19 Nisan 2024 - 10 Şevval 1445 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Kehf Suresi 74. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Fentalekâ hattâ iżâ lakiyâ ġulâmen fekatelehu kâle ekatelte nefsen zekiyyeten biġayri nefsin lekad ci/te şey-en nukrâ(n)

Gene yola düştüler, derken bir erkek çocuğa rastladılar, o zat, çocuğu öldürdü. Musa bir cana kıymamışken tuttun, tertemiz birisini öldürdün, andolsun ki pek kötü ve menedilmiş bir şey yaptın sen dedi.

Yine yürüyüp (hikmet ve ibret) yolculuğuna devam ettiler. Derken (arkadaşlarıyla oynayan) bir erkek çocuğuna rast geldiler. O vakit, (Hz. Hızır) o çocuğu (kenara çekip) öldürüverdi. (Bu sefer yine dayanamayan Hz. Musa: "İşlediği cinayetten dolayı) Bir cana karşılık olmadan (ve hiçbir suçu ve sorumluluğu bulunmadan, böyle masum bir çocuğu) öldürdün ha!.. (Hayıf ve hayret!) Gerçekten, çok çirkin (ve cezası çetin) bir iş yaptın!" diye (kızgınlıkla karşılamıştı).

Böylece yeniden yola koyuldular. Bir çocuğa rastladılar. O zat çocuğu öldürdü. Musa bunu görünce, “Tertemiz bir canı, bir can karşılığı olmaksızın öldürdün, öyle mi?” diye çıkıştı. “Gerçekten çok korkunç bir iş yaptın sen.”

Bunun üzerine birlikte yürüdüler. Nihayet bir delikanlıya rastladıklarında, Hızır hemen onu öldürdü. Mûsâ:
“Bir cana karşılık olmadan, kısas uygulama zarureti bulunmadan, masum bir cana mı kıydın? Doğrusu çok kötü bir şey yaptın.” dedi.

Yeniden yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocuğa rastladıklarında hemen onu öldürdü. (Musa): "Bir can karşılığı olmaksızın suçsuz bir canı öldürdün mü? Doğrusu çok çirkin bir şey yaptın!" dedi.

Böylece ikisi (yine) yola koyuldular. Nitekim bir çocukla karşılaştılar, o hemen tutup onu öldürdü. (Musa) Dedi ki: 'Bir cana karşılık olmaksızın, tertemiz bir canı mı öldürdün? Andolsun, sen kötü bir iş yaptın.'

Yine gittiler. Nihayet bir oğlana rastgeldikleri vakit, tuttu Hızır bunu öldürüverdi. Mûsâ dedi ki: “- Tertemiz (günah işlememiş) bir kimseyi, bir can karşılığı olmaksızın öldürdün ha!... Doğrusu görülmemiş bir şey yaptın.”

Ve yine ikisi çıktılar. Nihayet bir gence rastladıklarında, abd o genci öldürdü. Musa: “Sapasağlam temiz bir şahsı haksız yere mi öldürdün, ha?! Andolsun, sen çok iğrenç bir iş yaptın” dedi.

Yine yürüdüler. Nihayet bir erkek çocuğuna rastladılar. O kul, hemen onu öldürdü. Mûsâ, “Bir can karşılığı olmadan temiz bir çocuğa kıydın ha? Doğrusu sen, çirkin bir iş yaptın!” dedi.

Yürüdüler, bir çocuğa kavuştular, hemen onu öldürdü, Musa dedi : «Hiç kimseyi öldürmemiş bulunan, suçsuz olan bir kimseyi, niçin öldürdün? Çok iğrenç bir iş yaptın!»

Derken yollarına devam ettiler. Sonunda bir erkek çocuğa rastladılar. O (kul), erkek çocuğu öldürdü. Musa: “Bir cana karşılık olmaksızın tertemiz masum bir canı mı öldürdün? Doğrusu çok kötü bir iş yaptın” dedi.

Tekrâr yola çıkdılar. Nihâyet bir genç âdeme rast geldiler. O ânı katl itdi. Mûsâ "Sen hiç bir kimseyi öldürmemiş olan ma’sûm bir âdemi katl itdin. Bu fenâ bir hareketdir." didi.

