Velekad kerramnâ benî âdeme vehamelnâhum fî-lberri velbahri verazaknâhum mine-ttayyibâti vefaddalnâhum ‘alâ keśîrin mimmen ḣalaknâ tafdîlâ(n)
Andolsun ki biz Âdemoğullarını üstün ettik,karada suda taşıdık onları, tertemiz şeylerle rızıklandırdık onları ve yarattıklarımızın çoğundan üstün ettik onları.
Doğrusu Biz, Ademoğlunu (maymun dönüşümünden değil, insan neslinden çoğaltıp) kerametli kıldık; (değerli ve şerefli konumda yarattık. Böylece insanları çok özel bir ikrama ve iltifata mazhar yaptık.) Karada, (havada) ve denizde (kolaylıkla) taşıdık (en rahat vasıtalarla gezip dolaşacak imkânlar sağladık), en temiz ve leziz nimetlerle rızıklandırdık, ve yarattıklarımızın pek çoğundan faziletli ve üstün kıldık.
Andolsun ki, biz ademoğullarını üstün ve saygıdeğer kıldık. Karada ve denizde onların ulaşımını sağladık, tertemiz şeylerle onları rızıklandırdık ve yarattıklarımızın pek çoğundan da üstün ettik onları.
Andolsun ki, biz Âdemoğulları'nı asâletli, şerefli ve saygıya lâyık kıldık, ikrama lâyık gördük. Karada ve denizde onlara ulaşım imkânları sağladık. Onlara helâlinden, temizinden ve sağlıklısından rızık ve servetler verdik. Lütufta bulunarak onları yarattığımız birçok varlıklardan gerçekten üstün kıldık.
Andolsun biz, Adem oğullarını yücelttik. Onları karada ve denizde (bineklerle ve araçlarla) taşıdık. Temiz şeylerle rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın çoğundan üstün kıldık.
Andolsun, biz Ademoğlunu yücelttik; onları karada ve denizde (çeşitli araçlarla) taşıdık, temiz, güzel şeylerden rızıklandırdık ve yarattıklarımızın bir çoğundan üstün kıldık.
Gerçekten biz, Âdemoğullarını (diğer hayvanlar üzerine) üstün kıldık. Karada ve denizde taşıtlara yükledik ve onlara hoş rızıklar verdik. Kendilerini, yarattıklarımızdan çoğunun üzerine üstün kıldık.
Andolsun! Biz Âdemoğullarını mükerrem kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık, nice güzel şeyler ile onları rızıklandırdık. Ve yarattıklarımızın çoğundan onları üstün kıldık.
Andolsun, biz Âdemoğulları'nı şan ve şeref sahibi kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık; temiz besinlerle onları rızıklandırdık. Yine onları yarattıklarımızın birçoğundan cidden üstün kıldık.
Biz, Ademoğlunu onurlu kıldık, denizde, karada biniti i yaptık, azık verdik arı olan şeylerden, yaratmış olduğumuz şeylerin birçoğuna büsbütün onları kıldık üstün
Andolsun ki biz, Âdemoğlunu (pek çok meziyetlerle donatarak) üstün konuma getirdik. Ona karada ve denizde (çeşitli araçlarla yolculuk yapma imkânı) bahşettik. Onu tertemiz besinlerle rızıklandırdık ve onu yarattığımız akıllı varlıkların pek çoğundan üstün kıldık.
Benî Âdem’i sâir hayvânâta tekrîm itdik. Karada ve denizlerde gezdirdik tagdiyeleri içün gâyet nefîs erzâk ihsân itdik ve halk itdiğimiz bir çok mahlûkâta nazaran büyük bir fâikiyet virdik.
And olsun ki, biz insanoğullarını şerefli kıldık, onların karada ve denizde gezmesini sağladık, temiz şeylerle onları rızıklandırdık, yaratıklarımızın pek çoğundan üstün kıldık.*
Andolsun, biz insanoğlunu şerefli kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Kendilerini en güzel ve temiz şeylerden rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.
Andolsun biz Âdemoğluna şan, şeref ve nimetler verdik; onları karada ve denizde taşıdık, kendilerine güzel güzel rızıklar verdik ve onları yarattıklarımızın çoğundan üstün kıldık.
Biz, hakikaten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık. Onları, (çeşitli nakil vasıtaları ile) karada ve denizde taşıdık; kendilerine güzel güzel rızıklar verdik; yine onları, yarattıklarımızın birçoğundan cidden üstün kıldık.
Adem oğullarına onur verdik. Onları karada ve denizde taşıdık. Onları güzel nimetlerle besledik. Yarattıklarımızın bir çoğundan daha üstün kıldık
Andolsun ki biz, insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık. Karada ve denizde taşıtlara yükledik ve temiz yiyeceklerden onları rızıklandırdık. Onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.
Şanım hakkı için biz benî ademi tekrîm ettik karada ve denizde binidlere yükledik ve hoş hoş ni'metlerden besledik, yarattıklarımızdan çoğunun üzerine geçirdik
Kasem olsun ki, biz Âdemoğullarını (lütfumuz ile) mükerrem kıldık. Onları (çeşitli vasıtalarla) karada ve denizde taşıdık. Kendilerini en güzel ve temiz şeylerden rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.
Andolsun ki biz Âdem oğullarını üstün bir izzet ve şerefe mazhar kılmışızdır. Onlara karada, denizde taşıyacak (vaasıtalar) verdik, onlara güzel güzel rızıklar verdik, onları yaratdığımızın bir çoğundan cidden üstün kıldık.
Şânım hakkı için (biz), Âdemoğullarını şerefli kıldık; onları karada ve denizde(çeşitli nakil vâsıtaları üzerinde) taşıdık; onları temiz şeylerden rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın birçoğuna fazîletli tutarak üstün kıldık.(1)
Ve gerçekten, Biz (din ve inanç ayrımı yapmaksızın) insanoğlunu (bütün insanları) saygıdeğer (onurlu) kılmışızdır, hem karada, hem denizde (nakil vasıtalarıyla) onların ulaşımını da sağlamış bulunuyoruz. (Ayrıca) temiz (hoş, sağlıklı nice) besinlerle onları rızıklandırmış olup yarattıklarımızın pek çoğundan da üstün kılmışızdır.*
Âdemoğluna hep cömert davrandık. Onları karada ve denizde biz taşıdık ve tertemiz rızıklarla onları rızıklandırdık. Yarattıklarımızdan pek çoğundan onları üstün tuttuk.
Ant olsun ki Biz Ademoğullarını yüce kıldık. Onları karada, denizde taşıttık. Onlara azıkların en güzellerini verdik. Onları üstün olarak yarattıklarımızın bir çoğundan da üstün kıldık.
Andolsun biz Âdemoğlu’nu yüce/şerefli [kerremnâ] kıldık. Onların karada ve denizde ulaşımlarını sağladık/taşıdık. Kendilerini güzel ve temiz şeylerden rızıklandırdık ve onları yarattığımızın birçoğundan üstün kıldık.
Şüphesiz biz Âdemoğlunu yücelttik, onları karada ve denizde (çeşitli araçlarla) taşıdık, temiz güzel şeylerden rızıklandırdık ve yarattıklarımızın birçoğundan fazlasıyla üstün kıldık.
Andolsun Biz, Âdemoğlunu bir çok meziyetlerle donatarak öteki bütün canlılardan, hattâ meleklerden bile üstün konuma getirdik; ona havada, karada ve denizde yolculuk yapma imkân ve yeteneğini bahşettik; onu tertemiz nîmetlerle rızıklandırdık ve yarattığımız varlıkların pek çoğundan üstün kıldık. O hâlde, bütün bunlara rağmen, insanın Allah’tan başkalarına kulluk etmesi, nankörlük ve cehâletin doruk noktası değil midir? Ve böyle bir nankörlüğün cezası, Hesap Gününde hüsrana uğramaktan başka ne olabilir?
And olsun Âdem’in oğullarına cömertçe verdik! Onları Kara’da ve Deniz’de taşıdık; Temizler’den rızıklandırdık. Yarattıklarımızdan birçoğuna onları çok belirgin üstün kıldık.
Biz, insanoğluna değer verdik. İnsana, karada ve denizde yollar açtık. Sağlıklı besin maddeleri sağladık. İnsanoğlunu, yarattığımız bir çok akıllı varlığın kat kat üstüne çıkardık.
Biz insanoğluna akıl, muhakeme, yeryüzünde yaşarken dilediklerine sahip olabilme imkânı verdik! İnsanı şan ve şeref sahibi kıldık! Onlara yaratılış yasalarımızı keşfetme yetisi vererek karada denizde kolayca taşınmalarını sağladık! Güzel rızıklar vererek yaşamalarını sağladık! Verdiğimiz özelliklerden dolayı insanı diğer varlıklardan üstün kıldık! Buna rağmen inkâr edenler ne yaptılar? Ayetlerimizi okudular mı? Okuyup anlayarak öğüt aldılar mı? Yasalarımıza uyarak doğru yola geldiler mi? Elbette hayır! Çoğu inkâr edenlerden oldu. Paramparça oldular. Her bir topluluk kendine liderler tayin ederek onların peşinden gitti.
