yazılı anıt dikilenlerin) sadece, ibrete şâyân, şaşılacak basit birer olaydan ibaret olduklarını mı sanıyorsun?
Yoksa sen Kehf ve Rakim ashabının bizim şaşılacak ayetlerimizden olduklarını mı sandın? [1]
Sen, yoksa Kehf ve Rakim Ehlini bizim şaşılacak ayetlerimizden mi sandın?
Yoksa, (ey Rasûlüm), uzun zaman mağarada uykuda kalan Kehf ve Rakîm ashâbı, bizim mûcizelerimizden şaşılacak bir şey oldular mı sandın? (Kehf: Geniş mağaraya denir. Rakîm: uykuya dalanların köy adı ve köpeklerinin adıdır. Bir rivayette de uykuda kalanların adlarının yazılı bulunduğu kitabın ismidir).
Yoksa (sadece) Ashab-ı Kehf ve Rakim’in(*), ayetlerimizden acayip bir ayet olduğunu mu sandın?
Belgelerimizden olan oprukla, dere yoldaşlarını, belgelerimizden şaşılacak şey mi sanıyorsun sen?
Ne o, (Ey Resul!) yoksa sen, (sadece) Ashâb-ı Kehf ve Rakım'ı mı bizim ibret verici delillerimizden sandın?
Kehf (mağara) ve Er-Rakîm ashâbının hikâyesine dikkat itdin mi? Bu bizim bir mu’cizemiz ve ’acîb görünen bir kıssadır.
Yoksa sen Mağara ve Kitap ehlini şaşılacak ayetlerimizden mi zannettin?
Yoksa sen, (sadece) Ashab-ı Kehf ve Ashab-ı Rakîm’i mi bizim ibret verici delillerimizden sandın?[325]
Yoksa sen, bizim âyetlerimizden olan Ashâb-ı Kehf ve Rakīm’i mi şaşırtıcı buldun?
(Resûlüm)! Yoksa sen, bizim âyetlerimizden Ashâb-ı Kehf ve Ashâb-ı Rakîm'in durumlarını şaşırtıcı mı buldun?
Yoksa sen Ashabı Kehf'i ve Rakim'i (isimlerinin yazılı bulunduğu taş kitabeyi) şaşılacak âyetlerimizden mi sandın?
Yoksa Eshabı Kehf-ü Rakıym bizim âyâtımızdan bir acîbe oldular mısandın
Yoksa sen (ey insanoğlu!) sadece Kehf ve Rakîm sahiplerinin mi bizim şaşılacak âyetlerimizden olduklarını sandın? (Onlardan başka, çok daha şaşılacak/ibret alınacak nice âyetlerimiz/mu‘cizelerimiz vardır.)
(Habîbim) sen, bizim âyetlerimiz içinde (yalınız) Kehf ve Rakıym yaranının ibrete şayan olduklarını mı sandın? (öyle değil).
(Habîbim, yâ Muhammed!) Yoksa gerçekten (sâdece) Ashâb-ı Kehf ve Rakim'in(2)mi şaşılacak âyetlerimizden olduklarını sandın?
Yoksa sen, (bizim sınırsız kudretimizi gösteren nice ayetlerimiz arasında sadece) Kehf (mağara) ile Rakîm ehlinin, bizim (göklerde ve yerkürede bulunan nice diğer) âyetlerimizden daha mı ibret ve hayret verici olduğunu sandın?
Sen, bizim insanlar için ibret olsun diye bahsettiğimiz mağara insanlarını ve onlar hakkında (kaç kişi oldukları, ne kadar mağarada kaldıkları) hakkında sayılar (rakamlar) üreten insanları, şaşılacak bir durum mu zannettin?
Yoksa senin kişileri ile yazıt kişilerini olağanüstü belgelerimizden mi sandın?
(Ey Peygamber!) Yoksa sen Biz’im ayetlerimizden olan Mağara [kehf]¹ ve Rakîm² arkadaşlarını şaşılacak bir şey mi sanıyorsun?
Sen, yoksa Kehf ve Rakim ehlini bizim şaşılacak ayetlerimizden mi sandın?
Yoksa sen, ey insanoğlu, Ashab-ı Kehf: Mağara Arkadaşları veAshab-ı Rakîm: adlarına kitâbe yazılan insanlar adıyla tanınan gençlerin yaşadığı ilginç serüvenin, hayret verici mûcizelerimizden biri olduğunu mu sanıyorsun? Hem de, göklerde ve yerde, akıllara durgunluk veren bunca muhteşem mûcizeler dururken! Üstelik sen bu kıssanın sadece dıştan görünen yönüyle ilgileniyor, asıl üzerinde durulması gereken yönünü gözden kaçırıyorsun:
Yoksa bizim âyetlerimizden Rakîm (Yayla) ve KEHF (Kaya Sığınak) arkadaşlarını şaşılası mı saydın?