Yine gittiler; sonunda bir erkek çocuğa rastladılar, o hemen onu öldürdü. Musa: "Bir cana karşılık olmaksızın masum bir cana mı kıydın? Doğrusu pek kötü bir şey yaptın" dedi.

Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında, adam (hemen) onu öldürdü. Mûsâ, “Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün? Andolsun çok kötü bir iş yaptın!” dedi.

Yine yola koyuldular. Nihayet bir gence rastladıklarında, o kul hemen onu öldürdü. Mûsâ dedi ki: “Mâsum bir insanı, bir cana karşılık olmaksızın katlettin ha! Gerçekten sen fena bir şey yaptın!”

Yine yürüdüler. Nihayet bir erkek çocuğa rastladıklarında (Hızır) hemen onu öldürdü. Musa dedi ki: Tertemiz bir canı, bir can karşılığı olmaksızın (kimseyi öldürmediği halde) katlettin ha! Gerçekten sen fena bir şey yaptın!

Böylece yürüdüler. Nihayet bir delikanlıya rastladıklarında onu hemen öldürdü. "Kimseye kıymamış suçsuz bir kimseyi niçin öldürdün? Sen, çok kötü bir iş yaptın," dedi

Yine gittiler. Nihayet bir erkek çocuğa rastladıklarında Hızır hemen onu öldürdü. Musa: "Kısas olmadan masum bir cana nasıl kıyarsın? Doğrusu sen çok fena bir şey yaptın" dedi.

Yine gittiler, nihayet bir oğlana rast geldiler tuttu onu öldürüverdi, â! Dedi: ter temiz bir nefsi bir nefis mukabili olmaksızın öldürdün mü? alimallah çok münker bir şey yaptın

(Böylece ikisi, gemiden inerek) yine (birlikte) yürüdüler. Derken (yolda) bir delikanlıya rastladılar da (Hızır) hemen onu öldürdü. Mûsâ dedi ki: “Tertemiz (masum) bir canı, bir can karşılığı olmaksızın (kimseyi öldürmediği hâlde) katlettin ha! Gerçekten sen çok çirkin bir iş yaptın!”

Tekrar yola koyuldular. Nihayet bir oğlana¹ rastladılar. Onu öldürdü. “Bir cana karşılık olmaksızın zekiyye² bir canı öldürdün mü? Gerçekten dehşet verici bir şey yaptın!”

1- Gence. Ğulâm sözcüğü; oğlan, köle, uşak, çocuk, oğul, genç, hizmetli, delikanlı, ergenlik çağı anlamlarına gelen bir sözcüktür. Kimi çevirilerde ... Devamı..

Yine gitdiler. Nihayet bir oğlan çocuğuna rast geldikleri zaman o, hemen bunu öldürdü. (Musa) dedi ki: «Tertemiz (ma'sum) bir canı, (diğer) bir can karşılığı olmaksızın, öldürdün ha! Andolsun ki sen kötü bir şey yapdın»!

Yine (berâberce) gittiler; nihâyet bir erkek çocuğa rastladıkları zaman, (Hızır)tuttu onu öldürüverdi. (Mûsâ:) “Bir cana karşılık olmaksızın ma'sum bir cana mı kıydın? Gerçekten çok çirkin bir şey yaptın!” dedi.

Yine bir müddet beraber gittiler ve bir çocukla karşılaştılar. O kul çocuğu öldürdü. Musa “Karşılığı olmadığı halde, tertemiz bir kişiyi öldürdün. Çok çirkin bir iş yaptın” dedi.

Bunun üzerine kalkıp gittiler. Sonunda bir oğlan çocuğuyla karşılaştılar. O kimse o çocuğu hemen öldürdü. Musa dedi: "Sen bir can karşılığı olmaksızın suçsuz bir cana nasıl olurda kıyarsın? Ant olsun ki sen çok ağır bir iş işledin."

Oradan kalkıp gittiler. Nihayet yolda bir oğlana rasgeldiler. O, hemen oğlanı öldürdü. Musa «— Böyle pâk ve günahsız bir şahsı diğer bir şahsa bedel olmaksızın [⁶] nasıl öldürdün? * beğenilmeyecek kötü bir işte bulundun» dedi.

[6] Henüz baliğ değil, kısas da lâzım değilken.

Tekrar yola koyuldular. Bir delikanlıya [ğulâm]¹⁹ rastladılar. O kul onu hemen öldürdü. (Musa) da “Bir cana karşılık olmaksızın/kısas olmadan masum birini mi öldürdün? Sen çok kötü/affedilmez bir şey yaptın!” dedi.²⁰

19 “Ğulâm” kelimesi, genellikte hep “çocuk” diye tercüme edilmektedir. Burada böyle bir tercüme hem kontekse hem de Kur’an’ın özüne uymaz. “Ğulâm”, an... Devamı..

Böylece ikisi (yine) yola koyuldular. Nitekim bir çocukla karşılaştılar da o hemen tutup onu öldürüverdi. (Musa) Dedi ki: “Bir cana karşılık olmaksızın, tertemiz bir cana mı kıydın? Şüphesiz sen kötü bir iş yaptın.”

Mûsâ’nın özrü kabul edildi ve gemiden inip yollarına devam ettiler; derken yolda bir çocuğa rastladılar; Hızır, ânî bir hareketle onuoracıkta öldürüverdi. Dehşetten donakalan Mûsâ, “Hiç kimseyi öldürmediği hâlde, masum bir cana nasıl kıydın sen?” diye haykırdı, “İşte şimdi, gerçekten korkunç bir iş yaptın!”

Yine yola koyuldular.
Sonunda bir oğlan çocukla karşılaştıkları zaman, onu öldürdü.
(Musa): -“Bir cana karşılık olmaksızın masum bir cana kıydın ha? Gerçekten kabul edilemez / görülmemiş bir iş yaptın” dedi.

Tekrar yola düştüler. Yolda bir çocuğa rastladılar. Adam çocuğu öldürdü. Musa: " Sebepsiz olarak bir cana mı kıydın? Vallahi bu yaptığın çok kötü bir şey! "

Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında; adam hemen çocuğu öldürdü. Mûsâ, "Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün? Andolsun! Çok kötü bir iş yaptın!" dedi.

(Yeniden) yola koyulmuşlardı. Sonunda bir erkek çocuğa rastladıklarında (melek) onu hemen öldürmüştü. (Musa) şöyle demişti: “Tertemiz (suçsuz) bir canı, bir can karşılığı olmaksızın öldürdün, öyle mi? Şüphesiz ki sen fena bir şey yaptın!”

Böylece (tekrar) yola koyuldular. (Yolda) bir erkek çocuğuyla karşılaştıklarında o (zat) hemen o (çocuğu) öldürdü. (Bunu gören Mûsa): “(Şimdi de) kimseyi öldürmediği halde masum bir çocuğu mu öldürdün? Gerçekten sen, çok kötü bir iş yaptın.” dedi.

Böylece yeniden yola koyuldular; sonunda genç bir adama rastladılar: [bilge kişi] onu öldürdü, [Musa bunu görünce:] “Bir başka cana karşılık olmaksızın masum bir cana kıydın, öyle mi?” diye çıkıştı, “Gerçekten, çok korkunç bir iş yaptın sen!”

Tekrar yola koyuldular derken bir oğlan çocuğuna rastladılar ve o kişi tuttu çocuğu oracıkta öldürüverdi. Musa: – Masum bir çocuğu sebepsiz yere niye öldürdün gerçekten yaptığın iş çok kötü, dedi.

Tekrar yola koyuldular; en sonunda bir delikanlıya rastladılar; derken, o (âlim kişi) onu öldürüverdi.[²⁴¹⁶] (Musa) “Ne, sen bir cana karşılık olmaksızın masum bir cana kıydın, öyle mi?” dedi; “Doğrusu sen çok büyük bir yasağı çiğnedin!”

[2416] Bilge kulun öldürdüğü ğulâmın (genç için de erişkin için de kullanılabilir), Musa’nın öldürdüğü Kıpti’ye işaret ettiği söylenebilir. Yani şer g... Devamı..

Bunun üzerine yine yürüdüler, sonunda bir erkek çocuğuna rastladılar. Hızır tuttu o çocuğu öldürdü. Musa buna dayanamadı ve "Sen kısas karşılığı olmadan o masum çocuğu nasıl öldürdün? Kuşkusuz sen çok kötü bir iş yaptın " dedi.

Yine yürüdüler. Nihâyet bir oğlana rastladılar. (O kul) hemen onu öldürdü. (Mûsâ): "Bir can karşılığı olmadan temiz bir cana mı kıydın? Doğrusu sen, çirkin bir iş yaptın!" dedi.

Yine gittiler, nihâyet bir oğlan çocuğuna rastgeldikleri an hemen onu öldürüverdi. Dedi ki: «Bir tertemiz nefsi, bir nefs mukabilinde olmaksızın öldürdün mü? Muhakkak ki, pek kötü bir şey yapmış oldun.»

Yine yola koyuldular. Nihayet bir oğlan çocuğuna rastladılar ve (Hızır) onu öldürdü. Mûsâ atılıp: “Ne yaptın? ” dedi, “masum ve günahsız bir canı, kısas hükmü ile bir can karşılığında olmaksızın mı öldürdün? Doğrusu görülmemiş derecede fena bir iş yaptın! ”

Yine yürüdüler. Nihayet bir oğlana rastladılar. (O kul) hemen onu öldürdü. (Musa): "Bir can karşılığı olmadan temiz bir cana kıydın ha? Doğrusu sen, çirkin bir iş yaptın!" dedi.

Oradan gitdiler. Bir çocuğa rast geldiler. Hızır çocuğı katl itdi. Mûsâ: "Bir nefse kısâs olamayarak temiz bir nefsi nasıl katl idersin? Tahkîk çok fenâ bir iş yapdın" didi.

Sonra yola koyuldular. Nihayet bir oğlan çocuğuyla karşılaştılar; o hemen çocuğu öldürdü. Musa dedi ki "Sen cana karşılık olmadan suçsuz birinin canına kıydın ha? Doğrusu, anlaşılmaz bir durum meydana getirdin."

Yine yola devam ettiler. Sonunda bir gençle karşılaştılar. O, hemen onu öldürdü:-Bir cana karşılık olmaksızın, masum bir cana mı kıydın? Gerçekten çok kötü bir iş yaptın.

Yine yola koyuldular. Bir erkek çocuğa rast geldiklerinde, o zat onu öldürdü. Musa “Bir cana kıymamış mâsum bir kimseyi mi öldürdün?” dedi. “Doğrusu çok kötü bir iş yaptın.”

Yine yola koyuldular. Bir süre sonra bir oğlana rast geldiler; tuttu onu öldürdü. Mûsa dedi: "Tertemiz bir insanı, bir cana karşılık olmaksızın öldürdün ha!? Vallahi çok kötü bir iş yaptın!"

pes vardılar. tā ķaçan irdiler bir er oġlaña pes depeledi anı. eyitti “depeledüñ mi bir nefsi aru bir nefssüz bayıķ geldüñ neseneye yıġaķ iş!”

Pes gitdiler, ḥattā ki bir oġlana ṭapışdılar. Pes Ḥıżr anı depeledi. Mūsā eyit‐di: Öldürür misin bir aru nefsi, nefs öldürmeksüz, günāhsuz. Taḥḳīḳ senyaman iş işledi‐sen.

Yenə getdilər, nəhayət, bir oğlan uşağı ilə rastlaşdıqda (Xızır) dərhal onu öldürdü. (Musa) dedi: “(Heç bir günah iş tutmayan, buna görə də qisasa layiq olmayan) pak (mə’sum) bir canamı qıydın? Doğrudan da, çox pis bir şey etdin (çox pis bir iş gördün)”.

So the twain journeyed on till, when they met a lad, he slew him. (Moses) said: What! Hast thou slain an innocent soul who hath slain no man? Verily thou hast done a horrid thing.

Then they proceeded: until, when they met a young man, he slew him.(2418) Moses said: "Hast thou slain an innocent person who had slain none? Truly a foul (unheard of) thing hast thou done!"

2418 The explanation follows in 18:80-81.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.