Ve-innâ lecâ’ilûne mâ ‘aleyhâ sa’îden curuzâ(n)
Ve biz, elbette yeryüzünde ne varsa hepsini kupkuru toprak haline getiririz sonunda.
Biz gerçekten (yeryüzü) üzerinde olanları (bütün bitki ve hayvanları dilersek) kupkuru-çorak bir toprak yapabiliriz. (O zaman insanlar çaresizlik içinde bocalayıp kalacaktır.)
Ve hiç şüphe yok ki, zamanı gelince, yeryüzündeki herşeyi kupkuru toprak haline getireceğiz.
Şu bir gerçektir ki, yeryüzündeki cezbedici güzelliği olan her şeyi kuru bir toprağa dönüştüreceğiz.
Biz elbette onun üzerinde olanları kupkuru bir toprak da yaparız.
Biz gerçekten (yeryüzü) üzerinde olanları kupkuru-çorak bir toprak yapabiliriz.
Şu da muhakkak ki, biz, yeryüzünde olan şeyleri (süsleri) kupkuru bir toprak yaparız.
Biz, elbette yerin üzerindekileri kupkuru bir toprak yapacağız.
Yeryüzünü kuru çöle çeviririz de
Muhakkak ki biz, zamanı gelince yeryüzünün bütün göz alıcı yeşilliklerini kesinlikle kupkuru bir toprak haline getireceğiz.
Fakat bu zînetlerin hepsini toprağa kalb ideceğiz.
Şüphesiz Biz, yeryüzünde olanları kupkuru bir toprak haline getirebiliriz.
Biz, elbette (zamanı gelince) yeryüzündeki her şeyi bir kuru toprak hâline getireceğiz.
Ve biz oradaki her şeyi mutlaka kupkuru bir toprak yapacağız.
(Bununla beraber) biz mutlaka oradaki her şeyi kupkuru bir toprak yapacağız.
Ve elbette biz onun üzerinde bulunanları çorak bir toprak haline dönüştüreceğiz.
Şüphesiz biz, yeryüzünde olanları kupkuru bir toprak yapacağız.
Bununla beraber şu da muhakkak ki biz onun üzerinde ne varsa hepsini bir kuru toprak etmekteyiz
Ve hiç şüphe yok ki, yeryüzündeki her şeyi kupkuru bir toprak hâline getireceğiz.
Yeryüzünde olan güzellikleri kupkuru toprak haline getireceğiz.
Bununla beraber biz onun üstünde olan şeyleri elbet kupkuru bir toprak yapanlarız.
Bununla berâber muhakkak ki biz, orada (yeryüzünde) ne varsa, elbette kupkuru bir toprak edicileriz.(1)
Ve şüphesiz ki biz, (dilersek) yeryüzünde olanları (bütün bitki ve hayvanları) kupkuru bir toprak haline de getirebiliriz. *
Şurası bir gerçektir ki, yeryüzündeki her şeyi kupkuru bir toprak haline getireceğiz.
Gerçekten yeryüzünde ne varsa hepsini kupkuru toprağa çevirecek olan da besbelli ki yine Biziz.
Biz, yeryüzünde olanları dümdüz kuru bir yere çeviririz.
Muhakkak ki Biz yeryüzündeki şeyleri kupkuru bir toprak hâline getiririz.
Biz gerçekten (yeryüzü) üzerinde olanları kupkuru çorak bir toprak kılıcılarız.
Hiç kuşkusuz Biz, yeryüzündeki bütün bu güzellikleri, her defasında sahiplerinin elinden almakta ve bir zamanlar görkemli birer saltanat merkezi olan o yerleri, bomboş ve kupkuru bir toprak hâline getirmekteyiz. Ve zamanı gelince de, tüm evreni kıyâmetle yok edip yepyeni bir hayatı başlatacağız. İşte asıl üzerinde durulması, merak edilmesi gereken konu buyken;
Biz, oradaki şeyleri kurutarak çöl-toprak yapmaktayız.
Yine biz, yeryüzündeki her şeyi, kupkuru bir toprak haline de dönüştürebiliriz...
Elbette imtihanın süresi bitince yeryüzündeki her şeyi kuru toprak haline getireceğiz. İnsana sınav salonu olan dünya hayatı bitecek!
Biz mutlaka onun üzerindeki her şeyi kupkuru bir toprak yapacağız.
ve hiç şüphe yok ki [zamanı gelince] yeryüzündeki her şeyi kupkuru toprak haline getireceğiz.
Zamanı geldiğinde biz yeryüzündeki tüm güzellikleri kupkuru toprak haline getiririz. 10/24, 16/65, 41/39
Bununla beraber şu da bir gerçektir ki, biz yeryüzünün o ziynetini kupkuru bir toprağa çevirmekteyiz.
Ve hiç şüphe yok ki (zamanı gelince) yeryüzündeki her şeyikupkuru bir parçası haline getireceğiz.
Ve mamafih onun üzerinde ne varsa muhakkak ki, Biz hepsini de kupkuru, dağınık bir toprak edicileriz.
Ve elbette Biz yer üstünde ne varsa hepsini, kupkuru yapıp dümdüz edeceğiz.
Biz elbette (bir gün) yerin üzerindekileri kupkuru bir toprak yaparız.
Ve biz yeryüzünde olan şeyleri dümdüz kılacağız ve biçilmiş tarlaya döndüreceğiz.
Hâlbuki orada olan her şeyi yok edip kuru bir yüzeye çevireceğiz.
Aynı zamanda biz, yerin üzerindekileri çorak bir arazi de yapabiliriz.
Onun üzerindeki herşeyi Biz toza toprağa çevireceğiz.
Ve şu da bir gerçek ki biz, yeryüzündeki her şeyi, bitki bitirmeyen/kıtlık ve ölüme yol açan kupkuru bir toprak haline elbette getireceğiz.
daħı bayıķ biz ķılıcıvuz anı kim anuñ üzeredür ŧopraķ otsuz ķuru yir.
Daḫı biz eyleyecek‐biz anuñ üstinde olanı, yarılmış ḳara ṭopraḳ.
(Bu da bir həqiqətdir ki) Biz yer üzündə olan hər şeyi (vaxtı gələndə) məhv edib qupquru bir torpağa döndərərik. (Fani dünyaya, onun cah-cəlalına e’tibar yoxdur. Yer üzündə olan heç bir şey əbədi deyildir. Müəyyən dövrdən sonra orada mövcud olan hər şey məhv olacaqdır).
And lo! We shall make all that is therein a barren mound.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |