Ve kâlû len nu/mine leke hattâ tefcura lenâ mine-l-ardi yenbû’â(n)
Dediler ki: Bize yeryüzünden bir kaynak çıkarıp akıtmadıkça inanmayız sana.
Onlar dediler ki: "Bize yerden pınarlar fışkırtmadıkça Sana kesinlikle inanmayız (ve inanmayacağız)."
Nitekim “Ey Muhammed! Bize yerden pınarlar çıkarmadıkça sana inanmayacağız” diyorlar.
Onlar:
“Sen bizim için, yerden bir kaynak, bir pınar büngüldetmedikçe asla biz sana güvenmeyeceğiz, inanmayacağız” dediler.
Dediler ki: "Yerden bir kaynak fışkırtmadığın sürece sana inanmayacağız.
Dediler ki: 'Bize yerden pınarlar fışkırtmadıkça sana kesinlikle inanmayız.'
(Kur'an'ın belâgat ve azameti karşısında âciz kalan müşrikler şöyle) dediler: “- Biz, sana, asla inanmayız; tâ ki bizim için şu yerden (Mekke'den) bir pınar akıtırsın.
Ve dediler ki: “Sen yerden bize bir kaynak fışkırtmadıkça, biz sana inanmayacağız.
Onlar, “Sen” dediler, “Bizim için yerden bir kaynak fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız.”
Dediler ki: «Yerden bize pınar fışkırmadıkça
Dediler ki: “Sen, bizim için yerden bir kaynak fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız.”
"Yerden menbâ’ suyı çıkartmaz isen biz sana inanmayız"
Şöyle söylediler: "Bize, yerden kaynaklar fışkırtmadıkça sana inanmayacağız",
90,91,92,93. Dediler ki: “Yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça; yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olup, aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmadıkça; yahut iddia ettiğin gibi, gökyüzünü üzerimize parça parça düşürmedikçe; yahut Allah’ı ve melekleri karşımıza getirmedikçe; yahut altından bir evin olmadıkça; ya da göğe çıkmadıkça sana asla inanmayacağız. Bize gökten okuyacağımız bir kitap indirmedikçe göğe çıktığına da inanacak değiliz.” De ki: “Rabbimi tenzih ederim. Ben ancak resûl olarak gönderilen bir beşerim.”
Dediler ki: “Sen bizim için yerden bir kaynak fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız.”
Onlar: «Sen, dediler, bizim için yerden bir kaynak fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız.»
Dediler ki: "Yerden bize bir kaynak fışkırtmadıkça sana inanmayız."
Kâfirler şöyle dediler: "Sen, bizim için yerden suyu kesilmeyen bir kaynak fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız."
Ve biz dediler: sana ıhtimali yok inanmayız, tâ ki bizim için şu yerden bir menba' akıtasın
(Kur’ân’ın belâgat ve azameti karşısında âciz kalan müşrikler şöyle) dediler: “Sen, bizim için yerden bir kaynak fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız.
“Yerden bizim için bir pınar fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız.” dediler.
«Biz, dediler, sana kat'iyyen inanmayız. Tâki bizim için şu yerden bir pınar akıtasın».
Ve dediler ki: “Bize yerden bir pınar fışkırtmadıkça sana aslâ îmân etmeyiz!”
Ve (Kur’an’ın belâgat ve azameti karşısında aciz kalan müşrikler) dediler ki, bize (bu kupkuru) yerden (Mekke’den hemen) bir pınar akıtmadıkça sana inanacak değiliz.*
İnkâr edenler “Sen yerden bizim için pınarlar fışkırtmadıkça, sana asla inanmayacağız.”
Dediler: "Ne de olsa biz sana inanmayız, bize yerden bir pınar fışkırtıncaya kadar,
Dediler ki «— Biz sana hiçbir zaman inanamayız; meğer ki bize yerden bir pınar çıkarasın».
(Üstelik) dediler ki: “Sen bize yerden bir pınar/göze fışkırtmadıkça sana inanmayız!”
Dediler ki: “Bize yerden pınarlar fışkırtmadıkça sana kesinlikle inanmayız.”
İnkârcılar, “Ey Muhammed!” diyorlar, “Sen bize Hz. Mûsâ gibi yerden pınarlar fışkırtmadıkça, sana asla inanmayacağız!”
Dediler ki:
“Senin için asla inanmayacağız; tâ ki bizim için Yer’den bir kaynak suyu çıkarıp akıtırsın!”.
" Bize yerden kaynak suyu fışkırtana kadar sana inanmayacağız diyenler oldu.
Dediler ki: "Bize yeryüzünden bir kaynak fışkırtıncaya kadar sana inanmayız!"
(İnkârcılar) şöyle demişlerdi: “Bizim için yerden bir kaynak fışkırtıncaya kadar sana asla inanmayacağız.
Ve “bize yerden bir pınar fışkırtıncaya kadar sana asla inanmayacağız.” dediler.
Kalkıp bir de şöyle diyorlar: “Bize yerden pınarlar fışkırtmadıkça asla sana inanmayacağız.” 25/7-8
Nitekim demişlerdi ki: “(Ey Muhammed!) Bize yerden kaynak fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız.
O kafirler: "Bizim için yerden bir pınar fışkırtmadıkça asla sana inanmayız."
Dediler ki: Yerden bizim için bir göze fışkırmadıkça sana iman etmeyeceğiz.
Ve dediler ki: «Biz sana imân etmeyiz. Bize yerden suyu çok bir çeşme akıtıncaya kadar.»
Ve “Biz” dediler; “Sana asla inanmayacağız. Ta ki yerden bir pınar akıtasın.
Dediler ki: "Yerden bize bir göze fışkırtmadıkça sana inanmayız!"
Müşrikler: "Yâ Muhammed! Yerden bize menba'lar çıkarmadıkca,"
Dediler ki; “Bize bu topraktan akıp giden bir pınar fışkırtıncaya kadar sana inanacak değiliz.
-Yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça asla sana inanmayacağız, demişlerdi.
Dediler ki: “Bize yerden bir pınar akıtmadıkça sana inanacak değiliz.
Dediler ki: "Bizim için yerden bir pınar fışkırtmadığın sürece sana asla inanmayacağız!"
daħı eyittiler “hergiz inanmayavuz saña tā aķıdasın bizüm içün yirden bıñar.”
Eyitdiler: Biz saña īmān getürmez‐biz, ḥattā aḳıtmayınca bize Mekkedenbıñarlar.
(Qur’anın əzəməti, fəsahət və bəlağəti qarşısında aciz qalan, lakin özlərini sındırmayan müşriklər) belə dedilər: “Bizə yerdən (Məkkədən) bir bulaq çıxarmayınca sənə iman gətirməyəcəyik.
And they say: We will not put faith in thee till thou cause a spring to gush forth from the earth for us;
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |