Śumme etbe’a sebebâ(n)
Sonra, bir yol daha tuttu.
Sonra (yine) bir yol tuttu. (İlahi öğretiyle edindiği yüksek teknolojik vesileler ve harika yöntemlerle yol alıp durdu.)
Zülkarneyn bir yol daha tuttu.
Sonra doğru sebep ve vesilelere, meşrû araçlara başvurarak başka bir hedefe yöneldi.
Sonra yine bir yol tuttu.
Sonra (yine) bir yol tuttu.
Sonra Zül'-Karneyn (Doğuya doğru) bir yol tuttu.
Sonra yine bir sebebin ardına düşüp gitti. (Yeni bir yola girdi.)
Sonra yine bir yol tutup gitti.
Sonra bir yol daha tuttu
89-90. (Zülkarneyn) sonra (Doğu'ya doğru) bir yol tuttu. Nihayet güneşin doğduğu yere (Doğuda varabileceği en uzak noktaya) vardığı zaman, kendilerine güneşe karşı hiçbir örtü kılmadığımız bir toplumun üzerine güneşin doğduğunu gördü.
Zü’l-Karneyn şarka doğrı yoluna devâm itdi.
Sonra yine bir yol tuttu.
Sonra yine (doğuya doğru) bir yol tuttu.
Sonra yine bir yol tutup gitti.
Sonra yine bir yol tuttu.
Sonra bir yol tuttu.
Sonra Zülkarneyn yine bir yol tuttu.
Sonra da bir sebebi ta'kıb etti
Sonra (Zu’l-Karneyn, kendisine bahşettiğimiz imkânlar ile doğuya doğru) bir yol tuttu.
Sonra o, başka bir yol tutdu.
Sonra (başka) bir sebeb (doğuya doğru, bir yol) ta'kib etti.
Sonra bir sebepten dolayı yola çıktı.
Sonra o başka bir yol tuttu.
Sonra diğer bir yol tuttu.
Sonra bir yol daha tuttu;
Sonra (Zülkarneyn yine) bir yol tutmuş oldu.
Derken, buradan ayrılıp doğu istikametine bir yol tuttu.
Yine bir yol tuttu.
Zülkarneyn tekrar yollara düştü.
Sonra yönünü güneşin battığı yerin tersine çevirdi. Uzun bir yol aldı.
Sonra (doğuya doğru) bir yol tutmuştu.
O, (yine) bir sebebe sarıldı.
Sonra sahip olduğu imkânlarla yola koyuldu. 18/85
Sonra o, yeni (amacına) ulaştıracak bir araca yine başvurdu.
(O kavim imana gelmeyince, Zülkarneyn) Sonra başka bir yol takip etti.
Sonra yine (hadiselerin) sebeblerine tabi oldu
Sonra da başka bir yol takip etti.
Zülkarneyn bu sefer yine bir yol tuttu.
Sonra yine bir yol tuttu.
Sonra diğer bir yola tâbi' oldı.
Sonra o (Zülkarneyn), bir yola girdi.
Sonra bir yol tuttu.
Sonra yine bir sebebi izledi.
Sonra bir sebebi daha izledi.
andan uydı maķsūda degürıci neseneye.
Andan ṣoñra sebebe uydı.
Sonra o, başqa bir yola (məşriqə) tərəf üz tutub getdi.
Then he followed a road
Then followed he (another) way,
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |