Fedarabnâ ‘alâ âżânihim fî-lkehfi sinîne ‘adedâ(n)
Onları bir uykuya daldırdık, yıllarca hiçbir şey duymadılar.
Böylelikle (o) mağarada nice sayılı yıllar (boyu kalmışlardı), Biz onların kulaklarına (ağırlık) vurduk (derin bir uykuya yatırdık).
Biz de bunun üzerine mağarada, onların kulaklarını nice yıllar sağırlaştırdık, yıllarca hiç birşey duymadılar.
Bunun üzerine, biz de o mağarada, nice yıllar, dışardan gelecek seslere, onların kulaklarını kapattık. Onları derin uykuya daldırdık.
Bunun üzerine mağarada nice yıllar onları ağır bir uykuya daldırdık.
Böylelikle mağarada yıllar yılı kulaklarına vurduk (derin bir uyku verdik).
Bunun üzerine, nice seneler mağarada üzerlerine uyku bıraktık ve kendilerini (üç yüz dokuz yıl) uyuttuk.
Biz, sayıları belli yıllarca onları mağarada uykuya vurduk.
Bunun üzerine biz de o mağarada onların kulaklarına nice yıllar perde koyduk/onları uykuya daldırdık.
Yıllarca, oprukta kulaklarına bir ses işittirmedik
Bunun üzerine biz de nice yıllar onların kulaklarını (dış dünyaya) kapatmış ve onları uyutmuştuk.
Müte’addid seneler mağarada ânların kulaklarını sağır itdik.
11,12. Mağaranın içinde onları yıllarca uyuttuk; sonra, iki taraftan hangisinin bekledikleri sonucu iyi hesaplamış olduğunu belirtmek için onları uyandırdık.*
Bunun üzerine biz de nice yıllar onların kulaklarını (dış dünyaya) kapattık (Onları uyuttuk).
Bunun üzerine biz de onları o mağarada yıllarca derin bir uykuya daldırdık.
Bunun üzerine biz de o mağarada onların kulaklarına nice yıllar perde koyduk (uykuya daldırdık.)
Bunun üzerine sayılı yıllar süresince mağarada kulaklarını kapadık.
Bunun üzerine biz de kulaklarını tıkayarak mağarada onları yıllarca uyuttuk.
Bunun üzerine müteaddin seneler kehifte kulakları üzerine vurduk
Bunun üzerine biz de nice seneler onların kulaklarını (hiçbir sesi duymayacak şekilde manevi bir perde ile) kapattık (da onları derin bir uykuya daldırdık).
Böylece onları yıllar yılı mağarada dış dünyadan habersiz yaptık.
Bunun üzerine biz nice yıllar mağarada onların kulaklarına (perde) vurduk.
Bunun üzerine o mağarada kulaklarına nice yıllar (perde) vurduk (uykuya daldırdık).
Bunun üzerine Biz, mağarada onların kulaklarını (dış haberleri) duymaktan birkaç sene alıkoyduk (kulaklarını dış dünyaya kapattık).*
Bizde, onların uzun seneler mağarada uyanmadan kalmalarını sağlamak için kulaklarını tıkadık.
Bunun üzerine Biz de o inde onların kulaklarını yıllar yılı tıkalı bıraktık.
Mağaranın içinde nice yıllar onların kulaklarına ağırlık vurduk/onları derin bir uykuya daldırdık.
Böylelikle mağarada yıllar yılı onların kulaklarına (bir perde) vurduk.
Bunun üzerine, onları o mağarada, yıllarca sürecek bir uykuya daldırdık.
Kehf’in içinde onları kulakları üzeri sayılı yıllarca derin uykuya daldırdık.
Onları mağarada yıllarca yan yatırıp uyuttuk.
Onlar inanmış insanlardı. Bu nedenle toplumdan tepki gördüler. Toplumun yöneticileri tarafından tehdit edildiler. Yaşamları tehlikeye girdi. Onlar da toplumlarından kaçarak bir mağaraya sığındılar. Yıllarca toplumdan uzak, gelişmelerden habersiz yaşadılar. Böylece terk ettikleri toplumda neler oldubitti görmediler, duymadılar. Onların durumu: Terk etmek zorunda kaldıkları, toplumlarının akıp giden yaşamlarına, hayatlarına, onların dünyalarına karşı bir ilgisizlik ve uyku haliydi. Mağaradaki hayatlarına devam ediyorlar, terk ettikleri topluma karşı uyuyanlar gibi kör sağır dilsiz oluyorlardı. Terk ettikleri toplum onlardan habersiz kendi yaşamlarını devam ettiriyordu.
Biz de senelerce o mağarada onların kulaklarına perde yerleştirmiştik (onları uykuya daldırmıştık).
Biz de hemen onları mağarada yıllarca sürecek, derin¹ bir uykuya yatırdık.
Biz de bunun üzerine mağarada onların kulaklarını yıllarca [dış dünyaya] kapalı tuttuk, ⁹
Onları mağarada yıllarca süren derin bir uykuya daldırdık. 18/25
Bunun üzerine Biz de kulaklarına, yıllar boyu onları (dış dünyaya) kapatan bir (mühür) vurduk.
Bunun üzerine biz de nice yıllar onların kulaklarına perde vurduk. (Onları uykuya daldırdık)
Bunun üzerine mağarada nice yıllar onların kulaklarına ağırlık vurduk (onları derin bir uykuya daldırdık)
Bunu müteakip onları kulakları üzerine mağarada senelerce (perde) vurmuş olduk.
Bunun üzerine mağarada onları uykuya daldırdık. Nice yıllar öylece kaldılar.
Bunun üzerine mağarada nice yıllar onların kulaklarına ağırlık vurduk (onları derin bir uykuya daldırdık)
Bunun üzerine onların kulaklarına bir çok seneler devâm iden bir mühür urduk. (Bir şey işitmez olarak uyudular.)
Sonra o mağarada, kulakları üstünde yıllar yılı kalacak bir kalkan oluşturduk (da derin uykuya daldılar.)
11,12. -Mağarada onları yıllarca uyuttuk. sonra iki gruptan hangisinin bekledikleri sonucu daha İyi hesaplamış olduğunu belirtmek için onları kaldırdık.
Biz de onları mağarada pek çok seneler boyunca uyuttuk.
Bunun üzerine birçok yıl boyunca mağarada onların kulakları üzerine ağırlık vurduk.
pes urduķ ķulaķları üzerene ya'nį eyittük yıllar śaġışdın yaña.
Pes ḥicāb eyledük anlaruñ ḳulaḳlarına maġāra içinde niçe ṣaġışlu yıllar.
Biz onları mağarada illərlə (üç yüz doqquz il) yuxuya verdik.
Then We sealed up their hearing in the Cave for a number of years.
Then We draw (a veil)(2339) over their ears, for a number of years, in the Cave, (so that they heard not):
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |