14 Aralık 2024 - 13 Cemaziye'l-Ahir 1446 Cumartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Kehf Suresi 11. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Fedarabnâ ‘alâ âżânihim fî-lkehfi sinîne ‘adedâ(n)

Onları bir uykuya daldırdık, yıllarca hiçbir şey duymadılar.

Böylelikle (o) mağarada nice sayılı yıllar (boyu kalmışlardı), Biz onların kulaklarına (ağırlık) vurduk (derin bir uykuya yatırdık).

Biz de bunun üzerine mağarada, onların kulaklarını nice yıllar sağırlaştırdık, yıllarca hiç birşey duymadılar.

Bunun üzerine, biz de o mağarada, nice yıllar, dışardan gelecek seslere, onların kulaklarını kapattık. Onları derin uykuya daldırdık.

Bunun üzerine mağarada nice yıllar onları ağır bir uykuya daldırdık.

Böylelikle mağarada yıllar yılı kulaklarına vurduk (derin bir uyku verdik).

Bunun üzerine, nice seneler mağarada üzerlerine uyku bıraktık ve kendilerini (üç yüz dokuz yıl) uyuttuk.

Biz, sayıları belli yıllarca onları mağarada uykuya vurduk.

Bunun üzerine biz de o mağarada onların kulaklarına nice yıllar perde koyduk/onları uykuya daldırdık.

Yıllarca, oprukta kulaklarına bir ses işittirmedik

Bunun üzerine biz de nice yıllar onların kulaklarını (dış dünyaya) kapatmış ve onları uyutmuştuk.

Müte’addid seneler mağarada ânların kulaklarını sağır itdik.

11,12. Mağaranın içinde onları yıllarca uyuttuk; sonra, iki taraftan hangisinin bekledikleri sonucu iyi hesaplamış olduğunu belirtmek için onları uyandırdık.*

Bunun üzerine biz de nice yıllar onların kulaklarını (dış dünyaya) kapattık (Onları uyuttuk).

Bunun üzerine biz de onları o mağarada yıllarca derin bir uykuya daldırdık.

Bunun üzerine biz de o mağarada onların kulaklarına nice yıllar perde koyduk (uykuya daldırdık.)

Bunun üzerine sayılı yıllar süresince mağarada kulaklarını kapadık.

Bunun üzerine biz de kulaklarını tıkayarak mağarada onları yıllarca uyuttuk.

Bunun üzerine müteaddin seneler kehifte kulakları üzerine vurduk

Bunun üzerine biz de nice seneler onların kulaklarını (hiçbir sesi duymayacak şekilde manevi bir perde ile) kapattık (da onları derin bir uykuya daldırdık).

Böylece onları yıllar yılı mağarada dış dünyadan habersiz yaptık.

Bunun üzerine biz nice yıllar mağarada onların kulaklarına (perde) vurduk.

Bunun üzerine o mağarada kulaklarına nice yıllar (perde) vurduk (uykuya daldırdık).

Bunun üzerine Biz, mağarada onların kulaklarını (dış haberleri) duymaktan birkaç sene alıkoyduk (kulaklarını dış dünyaya kapattık).*

(*) Müfessirlerin çoğu “onların kulaklarını dış dünyaya kapattık” ifadesinden “uyku” anlamını çıkarmaktadırlar. Oysa bu ayette “uyuma” anlamına gelen ... Devamı..

Bizde, onların uzun seneler mağarada uyanmadan kalmalarını sağlamak için kulaklarını tıkadık.

Bunun üzerine Biz de o inde onların kulaklarını yıllar yılı tıkalı bıraktık.

Biz de o mağarada onların kulaklarına nice yıllar perde koyduk [⁶].

[6] Senelerce uyuttuk.

Mağaranın içinde nice yıllar onların kulaklarına ağırlık vurduk/onları derin bir uykuya daldırdık.

Böylelikle mağarada yıllar yılı onların kulaklarına (bir perde) vurduk.

Bunun üzerine, onları o mağarada, yıllarca sürecek bir uykuya daldırdık.

Kehf’in içinde onları kulakları üzeri sayılı yıllarca derin uykuya daldırdık.

Onları mağarada yıllarca yan yatırıp uyuttuk.

Onlar inanmış insanlardı. Bu nedenle toplumdan tepki gördüler. Toplumun yöneticileri tarafından tehdit edildiler. Yaşamları tehlikeye girdi. Onlar da toplumlarından kaçarak bir mağaraya sığındılar. Yıllarca toplumdan uzak, gelişmelerden habersiz yaşadılar. Böylece terk ettikleri toplumda neler oldubitti görmediler, duymadılar. Onların durumu: Terk etmek zorunda kaldıkları, toplumlarının akıp giden yaşamlarına, hayatlarına, onların dünyalarına karşı bir ilgisizlik ve uyku haliydi. Mağaradaki hayatlarına devam ediyorlar, terk ettikleri topluma karşı uyuyanlar gibi kör sağır dilsiz oluyorlardı. Terk ettikleri toplum onlardan habersiz kendi yaşamlarını devam ettiriyordu.

Biz de senelerce o mağarada onların kulaklarına perde yerleştirmiştik (onları uykuya daldırmıştık).

Biz de hemen onları mağarada yıllarca sürecek, derin¹ bir uykuya yatırdık.

1 Âyetteki, “kulakları üzerine vurduk” ifâdesi mecâzen “sesleri dahi duymayacak kadar derin bir uykuya yatırdık” demektir. Arapçada uykunun sadece “ne... Devamı..

Biz de bunun üzerine mağarada onların kulaklarını yıllarca [dış dünyaya] kapalı tuttuk, ⁹

9 Yani, Allah onların -hem gerçek, hem de mecazî anlamda dış dünyanın telaş ve kaygılarından uzak kalmalarını sağladı. Klasik müfessirler yukarıdaki p... Devamı..

Onları mağarada yıllarca süren derin bir uykuya daldırdık. 18/25

Bunun üzerine Biz de kulaklarına, yıllar boyu onları (dış dünyaya) kapatan bir (mühür) vurduk.

Bunun üzerine biz de nice yıllar onların kulaklarına perde vurduk. (Onları uykuya daldırdık)

Bunun üzerine mağarada nice yıllar onların kulaklarına ağırlık vurduk (onları derin bir uykuya daldırdık)

Bunu müteakip onları kulakları üzerine mağarada senelerce (perde) vurmuş olduk.

Bunun üzerine mağarada onları uykuya daldırdık. Nice yıllar öylece kaldılar.

Bunun üzerine mağarada nice yıllar onların kulaklarına ağırlık vurduk (onları derin bir uykuya daldırdık)

Bunun üzerine onların kulaklarına bir çok seneler devâm iden bir mühür urduk. (Bir şey işitmez olarak uyudular.)

Sonra o mağarada, kulakları üstünde yıllar yılı kalacak bir kalkan oluşturduk (da derin uykuya daldılar.)

11,12. -Mağarada onları yıllarca uyuttuk. sonra iki gruptan hangisinin bekledikleri sonucu daha İyi hesaplamış olduğunu belirtmek için onları kaldırdık.

Biz de onları mağarada pek çok seneler boyunca uyuttuk.

Bunun üzerine birçok yıl boyunca mağarada onların kulakları üzerine ağırlık vurduk.

pes urduķ ķulaķları üzerene ya'nį eyittük yıllar śaġışdın yaña.

Pes ḥicāb eyledük anlaruñ ḳulaḳlarına maġāra içinde niçe ṣaġışlu yıllar.

Biz onları mağarada illərlə (üç yüz doqquz il) yuxuya verdik.

Then We sealed up their hearing in the Cave for a number of years.

Then We draw (a veil)(2339) over their ears, for a number of years, in the Cave, (so that they heard not):

2339 Drew (a veil) over their ears: i.e., sealed their ears so that they heard nothing. As they were in the Cave they saw nothing. So they were compl... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.