Resulüm! Sen kitabede yazılı Ashâbıkehf'in bizim ilginç mucizelerimizden biri olduğunu düşünüyor olmalısın.
Allah çocuk edindi diyenler Ashab-ı kehf, Ashabı-ı Rakim topluluğu hakkında uydurdukları hikâyeleri anlatırlar. Yoksa sen onların anlattıkları hikâyeleri bizim ders verici ayetlerimizden mi sandın? Bilmiyor musun? Onlar kendi kafalarına göre hikâye uydurup duruyorlar.
Yoksa sen bizim ayetlerimizden (mucizelerimizden, sadece) [kehf] ve [rakîm] halkının durumlarını mı şaşırtıcı buldun? [*]
Yoksa sen mûcizelerimizden olan Ashâb-ı Kehf ve Rakîm’i¹ çok mu şaşırtıcı buldun?
[BU DÜNYA hayatı bir sınamadan ibaret olduğuna göre, imdi] ⁶ sen Mağara İnsanlarını[n] ve [onların kendilerini] yazıtlara/kitabelere [adamalarının kıssasını]n, gerçekten, Bizim [öteki] mesajlarımızdan daha meraka değer bulunacağını mı düşünüyorsun? ⁷
Yoksa sen mağara arkadaşlarını ve anıt kitabeyi çok mu hayret verici buldun. 13/5
YOKSA sen mağara arkadaşlarının[²³⁴⁸] ve (onlar için yazılan) anıt kitabenin,[²³⁴⁹] bizim (bütün bu) âyetlerimizden[²³⁵⁰] daha mı ibret ve hayret verici olduğunu düşünüyorsun?
(Ey Muhammed) Yoksa sen bizim ayetlerimizden olan (kitap ehlinin sorduğu) Ashab-ı Kehf (mağara sakinlerinin) ve Rakîm (o mağaranın üzerine konulan levhanın, hayret verici) kıssasını (onların mağarada asırlarca ölü halde nasıl kalarak sonra diriltildiklerini) öğrenmek mi istiyorsun?
Yoksa sen, AshabI Kehf ve Rakîm’i bizim acayip/enteresan delillerimizden mi sandın?
Yoksa sandın mı ki Ashâb-ı Kehf ile Rakım, Bizim âyetlerimlzden bir aceb şey olmuşlardır?
Ne o, yoksa sen, bizim âyetlerimiz içinde yalnız Ashab-ı Kehf ve rakîm'in mi ibrete şayan olduklarını sandın? İş öyle değil!
Yoksa sen, sadece Kehf ve Rakim sahiplerinin bizim şaşılacak ayetlerimizden olduklarını mı sandın? (onlardan başka çok daha acaip ayetlerimiz vardır. Arzı yeşertip sonra kurutmamız da şaşılacak ayetlerimizden değil midir?)
(Yâ Muhammed) Sen Ashâb-ı Kehf ve Rakîm'i bizim mu'cizât ve vahdâniyetimize delâlet iden âyâtımızdan şâyân-ı te'accüb bir şey mi hesâb idersin?
Sen, o mağarada olan ve adları levhada yazılı bulunan kişileri[1] tuhaf belgelerimizden[2] mi sandın?[3]
Ashab-ı Kehf ve Rakim'i, şaşılacak ayetlerimizden mi zannettin sen?
Sen Kehf ve Rakîm Ashabını(1) Bizim âyetlerimiz içinde garip birşey mi sandın?
Yoksa sen o Ashab-ı Kehf'i, mağara ve kitabe yâranını, bizim ayetlerimizden, hayrete düşüren bir tanesi mi sandın?
belki śanduñ mı bayıķ in isleri daħı yazılmış isleri ķatındın nişānlarumuzdan ŧañ?
Yā Muḥammed sen ṣanur mısın ki maġāra ehli bile Raḳīm ehli bizüm āyetlerümüzden ‘aceb mi‐di?
(Ya Rəsulum!) Yoxsa əshabi-kəhfin və Rəqimin (mağara və Rəqqim əhlinin) ayələrimizdən əcaib bir şey olduğunu güman edirsən? (Xeyr, bu Bizim qüdrətimiz qarşısında adi bir işdir).
Or deemest thou that the People of the Cave and the Inscription are a wonder among Our portents?
Or dost thou reflect(2334) that the Companions of the Cave(2335) and of the Inscription(2336) were wonders among Our Sign?
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |