İkra/ kitâbeke kefâ binefsike-lyevme ‘aleyke hasîbâ(n)
(Ahirette de kendi hayat kitabımız, yani canlı çekim kayıtlarımız, yine bize seyrettirilip: “Kulum) Oku (amel) kitabını; bugün hesaba çekici (ve sorgu hâkimi) olarak nefsin sana yeterlidir” (buyurulacaktır).
Oku kitabını, bugün hesap görmek için sen yetersin sana.
Ve o gün ona, şimdi oku kitabını denecek, bu gün hesap görücü olarak sen, sana yetersin artık.
“Kitabını, amel defterini oku. Bugün hesap gören olarak sana nefsin yeter.”
"Oku kitabını! Bugün kendi nefsin hesap görücü olarak sana yeter."
'Kendi kitabını oku; bugün nefsin hesap sorucu olarak sana yeter.'
(Ona şöyle diyeceğiz): “- Oku kitabını, bugün üzerine hesap görücü olarak nefsin sana yeter.”
“İşte kitabını oku! Bugün hesaba çekici olarak senin nefsin, sana yeter.”
“Kitabını oku! Bugün sana hesap sorucu olarak kendi öz benliğin yeter!”
Defterini okuyasın, kendi hesabına kendin yetersin
(Ve o gün ona şöyle diyeceğiz:) “(Şimdi) oku sicilini (seyret yaşadıklarını). (Çünkü) bugün kendi hesabını kendin görecek durumdasın!”
"Kitabını oku, bugün, hesap görücü olarak sen kendine yetersin."
“Oku kitabını! Bugün hesap sorucu olarak sana nefsin yeter” denilecektir.
Kitabını oku! Bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter. *
Kaydını oku. Bugün hesap görücü olarak sen kendine yetersin
"Kitabını oku! Bugün hesap görücü olarak sana nefsin yeter!" deriz.
Oku kitabını, muhasebeci bugün üzerinde nefsin yeter
Kitabını¹ oku. Bugün hesap görücü olarak sen kendine yetersin.*
«Oku kitabını, bu gün sana karşı, iyi hesâb görücü olarak kendi nefsin yeter».
“Kitâbını oku! Bugün sana hesab sorucu olarak nefsin yeter!” (denilecek).
İnsana “Yaşadığın hayatta yaptıklarının kayıtları olan bu kitabını kendin oku. Bu gün kendin için, kendi hesabını verecek kadar gücün olacaktır” deriz.
Ona bu sahifeleri oku, bugün hesap görmeye kendin kâfi geleceksin [⁴] denecek.*
“Kendi kitabını oku; bugün nefsin, hesap sorucu olarak sana yeter.”
“Oku bakalım, tercih ve eylemlerinle yazmış olduğun kitabını; bugün kendi hesabını görmek için, bizzat kendi vicdanın yeter sana!” denilecek. Demek ki:
(Ve ona): “Şu kendi kitabını oku (bakalım.) Bugün hesap görücü olarak sen kendine yetersin.” (deriz.)
[Ve o Gün ona:] “(Şimdi) oku sicilini!” [denecek,] “(çünkü) bugün kendi hesabını kendin çıkaracak durumdasın!” 18
Ve diyeceğiz ki: “Oku kitabını! Bugün hesabını görmek için sen kendine yetersin.” 22/70, 58/6, 69/19, 82/11
“Oku sicilini! Bugün kendi hesabını görmek için sen sana yetersin!”
Kitâbını oku, bugün senin nefsin senin üzerine muhasip olmaya kifâyet eder.
Şöyle deriz ona: “Defterini oku. Bugün muhasebeci olarak kendi işini görmeye kendin yetersin! ”
Kitabını oku, bugün nefsin sana hesapçı olarak yeter! (deriz).
Ona şöyle denir: “Defterini oku; bugün kendi hesabını kendine vermen yeterlidir”.
Kitabını oku, bugün hesabını görmek için kendi kendine yetersin.
Oku kitabını! Bugün hesap görücü olarak sana kendi nefsin yeter.
"Oku kitabını! Bugün sana hesap sorucu olarak öz benliğin yeter."
“oķı ya'nį eyidile nāmeñi ŧap oldı gendüzüñ bugün üzerüñe ḥisāb eyleyici.”
(Və ona belə deyərik: ) “Oxu, kitabını (əməl dəftərini). Bu gün sən haqq-hesab çəkməyə özün-özünə (özün öz əməllərinin şahidi olmağa) kifayətsən!”
(And it will be said unto him): Read thy book. Thy soul sufficeth as reckoner against thee this day.
(It will be said to him:) "Read thine (own) record: Sufficient is thy soul this day to make out an account against thee."(2189)*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |