19 Nisan 2024 - 10 Şevval 1445 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
İsrâ Suresi 7. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

İn ahsentum ahsentum li-enfusikum(s) ve-in ese/tum felehâ(c) fe-iżâ câe va’du-l-âḣirati liyesû-û vucûhekum veliyedḣulû-lmescide kemâ deḣalûhu evvele merratin veliyutebbirû mâ ‘alev tetbîrâ(n)

İyilik ederseniz faydası kendinize kötülükte bulunursanız zararı gene size. İkinci vaadimizin mukadder zamanı gelince gene yüzünüzü karartacaklar, ilk defa girdikleri gibi gene mescide girecekler, üst geldiklerini büsbütün mahiv ve helak edeceklerdir.

Buradaki Mescit, Kudüs'teki Beyt-i Mukaddes, yani Mescid-i Aksâ'dır. 5. âyette İsrailoğullarının, milâttan 588 yıl önceki esirliğine, 6 ve 7. âyetler ... Devamı..

İşte (böyle bir durumda) şayet iyilik (ve adalet) ederseniz, kendi nefsinize (ve menfaatinize) iyilik olacaktır. Yok, eğer kötülük (ve zulüm) ederseniz, o da kendi aleyhinize (sonuçlar doğuracaktır. Ama siz maalesef yine zulüm ve kötülük yoluna sapacak, elinizdeki ve emrinizdeki imkân ve iktidarları Siyonist hayallerinizi ve şeytani niyetinizi gerçekleştirmek için korkunç bir haksızlık ve ahlâksızlık yolunda kullanacaksınız. Dünya’yı savaş ve soygun alanına çevirecek ve insanları birbirine kırdıracaksınız.) Arkasından bu sonuncu (sapkınlık ve şımarıklığınızı cezalandırma) zamanı gelince, size öyle (Mü’min ve Mücahit kullarımızı göndereceğiz ki), yüzlerinizi kötüleştirsinler (servet ve saltanatınızı yıkıp sizi dize getirsinler, yüzlerinizi yere sürdürsünler) ve ilk kez girdikleri (Buhtunnasr veya Hz. Ömer döneminde Kudüs’ü fethettikleri) gibi tekrar yine Mescid’i (Aksa’ya) girsinler ve ele geçirdikleri (hainleri, katilleri ve mel’ânet merkezlerini) mahvu perişan etsinler. (Böylece Siyonist saltanatınıza son versinler ve İsrail denen beşeriyet bünyesindeki kanser urunu kesip temizlesinler. Ey Beni İsrail, bu Allah’ın va’adi ve tehdididir ki, mutlaka yaşayacaksınız!)

Ve dedik ki: “İyilik ederseniz faydası kendinize, kötülükte bulunursanız zararı yine size.” Artık diğer cezalandırma zamanı gelince yüzlerinizi üzüntüden kötü duruma sokmaları, daha önce girdikleri gibi yine Mescidi Aksa'ya girmeleri ve ellerine geçirdikleri herşeyi, büsbütün tahrip etmeleri için başınıza tekrar düşmanlarınızı gönderdik.

“Eğer iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan mü'min olursanız, kendiniz, birbiriniz için iyilik etmiş olursunuz. Kötü icraatlar yapar, kötülük eder, işlerinizi kötü yaparsanız, yine kendinize kötülük etmiş olursunuz. Diğer cezalandırma zamanı geldiğinde, onurunuzu ayaklar altına alarak sizi insanların yüzüne bakamaz hale getirsinler, daha önce girdikleri gibi yine Mescid'e, Süleyman Mabedi'ne girsinler ve istila ettikleri her yeri, ellerine geçirdikleri her şeyi büsbütün tahrip etsinler diye, başınıza yine düşmanlarınızı musallat edeceğiz.”

bk. Kur’ân-ı Kerim, 41/46.

Eğer iyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz. Kötülük ederseniz o da kendi aleyhinizedir. Sonuncu vaad geldiğinde (öyle kullar göndeririz ki) yüzlerinizi kötü duruma soksunlar, ilk keresinde girdikleri gibi yeniden Mescid'e girsinler ve ele geçirdiklerini darmadağın edip bıraksınlar.

Eğer iyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz ve eğer kötülük ederseniz o da (sizin) aleyhinizedir. Sonunda vaad geldiği zaman, (yine öyle kullar göndeririz ki) yüzlerinizi 'kötü duruma soksunlar', birincisinde girdikleri gibi mescid (Kudüs)e girsinler ve ele geçirdiklerini 'darmadağın edip mahvetsinler.'

Eğer iyilik ve güzellik işlerseniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz; ve eğer kötülük ederseniz yine kendinize... Artık diğer fesadınızın ceza vaadî gelince de, (önceki düşmanlarınız size kötülük ederek kederinizden doğan) fenalık eserini yüzlerinize çıkarsınlar; birinci defa girdikleri (ve tahrip ettikleri) gibi, yine Beyt-i Makdis'e girsinler ve her istilâ ettikleri yeri mahvedip dursunlar diye, onları üzerinize musallat ettik.

Eğer iyilik ederseniz, kendinize etmiş, kötülük ederseniz, onu da kendinize etmiş olursunuz. İkinci vaadimizin zamanı gelince; yüzlerinizi karartmak, birinci sefer Mescid’e girdikleri gibi Mescid'e girmek ve ele geçirdikleri her şeyi yıkmak için, yine o kullarımızı göndeririz.

İyi davranırsanız, kendinize iyi davranmış olursunuz; eğer kötü davranırsanız kendinize kötü davranmış olursunuz. Artık diğer cezalandırma zamanı geldiğinde, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide girsinler; ele geçirdiklerini yerle bir edecek kimselerin tekrar gelmesi olağandır.

İylik ederseniz, kendinize edersiniz; kötülük de böyledir; ahret vadi geldiği anda yüzünüze kaygı çökecek sizin; önce nice girdilerse, mesçide de girecekler, yenmiş olduklarını, büsbütün yok edecek düşmanları göndeririz biz

Eğer, iyilik ederseniz, kendiniz için edersiniz, eğer kötülük ederseniz, o da kendiniz içindir. Çıkaracağınız diğer (ikinci) kargaşaya ilişkin cezanın vadesi gelince üzerinize salacağımız başka saldırganlar acınızın yüzlerinize yansımasına yol açarlar. İlk seferinde gelenlerin yaptıkları gibi Mescide (Beyt'ül-Makdis'e) girerler ve ele geçirdikleri her şeyi yerle bir ederler.

Ayette geçen “ikinci sefer”, M.Ö. 168 yılında Beyt-i Makdis’in (Süleyman Mabedi’nin) Romalılar tarafından ya da M.S. 70’li yılında Titus tarafından ya... Devamı..

İyilik yapar iseniz nefsinize yapmış olursunuz fenâlık yapar iseniz yine nefsiniz içün yapmış olursunuz. İkinci fesâdın cezâsı zamânı hulûl itdiği vakit size eziyet itmek ve ma’bedinize girmek içün düşmanlar gönderdik. İlk def’a oldığı gibi girdiler her şeyi tahrîb itdiler.

İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz. Kötülük ederseniz o da kendinizedir. İki vaadden ikincisinin vakti gelince, yüzünüzü üzüntüye sokmaları, kötülük yapmaları, önceden Mescid'e girdikleri gibi girmeleri, ele geçirdikleri yerleri harap etmeleri için onları tekrar göndereceğiz.

İyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük yaparsanız yine kendinize yapmış olursunuz. İkinci bozgunculuğun zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide (Beyt-i Makdis’e) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yerle bir etsinler diye (üzerinize yine düşmanlarınızı gönderdik.)

Eğer iyilik ederseniz kendiniz için iyilik etmiş olursunuz; kötülük ederseniz yine kendinize edersiniz. Nihayet ikinci cezalandırma vakti gelince, düşmanlarınız onurunuzu çiğnesinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yakıp yıksınlar istedik.

Eğer iyilik ederseniz kendinize etmiş, kötülük ederseniz yine kendinize etmiş olursunuz. Artık diğer cezalandırma zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine Mescid'e (Süleyman Mâbedi'ne) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi büsbütün tahrip etsinler (diye, başınıza yine düşmanlarınızı musallat kıldık).  

 Tefsirlerde, İsrailoğullarının ikinci musibete uğramalarının sebebi olan diğer fesat hareketlerinin, Hz. Yahya’yı öldürmeleri ve Hz. İsa’yı öldürmeye... Devamı..

"İyi davranırsanız, kendiniz için iyi davranmış olursunuz. Kötü davranırsanız yine kendiniz içindir. Sonuncusunun zamanı gelince, sizi kedere boğacaklar ve ilk defa girdikleri gibi mescide girecekler. Ele geçirdiklerini yerle bir edecekler."

Eğer iyilik ederseniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz ve eğer kötülük ederseniz yine kendinizedir. Artık diğer fesadınızın zamanı gelince, yüzlerinizi üzüntüye sokmaları, kötülük yapmaları ve ilk kez girdikleri gibi yine Beyti Makdis'e girmeleri, ele geçirdikleri yerleri mahvetmeleri için onları tekrar göndereceğiz.

Eğer güzellik yaparsanız kendinize güzellik etmiş olursunuz, yok eğer kötülük yaparsanız o da ona, derken sonrakinin va'desi geliverdi mi! Yüzlerinizi kötületsinler için, evvelki defa girdikleri gibi yine Mescide girsinler için ve her istilâ ettiklerini mahvetsinler de etsinler için

Eğer iyilik yaparsanız, kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük yaptığınız takdirde de yine ancak kendinize kötülük etmiş olursunuz. Diğer (ikinci bozgunculuğunuzun), cezalandırma zamanı gelince, (kederden) yüzlerinizi kapkara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine Mescid’e (Beytu’l- Makdis’e) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi büsbütün tahrip etsinler diye (düşmanlarınızı başınıza musallat ettik).

Eğer iyilik yaparsanız, kendinize iyilik yapmış olursunuz. Eğer kötü olursanız, o da kendiniz içindir. Diğer bozgunculuğunuzun cezalandırma zamanı geldiğinde, sizi kötü duruma düşürmek için, ilk kez girdikleri gibi mescide¹ girsinler. Ve yücelttiğiniz şeyleri darmadağın edip mahvetsinler.

1- Kudüs\e. Kudüs\ün M.S. 70 yılında işgal edilmesi.

Eğer iyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz. Eğer kötülük ederseniz (yine) kendinize kötülük (etmiş olursunuz). Artık diğer (cezanın) vâde (si) gelince yüzlerinizi kötülesinler, mescid (iniz) e birinci defa girdikleri gibi gir (ib tahrîb et) sinler, galebe ve istilâ etdiklerini mahv etdikce etsinler diye (başınıza yine düşmanları musallat etdik).

(Kendilerine bildirdik ki:) “Eğer iyilik ederseniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz; eğer kötülük ederseniz, yine onun içindir (kendi nefsiniz aleyhinedir). Artık sonrakinin(ikinci fesâdınızın) va'desi geldiği (ve tekrar azdığınız) zaman ise, (yine birtakım kulları başınıza musallat ettik ki) yüzlerinizi kötü etsinler, ilk def'a girdikleri gibi, yine mescide(Beyt-i Makdis'e) girsinler ve ele geçirdikleri şeyleri tamâmen imhâ ederek mahvetsinler!”

Eğer güzel şeyler yaparsanız, kendiniz için yapmış olursunuz. Yok, eğer kötülük yapmaya devam ederseniz, yaptığınız kötülük kendi aleyhinize olur. İkinci vaadimizin ikincisinin zamanı geldiğinde, yüzlerinizi yapılan kötülüklerden dolayı acılar içerisinde bıraksınlar ve daha önce girdikleri gibi Mescidlerinize girip, altını üstüne getirsinler (diye kullarımızı gönderdik).

Eğer iyilik ederseniz kendinize etmiş olursunuz. Eğer kötülük ederseniz yine kendinize etmiş olursunuz. Öbür ceza günü gelince de onlar size kötülük etsinler, tapınaklarınıza ilkin girdikleri gibi girsinler, yendiklerini yok etsinler diye üzerinize gönderdik.

Eğer iyilik yaparsanız, kendinize iyilik yaparsınız, kötülük ederseniz yine kendinize edersiniz. İkinci fesadın ukubet vâdesi gelince yüzünüzü karaltmak [⁹], mesçidinize ilk defa girdikleri gibi girmek [¹⁰], mağlûp ettiklerini bütün bütün berbat etmek için düşmanları gönderdik.

[9] Öldürmek, esir etmek, yağma etmek ile sizi dilhûn etmek.[10] Evvelki tahrip gibi tahrip etmek.

Eğer iyi işler yaparsanız kendinize iyilik edersiniz; kötülük ederseniz yine kendinize edersiniz. Artık diğer/ ikinci bozgunculuğunuzu cezalandırma zamanı gelince, sizi rezil ve rüsva etmeleri, [li-yesû’u vucûhekum]⁵ daha önce girdikleri gibi tekrar Mabed’e [mescîd] girmeleri ve ele geçirdikleri her şeyi yerle bir etmeleri için (üzerinize başka düşmanlar gönderdik).⁶

5 “Yüzünüzü kara etmeleri” demek olup Arapça bir deyimdir: “onurunuzu kırmak, sizi ayaklar altına almak” demektir. Nitekim Tükçe’de “dünyasını zindan ... Devamı..

“Eğer iyilik ederseniz kendi nefsinize iyilik etmiş olursunuz ve eğer kötülük ederseniz o da (kendinizin) aleyhindedir. İkinci vaadin zamanı gelince, yüzünüzü üzüntüye sokmaları, önceden mescide girdikleri gibi girmeleri ve de galebe çaldıkları şeyleri yok etmeleri için onları tekrar göndereceğiz.”

Eğer iyilik yaparsanız, aslında kendinize iyilik etmiş olursunuz; kötülük yaptığınız takdirde de, yine ancak kendinize kötülük etmiş olursunuz.
Fakat bir süre sonra, bu öğütleri unutacak ve ikinci kez geniş çaplı bir azgınlığa girişeceksiniz. Böylece, ikinci vaadin gerçekleşme zamanı gelince, yine sizi cezalandırmak için, onurunuzu ayaklar altına alarak yüzünüzü karartacak, daha önceki işgal kuvvetlerinin girdikleri gibi yineKudüs’e, Mescid-i Aksa’ya girip tüm kutsal değerlerinizi çiğneyecek ve ele geçirdikleri her şeyi tamamen kırıp geçirecek güçlü ve acımasız düşmanlar salacağız üzerinize.
Fakat her şeye rağmen, yine de tövbe edip kurtulmak için geç kalmış sayılmazsınız:

İyileştiyseniz, kendi nefsiniz için iyileştiniz; kötüleştiyseniz, artık ona aittir.
Diğer Sonuncu’nun va’desi geldiği zaman,
yüzlerinizi kötüleştirsinler!
İlk defa girdikleri gibi Mescid’e / Ma’bed’e girsinler!
Ele geçirdiklerini iyice mahvetsinler!

İyilik ederseniz, bu size iyilik olarak döner, kötülük ederseniz, kendinize edersiniz dedik. Ama, ikincinin vadesi gelince, bu sefer gelenler, yüzlerinizi karartmaya gelecekler. Kudüs'ü, aynen daha önce işgal ettikleri gibi işgal edecekler. Ayak bastıkları her yeri ezip geçecekler.

Eğer iyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz. Kötülük ederseniz kendinize kötülük etmiş olursunuz. Sizi zalimlerden kurtardıktan sonra tekrar Rabbinize başkaldırırsanız, üzerinize daha da güçlü zalimler musallat olur. Onlar sizleri perişan eder. İnsanlar önünde rezil rüsva olursunuz. Kimsenin yüzüne bakacak haliniz kalmaz. Zalimlerin maskarası olursunuz. Onlar sizi maymunlara çevirir. Aklınıza kalbinize hayatınıza taktıkları tasmalarla sizi istedikleri gibi oynatırlar. Sizi kendilerine köle yaparlar. Mallarınız, çocuklarınız, evleriniz elinizden gider. Yeryüzünde yerleşecek yer bulamazsınız. Hatırlayın geçmişte sizden kuvvetliler dünyayı başınıza dar etmişti. Size acımış, zalimlerin elinden kurtarmış, sizi özgürlüğe kavuşturmuştuk.

(Size şöyle demiştik): “İyilik yaparsanız kendiniz için iyilik yapmış olursunuz; kötülük yaparsanız yine kendinize yapmış olursunuz. Artık sonuncu (ikinci cezalandırma) zamanı gelince, yüzlerinizi kapkara edecek, daha önce girdikleri gibi yine Mescide (Süleyman Mabedi’ne) girecek ve üstün gelip her şeyi tahrip edecek (ordular size musallat olur).”

Eğer iyilik yaparsanız, kendinize iyilik yapmış olursunuz ve eğer kötülük yaparsanız, yine kendinize kötülük yapmış olursunuz. Son cezâlandırma zamanı gelince, (sizi cezâlandırmak için göndereceğimiz kullarımız da) sizi rezil etsinler, ilkin girdikleri gibi Mescid-i Aksa’ya girsinler ve ele geçirdikleri her şeyi mahvetsinler.¹

1 Her ne kadar Mevdûdî ve benzerleri bu olayları kitab-ı mukaddes olduğu varsayılan kitaptaki rivâyetlerle fazlasıyla abartmışlarsa da âyetin metnine ... Devamı..

[Ve dedik ki:] “Eğer iyilikte sebat ederseniz, iyiliği yalnızca kendiniz için yapmış olursunuz; eğer kötülük yapmaya kalkışırsanız bunu da kendiniz için yapmış olursunuz”. Ve böylece, ön-uyarılardan diğeri(nin günü) gelip çattığında, onurunuzu bütünüyle alaşağı eden, ⁹ önceki[ler] gibi Mâbed’e (davetsiz) giren ve ele geçirdikleri her yeri yerle bir eden [başka düşmanlar gönderdik üzerinize].

9 Lafzen, “yüzlerinizi karartan”. Yüz insan bedeninin en gözönünde ve ruh durumunu hemen ve en iyi biçimde yansıtan kısmı olduğu için çoğu zaman insan... Devamı..

Ve şunu dedik “Eğer iyi davranırsanız bunun güzel sonucunu görürsünüz, yok eğer kötü davranırsanız bunun kötü sonucuna katlanırsınız.” Nihayet son cezalandırma zamanı geldiğinde ilkinde olduğu gibi o mescide girip yakıp yıksınlar. Şeref ve itibarınızı ayaklar altına alsınlar ve ülkeyi baştan sona talan edip yerle bir etsinler. 2/286, 10/108, 17/15, 27/44

“Eğer iyilik ederseniz yalnızca kendinize iyilik yapmış olursunuz, yok eğer kötülük ederseniz bunun da sonucuna katlanırsınız.”[²²²⁹] Derken, sonuncu uyarının da vakti gelip çattığında (yeni düşmanlar gönderdik/göndereceğiz); ki sizler için yüzkarası olan öncekilerin girişi gibi, Mabed’e (destursuz) girip ele geçirecekleri her şeyi paramparça edip mahvetsinler.[²²³⁰]

[2229] “Bunun da sonucuna katlanırsınız” karşılığı, edatlardan oluşan fe-lehâ ibaresinin açılımıdır. [2230] Yutebbirû: “kırsınlar, yerle bir etsinl... Devamı..

Ve "Eğer iyilik ederseniz kendi yararınıza, kötülük ettiğiniz takdirde ise zararınıza olur" diyerek sizi uyardık. (Bu uyarımıza rağmen yine bozgunculuk yaptınız, bunun üzerine) İkinci vade zamanı geldi, yüzünüzü kara etsinler, evvelce olduğu gibi mescidinize girip ellerine geçirdikleri herşeyi tahrip etsinler diye, başınıza yine düşmanlarınızı musallat ettik.

İyilik ederseniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz. Kötülük ederseniz, o da kendi aleyhinizedir. Ve sonraki fesadınızın zamanı gelince, sizi yüzkarası duruma düşürmek ve ilk mescide (Kudüse) girdikleri gibi bir daha üstünüze gelsinler. Ve her şeyi yerle bir etsinler (dedik).

Eğer iyilik etmiş olursanız kendi nefisleriniz için iyilik etmiş olursunuz ve eğer fenalık etmiş olursanız kendi nefisleriniz için etmiş olursunuz. Artık ikinci va'de gelince yüzlerinizi çirkinleştirsinler için ve evvelce girdikleri gibi yine mescide girsinler için ve galebe ettikleri şeyleri helâk eylesinler diye (düşmanlarınızı yine size musallat ettik).

İyilik ederseniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz. Kötülük ederseniz, onu da kendi aleyhinize işlemiş olursunuz. Derken sonraki taşkınlığınızın vâdesi gelince, kederinizden suratlarınız asılsın, daha önce girdikleri gibi yine Mescide girsinler ve istila ettikleri yeri mahvedip dursunlar diye başınıza yine düşmanlarınızı musallat ederiz. [41, 46]

İyilik ederseniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz. Kötülük ederseniz, o da kendi aleyhinizedir. Son taşkınlığınızın zamanı gelince (yine öyle kullar göndeririz) ki, yüzlerinizi kötü duruma soksunlar (üzüntüden suratlarınızın asılmasına sebeb olsunlar) ve ilk kez girdikleri gibi yine Mescid'e (Kudüs'e) girsinler ve ele geçirdiklerini mahvetsinler.

Eğer iyilik ider iseniz kendi nefsinize iyilik idersiniz. Fenâlık iderseniz yine kendi nefsinizedir. İkincinin vakt-i 'ikâbı geldikde, kabahatlerinin âsârını yüzünüzde göstermeleri, ilk def'a girdikleri gibi Mescid'e girmeleri, gâlib olanları büyük bir sûretde tedmîr ve helâk itmeleri içün size kuvvetli kulumızı gönderdik. [¹]

[1] Benî İsrâîl Babil'de esâretdeler iken "Buhtu'n Nasr"ın gördiği ru'yâyı Danyal aleyhisselâm ta'bîr itdi. Bundan sonra yahûdîler esâretden kurtulub ... Devamı..

İyi davranırsanız faydasını görürsünüz. Kötü davranırsanız zararı size dokunur (dedik). İkincisinin sonu gelince (kullarımızı tekrar üzerinize saldık ki) yüzünüzü yere sürtsünler, o Mescide (Beyt-i Makdis’e) ilk girenler gibi girsinler ve üstüne çıktıkları her şeyi yakıp yıksınlar[*].

[*] Bu sadece İsrailoğulları değil, bütün toplumlar için geçerli kural gereğidir. Bkz. İsra 17/16 âyet 70 yılında bu defa da Romalı kumandan Titus şeh... Devamı..

Eğer iyilik ederseniz kendinize, kötülük ederseniz yine kendinize etmiş olursunuz. İkincinin zamanı geldiğinde de yüzünüzü karartsınlar, birincisinde Mescid'i yıktıkları gibi yine yıksınlar ve ele geçirdikleri her şeyi mahvetsinler.

İyilik ederseniz, kendiniz için iyilik edersiniz. Kötülük ederseniz, o da kendinizedir. Daha sonraki bozgunculuğunuzun vadesi dolduğunda da yüzünüze kara çalsınlar, daha önce girdikleri gibi yine Mescide kadar girsinler ve istilâ ettikleri yerlerde taş üstünde taş bırakmasınlar diye kullarımızı yine size musallat ederiz.

Eğer güzel davranırsanız, kendi benlikleriniz için güzellik sergilemiş olursunuz. Ve eğer kötülük yaparsanız o da benlikleriniz aleyhine olur. Bu sırada, yüzlerinizi çirkinleştirsinler, ilk kez girdikleri gibi mabede girsinler ve egemenlik altına aldıklarını yerle bir etsinler diye ikinci vaat geldi.

eger eylük eyleyesiz eylük eyleyesiz gendüzüñüz içün daħı eger yavuzlıķ eyleyesiz gendüzüñüz içündür. ķaçan gele śoñınuñ va'desi tā ķayġulu eyleyeler yüzlerüñüzi ya'nį daħı tā gireler mezgite ya'nį beytü’l-muķaddes ħarāb eyleyeler nite kim girdiler aña ilk gez daħı tā helāk eyleyeler anı kim ġālib oldılar helāk eylemek

Eger yaḫşılıḳ eyleseñüz öz nefsüñüze yaḫşılıḳ idersiz ve eger yamanlıḳeyleseñüz vebāli nefsüñüzedür. Pes ḳaçan gelse āḫir ‘uḳūbet va‘desi ḳara yüz‐lerüñüz. Daḫı gireler mescide evvel girdükleri gibi. Daḫı helāk ider‐ler ellerine gireni helāk eylemek.

Yaxşılıq da etsəniz, özünüzə etmiş olursunuz, pislik də! İkinci fitnə-fəsadınızın (cəza) vaxtı gəldikdə üzünüzü qara (sizi xəcil) etmək, məscidə (Məscidüləqsaya) birinci dəfə girdikləri kimi girmək və ələ keçirtdikləri hər şeyi büsbütün məhv etmək üçün (fars və rum padşahlarını) üstünüzə göndərdik. (Siz Yəhyanı öldürdünüz, onlar da əvəzində sizi qətl edib, mə’bədinizi dağıdıb, yurdunuzu viran qoydular).

(Saying): If ye do good, ye do good for your own souls, and if ye do evil, it is for them (in like manner). So, when the time for the second (of the judgments) came (We roused against you others of Our slaves) to ravage you, and to enter the Temple even as they entered it the first time, and to lay waste all that they conquered with an utter wasting.

If ye did well, ye did well for yourselves; if ye did evil, (ye did it) against yourselves.(2177) So when the second of the warnings came to pass, (We permitted your enemies) to disfigure your faces,(2178) and to enter your Temple(2179) as they had entered it before, and to visit with destruction all that fell into their power.(2180)

2177 This is a parenthetical sentence. If anyone follows Allah's Law, the benefit goes to himself: he does not bestow a favour on anyone else. Similar... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.