Yemin olsun ki âdemoğlunu değerli kıldık; onları karada ve denizde taşıdık; kendilerine tertemiz rızıklar verdik ve onları, yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık. [*]
GERÇEK ŞU Kİ, Biz Âdemoğullarını üstün ve onurlu kıldık; ⁸³ karada ve denizde onların ulaşımını sağladık; temiz besinlerle onları rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın pek çoğundan üstün tuttuk:
And olsun ki biz Âdemoğullarına değer vererek ikramda bulunduk. Karada ve denizde onlara ulaşım imkânları sağladık, temiz ve güzel rızıklarla rızıklandırdık. Böylece onları yarattığımız varlıkların çoğuna üstün kıldık. 14/32...34, 17/61-62, 31/29-30
Ama doğrusu Biz Âdemoğluna kat kat ikram ederek[²³⁰³] onu üstün ve şerefli kıldık.[²³⁰⁴] Karada ve denizde onlara ulaşım imkânı sağladık. Temiz ve helâl besinlerle onları rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın bir çoğundan üstün tuttuk.[²³⁰⁵]
Andolsun ki biz Ademoğullarını şerefli kıldık, onlara karada ve denizde taşıyacak vasıtalar verdik, kendilerine güzel güzel rızıklar ihsan ettik ve yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.
Ve biz Ademoğullarına ikramlarda bulunduk ve onları karada ve denizde taşıdık ve kendilerini en güzel ve temiz şeylerden rızıklandırdık ve onlara yarattıklarımızın birçoğundan da fazladan verdik.
Andolsun ki, Biz adem-oğullarını mükerrem kıldık ve onları karada ve denizde (nakil vasıtalarına) yükledik ve onları leziz, temiz şeylerden merzûk ettik ve onları mahlûkatımızdan birçokları üzerine ziyâdesiyle üstün kıldık.
Gerçekten Biz Âdem evlatlarını şerefli kıldık, karada ve denizde kendilerini taşıyacak vasıtalar nasib ettik, onlara helâl ve hoş rızıklar verdik ve onları yarattığımız varlıkların çoğuna üstün kıldık.
Andolsun biz, Adem oğullarına çok ikram ettik: onları karada ve denizde (hayvanlar ve taşıtlar üzerinde) taşıdık. Onları güzel rızıklarla besledik ve onları yarattıklarımızın bir çoğundan üstün kıldık.
Biz Benî Âdem'i mükerrem kıldık. Onları karada ve denizde bindirdik. Eyi ve helâl şeylerle rızıklandırdık ve onları mahlûkâtımızdan bir çoğı üzerine tafdîl iyledik.
Hâlbuki Âdemoğullarına çok değer verdik; karada ve denizde taşıttık; onlara temiz ve lezzetli nimetler verdik; yarattığımız akıllı varlıkların çoğundan da üstün kıldık[*].
Andolsun ki Ademoğullarını şereflendirdik. Onları karada ve denizde taşıdık. Onları temiz rızklarla rızıklandırdık. Yarattığımız şeylerin çoğuna onları üstün kıldık.
Gerçekten, Biz Âdem oğullarına şerefli bir makam verdik; onları karada ve denizde taşıdık; onları hoş ve temiz nimetlerle rızıklandırdık; yarattıklarımızın birçoğundan da onları ziyadesiyle üstün kıldık.
Yemin olsun, biz, âdemoğullarını onur ve üstünlükle donattık, onları karada ve denizde binitlerle yükledik. Onları, güzel ve temiz rızıklarla besledik. Ve onları, yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.
daħı bayıķ ḥürmetlü eyledük ādem oġlanlarını daħı bindürdük anları yazıda ya'nį yılķılara daħı deñizde ya'nį gemiye. daħı rūzį virdük anlara arulardan. daħı artuķlu eyledük anları çoķ üzere andan kim yarat(t)uķ artuķlu eylemek.
Taḥḳīḳ biz kerāmete yitişdürdük ādem oġlanlarını. Daḫı götürdi anlarıḳuruda ve deñizde. Daḫı rızḳ virdük anlara dürlü leẕẕetlü ni‘metlerden. Daḫıefḍal ḳılduḳ anları çoḳ kimseler üstine, biz yaratduġumuz nesnelerdenefḍal ḳılmaḳ.
Biz, Adəm övladını şərəfli və hörmətli elədik, onları suda və quruda (gəmilərə, heyvanlara və başqa nəqliyyat vasitələrinə) mindirib sahib etdik, özlərinə (cürbəcür ne’mətlərdən) təmiz ruzi verdik və onları yaratdığımız məxluqatın çoxundan xeyli üstün etdik. (İnsan şüur, nitq qabiliyyəti, gözəl surət, boy-buxun, əllə yemək və s. bu kimi məziyyətlərinə görə həmişə Allaha şükür edib yalnız Ona tapınmalı, Rəbbinə heç bir şərik qoşmamalıdır!)
Verily We have honoured the children of Adam. We carry them on the land and the sea, and have made provision of good things for them, and have preferred them above many of those whom We created with a marked preferment.
We have honoured the sons of Adam; provided them with transport on land and sea; given them for sustenance things good and pure; and conferred on them special favours, above a great part of Our Creation.(2265)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |